hesabın var mı? giriş yap

  • ayhan akman layıgıyla yemesede ucundan hissettmi$tir.
    be$ikta$'ın gaziantep'te yenildigi bi mac sonrası ofkeli taraftar grubu havaalanı onunde ''en buyuk taraftar futbolcular sahtekar'', ''milyarlık e$$ekler'' türü tezahurat yaparken macın ilk 11ine alınmayan ayhan akman gonul rahatlıgıyla kapıdan cıkar..

    -taraftar1: lan olm hi$$ niye düzgün oynamıyonuz lan (bu abi alttan bi tekme atar)
    -taraftar2: olm siz ne bicim topcusunuz lan (bu yanagından makas alır gibi garip bi$i yapar)
    -ayhan: abi ben oynamadım ya macta, ya noluyo ya
    -taraftar3: lan niye idmanda calı$ıp kadroya girmiyon (bu abi alttan rocky yumrug u atar)

  • burada yaşayan biri olarak her 2-3 günde bir en az 1.5-2 saat boyunca mola vermeden yüzüyorum. tek başıma yüzdüğüm için haliyle çok eğlenceli geçtiği söylenemez.

    ancak uzun zamandır önceki entryde de olduğu gibi denizden çöp topluyorum. evde, açıkta dalarken topladığım elden büyük kabukları kavanoza koyuyorum süs olsun diye.

    çöp olarak çıkan şeyler gerçekten garip. tuborg gold, yenmiş mısır, namet dilimlenmiş salam paketi, çeşitli plastik parçaları, saç tokaları, maske, sigara paketi, soda şişeleri, gözlük, şarap şişesi, anahtarlık, telefon kabı gibi şeyler çıkardım bugüne kadar. petleri ve envai çeşit kutuları saymıyorum.

    elbette gelen insanlar denizin altını görmüyor bi gözlük falan yoksa ama bu kutu kolalardan biri gözlük olmasına rağmen son gidişimde sol ayak parmaklarımdan birini fena çizdi. bunu çocuklar dahil herkes yaşayabilir. suyun içinde bildiğiniz vücudu çizecek maddeler var. o taşlık alanı geçmeyenler fark etmiyor pek ama tehlikeli olabilir herhangi biri. kırık cam şişe sadece bir tane gördüm ama suyun altında gerçekten ayağınızı keser, tatiliniz zehir olur.

    eğer varsa benim gibi kişiler böyle, buluşup deniz içinden çöp toplayabiliriz. yeşilimi yakmanız yeterli. bende bir ekipman olmadığı için sadece gözlükle elime ne kadar çöp alabilirsem plaja git gel yapıyorum. palet de getirebilirim isteyene.

    buralar bizim denizimiz yani bu kadar pisletmenin kimseye faydası yok.

  • - kendi kafasındaki din, gelenek, giyim, adet, yaşam tarzı kalıplarına uymayanları deli gibi yadırgamak, zorla o kalıplara uydurmaya çalışmak. farklılıklara kapalı olmak.

    - sorunları, çatışmaları empati kurarak değerlendirmek ve konuşarak çözmek yerine havlamak, diş göstermek.

    - inanılmaz bir öz güven ve her konu hakkında nefessiz konuşabilme.

    - kendini harika tüccar, kusursuz bir işletmeci sanmak.

  • şarkının orjinali sanırım japonca ve tarkan şarkının orjinaline gönderme yapıyor nakaratında;

    benoşinaynt saçlara
    haitonioat kaşlara
    osouzebaa dudaklara
    öp öp öp öp doyamadım

  • enteresan bir bilgi vereyim mi size

    alım gücünüz itibari ile o adamın isteyip yapamadığı ve sizin isteyip yapamadıklarınız arasında dağlar kadar fark yok.

    o adam alt sınıfın aşağılarda siz de alt sınıfın üstlerindesiniz. ıkiniz de kaliteli beslenemiyor, araba alamıyor, ev alamıyorsunuz.

  • bazı durumlarda riskli olabilecek seslenme şekilleridir.

    - köprüyü geçince inebilir miyiz dayı.

    (evet günün birinde dayak yiyeceğimi biliyorum)

  • sanırım 1969 yılı idi.deniz gezmiş’in anneannesi faika hanım , ankarada oğlu cavit bey’in evinde kalıyordu...kanserdi . hasta ziyaretine gitmiştim.deniz’i özlediğini,ölmeden görmek istediğini söyledi..o sıralar deniz, sbf’de saklanıyordu.bu fakültede okuyan kuzeni osman ile araları yoktu.bu yüzden nenesinin bu arzusunu iletmediğini anladım.sbf’ye gittim. deniz’e haber salındı. öğrenci derneğinde bekliyordum kendisini.kısa sürede geldi. anneannesinin durumunu aktarıp,”son defa görmek ” dileğini ilettim. biraz durdu. gözleri doldu. ”abi,çok özledim ninemi.ben de görmek istiyorum.ama buradan çıktığım anda polis beni yakalar” dedi.o dönemde polis fakülte ve yurtlara dekanın talebi olmadan giremiyordu.ama fakülteyi de dışardan nerdeyse kuşatmıştı.bir çare bulunur dedim.bir süre daha konuştuk. ayrıldım. arkamdan “nenemin ellerinden öperim.kendisini göreceğim” diye bağırdı.

    deniz ninesini gördü mü bilemiyorum.ama benim kendisini son görüşüm imiş…

  • derisinin ve tüylerinin* üzerindeki çizgiler nedeniyle kaplan olarak anılan, nesli tükenmiş hayvanlardan biri. tazmanya canavarı ile* aralarındaki fark diş yapısı, yani tasmanya kaplanı avının sadece etli kısımlarını yediği için köpek dişleri keskin ve sivri kalırken tazmanya canavarı avının kemikli kısımlarını da yediği için köpek dişleri körelmiş oluyor. şimdilerde avustralya'da van gölü canavarı ya da nessie gibi efsaneleştirilmiş bir yaratıkmış aynı zamanda.

  • kuzenim tarafından kendisine şiirler yazılan insan.
    (bkz: kuzenim yazmış)

    kutudaki paralar yandaşlara saçıldı,
    reza gilin önünde bütün yollar açıldı,
    tapelerin üstüne soğuk sular içildi,
    tam ümidi kesmişken çıkageldin bharara

    sen bunları bilmezsin, hepsi birer engerek,
    bize de senin gibi yiğit savcılar gerek,
    istersen sana burdan fındık fıstık gönderek,
    jack daniels'ın yanında biraz yerdin bharara

    ebru bugün yalıda karaları bağlamış,
    demir atmış yalnızlığa, içli içli ağlamış,
    miami'nin adaleti kılıncını yağlamış,
    dolce vita hayata ayar verdin bharara

    garip reza mahpusta, beli göçmüş ranzada,
    oysa ki gezecekti roma'da fransa'da,
    havuz medyası seni paralelci sansa da,
    diğer yüzde elliden hürmet gördün bharara