hesabın var mı? giriş yap

  • buyur baba, alalım seni şöyle... tsk bekliyor sözleşmeli erleri... sana az gelir ama parası da iyi sayılır, 3,5 - 4 bin tl veriyorlar...

    korkmuyorsan, savaşırsan hadi buyur... bırak motoru kenara, bağışla bir yere. oradan ver elini hakkari... hadi bakalım klavyeden yazmak kadar kolaysa buyur kenancığım...

  • para nedir, kısaca tarihi nasıldır? önemi ve işlevi nedir, türleri nelerdir ve nasıl ölçülür? bu sorulara cevap vermek için aşağıdaki yazıyı derledim.

    öncelikle çok kısa bir deney ile başlayalım. davranışsal iktisatçı dan ariely, öğrencilere tanesi 1 cent'den starbuck şekeri satmaya çalışır. öğrencilerin her biri ortalama 4 şeker alır. daha sonra ariely, şekerin fiyatını sıfıra indirip, dağıtmaya başlar. ancak bu sefer hiçbir röğrenci 1 taneden daha fazla şeker almaz. kısaca; bu ufak sosyal deney ile paranın önemine dair bir takım çıkarımlarda bulunabilirsiniz. bir şeyi bedava vermek yerine, birinden para isterseniz o kişideki dinamiği ortaya çıkarırsınız.

    para ekonomilerinin belki de en temel öğesidir. çünkü en basitinden para olmasaydı sürekli takas yapma yoluna gitmek zorunda kalırdınız. para sayesinde değiş tokuş gibi zorlu ve karmaşık bir olaya girmeden istediğinizi elde etme şansına sahip olursunuz.

    eğer hiperenflasyon varsa o ülke paraya olan inancını kaybeder. buna çarpıcı bir örnek de 1980'lerin sonunda sovyetler dağılırken, para yerine sigaranın takas birimi olarak kullanılmıştır. ancak takas ile ekonomiyi sürdürmek hak vereceksiniz ki çok zor bir olaydır. bunun sebebini de daha aşağıdaki paragraflardan okuyabilirsiniz.

    "para, hem de savaşın hem de aşkın tendonudur." ingiliz rahip ve tarihçi thomas fuller'e ait olan bu söz aslında parayı güzel bir şekilde özetler. şimdi gelelim kısaca tarihine:

    paranın kısaca tarihsel gelişimi aşağıdaki gibidir:

    1. iö 10000'ler afrika'da takas yapıldığına dair bulgular
    2. iö 3000 mezopotamya'da şekel denilen ağırlık birimi değiş tokuşu
    3. iö 600 lidya'da ilk gümüş ve altın para buluntuları
    4. 800'ler çinde kağıt paranın icadı
    5. 1816 altın standardı, paranın değerinin altına sabitlenmesi

    kağıt banknot fikrinin avrupa'ya gelmesi ise 1000 sene sonra, 1661 'de isveç'in stockholms banko'su ile olmuştur.

    paranın işlevleri nelerdir?

    para aslında üç temel fonksiyona hizmet eder. tanımı gereği bir bir değişim aracıdır. aynı zamanda, bir hesap birimi ve bir değer deposu olarak hizmet eder.

    değişim aracı olarak para:

    piyasalardaki mal ve hizmet alışverişi, insan hayatının en evrensel faaliyetleri arasındadır. bu değişimleri kolaylaştırmak için, insanlar bir değişim aracı olarak parayı seçmişlerdir.

    varlığını göz önünde bulundurarak bir takas ortamını gözümüzde canlandırabiliriz. takas ekonomisinde öncelikle potansiyel alıcılar, satıcıların kabul edeceği şeyleri bulmalıdır. bir alıcı, iki tavuk için bir çift ayakkabı ticareti yapacak bir satıcı bulabilir. bir başka satıcı bahçe hortumu karşılığında bir saç kesim hizmeti almak isteyebilir. takas ekonomisinde bir bakkalı ziyaret ettiğinizi varsayalım. aynı zamanda bakkalın tümünü almak istediğinizi de varsayalım. bunun için bakkalın karşılığında kabul edebileceği bir kamyon dolusu eşya yüklemeniz gerekir. bu çok belirsiz bir ilişki olurdu ki ek olarak markete gittiğinizde, bakkalın ticaret yapmayı kabul edebileceği şeyleri de bilmiyordunuz. gerçekten de, takas ekonomisindeki maliyet ve karmaşıklık çok fazladır.

    bir hesap birimi olarak para:

    örneğin amerika birleşik devletleri'ndeki bir kişiye bir şey için ne ödeme yaptığını sorun ve bu kişi dolar cinsinden bir ölçüyle yanıt verecektir: “bu radyo için 75 dolar ödedim” veya “bu pizzaya 15 dolar ödedim.” ya da “bu radyo için beş tane pizza verdim.” ancak fiyatları iki nedenden dolayı 3. cümledeki gibi raporlamıyoruz. birincisi, insanlar beş tane pizza ile radyocuya gidip radyo almıyor. diğeri ise bu bilginin çok kullanışlı olmamasıdır. insanlar, pizza terimlerindeki değerleri anlamayabilir, bu yüzden ne demek istediğimizi bilemeyebilirler. bunun yerine, paranın değerlerini rapor ederiz. para, bir şeylerin değerini ölçmenin tutarlı bir aracı olan bir hesap birimi olarak hizmet eder.

    bir değer deposu olarak para:

    paranın üçüncü işlevi, bir değer deposu olmasıdır. yani zaman içinde değeri olan bir öğe olarak hizmet etmektir. bir yıl önce kazayla ceket cebinde bıraktığınız 20 tl'liyi düşünün. bulduğunuzda sevinirsiniz. bunun nedeni hala değeri olduğunu biliyor olmanızdır. değer, o küçük kağıt parçasında “saklanmıştır”.

    para, elbette, değeri depolayan tek şey değildir. evler, ofis binaları, arsalar, sanat eserleri ve diğer birçok mal, servet ve değeri depolamanın bir aracı olarak hizmet eder. para, kolayca değiştirilebilen bu diğer değer depolarından farklıdır. bir değişim aracı olarak rolü, onu uygun bir değer deposu haline getirir.

    para, bir değer deposu olarak hareket ettiği için, gelecekteki ödemeler için bir standart olarak kullanılabilir. örneğin, borç para aldığınızda, genellikle borcunun ödenmesi için gelecekteki ödemenin yapılmasını taahhüt eden bir sözleşme imzalarsınız. bu ödemeler para kullanılarak yapılacaktır, çünkü para bir değer deposu olarak hareket eder.

    ancak para, risksiz bir değer deposu değildir. enflasyon kavramını, enflasyonun paranın değerini azalttığını biliyoruz. çok kısaca enflasyon ürün ve hizmetlerde yaşanan artıştır. diğer yandan paranın değeri de gittikçe azalıyordur. enflasyon nasıl oluşur, enflasyon ölçüleri( tüfe, üfe vs.) nelerdir gibi sorular başka bir yazının konusu. yani, hızlı enflasyon dönemlerinde insanlar parayı bir değer deposu olarak kullanmak istemeyebilirler ve bunun yerine altın gibi metalara dönüştürebilirler.

    para türleri genel olarak 2'ye ayrılır:

    1. emtia parası: gerçek para olmasa da para karşılığı vardır: altın, gümüş, bakır, sigara, pirinç

    2. yasal para: hükemetlerin değersiz maden ve kağıt parçalarına belli bir değer yüklemesidir. ingilizcesi olan fiat gelimesi, latincede "bırak olsun" anlamı taşır. modern-gelişmiş ülkelerde bu sistem kullanılır. yasal paraların istikrarı, insanların ülkenin yasal sistemine inancı ve ekonomik istikrarı ile yakından ilişkilidir.

    para nasıl ölçülür?

    bir ekonominin sağlığını taspit etmek için ekonomide akan para miktarını hesaplamak büyük önem taşır. merkez bankaları parayı farklı şekillerde ölçer. bunlardan en popüleri, amerikan merkez bankasının "m1" adını verdiği yöntemdir. bankaların dışında dolaşımda olan para ile insanların bankalarda vadesiz hesaplarında bulunan parayı ölçer. başka bir deyişle, m1 insanların erişimindeki paranın miktarını belirler. daha geniş kapsamlı para ölçüleri de vardır: "m2", vadeli hesaplar gibi daha az erişilebilen, yani daha az likit varlıkları; "m3", uzun vadeli tasarruf ve para piyasası fonu gibi paranın yerine geçen finansal araçları ölçer. m3 isimlendirmesini ilgiltere "m4" olarak kullanır. nedeni bilinmez.

    para sadece bir değişim aracı değildir. dolaşımdaki para stoğu ve banka hesaplarındaki paradan daha fazlasıdır. bir düşünce yapısıdır. cebimizdeki banknot ve madeni paranın değeri aslında üstünde yazandan çok daha azdır. işte bu yüzden para güvenle desteklenmelidir. değerini korumak için enflasyon gibi risklerden mümkün ölçüde arındırılmalıdır. kısacası para bir güven akçesidir.

    para ile ilgili şu sözle bitirmekte fayda var:

    "paranın tüm kötülüklerin kökeni olduğunu düşünüyorsun. peki, paranm kökeninin ne olduğunu hiç düşündün mü?" -- ayn rand

    kaynaklar: https://open.lib.umn.edu/…apter/24-1-what-is-money/
    gerçekten bilmeniz gereken 50 ekonomi fikri, edmund conway, domingo yayınevi

  • ülkede,
    adalet olmadığı için avukatlığın,
    güvenlik olmadığı için polisliğin,
    habercilik olmadığı için gazeteciliğin,
    eğitim sistemi olmadığı için öğretmenliğin pek bir anlamı kalmadı.
    bilim olmadığı için de mühendislik bitiyor.

    hadi herkes imam olsun.

  • babadan kalan arsayı satınca sorun yok. eseri satınca var. he mi?

    ressam ölünce varisleri resimlerini satmasın. heykeltıraş ölünce heykeller bağışlansın vs. vs.

  • necip fazıl'ın bu kategoriye giren bir cevabı sigara içenlerin muhabbetlerinin vazgeçilmezlerindendir.

    https://eksiup.com/p/im299130kvqd şu ünlü fotoğrafından] anlaşılacağı gibi necip fazıl iflah olmaz bir sigara tiryakisidir. bir gün odasında çalışırken öğrencilerinden biri yanına gelip, biraz da onu sigarayı bırakmaya ikna etmek için bir ümitle "hocam, rüyamda bütün bitkiler allah'a secde ediyordu ama tütün etmiyordu" der.

    necip fazıl ise öğrencisine bakar ve cevaplar:

    - o zaman getir de yakalım o kafiri!

  • arkadaşın düğünü esnasında pistte envai çeşit figür sergilerken

    ben: olm serdar ortaç'ta dansediyoz rezalete bak
    ark: lan onu bırak şarkılara eşlik ediyoz. nerden biliyoz olm biz sözleri? asıl rezalet o!!!

  • 40 yaş üstünden bildiriyorum, hayatımızın hiçbir döneminde artık yaşlandım şunu yapmaya başlayayım, şunu artık yapmayayım veya artık annem/babam gibi davranayım demiyoruz. size çok şaşırtıcı bir şey söyleyeyim, bizim anneanne saçı, anne terliği, babaanne ayakkabısı filan dediğimiz şeyler o insanların gençliğinde kullandığı şeyler. 1950lere ait bir film izlediğimde ilk düşündüğüm şey "neden bütün genç kadınlar nine saçı ile geziyor" olmuştu. sonra anladım ki nineler gençliğinde saçını nasıl yaptı ise yaşlıyken de öyle devam ediyor. yani ben hayatım boyunca kot giydim, 90 yaşında da giyeceğim. yaşlandım deyip tayyör giymeye başlayamam. güzel değil, rahat değil, ben değil. aynı şekilde konuşmayı sevmiyorum, hayatım boyunca hep mesajla iletişim kurdum. bundan sonra da öyle olacak.

  • muhtemelen eliyle evlenen bir yobaz için normal bir harekettir.

    yok bu seviyede bir malla evlenen bir kadın varsa ona da az biledir.

  • tüikin yaptığı araştırma sonucu 2013 yılının en mutlu ili sinop'muş, haber ,,

    dünden beri haritada sinop'a bakıyorum neden neden diye... bugün keşfettim ve gizli resmi gördüm, ukrayna'ya en yakın il lan burası, ayrıca yıllardı feribot seferleri yapılıyormuş, mayısta da katamaran seferleri başlıyormuş,, haber

    evet sinop bilinmezliği çözüldü, artık en mutsuz il seçilen bingöl denklemini de başkası bulsun..

  • "le cola'yı fransız malı zannedip arkadaşlarla bim'i bastık, feyizli bir abi bizle sohbet etti. şimdi namaza gidiyoruz. nereden nereye."