hesabın var mı? giriş yap

  • ibb cidden halkın yararı için çabalıyor.ellerinden geleni yapıyorlar.inşallah yeni sistem bir an önce uygulanır.

  • abimin bana yaptığı eziyettir. annemle babam evde yokken bööööö diye yavaş yavaş üstüme gelip psikolojik gerilim yaratıyordu, altıma sıçıyordum. ulan ne korkutuyorsun de mi. korkuyoruz işte. sonra gelip seviyordu manyak mısın lan ne korkuyorsun diye, iki dakika sonra yine böölüyordu. hayır yani amacın ne kardeşim? korkuyoruz da korkmuyoruz mu dedik? ha gerçi aynısı ben de minik kuzenime yapıyorum o da altına sıçıyor. babadan oğla nesiliz herhalde.

  • selam, bence çok yanlış bir şey bu yapılan kendinize yapılsada hoş olmazki bence insan biraz objektif olmalı böyle hsuuslarda tabi bu sadece benim fikrim saygılar

  • "entellektüel adamın mutlu ilişkisi olmaz", "akıllı adam zor adam" gibi şahane (ve pesimist) tespitleri olan woody -en nihayetinde- elbette haklı çıkar. la-dee-da efekti ile başlayan, tek heceli ve kardeş ünlemlerle hız alan diyaloglar git gide sonu gelmez "dedin/demedim", "ne demek istedin?" temalı şebnem ferah*'a havale geçirtecek ayarda diyaloglara, ardından monologlara dönüşür. en son yatakta yan yana yatıp tavanı seyretmektedirler. annie joint içmeden havaya bile girememektedir. alvy'nin "kendini geliştir, birşeyler yap" söylemi annie'nin gidip profesörü ile yatması ile sonuçlanır. (kadınlara birşeyin çok koyduğunu böyle anlarız)

    kadın-erkek ilişkisi üzerine çekilmiş filmlerin içinde gelmiş geçmiş en başarılılarından biri olduğunu her fırsatta kanıtlar annie hall. bu film için woody'nin diane keaton ile olan ilişkisinden yola çıktığını söylemeye gerek var mı? (diane keaton'ı hala muhabbetle anmaktadır, unutulmaz addetmektedir. annie hall olan kadından aşağısı beklenmezdi)

  • amk yellozları; hem bizim gibileri adam yerine koymayıp aşağılayacaksınız hem de arabesk müziğimizi kullanıp köşeyi döneceksiniz. yıkıklığımızı sömürmeyi bırakın lan şıllıklar. sizin de, size sanatçı diyen popüler kültür mantarlarının da allah belasını versin.

    arkaya bir kemancı, bir klarnetçi koy; çeştır koltuğa yayıl; eskiciden bulduğun salaş şeyleri giy; daya arabeski gitsin. hayatı, sokağı, bilmeyen yeni yetmeler de 'vay be ne kadar da derin' diyerek zengin etsin sizi.

    oto kaportacıyı insan yerine koymayıp müziğini çalmaya utanmıyor musunuz lan hiç ? gidin hedonist yaşam tarzınızı yansıtan müzikler yapın, yapabilecek kapasite ve birikim varsa sizde tabii. arabeski rahat bırakın hırsızlar !

  • 13 sayısına uğursuz diyenlere sadece gülerdim. bu yılın 13 ekimine kadar. akşam bir mesaj geldi, atla türkiyeye gel diye. n'oluyoruz diye aradım, kardeşin dediler, trafik kazası yapmış durumu ağır. bütün cesaretimi toplayıp sordum sağ mı diye, yoğun bakımda dediler; söylemediler saatler önce göçtüğünü bu dünyadan. yürek dayanmaz dedikleri buymuş sanırım, kardeşin gitmesi sadece geçmişteki anıları, kahkahaları, kavgaları, gezip tozmaları, içmeleri, ağlamaları getirmiyor gözünüzün önüne..beraber bir hayat planladığınız, 10 yıl sonra şurda şu gün diye kurduğunuz planları kursağınızda bırakan bir olay, hayata karşı çaresizliğinizi mermer soğukluğuyla yüzünüze çarpıyor. sadece 'yapma, gitme beni bırakma' diye bağırıyosunuz.

    en son arabada beraber giderken bülent ersoy'un 'bir ben bir allah biliyor' unu bağırarak söylemiştik. mekanın cennet olsun kardeşim - gerçekten ne çektiğimi bir ben bir allah biliyor artık.

  • sert virajlara yüksek hızda altınızda ferrari bile olsa girmeyin. malmısınız olm

  • yardıma ihtiyacı olan bir seyyar satıcı da olabilir.

    - uuiiyyaeeaaağğğğğ
    - kaç para o ?
    - uiyyeeaağğğ
    - anam yanıyormuş herif.

  • çomar her yerde çomar. bunun farklı bir kelime ile izahı da yok.
    ha bizde amerika'yı protesto edicez diye iphone kırıp dolar yakanlar, ha bunlar.
    yok, kafa kısıtlı çalışıyor ya.