hesabın var mı? giriş yap

  • osmanlı minyatürlerinde resmedilen figürlerin gözlerinin hep çekik olarak resmedilmesinin sebebi, minyatür sanatının uygurlardan miras kalmış olmasıdır. aynı sebepten ötürü yüz çehresi de yuvarlak olarak resmedilirdi. osmanlı minyatürlerinde hal böyleyken doğal olarak selçuklu dönemi minyatürleri de böyledir. ayrıca, osmanlı minyatürlerinde zenci dârüssaâde ağaları da mavi mürekkeple resmedilirdi. (minyatürde mavi renkli figür görünce uzaylı muamelesi yapanlar olduğu için söylüyorum bunu)

  • işin garibi bu gençler hep anne babalarından "biz zamanında şöyle sefildik böyle fakirdik" tarzında teraneler dinleyerek büyüdü. büyük kazık attınız çocuklara.

  • eğer ki algıda büyük bir problem yaşamışsa, dünyanın en saçma talebinde bulunabilen çocuktur.

    apartmanın altıncı katında oturan yaşlı teyze sokakta oynamakta olan bana seslenir:

    - evladıııım; bana bakkaldan '...' alır mısın?
    - ne aliiim?
    - '...' oğlum '...'
    - ne kabıııııı?
    - '...', '...!!!!' al bu da parası!
    - ne kabuğu yaaaaa anlamadım ki (mırıldanarak tabi)
    - kısa olsun unutma!

    teyze kağıt parayı mandala sıkıştırıp atar, sarı bir paraydı ama miktarını hatırlamıyorum. parayı alıp bakkala giden ben, çekingen ve ne dediği kendi kulaklarım tarafından bile anlaşılmayan bir ses tonuyla:

    - abi balkabağı var mı?
    - ne?
    - balkabağı abi, kısa olcakmış
    - yok be evladım, bakkalda ne işi olsun balkabağının
    - tamam abi hayırlı işler

    sokağa dönen ben, sepetini salmış balkabağını bekleyen teyzeye;

    - teyzeeeee balkabağı yokmuuuuuş???
    - ne balkabağı oğlum, maltepe maltepe, kısa maltepe alıcaksın
    - heeee tamaaaam (bozuntuya bile vermeden)

    şimdi düşünüyorum da;

    balkabağı lan balkabağı...
    hangi insan evladı bakkala gidip balkabağı ister, ulan?

    o değil de, balkabağı dediğimde bakkalın suratındaki ifadeyi hatırlıyorum da.. :)

  • türkiye sınırlarında olmadığını unutup, farkında olmadan seccadenin üzerine basana saldırabileceğini sanan şovmenin dramı.

    siyasal islam her yerde işlemiyor sayın gurbetçi (!)

  • bir porsiyonu ile bir buçuk porsiyonu arası fark olmayan(fiyatı hariç )garsonların bile bu ikisini karıştırılmaması için yoğurda işaret koydukları(ekmek kırıntısı), iskenderi bir zamanlar güzel şimdi ise plastiğimsi birşey olduğu zincir restaurant.

  • dna'larımızın yüzde doksan dokuz aynı ama yüzde bir farklı olması.

    o yüzde 1'lik farkın büyük bölümü, beynimizin daha ince işler için evrilmiş olmasını sağlıyor ve kaba işlere o kadar uyumlu olmuyor.

    örneğin beyinde el haritası diye bir şey vardır, eli hangi kıvrımın kullanacağını belirleyen bir sinir eşleşmesidir. insanlarda bu harita çok düzgünken maymunlarda çok karışıktır. yani maymun, sanat eseri yapacak ilhamı edinse onu yapacak el becerisi genetik olarak yok. insanda ise bu var. bazen genetik olarak el haritası karışık olanlar oluyor, buna biz hastalık olarak bakıyoruz (adını unuttum), ancak bu aslında muymunların sıradan durumu. biz, el becerilerini evrimsel olarak kazanmışız (hayatta kalmak için av aletleri yapmışız).

    yani kısaca; şempanze ile aynı kas gücüne sahip olsak da biz onun kadar güç kapasitemizi kullanamıyoruz, ancak onlar da bunun karşılığında el becerisi gerektiren iş yapamıyor.