hesabın var mı? giriş yap

  • videoda asil komik olan sey rus'un soz konusu turk guresci tarafindan soylenen kufurleri ayni sekilde tekrar etmesidir.

    asdfghjk

  • ''modern dokunuşlarla yepyeni bir boyuta taşıyor'' yazısını okuduktan sonra kesinlikle 675 tl eder dediğim anahtarlık, dokunuşlar önemli çünkü.

  • sirf bu yuzden basina bilal gibi bir evlat gelmis adamin beyani. istiyor ki herkesin basina gelsin. yemezler.

  • üniversitedeyim. ramazan ayı, bir yandan sınavlara girip çıkıyorum bir yandan oruç tutuyorum. zorlanıyorum ama kış zaten, günler kısa öyle geçip gidiyor. bir gün herkesin dersi var ben evde tek başıma oruç açıcam. eve giderken bir ekmek aldım, zaten o kadar param var.

    evde ne var ne yok bilmiyorum çünkü sınavlar var yoğunuz. eve girdim buzdolabında bir tabak zeytin buldum. bir tepsi aldım ekmeği koydum yanına da bir tabak zeytin, ezanı bekliyorum. bir yandan da kendimi avutuyorum, en azından zeytin var diye.

    oturduğumuz apartman öğrenci olduğumuz için bizden pek de hoşlanmayan insanlarla dolu bir yer. hatta ev sahibimiz bile arada gelir odaları kontrol ederdi çaktırmadan. neyse tam oturuyorum, kapı çaldı. bir teyze geldi, daha önce hiç görmedim girip çıkarken tanımıyorum o yüzden. elinde bir tepsi "öğrencisiniz evladım yemeğiniz denk gelmemiştir belki" dedi, çekti gitti. elimde tepsi kalakaldım. ne açlık kaldı ne oruç. oturdum, bir yandan yedim bir yandan ağladım.

    iyi insanlar var, hala varlar. inandıkları, ırkları, hayatları ne olursa, nasıl olursa olsun, varlar. inşallah biz de seneler sonra bir gün tebessümle hatırlayacak insanlar bırakmışızdır arkamızda.

  • bu ülkenin insanının keyif aldığı her şeyi mahvetmeyi kendine görev edinmiş tiplerin, son şahaseridir..

    yurt dışına son 4 senede giden oyuncu sayısı, 50 senedir gidenden fazla. neden? çünkü türkiye'de kalsa 4 katı maaş alamayacağını biliyorlar artık. üstüne de yeteneksiz türkler yerine, çok daha uygun fiyata çok daha iyi oyuncular izliyoruz. haliyle de anadolu takımları bu sayede aşırı güçlendi. sonuç? lig, hiç olmadığı kadar çekişmeli geçiyor son yıllarda..

    peki, ne yapmak lazım? hemen bunun önüne geçmek lazım. zira allah muhafaza memlekete faydalı bir işiniz dokunur..

    allah'ınızdan bulun, allah belanızı versin falan derdim ama artık ona da inancım kalmadı. biliyorum ki hiçbir şey olmayacak, yaptıklarınızın tamamı yanınıza kalacak.. yine de insan demeden edemiyor..

    çok basit bir örnek verelim mesela bu durumun neye yol açacağına dair; normal şartlarda beşiktaş, genç kalecisi ersin ve genç sol beki rıdvan'ı satmayı planlıyordu. peki, şimdi ne olacak? bu sene en az 3, 3 sene sonra ise en az 5 türk'ün her maç ilk 11'de olması lazımken, hangi yönetici bu riske girip bu adamları satabilir?

    hadi onu da geçtim. siz 20 yaşında bir genç olsanız, doğup büyüdüğünüz yerde 5 lira alırken, hiç bilmediğiniz bir yerde 2 lira verildiğinde gider misiniz? hadi diyelim siz gidersiniz, peki siz totalin yüzde kaçına denk geliyorsunuz?

    sözün özü; yıllar yılı kulüplerin iliğini sömüren utanmaz tiplere yine gün doğdu. zira mecburiyetten dolayı her takım en az 10 tane türk futbolcuya ederinin 4 katı para verecek ve o oyuncuların bir çoğu da bundan dolayı bir daha kendini geliştirmek için en ufak bir çaba sarf etmeyecektir..

    tekrar söylüyorum, allah belanızı versin..

    yaklaşık 25 dakika önceye kadar, salih uçan'a beşiktaş'ın teklifi yıllık 7 milyon tl deniyordu son 15 gündür. siz salih uçan olsanız, gidip 7 milyona imza atar mısınız şu saatten sonra? ağanın eli tutulmaz deyip kırdır 3 büyükleri birbirine, sonrası allah kerim. 15 olur 20 olur, allah bin bereket versin..

    ya da sözleşmesi yenilenmeyecek ve futbolu bırakacak denilen genç yetenek gökhan gönül olduğunuzu varsayın bir an için. 3 senelik kontrat istersiniz bu saatten sonra..

    buradan gerek şu anki yayıncıya gerekse de yeni ihaleye girmeyi düşünen diğer yayıncılara sesleniyorum. bu karar geri alınmazsa, bu ligi izlemek için 1 lira bile vermem bu saatten sonra. bunu bilin, ona göre fiyat verin bu lig için! benimle aynı fikirde olduğunu bildiğimiz milyonlar olduğunu da unutmayın!

    iyi yabancıların olduğu maçları izlemeye son 4-5 senedir alışmışken, neden gideyim de zaten 30 sene boyunca bize kan kusturan utanmaz ve vurdumduymaz oyuncuların at koşturacağı bir lige para vereyim? hadi eskiden güzelini bilmiyorduk, el mecbur katlanıyorduk. ama artık öyle değil. bu ülkenin futbolseverleri artık iyi maçları izlemeye alıştı. 5 senelik kontratları alıp sonra da mangalcı göbeğiyle maça çıkan ahlaksızlıkları bu saatten sonra kimseye izletemezsiniz!

    bir kez daha söylemeden bitirmek istemedim; allah belanızı versin!

  • uzaya giden ilk kezban da olabilir. ay'a inince atacağı ilk adım onun için küçük insanlık için büyük olsa da adımı atmaz. ilk adımı karşıdan bekler.

  • avrupa'nın yükselen değeri, büyüyen ekonomisi, üretim ve ticaret hacmi, dev istihdam rakamları, sarsılmaz milli iradesi ve demokratik açılımları ile milletler cemiyetinin yeni prensi, orta doğu ve balkan halklarının ezeli hamisi, afrika kabilelerinden amerika yerlilerine kadar tüm dünya ezilenlerinin umudu.

    evet. o bir dünya lideri. o, yeni türkiye.

    yalnız iç ve dış mihraklara uyarı olması bakımından ülkenin adını bu şekilde değiştirmekte fayda görüyorum. anayasanın ilk maddesi de "ülke sınırları içinde kimse kusura bakamaz" şeklinde acilen yeniden düzenlenmeli bence.

    nasıl ki memleketimin en ücra köşesindeki kahvehanede bile "kapalı mekanda sigara içmek yasaktır" uyarıları yazılmışsa, "2013/5107 sayılı bakanlar kurulu kararı ile kusura bakmak yasaktır" temalı afiş ve görsellerin kamuya açık tüm alanlara asılması tez elden sağlanmalı, vatandaş bu konuda aydınlatılmalıdır.

    kusura bakmak isteyen olursa da, onun yeri tabi ki sandıktır. yiyosa gelir efendi gibi kusuruna bakarsın orada. işte demokrasi budur.

  • bir enstrumanist ve ses mühendisliği öğrencisiyim. ayrıca kompozisyon alanında yüksek lisans için çalışmalarım var. yani sektörden ekmek yahut bok yeme ihtimali fazlasıyla yüksek biriyim. iki saat kadar evvel güngören'de ailemle yaşadığım evime dönmek için kullandığım zincirlikuyu metrobüs istasyonuna, indirimli taşıma kartımda tek bir aktarma ücreti kalmaması ve cebimde para olmamasından mütevellit, levent'ten yürüyerek ulaştım. hak verileceği üzere bu korkunç bir garibanlık hikayesi değil. pek çoğumuz belki haftanın çoğu günü böyle takılıyor bile olabilir, sadece az evvel oldu diye söyleme gereği duydum.

    enstrumanistliğimi biraz açacak olursak, pek fazla bilinmeyen bir enstrümanın icracısıyım ve yurt dışında onlarca farklı ülkede onlarca netlabel tarafından yayınlanmış bir de solo albümüm var,

    aha da ilk bulduklarımın linki;
    http://magyar.walltapper.com/?page_id=410
    http://www.bfwrecordings.com/…urgatoryspendulum.php
    http://verynicenoise.com/release/vnn-028

    devam edeyim, babam oto boyacısı, evin hemen karşısında dükkan. küçükken okumam, adam olmam için kendini örnek gösterirdi. zımpara yapmaktan bütünüyle nasır tutmuş sağ elini ve diğerine oranla daha yumuşak olan yahut öyle sandığı sol elini yüzüme sürter, okumazsam benim de ellerimin böyle olacağını söyleyip dururdu. yaptığım işlere hala akıl sır erdiremiyor. geçenlerde satın aldığım lisanslı albümlere göz atarken kabaca bir hesap yaptım, çoğu underground müzisyen ve grupların kendi piyasasını kurduğu kanada'dan gelme 2500 liralık cd ve kafayı drone, noise işleriyle kırdığımdan ötürü günümüz deneysel müzik sanatçılarının toplamda en az 1000 lira eden plakları var. benim, yani 35 kuruş aktarma ücreti olmayan adamın...

    söylediklerime bakılacak olursa bi dolu ajitasyon yapıp, "korsan cd almayın, mp3 kullanmayın, emek hırsızlığı bikbikbik edeceğim sanılabilir. lakin tam tersi, korsan'ı mp3ü çıldırmış gibi savunuyorum. öyle ki netlabel'a beleş yayınlamalarını istiyor, etkinliklerimde kendi albümümü korsan satıyorum.

    okuduğum konservatuvara düzenli olarak mezunlar gelip para kazanamadıklarını, piyasanın battığını, iş yapamadıklarını yahut çok ucuza bir yerlerde çaldıklarını büyük bir patırtıyla anlatıyorlar. kendine has duruşu, icrası olmayan ya da üretim, yaratım, fikir eserleri sergilemeyen bu tiplerin her birinin altında araba var, halk oyuncusunun bile... bir ekmek kapısı olarak tahayyül etmediğim müzik işi üzerine tahsil yapan bu insanların açgözlülüğünden tiksiniyorum ki az biraz sesi, duruşu güzel diye albüm yapılan kişinin zırlamasına hiç tahammül edemiyorum. toplumumuz müzikle ilgilenen kişinin lüks içinde yaşaması gerektiği gibi fantastik yargılara sahip. eğer geçmişte değilse bile şimdi böyle olmalı; herkes bazen aktarma ücretinden yoksun kalıp yürümeli.

    korsan böyle giderse albümler daha az çıkar, giderek daha da azalır, giderek daha da, giderek... ancak çok iyi, çok kitleli müzisyenler sayıları binlerle ifade edilen kalabalıklara konser verebilecektir. öyle de olmalı zaten! kendisini yere göğe sığdıramayan kof starların açgözlülüğü ile körüklenen müzik piyasası maddi kaygılardan arınmış gerçek seslere kalır böylece.

    ben, yani garip gureba bir çalgının icracısı, ses mühendisi adayı, kendi albümünü bedava dağıtan sanatçı, boyacının oğlu, bazen otobüs biletine para bulamayan adam... 2 tb üzerinde illegal mp3 var harddiskimde, gelin tutuklayın beni!