ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
lcd soundsystem
-
glaaam!
daha önce hiç dinlemediğim bu grubun american dream albümlerinde yer alan oh baby adlı parçayı duyduğumda kendimi bir an için 90lı yılların dizilerindeymişim gibi hissettim.
bu hissin yanında güncel popun tatmin etmemesiyle başlayan arayışımı bu electro-disco-rock karışımı sonlandırdı bi nebze. bir de parça bitince bünyede daft punk etkisi bıraktı. acaba bir tek bu parçada mı hissettim tam emin olamadığımdan artık diğer şarkıları dinleyince editlerim.
ayrıca zamanında türkiye'ye gelmiş olduğunu gördüm. aşırı canım sıkıldı, tekrar gel lcd.
iş hayatının insana kazandırdıkları
-
şüphe!
70 yaşındaki dedeler gibi kısa kollu gömlek giymem, kollarında faça mı var derler.
müdüre evrak imzalatmaya giderim, özel bir konu mu görüştün derler.
bir gün öğleden sonra izin isterim, iş mi arıyorsun derler.
kafayı yemiş ibneler...
şehir tabelalarından nüfus ve rakımın kaldırılması
-
yav sineği sıkıp yağ çıkarma derdindeler. neymiş masraf oluyormuş.
ülkenin ammına koymak isteyen cengize şlap diye 50 milyon 50 milyon para yağdır. suriye 360 milyar tl yağdır. oraya yağdır buraya yağdır.
tabelaya gelince: yav masraf oluyordu.
ne kadar da israfla mücadele eden bir hükümet.
işlenmiş etlerin plutonyum kadar kanserojen olması
-
çok da fifi durumdur.
birileri dünya sağlık örgütüne türkiye adlı bir ülkenin varlığını ve mevcut siyasi tablosunu hatırlatsın lütfen.
işlenmiş et de neymiş? ülke komple uranyum gibi amk; hala niye ölmedik ona şaşıyorum.
soğan soymada bir katman daha çıkarma tereddütü
-
soğan soyarken karşılaşılan ciddi bir mes'ele. bilindiği üzere soğan kabukları katman katman olur. dışa doğru iyice incelen katmanlar kabuk formunu alır. o kabuklar birer birer kaldırıldığında soğanın etli kısmına ulaşırız. yalnız bu katmanlarda öyle bir kritik nokta, yani kritik katman vardır ki kararsız insanı çileden çıkartır. söz konusu katmanın üst kısmı kullanılabilir alt kısmı ise biraz daha kabuğa yakın görüntüdedir. genelde o katman da çöpe atılsa da insanı düşünmeye sevkeder.
17000 km yol yapan iktidarda yolsuzluk olabilir mi
-
az önce başbakan ünye'de sordu.
keşke baştan söyleseydi bütün bu soruşturmalar falan hiç olmaz, yargımız hiç böyle antin kuntin işlerle uğraşmazdı. acayip ikna edici bir soru.
ben apışıp kaldım şahsen.
hayali dünyayı gezmek olan üniversiteli kız
-
öncelikle kendi yaşadığı şehri gezmeli bence. misal, benim bir arkadaşım vardı bu hayalini gerçekleştirmeye çalışan, havaalanına gitmeye çalışırken kurtköy dolaylarında kayboldu.
tokyo'da 2 bisikletçimizin de pes etmesi
-
başlangıçta ınstagram’a story atıldıysa gerisine gerek kalmamıştır.
sözlük yazarlarının gözlük numaraları
-
sol : sferik; - 5.25 / silindirik; - 4.25 / aks: 180
sağ : sferik; - 3.00 / silindirik; - 3.25 / aks: 5
---------------
ve bu camlar için de aldığım fiyat şöyle:
marka: altra shamir
ürün: smart sv 1.60 free from (organic antrefle %55 inceltilmiş,* tek odaklı camda kişiye özel üretim)
585x2=1170 tl,
--------------------
aynı paraya tarabya sırtlarında iki göz bir gecekondu buldum. bakalım. ya gözlük ya ev. o da iki göz, o da.
1680 yılında eyüp'ten etiler'e nasıl gidiliyordu
-
1680 yılında etiler yoktu, diyerek başlanması gereken soru. etiler, adını etibank'ın yaptırdığı konut kooperatifinden alır. etibank da cumhuriyet sonrası açılan ve selçuklu öncesi anadolu medeniyetlerini (sümer, hitit*, akad*) isim olarak benimseyen bir bankadır. etiler'in olduğu bölge 18. yüzyıla kadar ormanlık araziydi. kışın kurt inerdi. bölgeden bir arazi 18 yüzyıl sonlarında kaptanı deryaya tahsis edilince levend* adını aldı. bugünkü levent mahallesinin kurulması ise 1950lere kadar bekleyecekti*.
eyüp ise bizans döneminden beri bir yerleşmeydi, sahabelerden eyüp el ensari ve ordusunun 7. yüzyıl sonunda kapılarına dayanıp bozguna uğradığı konstantiniyye surlarında yer alan bir bizans toprağıydı. 15. yüzyılda konstantiniyye osmanlılar tarafından alındıktan sonra fatih sultan mehmed, ilk kuşatmayı yapan eyüp el ensari'nin mezarını aratmaya başladı. kuşatmayı yapan müslümanlar, surların dışındaki bir manastır mezarlığının dışına gömülmüşlerdi. akşemseddin rüyaya yatıp mezarın yerini tesbit edince burası türbe yapıldı, ve üzerine görkemli bir cami yaptırıldı. cami son haline gelene kadar epey elden geçmiştir. eyüp uzunca bir süre şehir dışında bir köy, mezarlık ve ruhani mekan olarak kaldı.(tarîh-i sultan süleyman, nakkaş osman, 1580*)
1680 yılında muhtemelen eyüp'ten, konstantiniyye'den gelirken bindiğiniz atla haliç kıyısına kadar gidip, kayıkla karşıya geçip, galata'dan yukarı ormanın içine doğru da eşrafın "delü mü sikdü acep?" bakışları arasında at üstünde gidebilirdiniz.