ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
dünyanın en absürt 10 filmi
-
film midir değil midir ben bilemem
1. usta'nın hikayesi
2. usta'nın hikayesi
3. usta'nın hikayesi
4. usta'nın hikayesi
5. usta'nın hikayesi
6. usta'nın hikayesi
7. usta'nın hikayesi
8. usta'nın hikayesi
9. usta'nın hikayesi
10. usta'nın hikayesi
zöge: zamanın ötesine bu kadar hızlı gitmesi de bir o kadar absürt.
edit: bu entry zamanının ötesine gitmiş geri dönmüş basamakları birer birer tırmanmış ve en beğenilenler arasında yerini almış görmüş geçirmiş bir entrydir.
okul başvurusu reddedilen çok modern genç kız
-
(bkz: imi bin kiiniti ininiyirim)
ekşi sözlük'te etobur ve otobur yazar istemiyoruz
-
(bkz: ne yiyem mahmut mu yiyem)
kimseyi sikine takmayan insan
-
bu kesinlikle babamdır.
hayatının her anında her kim olursa olsun bir önemi yoktur.
bir mevzu için öğleden sonra vali ile görüşmeye gittik. sekreteri, sabah gelmedi ne zaman geleceğini de bilmiyorum dedi. olsun biz bekleriz dedi.
saat 15:30 gibi gelen valinin önüne atlayıp aslanım sen niye görevinin başına gelmiyorsun da bu kadar milleti bekletiyorsun demişliği vardır.
bu ve buna benzer yüzlerce anısı vardır.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık : steve jobs ile nejat işler in bi alakası var mı
entry: yoksa sadece soyisim benzerliği mi?
hülya avşar'ın 55 milyona çiçek adası'nı alması
-
adanın mülkiyetini alıp üzerine istediği yapıyı kurabiliyor olmasi bir tek bana mı tuhaf geliyor? bizler tarım arazilerinin köşesine iki odalı bir barınak koymaktan imtina ediyorken (kaldı ki yasak), başlı başına bir doğa güzelliği olan az sayıdaki adalarimizdan birinin bir kişiye kayıtsız teslim edilmesi çok garip değil mi?
dünyanın en samimiyetsiz cümlesi
-
derste hocanın "anlamayan var mı?" sorusundan sonra parmak kaldıran öğrencinin ikinci anlatıştan sonra verdiği "anladım" cevabıdır.
ak parti'nin duygu sömürüsü yapan reklamı
-
tam olarak bu reklamdaki hayatı, temizliği ve saflığı özlediğim için oyum muharrem ince beyefendiye gidecektir.
aslında atatürk'ü çok seven biri değilim
-
merak ettim nereli diye , trabzon ofluymuş , bunu diyen adam doğu veya güneydoğulu olsaydı , şuan ne pkk'lığı kalmıştı ne teröristliği , ne "k*rt" lüğü .
ama lazlar (cümle içi edit , laz değil karadenizli ) bu ülkeyi soyup soğana çevirirken sorun yok .
bütün kurumların başında karadenizliler olunca sorun yok.
ulan pkk kürtlere ne kadar büyük kötülük yaptın , kürtlerin başta bunu görmesi lazım.
şimdi bu adamın bu dediğim düşünce özgürlüğünde sayılacak ama çıkıp biri ben tayyip erdoğanı sevmiyorum dese anında tutuklanacak.
buna sessiz kalan halkında kendim dahil , muhalefetinde .............................................................................................................................
eveet linç editleri gelsin 1 : arkadaşlar genelde lazlar çok alınmış , lazlar trabzon da yokmuş rizedeymiş bilmem ne , tamam hocam kusura bakmayın özür dilerim de , size de bi empati olmuş oldu nasılki her kürt terörist değil , her pkklı kürt değilse buda böyle araya kaynayan bir gaf olsun lakin benim demek istediğim burada "laz" halkı değil , iki farklı toplumdan örnek vermekti , yani bunu kürt yapsa böyle olur ama laz veya bakın veya var yukarda da var karadenizli olunca sorun olmuyor , dedim. hala da diyorum.
linç editi 2 : arkadaşlar tamam anladım trabzonda laz yok :d ben laz derken direkt bu lazdır anlamında demedim ama diyelimki dedim tamam sorry aldım sözümü geri , demek istediğim şey şu "laz ,çerkez , alevi , sunni " kim olursa olsun karadenizli biri bunu derse sorun yapmıyorlar nokta.
linç edit 3 : cümle içi.
sitede oturan basketbol seven kıvırcık ergen irisi
-
pelin, melis, ece, deryam, deniz, yağmur ve damla isimli kız arkadaşlara sahip olur. asla hayriye ya da necibe ile çıkmaz.
hayır diyemeyen insan
-
hayır diyememek, insanın, kendisi hakkında başkalarının düşüneceklerini, fazla önemsemesinden kaynaklanır.
her insanın çeşitli nedenlerle, hayır diyeceği bir duruma evet dediği olabilir. hoşgörü, sevgi, özveri bunları açıklayabilir. ancak kişi hayır di-yemiyor-sa bu durum altta daha derin bir sorun olduğunu gösterir.
hayır diyemeyen kişinin temel meselesi onaylanma ihtiyacıdır. karşısındaki onun varoluş biçimini onaylamazsa yok olacağını, değersiz olacağını hisseder. bu kişiler, sevilmeye ve kabul görmeye aşırı derecede ihtiyaç duyarlar. bunlar için kişilik sınırlarından bile feragat edecek kadar çok..
genellikle çarpık bir ebeveyn-çocuk ilişkisinin kurbanıdırlar. çünkü hayatımızdaki ilk ve en önemli 'öteki' ebeveyndir. özellikle de anne. bu kişilerin anneleri mükemmeliyetçi, narsistik ya da borderline özellikler gösteriyor olabilir. çocukluklarında 'koşullu' sevilmişlerdir. ancak 'iyi çocuk' olduğunda, 'sorun' çıkarmadığında sevilen bir çocuk, kendilik atılımı yapamaz. ben diyebilmek için, öncelikle 'ne olursam olayım sevilirim ve kabul görürüm' diyebilmek gerekir. bunun için de 'koşulsuz' seven bir anne gereklidir.
hayır diyememek, ben diyememek ve hep başkasını ön planda tutmak anlamına gelir. bu insanların çevrelerindeki kişiler, her zaman art niyetle olmasa da, bu özelliği sömürürler. bu hal kişiyi daha da değersiz ve yetersiz hissettirir. bu tip kişilik örüntülerinde uzun vadede depresyon sık görülür. bazen tükenir, çareyi insan ilişkilerinden tamamen eli eteği çekmekte bulurlar. bu da onları yoğun ihtiyaç duydukları sevilmekten alıkoyduğu için depresyonları derinleşir.
böyle bir soruna sahip kişinin psikoterapi alması faydalı olur. depresyon görülen dönemlerde ilaç tedavisi yararlı olsa da uzun vadeli çözüm için bu örüntünün kırılması ve kendilik üzerine çalışılması şarttır.