hesabın var mı? giriş yap

  • bana can dündar'ın bir çocukluk anısını hatırlatmıştır bu acı söz.

    can dündar matbaada çalışırken, dönemin ünlü bir yazarı (adını hatırlayamadım) küçük can'ın elini sıkmak istemiş. o da ellerinin kirli olduğunu söylemiş. yazar, can'ın ellerini bulup sıkıca toka yaparak "çalışan eller kirlenmez" demiş.

    ben de hep bu şekilde düşünüyorum çalışan eller ve ayaklar kirlenmez. sedyeler fedadır sana.

  • köpekten korkmak da suç oldu amk.
    korkar, korkabilir; yaklaştırmayıver köpeğini. çok mu zor?

    pardon ya, sokaklar köpeklerindi, fazlalık olan bizdik; unutmuşum.

    bıktık lan hayvan faşizminizden; yeminle bak!

    sevgi değil, faşizm dedim; ikisi ayrı şeyler.

  • altına imzamı atacağım sözlerdir. çok büyük bir kısmı bomboş vasıfsız insan topluluğu. tek yaptıkları link paylaşmak ve parayı kırmaya çalışmak.

    edit: boş beleş işlerle uğraşan influencer'lar kızgın. mesaj kutumu dolduruyorlar *. kabul edin sizin yaptığınız bir meslek değil. tamamen her şeyiniz link paylaşmak üzerine kurulu. yok üstümdeki çantayı çok sormuşsunuz linklerini paylaşıyorum canlarım falan geçin bu ayakları.

  • bir yonetim düşünün vatandaşından para kopartma altin kopartma peşinde.
    yahu senin gorevin zaten!! o altınları fazlalastirmak ne anlatıyorsun amk,

    millet kendi boğazını doldurdu da sıra akp yandaşlarına geldi.
    bencil herif bırak şu ülkenin yakasını yeter artik.

  • kucağımın sahibi, küçük yaşımda üzerinde "annecilik" oynadığım bir tanem.

    eve ilk geldiği gün geliyor aklıma. annem maviş bir battaniyeye sarmış ufaklığı, nasıl çirkin! ben 12 yaşımdayım. kıskanmak bana artık yakışmayacağı için içimden gelen hiçbir yorumu yapamıyorum. ellerini tutup "hoşgeldin" diyorum sadece. sonraki günlerde de hep ve sadece izliyorum uzaktan. o çirkin bebek büyümeye başlıyor, güzelleşiyor, konuşmayı öğreniyor, 3. kelimesi "abla" oluyor.. sokakta oynarken eve koşup tüm teriyle, pisiyle sarıldığında kızamadığım, eşyalarımın hepsine ortak çıkan, özenerek hazırladığım dönem ödevimi parçaladığında bile bir fiske dahi atamadığım, öncelikliliğinden sıkıldığım halde kendimden öne koyduğum biri olup çıkıveriyor.

    şimdi;
    "nur içinde yat" bile diyemediğim canımın parçası..
    7 sene önce bugün korkunç bir trafik kazasında babacığımla beraber hayata gözlerini yuman miniciğim! denize uçan küçük bedenini o kadar aramaya rağmen bulamadığımız bebeğim! mezarına kendi yerine en sevdiği kıyafetlerini koyduğumuz yavrucuğum! özledim! ne güzel doğmuştun, yitmek neden?

  • ben anlamıyorum arkadaşım. hadi hepimiz yapıyoruz gerek etek traşı, gerek koltukaltı, gerek omuzdaki sırttaki kıllar bazen parmaklarda çirkin gözüküyor diye tam parmakların üstünde çıkan kıllar.. yanlış anlama ha, jilet falan değil bazen traş makinası bazen trimmer bazen makas kadar masum. böyle çaktırmadan üstten üstten kısaltıyorum ordaki kılları. ama şerefsizin evladı nasıl da anlıyor kestiğimi hemen uzamaya başlıyor. lan ne zaman gördün, deriye mi değdim, kıl dökücü krem mi sürdüm ki dellendin gıpraştın? it oğlu it... sen farkında bile değilken sağa sola yatıkken üstten inceden kestim seni. lan uzamıyodun ki daha önce... sabitlenmiştin sen? nerden gördün de yine uzuyorsun..
    köke yaptığı baskı hafifledi de mi uzamaya karar verdi... anlamıyorum arkadaşım.

  • ''hava soğuk olduğunda pek çok şey daha hızlı olur,rastlantılar mesela..'' cümlesine sahip julio medem filmi..kutup çizgisi ve muhteşemlik sınırlarında..

  • şöförler her fırsatta kornalarına basıyorlar, sarı ışık yanar yanmaz, birbirlerine trip yapmak için, minibüsçüyse müşteriyi yoklamak için falan, sürekli korna zırt zırt zırt. eğer dışarıdaysanız bunu çok iyi görüyorsunuz ama araçlar dış seslere karşı iyi yalıtıldığından ve şöförlerimiz yayalara saygı göstermek için fazla öküz olduğundan kornaya abanan öküz oranı da sürekli artıyor.

    peki bu öküzleri yola getirmek için ne yapıyoruz? tabi ki korna sesinin bir kısmını aracın içine veriyoruz, eğer başkalarını rahatsız etmeye / kendisi de rahatsız olmaya değecek bir husus varsa, bassın kornaya. ama eğer sokaktilerin keyfini boş yere kaçırmaya niyetliyse, araç içinde birazcık kendi keyfinin bozulmasını da göze almalı.

    beyinciği hedef alışıyla olsun, türk insanının anladığı dilden konuşuşuyla olsun, bence eşsiz bir plan.
    teşekkürler ben, büyüksün türkiye.

  • facebook listemde bulunan halis muhlis kezbanların (kezban lafına kıl kapıyorum ama bunları tarif edecek başka kelime yok) birbirine "cnm peçeteni hazırla da git" diyerek tarif ettiği film.

    erkekler acaba birbirlerine herhangi bir film için "kardeş peçeteni hazırla öyle git" dese neler olur? veya o film nasıl bir filmdir?