hesabın var mı? giriş yap

  • bonus olarak, tamamen ücretsiz 3 tinercisi ile beraber verilen evdir.
    evi mesken tutup, koruyup, kollar, kimseyi yaklaştırmazlar.

  • görsel

    ilgili tweet

    "netflix siyahi ukraynalı bir adamın cinsiyet değiştirmiş rus askerine aşkını anlatan filmin çekimi için savaşın bitmesini bekliyor"

    adam netflix denen oluşumun saçma salak sjw'lerin hoşuna gidecek filmlerini makaraya almış. escobar reyisi de fotoşoklamış :)

    bir tweettir.

  • giris gelisme ve sonuc taslagiyla anlatacagim olayi.
    amerikada bir ogrenci olarak saclarim erol buyukburc ekolunu yakalamisti. amerigali kizlardan saclar papaz olmus, turk elvis presley ine benzemissin uyarilari aldiktan sonra berbere gitmeye karar verdim. neyse bir berber tavsiye etti birisi oraya gittim.
    boyle modern falan biyer. ama kizlar var 20 civari yaslarda onlar kesiyolar saclari. e dedim bu bizim kuafor metin gibi degil istanbuldaki. neyse oturdum. tras toplam 5 dakka surdu ki turk berberini ozledim o sirada. cay gelecek. geyik muhabbeti donecek. futbol tartismasi yapilacak. hahahihi gulunecek. neyse kesim bitti. erol buyukburc degildim artik ama bir kustum. bu kadar kotu olabilecegini tahmin etmiyorum lakin otisabinin dedigi kadar varmis. 15 dolar sac kesimi ki bir de tip istedi utanmadan. ben de kibarca comak cikardim kendisine (bkz: nah) kredi kartiyla odedim omru hayatimda ilk kez berber parasini.
    ah ah istanbulda sac kesimi, yikama, sakal trasi ve doyumsuz muhabbet sadece 3 milyona maloluyo. anlatamadim derdimi tavuk gotu olsun diyemedim ingilizce. essek trasi olsun diyemedim. tarkan tarzinda olsun diyemedim. arko krem sur, yuzume masaj yap diyemedim. hey gidi.

  • ellerinde rpg ile şehir meydanında gezen masum insanlara yapılmış büyük terbiyesizlik. zaten onlar da ellerindeki küçük çaplı cephanelikle saldırmadan önce teslim ol çağrısı yapacaklardı.

    eğer bu saatten sonra bir pkk'lıya teslim ol çağrısı yapan güvenlik görevlisi varsa, en az pkk'lı kadar vatan hainidir gözümde.

    7 yıl sonra gelen edit: başlık başıma miras kalmış

  • bugun fince bir kitap okurken bu dilde de ayni bizde oldugu gibi pekistirme oldugunu fark ettim. mesela, "yksin" yalniz demek; "ypöyksin" ise yapayalniz... "ypö" tek basina anlamsiz bir kelime.

    örnekleri cogaltmak gerekirse:
    typötyhjä: bombos, "thyjä" bos demek.
    upouusi: yepyeni. "uusi" yeni demek.
    täpötäysi: dopdolu "täysi" dolu

  • 1984 yılında amerikalı union carbide şirketinin hindistan, bhopal'de kurulu fabrikasından salınan metil isosiyanat gazı nedeniyle oluşmuş çok büyük bir felakettir. felaketin ilk haftasında 8000 olmak üzere toplam 20.000 kişinin ölümüne, 150.000 kişininse sakatlanmasına neden olmuştur.

    union carbide, olayın bir sabotaj olduğunu savunmuşsa da, hindistan hükümeti felaketin şirketin faaliyetteki teknik başarısızlığı ve hatasından kaynaklandığını söylemiştir. şirket maliyet azaltmak için çalışanlarına yeterli eğitim vermemiş, işletmedeki güvenlik sistemlerini umursamamıştır. borular temizlenirken, metil isosiyanat dolu tanka su sızmış; gaz sızıntılarını önlemek için var olması gereken altı güvenlik mekanizması düzgün çalışmadığından felaket meydana gelmiştir. fabrikanın çevreye verdiği zararın bu felaketten ibaret olmadığı da daha sonra anlaşılmıştır. ayrıca fabrika kapatılmasına rağmen fabrikanın bulunduğu çevrede doğru düzgün bir temizlik politikası uygulanmadığından, günümüzde fabrikanın zehirli atıkları halen toprakta ve suda bulunmaktadır.

    işin insani boyutu bir yana hukuki boyutu da ayrı garabettir. 1985 yılında, abd'de union carbide şirketine karşı 5 milyar dolardan 50 milyar dolara kadar tazminat davası açılmıştır. union carbide, amerika'da bulunan şirketin hukuki olarak hindistan'daki şirketten farklı tüzel kişiliğe sahip olduğunu, hindistan'daki şirketin faaliyetlerinden amerika'daki şirketin sorumlu olmadığını iddia ederek yetki itirazında bulunmuştur. dava sonunda bu itiraz kabul edilmiş ve abd mahkemeleri davayı reddetmiştir. sonrasında 1986 yılında bhopal yerel mahkemesinde dava açılmış, yerel mahkeme 270 milyon dolar ihtiyati tedbir kararı vermişse de, bir üst mahkeme bu miktarı 195 milyon dolara düşürmüştür. dava temyiz aşamasındayken union carbide ile hindistan hükümeti 470 milyon dolar üzerinde uzlaşma sağlamıştır. ama bu miktar bahsedilen felaket için komik bir rakam olduğundan, mağdur başına 2.200 dolar gibi komik bir tazminat düşmüş, mağdurlar tıbbi giderlerini dahi karşılayamamıştır. peki hindistan hükümeti niye bu anlaşmayı yapmış? ülkeye yabancı yatırımcı çekebilmek için milletin gözünü korkutmak istememiş.

    sonuç olarak şirketin sermaye hırsının sebebiyet verdiği felaket, ülkenin sermaye hırsıyla birleşmiş; ölen öldüğüyle kalmıştır. roller değişse; hindistanlı bir şirket abd'de böyle bir felakete yol açsa neler olabileceğini ise hepimiz tahmin ediyoruzdur herhalde.

    felakete dair bazı fotoğraflar şuradan görülebilir. gazdan etkilenmiş bölge halkının çocukları halen engelli olarak doğmakta.

  • büyük büyük halam derdi ki, depresyon kapıdan girince asalet bacadan kaçarmış. can sıkıntısından girilen her kuaför salonuna yazılmalı bence bu. ben bi gün lepiska saçlarımla gittim kuaföre, nasıl olacak sorusuna "valla bilmiyorum ya o arayacak ya da bu iş burda biter!" diye cevap vermişim düşün. "hanfendi onu sormuyorum, saçınız nasıl olacak?" sorusuna ise, "biraz kısa." diyebiliyorum sadece. ağlarken yol bile tarif edemem de. dünya umrumda değilken kısalığın karşılığı üç günlük dünya iken "katlı küt olsun bari..." diyorum. kesim işlemi başlıyor: bi terslik hissediyorum hafiften ama yarısında da çıkamam. gözlerim geride bıraktıklarıma sabitlenmişken salma hayek gibi girdiğim kuaförden ibrahim toraman olarak çıkmanın acısı taa yüreğime saplanıyor... (bkz: entry'e ara vermek)

    bu olay, arkadaşlar arasında o kadar alay konusu olmuştur ki, şanlı tarihime birinci toraman vakası olarak geçmiştir. evet bildiniz, ikincisi de olmuştur. hala arada bir hava topuna çıkma hissiyatım bundandır.