ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ilköğretimde el yazısı öğretilmesi
-
bir türlü anlayamadığım durum.
ilkokul 4'ü bitiren bir oğlum var, hem de iyi bir devlet okulunda okudu. tüm derslerinde başarılı da bir öğrenci.
arkadaş 4 sene boyunca her dersi, ödevi el yazısı ile yazdırdılar. çocuk 10 yaşına geldi, hala doğru dürüst düz yazı yazamıyor.
az biraz düz yazı gösterilse de hiç bir zaman herhangi bir derste bu tür yazımı kullanmadılar.
bunun mantığı ne arkadaş?
hangi kitap el yazısı ile yazılıyor?
hangi internet sitesinde el yazısı kullanılıyor?
lan düşünüyorum, düşünüyorum içinden çıkamıyorum.
bizim dönemimizde el yazısı vardı ama sadece ayrı bir dersti. hokka ve çini mürekkebi ile güzel yazı yazmaya çalışırdık o kadar.
şimdi oğlumun yazdıklarını ben bile okuyamıyorum.
tüm dünya eğitim sistemini kolaylaştırmaya, sadeleştirmeye ve çocukların seveceği bir hale dönüştürmeye çalışırken bunun anlamı nedir?
kafamda deli sorular.
abd malı kullanmıyoruz kampanyası
-
(bkz: windows) kullanarak başlatılan kampanyadır.
yaran tatlı hayat diyalogları
-
irfan'ın yeğeni can'ın sürekli soru sorarak ihsan'ı çıldırttığı her diyalogun dahil olduğu kategori. birini hafızamı zorlayıp yazayım dediysem de yazınca pek yarmadı.
can: ihsan amca bir soru sorabilir miyim?
ihsan: hayır sorma can.
can: ama ihsan amca, çok önemli.
ihsan: cevabı portakal tamam mı? şimdi git başımdan.
can: aa nerden bildin ihsan amca?
ihsan: soru neydi ki?
can: sorma dedin ya ihsan amca.
ihsan: can delirtme beni soru neydi dedim sana!
yıllar sonra gelen edit: venusteki limon agaci’nın söylediğine göre portakal değil yeşil biber.
bir halı sahada yaşanabilecek en saçma olay
-
maça çağırdığımız bir elemanın (ki kendisi gelirsem dengeler değişir demişti) ısınırken bana "şş paşa! topu bana atsana bi solak mıyım değil miyim ona bakıcam" demesi, üstelik solak olup olmadığını anlamak için çektiği şutta topun koskoca sahada kalenin 3 metre yukarısında bir topun anca sığacağı delikten çıkıp gitmesi ve "solak değil mişim ehuehehehe" dedikten hemen sonra diğer topu isteyip bu kez sağ ayağıyla çektiği şutta topun bilmem kaç milyonda bir kez olacak ihtimale yine aynı delikten dışarı çıkması hayatımda halı saha maçlarında beni en çok şaşırtan olaydır. bir daha da şut çekmedi kerkenez.
hayır adam bizimle dalga mı geçti anlamadık maç başlayıncaya kadar. maç başladı da fasulye olduğunu gördük de bir daha çağırmadık pilardacıyı (aramızdaki lakabı oldu bu olaydan sonra).
stranger things
-
super bowl li izlerken reklamını görünce aklıma gelen dizi. cidden çok iyi bir yapım yahu. yaz diyince aklıma gelenlerden biri de stranger things artık.
oytun erbaş'ın deprem haarp'la yapılabilir iddiası
-
yapay depremin imkansız olduğuna artık eminim.
sözlükçülerin nick'leriyle anlatmak istedikleri
-
amaan, kim anlatacak şimdi.
keko rap'in z kuşağını esir alması
-
keko rap düzgün, kaliteli, eğitimli, ilgili bir ailede büyüyen z kuşağını esir alamaz. alsa alsa keko ailelerde büyüyenleri esir alır.
geçen biri twitter'da “mozart'a teşekkür ediyorum. çocuğum kötü bir şey yaptı, odaya kapatıp mozart dinlettim, sabah artık yapmam diye ayağıma kapandı” diye bir şey yazmıştı. ceza olarak mozart dinletirsen çocuk tabi ki sevmez diyen birkaç kişi dışında herkes beğenmişti bu tweet'i.
işte böyle dangalak anne babalara sahip çocuklar dinliyor o keko müzikleri. çocuklar masum, sorun ailelerde.
edit: bunların anne babası da arabesk, pop müzik falan dinliyor en fazla. masterchef'i, sikimsonik türk dizilerini falan izliyor. bak ekşi'de bile masterchef türkiye gündemde birinci sırada şu an. “keko rap dinleyen z kuşağı”nın aileleri bunlar hep.
(bkz: acun'un y kuşağını esir alması) ile benzer olgular.
5 kat arttı başlığını % 1 oldu yapmak
-
(bkz: yarım dolar 3.5 tl)
suç mahallindeki kapıda zorlama olmaması
-
maktülün katili zamanında iyi tanıyamadığını gösterir.
arbitraj
-
doviz piyasasindaki ya da ulkeler arasindaki faiz oranlarindaki farktan yararlanmak üzere fonların kisa vadeli ve hizli hareketlerini ifade eden bir terimdir. ornegin new yorkta 1 euro1.50 dolardan islem gorurken, londrada 1 euro 1.75 dolardan goruyorsa, kar getirisi saglamak isteyen kurumlar new yorkta dolar karsiliginda euro satin alir ve bu euroları londrada satarlar degisik piyasalarda olusan fiyat farkliliklarindan yararlanmak sebebiyle yapilan hisse senedi, degerli maden ve evrak isleri de arbitraj kapsamina girer.
kız isterken en son kimle çıktınız diye soran baba
-
- en son kiminle çıktınız peki?
- semra ile efendim, okulda tanışmıştık.
- ezgi ile çıkmadınız mı?
- hayır efendim.
- açıkcası ben en az bir ay ezgi tecrübesi olmayan insana kız verme taraftarı değilim.
- aslında tam çıkmak üzereydik, araya askerlik girdi malumunuz...
- peki beş sene sonra kendini nerede görüyorsun delikanlı?
- sizlerle birlikte yazlıkta okey masasının başında görüyorum efendim, hatta siz okeye dönüyorsunuz.
- güzeeel, hanım benim kanım kaynadı bu çocuğa.