hesabın var mı? giriş yap

  • bir bulgar olarak (bu kadar iyi türkçe konuştuğuma bakmayin, busbulgarım) alnim acik başım dik bir şekilde kalan hayatıma devam etmemi sağlayan 43 dakikadır. yeni sezona 17 galibiyet ile başlayan fenerbahçe karşısında ilk 43 dakika oynadığımız oyun ve maçı beraberlikte tutmamız dunya ve bulgar futbolu adına tarifi imkansız bir haz. ha biz bu 43 dakikayı yaşamısiz ha muhammed yollanmış miraca. bugün itibari ile futbol izlemeyi zirvede bırakıyorum. takimimla gurur duyuyorum.

  • benim de gözümde sihir dünyasını yönetmede maalesef başarısız karakter.

    bunun en büyük nedeni, harry potter sürecinden yıllar öncesini konu alan fantastik canavarlar film serisi. hem de 3 adet film. olmasın demiyorum olsun ama en büyük hata şu;

    1- filmin ana temasını newt scamander ve fantastik canavarlar etrafında döndürme.
    2- madem böyle bir giriş yaptın, neden filmin akış yönünü grindelwald ve sihir dünyasına yaşattıkları durumuna çeviriyorsun.

    bir kere, fantastik canavarlar kitabı ile tamamen farklı bir dünya, grindelwald - drumstrag ve gellert'ın kuzey avrupa ülkelerindeki vahşeti tamamen ayrı bir konu ve elbette grindelwald-dumbledore düellosu. neden bunlar çorba edildi?

    harry potter gibi bir fenomen yaratmışsın. elbette dünya çapında fanlar bir dolu spinoff seriler istiyor. hem ticari açıdan hem de beklentiler sebebiyle bunu yapmak fazlasıyla mantıklı. peki soruyorum rowling abla, neden fantastik canavarlar? spinoff film serileri yapılacak o kadar çok konu var ki? belki tek film, belki seri. aklıma gelenler;

    1- elbette lord voldemort'un doğumu, hogwarts'a gelişi, öğrenimi, arnavutluk'a gidişi, iyice karanlık sanatlara bulanması, hortkulukları yaratması. harry potter serisinde bile üstü kapalı bir şekilde, gücünün "öncesinde" en yüksek olduğunu dönemde sihir dünyasına neler yaşattıkları, önüne geleni öldürmesi...vs. kitapta bunlar birkaç satırla geçiştiriliyor. son olarak potter ailesini öldürerek seri noktalanabilir. bu kadar can alıcı bir konunun spinoff yapılmaması çok ilginç.

    2- hogwarts'ın kurulması, kurucuların gençlikleri ve hogwarts'ın ilk yılları. godric ile salazar'ın anlaşmazlığı. safkan takıntısının eğitime ilk yansıdığı zamanlar.

    3- benim şahsen çok merak ettiğim, diğer büyücülük okullarının kurulması ve tarihleri. pottermore sitesinde bununla alakalı birçok içerik mevcut lakin bunların spinoff yapılması en büyük isteğim.

    4- grindelwald - dumbledore gençlik dönemleri, ilişkileri, öncesi ve sonrası, mugglelara hükmetme düşünceleri, dumbledore'un daha sonra gellert'ın gerçek yüzünü görmesi ve efsanevi düellollarına kadar geçen süre.

    5- daha çok hogwarts temelli büyücü alemi değil de, büyücülerin ev ve sosyal yaşamlarına dair bir spinoff serisi de hoş olabilirdi. bunun için en büyük şans ise lord voldemort alt edildikten sonra büyücülük dünyasının tekrar kötülüklerden arınması ve kendisini toplaması dönemini anlatabilirdi. harry -hermione-ron üçlüsünün hayatlarından kısa geçişler, iş hayatları, sosyal hayatları...vs.

    6- ve elbette ölümcül kutsallar ve peverell ailesinin (yani kutsallara sahip 3 erkek kardeş) onlara sahip olma hikayesi ve özellikle yenilmez asanın kanlı el değiştirme tarihinden birkaç kesit.

    bunlar aklıma gelen, fanlar tarafından hemen benimsenecek ve merak düzeyi daha yüksek spinoff fikirleri... neden fantastik canavarlar, neden?

  • 21. yüzyılda (yirmibir) msn alan baba garip değildir ama msn alıp kişisel iletisine ''bütün bisikletlere bindim bisana binmedim'' yazan baba gariptir. ne kovalıyo kimbilir.

  • bu çocukları alıp suriye-ırak sınırlarımızda canlı kalkan yapacaksın 2 sene. ölen ölür kalanlar akıllanır.

  • tam bir azınlık düşmanı, egemenlerin istediği tipte bir düzen çocuğu. herhangi bir azınlığa mensup biri veya kendini azınlıkların yerine azıcık koyabilen insanları ciddi bir şekilde rahatsız edecek, mide bulandırıcı bir zihniyete sahip yazdıklarından bir demet:

    "hımm bunu mu giysem ayy bu da travesti bekir'in iş kıyafeti gibi duruyor".

    "taksidi ile bile bir rus kızını kiralayabileceğim fondötenimi ayy rengi ne iyiymiş dur süreyimdiye atladıkları zaman suratlarını cırmıklayasım geliyor".

    "yaz sıcağında omzuna koyduğun ince kazakla da kendine zengin süsü vermeye çalışmışsın ama buram buram kırıkkalede kuaförlük yapıyorum diye bağırıyorsun".

    "bronz tenin güzel bir şey olduğunu kim çıkartmışsa aklına sıçayım ben onun. arabaların önüne atlayıp silim mi abi diyen bebelerden bir farkı yok. bok rengi saç, kara sarı ten".

    çok öfkelendirici, çok zavallıca.. kendisinin beyniyle ilgili hiçbir halt söylemeyip, dış görünüşünü eleştirenlerin ("dış görünüş eleştirmek"? bir insan sabah kalkar ve saçını sağa veya sola doğru tarar, kimisinin dişi yamuktur, kimisinin saçı yeşildir.. 'eleştirmek' ne demek? nasıl sığ bir beyin, ne kadar da meşru durumda.. 2011 yılında..) bu 'eleştiri'leri de ayrıca mide bulandırıcı.

  • 2 sene evveline kadar yaptığım şey. şimdi öyle demiyorum, keza eşimin mecburi hizmeti dolayısıyla sıklıkla gittim geldim. gitmiş birisi olarak söylüyorum isteyen alabilir, ben hakkımı helal ediyorum şahsen.
    edit: ironi içerir, şakadır... :)

  • sevgili facebook;
    önce fıstık gibi hatunları " tanıyor olabileceğiniz kişiler " diye gösteriyorsun. ekleyince de " tanıyorsanız ekleyin " diye uyarıyorsun. pezevenk misin ahlak bekçisi misin bir karar ver artık. öptüm görüşürüz.

  • her gün 100 kişi evinde ölü bulunsa dahi hiçbir şeyin değişeceğini düşünmüyorum.

    çünkü olayı görmüyoruz. buradan konuşuyoruz ediyoruz ama, medyanın %90'ı ya görmezden geliyor ya da çarpıtarak aktarıyor. fatih'te ölenlerin ateist propaganda yapan kitap nedeniyle öldüğünü iddia etmek gibi.

  • böyle önemli insanların olduğu ortamlarda mutlaka bir münasebetsiz olur, kendini önemli kişiye ispat etmek isteyip kendince çok zeki bir soru sorar. sorusunu yönelttikten sonra "bu kadar zekice bir soru bu insanın aklına nasıl geldi acaba" nazarlarını üzerinde hissetmek ister.

    14'üncü dalai lama tenzin gyatso bir söyleşide soruları cevaplandırırken aynen böyle bir dallama kalkıp şöyle tırt bir soru soruyor:

    "efendim. hayatınız boyunca dilsiz olsaydınız ve sadece bir an konuşabilecek olsaydınız, o bir konuşabileceğiniz anda ne mesajı vermek isterdiniz?"

    dalai lama da şöyle cevap veriyor:

    "bu çok saçma bir soru. duruma göre değişir. eğer o an çok açsam 'bana hemen yemek verin' derim."

    alelade bir popçuya bile böyle bir soru sorulunca, kamuoyuna karşı sorumluluğu olduğunu düşünüp "barış, barış içinde yaşayabilmektir derdim" gibi moron cevaplar verebilirken, büyük bir topluluğun ruhani lideri "sen ne soruyon la değişik" diyebiliyor. esaslı adammış.

    http://www.liveleak.com/view?i=098_1440638334

  • sizin serefinizi onurunuzu haysiyetinizi ...yim. allah hepinizin belasini versin. bebek katili ile ayni safta olmak da sana yakisirdi devlet bahceli... devran donecek...

  • türkiye'de devrin, alışkanlıkların, utanma duygusunun ne kadar değiştiğini gösteren saat.

    80'lerin başında elimde tereyağlı ekmek ile sokağa kaçmaya çalıştığım çocukluk yıllarımda annem bana "oğlum, öyle dışarı çıkılmaz, onu alamayanlar var, hem diğer çocukların da canı çekebilir" şeklinde uyarılarda bulunurdu.

    şimdi iste gösteriş, sonradan görmelik ve yüzsüzlük prim yapıyor.