hesabın var mı? giriş yap

  • beşiktaş'ın son 10 iç saha, osmanlı'nın son 10 deplasman maç sonucuna göre beşiktaş'ın osmanlı maçında puan alamama olasılığı %9.
    beşiktaş'ın son 10 deplasman, konya'nın son 10 iç saha maç sonucuna göre beşiktaş'ın konya maçında puan alamama olasılığı %36.
    fenerbahçe'nin son 10 iç saha, gençlerbirliği'nin son 10 deplasman maç sonucuna göre fenerbahçe'nin gençlerbirliği maçında 3 puan alma olasılığı %50.
    fenerbahçe'nin son 10 deplasman, sivas'ın son 10 iç saha maç sonucuna göre fenerbahçe'nin sivas maçında 3 puan alma olasılığı %41.
    buna göre beşiktaş'ın iki maçtan da puan alamama olasılığı %3,24, fenerbahçe'nin iki maçta 6 puan alma olasılığı %20,50'dir. beşiktaş'ın şampiyonluğu kaçırma ihtimali de bu iki oranın çarpımı olan % 0,66'dır.

  • yere düşen hesap makinesinin bozulup bozulmadığını anlamak için 2'yle 2'yi toplamak. 5 çıkarsa düştüğü için olcaktı heralde.

  • cnn ınstagram linki üzerinden gördüğüm kaza.

    yorumlarda çokça emniyet şeridini kullanmalıydı yazılmış.
    yolu uzatmalıydı. her gün bu hareketi emniyet şeridinde yapmaya çalışan insanları görüyorum. başlığı da bu yüzden açmak istedim. emniyet şeridinin böyle bir kullanım amacı yok. yolu uzatın. ne kendi hayatinizi ne de baskasinin hayatını bu şekilde 3kurus benzin parası için riske atacak hareketlere girmeyin.

  • açık ve net konuşmak gerekiyor; anayasa değişikliğinin ardından yeni hsyk'nın göreve başlaması ile türk yargı dünyası ve onlarca yıllık uygulamaları hallaç pamuğu gibi atılıyor. birazdan dinci kardeşlerimiz buraya gelip ağlamaya başlayacak yargının içindeki derin devleti bitirdik, yargı artık halkın hizmetinde, belirli bir elitin değil, kahrolsun ergenekon diye; sakın kanmayın, kazın ayağı böyle değil.

    allah'ın bildiğini kuldan saklamanın gereği yok; özel yetkili cumhuriyet savcılıkları ve özel yetkili ağır ceza mahkemeleri, herkesin bildiği gibi, belirli bir görüşün egemen olduğu yerler; bunların gücünün önünde hiçbir şeyin durması da mümkün değil. sorun şu ki bu yapı, bu eşsiz gücünü, örgütlü suçlar ile müdadele için değil, mensup olduğu düşünce yapısına karşı muhalif gördüğü her kesimi ezmek için kullanıyor. bu durum önce ergenekon davası ile başladı, ardından balyoz davası ile devam etti, bunu oda tv davası izledi, aynı anda istanbul ve şimdi izmir'de devam eden askeri casusluk davaları ile sürüyor; kck davaları da aynı yapının eseri. işte şimdi gün geldi bu sefer aynı gücü muhalif sol dernekler üzerinde kullanıyorlar.

    arkadaşlar; dünyanın her yerinde kabul edilmiş temel ilkedir: yargı, üçlü bir sac ayağı üzerine oturur; savcı itham eder, tezi sunar; avukat savunur, anti tezi sunar; hakim de yargıya ulaşır, sentez yapar. bu nedenle her üç kurum hem birbirinden ayrı hem de birbirine saygılı hareket eder. modern toplumlarda, savunmayı temsil eden avukatlar son derece saygın olduğu gibi, kendilerine dokunulması da son derece sınırlı durumlarda mümkün olur; hele ki takip ettikleri davalar nedeniyle sanki o davanın bir parçasıymış gibi yargılanmaları kabul edilemez.

    yeni hsyk ile birlikte, bu saydığım davalar kapsamında, her seferinde avukatlık büroları basıldı, avukatlar göz altına alındı, tutuklandı, savunma gizliliği ihlal edildi; bugün artık geldiğimiz nokta korkunç; bahsettiğim yapı, özellikle sol kesime yönelik davalarda büyük etki gösteren avukatları bu sefer hedef almış gözüküyor; sabaha karşı onlarca avukatın bürolarının basılıp, kendilerinin yaka paça göz altına alınmalarının, faşist rejimler dışında, dünyada hiç bir örneği yoktur.

    bugün artık çok tehlikeli bir noktadayız; görüşlerini beğenin, beğenmeyin, avukatlık kurumu; sizi haksızlıklara karşı koruyabilecek son kaledir; eğer bu kale yıkılırsa yarın hiç birimizin ne olacağının garantisi yoktur.

    kendileri ile aynı görüşleri çoğu zaman paylaşmasam da, göz altındaki meslektaşlarıma dayanma gücü diliyorum; umarım bu soruşturmadan başı dik çıkarlar.

  • öylesine bir çınlama değil, beş dakika, bir saat değil, her an gürültünün içinde olmak tinnitus. kafamın içinde çalan siren sesini daha az duymak için buzdolabının yanında oturuyorum herkes uyuyorsa, onun sesine konsantre olmaya çalışıyorum. bazen unutuyor gibi olsam da her anım davullu zurnalı düğünden yeni dönmüş de kafası sikilmiş gibi çok afedersiniz.

    bilmeyen insana anlatmak da çok zor. geçenlerde bir arkadaşın annesine söylemiştim tinnitusum var diye, nasıl dedi, anlattım böyle sesler duyuyorum diye, 'dua oku bolca, cevşen tak, bazen böyle görünürler' falan dedi. tövbe tövbee, zaten tırsarım uzatmadım mevzuyu.

    saçma sapan bir hastalık işte özetle, geçeceği de yok gibi.

  • nedense türbanlı sümeyyelerin ve sevgililerinin en çok takıldıkları istanbul semtleri.

    haftasonları bol miktarda görebilirsiniz bu arkadaşlardan, hülasa gidip bağcılar'da, ümraniye'de takılmazlar da bu cehape zihniyetinin sınırlarında özgürce hareket ederler.

  • benim bulduğum bir test yöntemi. herhangi bir yerleşim alanının medeni olup olmadığını öğrenmek istiyorsak, oradaki sokak kedilerine bakıyoruz.

    eğer kediler sizden kaçmıyorsa oranın insanı medenidir.

  • niye cümle içinde duraklattığını buldum. ilk bakışta "nokta mı lan o?" deyip bir duruyorsun seni afallatıyor öyle duraklatıyor. sonra "haa kuyruğu varmış" deyip devam ediyorsun.