hesabın var mı? giriş yap

  • sadece başlığa göre entry yazanları göstermiş haber.

    adamlar erasmus programı sırasında hamile kalmışlar demiyor, bu sayede tanışıp evlenmişler diyor. ayrıca iş bulmaları da daha kolay oluyormuş bu programa katılanların.

    edit: ayrıca doğum kontrol tekniklerini de biliyorlardır emin olun. akıllara gelene bak ya. evet millet erasmus'a gidip hamile kalıp okulunu falan bırakıyor, bir siz akıllısınız amk.

  • tatlı hayat'ın orijinali olan "the jeffersons" dizisiyle tatlı hayat arasındaki benzerlikleri ve farkları anlatayım.

    -tatlı hayat'ta fakir mahallesinden çıkıp varlıklı hale gelen ihsan yıldırım'ın hikayesi anlatılıyor. the jeffersons'da zenci mahallesinden çıkıp new york'ta zengin bir semte taşınan george jefferson'un hikayesi anlatılıyor.

    -hem ihsan hem de george kuru temizleme işindeler. her iki karakter de sürekli "ben buralardan en alttan tırnağımla kazıyarak geldim" diyerek başarı hikayesiyle övünmektedir.

    -iki aile de yüksek bir apartmanda lüks bir dairede yaşamaktadır. the jeffersons amerika'da geçmesine rağmen aile müstakil evde oturmak yerine lüks bir rezidansı tercih etmiştir.

    -ihsan yıldırım ilk dükkanını bankadan zar zor aldığı krediyle açmıştır. george jefferson ilk dükkanını yaptığı trafik kazası sonucu sigorta şirketinden gelen parayla açmıştır. ikisinin de dizinin başında 5 dükkanı varken sonradan 2 dükkan daha açarak 7 dükkana ulaşırlar.

    -yıldırım ailesinin komşuları ve en yakın dostları yorgo ve feraye'dir. yorgo yunan'dır ve ihsan bununla sürekli dalga geçer. jefferson ailesinin de en yakın dostu tom ve helen'dir. bunlardan tom beyaz, helen zencidir. george da sürekli beyaz komşusuna aynı ihsan'ın yunan komşusuna takıldığı gibi takılır. george biri zenci biri beyaz olan bu evli çifte "zebra ailesi" lakabını takar. ihsan yorgo ile feraye evliliğine "türk yunan ortak yapımı" der.

    -tom aynı yorgo gibi bir yayınevinde yöneticidir ve yine yorgo gibi obur ve şişmandır.

    -tom'un kızı ve george'un oğlu sevgilidir, sonradan evlenecektir. aynı şekilde yorgo'nun kızıyla ihsan'ın oğlu da sevgilidir ve sonradan evlenir. hem george hem de ihsan oğullarının melez biriyle evlenmesinden dolayı sürekli laf sokar.

    -ihsan'ın hizmetçisi sürekli ihsan'a laf sokan, hiçbir lafının altında kalmayan ve ihsan'ın tam bir baş belası olan menekşe'dir. george'un hizmetçisi de aynı şekilde sivri dilli ve sürekli laf sokan florence. hatta bir ara florence karakteri çok tutunca ona ayrı bir dizi yapılır (spin off) ama bu dizi pek tutmayınca aileye geri döner. florence ile menekşe arasında bir fark var. florence aynı zamanda çok keskin batıl inançlara sahip olan aşırı derecede dindar bir katoliktir, menekşe'nin dinle pek alakası yoktur.

    -menekşe ihsan'ın kısa boylu olmasıyla dalga geçtiği gibi florence de george'un kısa boylu ve kel olmasıyla dalga geçer.

    -tatlı hayat'taki irfan'ın jeffersons'daki karşılığı harry bentley karakteridir. kendisi birleşmiş milletlerde tercüman olarak çalışan bir ingilizdir. george sürekli aynı ihsan'ın irfan'a yaptığı gibi harry'nin suratına kapıyı çarpmaktadır. harry aynı irfan gibi aşırı derece sıcakkanlı, saf, naif ve iyi niyetlidir. harry'nin sırtı ağrıdığında george onun sırtına çıkıp yürür ve iyi hissetmesini sağlar. aynısını ihsan da irfan'a yapar. harry birleşmiş milletler'de çalışırken irfan'ın "konsoloslukta" çalıştığı söylenir ama hangi ülkenin konsolosluğunda olduğu söylenmez.

    -ihsan'ın annesi sürekli evi ziyaret edip sevinç'e laf sokar. aynı şekilde george'un annesi de sürekli evi ziyaret edip george'un karısına laf sokar. iki karakter de ikinci sezondan sonra sessiz sedasız ortadan kaybolmuştur.

    -aynı tatlı hayat'ta olduğu gibi jeffersons'da da açgözlü ve sürekli bahşiş isteyen bir kapıcı tiplemesi var. bu kapıcının adı da ralph hart.

    -ihsan'ın canı içki istediğinde apartmanın alt katındaki cemal'in barına gider ve orada dertleşir. george efkarlanınca yine evinin alt katındaki charlie'nin barına gidip efkarını dağıtır.

    -george'un karısı louise aynı sevinç yıldırım gibi ev hanımıdır ama ilerleyen bölümlerde aynı sevinç gibi hayır kurumlarında gönüllü olarak çalışmaya başlar.

    -tom'un kızının yanında bir de oğlu vardı (allan) ama dizide nadiren gözüküyordu. yorgo ve feraye'nin pelin dışında bir çocuğu yoktu.

    -george dizinin ilerleyen sezonlarında komşusu tom'un beyaz olmasıyla dalga geçmeyi bırakır ve sadece şişman olmasıyla dalga geçmeye başlar çünkü o sırada abd'de ırkçılık ve ırklar arasındaki ilişkiler epeyce hassas bir konu halini almıştır. ihsan yorgo'yla ilk bölümden son bölüme kadar yunan olduğu için dalga geçmekten çekinmez.

    -george'un yaşadığı ve dükkanının olduğu binanın zengin sahibi "mr. whittendale" isminde yaşlı bir adamdır ve george sürekli bu adamı etkileyip yanına yaklaşmaya çalışır. ihsan da bankacı ve iş adamı nevzat uzuner'le tanışıp onu etkileyebilmek için 3 sezon boyunca yırtınır.

    -tatlı hayat istanbul'da, jeffersons new york'ta geçer.

    -tatlı hayat 3 sezon devam ederken the jeffersons 11 sezon devam etti.

    -the jeffersons aslinda "all in the family" dizisindeki yan karakterlere ayrı bir dizi yapılması sonucu ortaya çıkmıştı. tatlı hayat direkt kendi dizisi olarak ortaya çıktı.

    -the jeffersons her biri 20 dakikalık 253 bölüme sahiptir. tatlı hayat her biri 50 dakikalık 106 bölüme sahiptir. aslında tatlı hayat'ın bölümlerinin daha uzun olduğunu düşünürsek toplam uzunluk olarak iki dizi arasında o kadar da fark yoktur.

    bölümler bile birebir aynıdır.

    -bir bölümde ihsan soyunun halifelere dayandığını söyler ama sonunda soyunun halifelerin karşısındaki isyancılara dayandığı ortaya çıkar. george bir gün "benim soyum eski krallara dayanıyor" der ama soyunun bambaşka yerlere dayandığı ortaya çıkar.

    -sevinç bir bölümde evde oturmaktan sıkılınca kendine iş bakar ve rakip kuru temizleme dükkanında gizlice çalışmaya başlar. aynısını george'un karısı da yapar.

    -başar bir bölümde kendini partilere verir ve okulu bırakıp hayata atılacağını söyler. aynısını george'un oğlu da yapar ve sonunda okula dönmeye ikna edilir.

    -ihsan komşulara hava atmak için evine dev bir piyano alır ama nereye koyacağını bilemez. george da aynısını yapmıştır.

    -george'un da ihsan'ın da eski arkadaşları gelip "bana para vermezsen karına eski sırlarını anlatırım" diye tehdit eder.

    -hem george hem de ihsan fazla çalışmaktan ülser olur, sonra da ikisi de "bu zenginlerin hastalığı" diye hava atar.

    -ihsan ve george iş stresini atmak için eşleriyle beraber tekne turuna gitmeye karar verir. ikisinin de annesi bu tura kendilerini de dahil ettirmeye çalışır.

    -bir bölümde george aynı eski abd başkanı thomas jefferson gibi giyinip soyunun jefferson'a uzandığını söyler. ihsan yıldırım da bir bölümde yıldırım beyazid'in torunu olduğunu söylerek padişah kıyafetiyle dolaşır.

    -iki karakter de kendi heykellerini yaptırıp evinin ortasına koyar.

  • antrenman öncesi beslenmenin amacı kas ve karaciğerdeki glikojen depolarımızı doldurmaktır.
    antrenman sırasında metabolizmamız karaciğer ve kaslardaki glikojen depolarını yıkarak oradaki glikozu enerjiye çevirir.
    beyin, sinir sistemi ve kaslarımızın enerji üretmek için tercih ettiği kaynak karbonhidratlardır.

    evrimsel süreçte kıtlık dönemlerinde karbonhidrat bulamayan insan metabolizması enerji ihtiyacını karşılayabilmek ve hayatın devamını sağlayabilmek için yağlar ve proteinleri de enerji olarak kullanmayı öğrenmiştir.
    ama bunu öğrenmesi karbonhidrat yemeyelim anlamına gelmez. gördüğünüz gibi kıtlık dönemleri, olağanüstü haller için bunu öğrenmiştir.
    metabolizmanın karbonhidrat olmadan enerji üretmesi demek karbonhidrat yemeyelim anlamına gelmez çünkü beynimiz, sinir sistemimiz ve kaslarımızın enerji üretmek için başvurduğu ana kaynak, kullanmak istediği kaynak karbonhidratlardır.

    antrenman öncesi sindirim sürelerini de dikkate aldığımızdan 2-3 saat önce karbonhidrat ağırlıklı bir yemek yemeliyiz.
    hatta antrenmandan önceki akşam yediğiniz yemek yarın ki antrenmanda antrenman öncesi yediğiniz yemekten daha iyi etki görmenizi bile sağlayacaktır işin içine sindirim süresi girdiği için.
    antrenmandan önceki akşam yediğiniz yemek yarın ki antrenmanda göstereceğiniz performansa etki edecektir.
    antrenmanda yüksek performans göstermek için tempoyu, yoğunluğu arttırmak istersek metabolizmamız büyük oranda karbonhidratların enerjisine ihtiyaç duyacak.
    örneğin %80 karbonhidrat, %20 yağlardan enerji ihtiyacını karşılamaya çalışacaktır nabzımızın, yoğunluğun ve temponun arttığı bir antrenmanda.

    antrenmandan önce yediğimiz yemek protein ve yağ içeriyorsa sindirim süresi artacağından yediğimiz yemeğin zamanlamasına dikkat etmeliyiz.
    eğer antrenmana 30 dk gibi bir süre kalmış ve antrenman öncesi bir öğün tüketmek istiyorsak daha çabuk sindirilen bir gıda tüketmeliyiz.
    örneğin muz gibi çabuk sindirilen bir meyve...

    antrenmandan önce yeteri kadar su içtiğimizden emin olmalıyız.
    yeteri kadar su içtiğimizi öğrenmenin kolay yolu idrarımızın rengidir.
    ne çok koyu ne de çok açık olmalıdır. açık sarı yeterli su içtiğimizi gösterir.

    antrenmandan önce kendinize en uygun ''ne yemeli? ne zaman yemeli?'' sorusunun cevabını deneyerek zaman içinde siz belirleyebilirsiniz.
    örnek olarak antrenmandan 2 saat önce bir kasenin içinde ihtiyacınız kadar yulafı sıcak suda 5 dk bekletin.
    üzerine bir ölçek protein tozu ve muz ile karıştırıp antrenmandan önce yiyebilirsiniz.

    not:yaptığınız antrenman 1 saat civarı sürüyorsa antrenman sırasında beslenmenize pek gerek olmayacaktır.
    yaptığınız antrenman 1 saatin üzerinde ise triatlon, dağcılık, martial arts v.b uzun saatle sürecek spor dalları ile ilgili antrenmanlarda antrenman sırasında da beslenmek önemlidir.

  • vay arkadaş adam ülke topraklarından belki de internetle alakalı çıkmış en orjinal fikri, başka bir sitenin kopyası haline dönüştüreceğini gururla anlattı ya la! vizyonsuzluk budur heralde. sözlüğe yaz işte bunu, başka hiç bir açıklamaya gerek yok. vizyonsuzluk iki nokta üst üste başak purut. ne kadar vizyonsuz zevksiz iş bilmeyen adam varsa bir yerlerde yönetici zaten bu memlekette niye şaşırıyorsam bende, peh!