hesabın var mı? giriş yap

  • korsanlar değince, ilk önce ölümü temsil eden bayrakları aklımıza düşer. özellikle de one piece sevenlerin aşina olduğu ve kurukafa ve çapraz kemik sembolünün bulunduğu bu bayraklar hayatımıza ilk defa 17. yüzyıda karşımıza çıkmaktadır.

    jolly roger olarak isimlendirilen bu bayraklar korsan gemilerinin bir saldırı öncesinde veya sırasında kullandıkları bayraklardır. kökenine biraz indiğimizde bazı kaynaklara göre bu terimin fransız korsanlar tarafından kullanılan bir kırmızı bayrağa atıfta bulunarak yani joli rouge(güzel/iyi kırmızı) kelimesinden geldiği ya da türediği iddia edilir ve öldürmeye hazır olduklarını ayrıca dökülecek kana atfedildiği düşünülmektedir. başka bir fikir ise şeytan anlamına gelen ingilizce old roger teriminden geldiğini öne sürdüler.

    yine başka bir kaynağa göre ise 16. yüzyıldan itibaren kuzey afrika denizlerinde bulunan terör estiren müslüman yağmacılar olan berberi korsanlarından geldiği düşünülmüştür.

    korsanlar genel devlet otoritesinin dışında bulunsalar da kendi içlerinde katı kuralları bulunan bir sistem içerisinde bulunmaktaydılar ve suç kisvesi altında kendi şartlarını belirleyebiliyordu. yani bu denizci grupları örgütsüz olmaktan çok uzaktı denemezdi buna rağmen yağma dağıtımını ve disiplinli bir yönetimin parçasıydı ve oldukça organize bir sosyal düzeni yansıtan katı davranış kuralları altında faaliyet gösteriyorlardı.

    bu gibi şeylerden ötürü bayraklar avını korkutmak için tasarlanmıştı. siyah renk korsan olduklarını gösteriyordu ancak iç içe geçmiş semboller üçlüsü ölüm, şiddet, sınırlı zamanı ifade ediyordu aynı anda denizcilik deneyiminin anlamlı kısımlarına işaret etmekteydi. ayrıca korsanlar avlarının sonunu kendilerine dair yani kendi bilinçlerini etkili bir şekilde gösterecek şekilde bayraklar tasarladılar. örneğin en çok görülen kafatası simgesi ise ölümü belirtmek için marjinal bir işaret olarak kullandılar ve bu sayede gemi kaptanları ölümü ellerinde tuttuğuna inandı. işte ikonlar sayesinde bu adamlar, otoriteye bağlı bayrağı sallayan kaptanlara, tüccarlara ve yetkililere karşı kara bir ölümün kasvetli renklerini sunarak denizleri terörize ettiler.

    şimdide tarihte başka şekillerde tasarlanmış bayraklara da şöyle bir bakalım.
    örneğin bu bu bayrakta gördüğümüz simgeler bir iskelet iblisi ve bir kalbi gösterir. figür, sağ elinde bir kadeh tutarken , solunda elinde bir mızrakla bir kalbe nişan almıştır, bu da eziyetli bir ölüm anlamına gelmektedir. kadeh, onun şeytana kadeh kaldırdığını gösterirken, kalbin altındaki üç kırmızı nokta, üç kan damlasını temsil etmektedir.

    bu görselde ise ortada bulunan figür ingiliz bir korsan olan john quelch ve john phillips'i temsil etmektedir. bayrakta bir tarafta bir kalbi delen ve kan damlayan bir mızrak, diğer tarafta bir kum saati tutuyor. mızrak ölümü temsil ederken kum saati ya sonsuzluğu ya da zamansızlığı(zamansız bir ölüm gibi) simgelemektedir. bu tasarımın meşhur karasakalın(edward teach) kullandığına söyleyen belirsiz bilgide mevcuttur.

    yine bu görseldeki bayrak edward lowe adlı bir ingiliz korsan tarafından kullanılmaktaydı ve aynı zamanda gaddar, vahşi bir kişilik olamasıyla da ün salmıştır. diğer korsanların aksine bayrağında kırmızı bir iskelet bulunmaktadır. bayrağı da kendi iç dünyasının vahşetini simgelediği düşünülmektedir.

    sıradaki bu bayrak bartholomew robertsadlı bir korsana aittir. 1719 ve 1722 yılları arasında amerika ve batı afrika açıklarındaki gemileri yağmalaması ile tanınan galli bir korsandı. black bart olarak da bilinen roberts, korsanlığın altın çağı'nın en başarılı korsanıydı. bayrağı iki kafatasının üzerinde duran kendini simgeliyordu. kafatasları bir barbadoslu ve bir martinik'linin başlarını temsil ediyordu. şeklin altındaki harfler, abh, "bir barbadoslunun başı" anlamına gelirken, amh "bir martiniquan'ın başı" anlamına geliyordu.

    son olarak dizilerde ve filmlerde gördüğümüz ve popüler kültürde çokça kullanılan ikonik bu bayrak tasarımı ise john /jack rackham adında 18. yüzyılın başlarında bahamalar ve küba'da faaliyet gösteren bir ingiliz korsana aitti. rackham takma adı olan calico jack ismini giydiği parlak renkli ındian calico kumaşından yapılma elbiselerden dolayı alıyordu. yine burada kafatası ölümü ve kılıçlar gücü temsil etmektedir.

    çeşitli korsan bayrak tasarımları.
    görsel-1
    görsel-2
    görsel-3

    kaynak:1234

  • hep merak etmişimdir yabancı ülkelerde de bizdeki gibi memleket muhabbeti var mı diye. mesela amerika'da new york'a gidip ben "new york'ta doğdum ama anam babam dallas'lı" dendiğinde irite olma durumu var mı? ya da insanlar kendi aralarında konuşurken şöyle diyaloglar geçiyor mu :

    - kız nereliymiş?
    + virginia. ama aslen kuzey carolaynalı
    - olm onlardan adam çıkmaz amk. beş para etmez yobaz hepsi. kızılderili falan olmasın olm onların adetleri farklı uyuşamazsınız siz olmaz yani.

    - kardeş nerelisin sen?
    + new york
    - aslen nerelisin ?
    + ????

    ya da haberlerde şöyle bir flaş haber geçiyor mu : "virginia'da neden ayine gelmedin dayağı"

    ya da "abi kansas'tan sonrasına atacaksın atom bombasını ülke tertemiz olacak" diyen birileri var mı?

    bir ton işim var ama oturup bunu düşünüyorum şimdi. herkesi kendimiz gibi sanıyor olmam da ayrı bir öküzlük tabi.

  • dünyayı uzaydan izleme fırsatı bulan insanların yakalandığı bir hastalık.

    gezegende yaşayan her canlının aslında tek ve bir bütün olduğunu, tüm canlıların dünyanın bir parçası olduğunu idrak edip, insan ırkının önemsizliğini farkederek yaşamı anlamsız bulmakla sonuçlanan bir durum. buradan bize sonsuz gibi gözüken mavi gökyüzünün aslında ne kadar ince bir tabaka olduğunu, bu kadar kırılgan olmasına rağmen yaşam ile ölümü birbirinden nasıl ayırdığını görmeleri ile de mutluluk ve endişe yaşıyorlarmış. bunu yaşayan astronotlar, dünyayı o şekilde görmenin, vücutlarındaki her bir atomun evrendeki her bir atom ile bağlantılı olduğunu, onların bir parçası olduğunu fark etmelerini sağladığını söylüyorlar. hepimizin yıldızlardan meydana geldiğini düşünürsek doğru bir düşünce bu aslen: (bkz: #38200814)

    şimdi bize etki etmiyor tabii ama eskiden bir çok insanın dünyayı uzaydan ilk görüşlerinde (televizyondan olsa dahi) benzer duygular yaşadığını düşünüyorum. düşünsenize yıl 1969, hayal etmekte dahi zorlandığınız uzayda olduğunu söyleyen bir adam televizyona çıkıyor ve "şimdi kameramı dünyaya çevireceğim" diyerek size televizyondan şu görüntüyü izletiyor. ürpertici.

    https://vimeo.com/45878034