hesabın var mı? giriş yap

  • ---- lütfen doktora mail atmayın ----

    rene pretre şu an noel tatilinde. kendisine 4 ocak tarihinde ulaşmamın mümkün olduğunu biliyorum.
    yardım talebimizin antipatik görünmesi en büyük endişemiz.

    ---- lütfen doktora mail atmayın ----

    sözlük. bana acilen gereken kişi. özellikle lozan veya civarında yaşayanlardan rica ediyorum.

    evvela tanım:
    çocuk kardiyolog cerrah. alanında başarılı bir doktor.

    ihtiyacımın sebebi ise:
    kızım kalp hastası (şu an 4 aylık) ve ameliyat olması gerekiyor. rene pretre şu an lozan'da aktif çalışmasını sürdürüyor. fakat 2 haftalık noel tatiline çıktığı için ulaşım sorunumuz var.
    çocuk kardiyolojik cerrahisi konusunda ciddi tecrübelere sahip. bizim bebeğimizin ameliyatı için tecrübesi ve bilgisi oldukça üst seviyelerde. (ekonomik veya fon şeklinde bir beklentimizin olmadığını özellikle belirtmek istiyorum).

    rahatsızlığımız çift çıkış sağ ventrikül. şimdi okuyan cerrah veya kardiyologlar muhtemelen "bu türkiye'de yapılabilir" diyecektir. maalesef damar mesafesi oldukça açık olduğundan tek ventrikül ameliyatı tavsiye ediliyor. bununda 14-15 yaşlarında başlayacak sorunların önüne geçemediğini sanırım işi bilen herkes biliyor. tek ventrikül ile gidersek 20-25 yaş aralığında kalp nakline kadar gidebilecek sorunlara gebe kalabiliriz.

    bu sebepten ötürü erişim sağlama konusunda zorlandığım, dil yetersizliğim sebebi ile sekreteri ile görüşemediğim ulaşmam gereken doktor.
    lozan'da yaşayan sözlükçülere duyurulur.

    http://www.cardio-vascular.chuv.ch/…ce-medecins.htm

    zorunlu edit:
    bazen sadece dua edersin. sırf derdini net biçimde senin için dile getirdiğinden (bkz: #47927377) (elbette son paragraf hariç).

    edit 3:
    arkadaşlar,
    ılgi ve desteğiniz için sonsuz teşekkürler.

    görünen o ki rene pretre'ye noel tatili sebebi ile ulaşmak mümkün değil. dini tatilini yaşamak en doğal hakkı.
    4 ocak tarihinde iş başı yapacağı kesin. sanırım o tarihe kadar beklemek dışında başka bir seçenek yok.

    edit 4:
    iletişime geçilen kişi. süreç başladı. herkese sonsuz teşekkürler.

  • 2014 yazında nasıl olduğunu hatırlamadığım ama iyi ki de olmuş dedirten bir şekilde tanıştım bu grupla. kıyamet senfonisi, ay ışığı savaşçısı derken, rüzgarın kızı, güneşin ozanları, cyrano, masalcı... bu gitti böyle ve en sevdiğim grupların arasında yerini aldı, evet belki diğer gruplar kadar iyi değiller ve evet belki eksikleri de var ama olsun lan. özellikle türkiye'den böyle bir grup çıkabilmesi çok hoşuma gitti arkadaş ve bunu bir milliyetçilik ürünü olarak söylemiyorum türkiye koşullarında böyle bir grup çıkarmanın zorluğunun az çok farkında olduğum için diyorum. tabi türkiye'deki her güzel şey gibi, bu grup da maalesef fazla dayanamamış, dağılmış. yazık olmuş.

  • bir görme özürlü adam vardır maltepe pazarının girişine yakın yara bandı satan...

    bir karton kutusu vardır, onun üzerine oturur, yanında getirdiği küçük siyah çantasından 10lu yara bandı paketlerini çıkarır, ve çekine çekine duyurmaya başlar işini:

    "10 adet yara bandı 1 milyon lira..."

    yandan akıp giden kalabalığın yarısı adamın görme özürlü olduğuna inanmaz, birazı duygu sömürüsü yapıyor zanneder, bir kısmı değecek birşey olsa sattığı kandırmanın hesaplarını yapar... çok azımız farkederiz adamın hakikaten namusuyla para kazanma çabasında olduğunu...

    1 milyon uzatır, kendi kendinize iyilik yapmaya niyetlenir "bana 2 tane ver, yeter" dersiniz...
    "olmaz abi, 10 tanesini satıyorum 1 milyona" der...
    ısrar edersiniz, inatla kabul etmez, "abi, haketmediğimi almam ben" cümlesini duyarsınız...
    "ben helal ediyorum" demeniz birşey ifade etmez, o daha keskin "bakıyordur" duruma, daha fazla uzatmaz, 10 yara bandını alır gidersiniz...

    iş biter, dönüşte sizin yaptığınız konuşmanın neredeyse aynısı iki genç kızla onun arasında yapılıyordur.
    kızlar sizden ısrarcı çıkınca başka bir çözüm önerir adam;
    "abla, o zaman ben sizin almadığınız bu artanları sizden sonraki müşterime veriyorum, ama helal edin..."

    konuşmanın ardından ne olacağını görmek için beklemeye başlarsınız...

    biri gelir birkaç dakika içinde, verir 1 milyonu alır 10 tane yara bandını, tam gidecekken bizimki "pardon abla," diye başlar anlatmaya, ve ısrarla ona verir elinde önceki seferden kalan 8 tane yara bandını...

    az üzülür, biraz burulursunuz,
    az önce 50 yara bandı parasına yediğiniz döner ekmek düğümlenir boğazınızda...

    bir görme özürlü adam vardır maltepe pazarının girişine yakın yara bandı satan,
    bakmanın ötesinde görmeyi öğretiyordur insana yanından her geçildiğinde...

    malum,
    10 adet yara bandı 1 milyon değerinde...

  • psikologsanız klinikte karşınıza sıklıkla çıkacak (ya danışan olarak ya da danışanın hikayesi olarak) hikayelerin en temel unsurları olabilir kaçıngan bağlananlar. şıp diye anlarsınız:

    - "bağlanmaya hazır değilim" derler ya da düşüneceklerdir. ama düşünmenin sonunu getiremezler, sürekli bir arada kalmış hali yaşayıp karşılarındakine de hayatı zindan edebilirler.

    - ufak tefek kusurlara takılırlar: yemek yiyişleri, ailesiyle alakalı alakasız bir şey vs.

    - eski sevgilileri burnunda tütüyordur (literatürde "hayalet eski sevgili" denilen şey oluşur, eski sevgililer yüceltilir ve kusursuzlaştırılır).

    - başkalarına kur yaparlar, hatta yanınıza bile yaparlar. ya da kurs yaptığınızın düşünülmesini sağlamaya çalışırlar. saklamaya çalışırlar vs (kişi erkekse, erkek arkadaşıyla olan görüşmesini "bir arkadaşım" diyerek gizler mesela kıskançlık hissi oluşturması için).

    - karşı tarafa hisleri olduğunu söyler ama onu sevdiğini açıkça söylemez.

    - samimi bir görüşmenin ardından günlerce aramaz, işler tam yoluna girmişken korkar ve "kaçar", elde edilmiş olarak görünmeyi istemez.

    - ilişki içerisinde olduğu kişiyle konuşurken zihinsel olarak ortamı terk eder, "dalıp gider", dinliyor gibi görünürken başka şeyler düşünür vs.

    - sır saklar, belirsiz bırakır, karşısındaki insan sürekli bir gizemi çözmeye çalışıyor haldedir.

    sayarken bile bunaltan daha nice özellikler.

    oyun oynamayı seven, gizemli ve elde edilmesi zor kişi görünümüne girmeye çalışan bu insanların ennn zor kısmı ise terapiyi kabullenmelerinin zor oluşudur.

    son olarak, geçmişlerinde sıklıkla atıfta bulundukları bir bağlanma travması muhakkak bulunur...

  • thomas vaughan adindaki bir ingiliz tüccarin kaleme aldigi ingilizce basilmis ilk türkce gramer kitabi. kapagindaki bilgilere göre vaughan izmir'de tüccarlik yapmis, kitabi ise 1709 yilinda londra'da yayinlamistir. eserde, önce türk dilinin grameri incelenir; ardindan, bildigim kadariyla, anadolu türkcesinin ilk olarak latin harfleriyle yazildigi örnek diyaloglara gecilir. vaughan'in dilbilimci olmamasinin getirdigi her zaman birbirini tutmayan imlayi, özgünlük bozulmasin diye, hic degistirmeden biraktim. bilinen ilk ingilizce-türkce diyaloglar ve ilk defa latin harfleriyle yaziya gecirilmis ücyüz yil önce konusulan türkce asagida sizleri bekliyor:

    turkche tekelumat (turkish dialogues)

    evelky tekelumat (the first dialogue)

    sabah kaldughy zaman suileshmec ichun (for discourse sake, when about to rise in the morning)

    -bre oglan sabah yakinmy? (ho boy, is it nigh day?)
    -ghyunash bile dogdy bir saatdan artik dur. (the sun hath been up above an hour.)
    -hich oile olurmy? ta bukadar chok oyudummy? (is that false? or have i slept so long?)
    -pengerelery achdugumzaman gurursenghiz. (you'll see when i have open'd windows.)
    -gercheksin. tez imdy bonga zibunimy ve koftanimy ghetur. (thou'rt in the right. bring me therefore presently my wastcoat and undervest.)
    -ishte, sanduk ustunde bashingiz yanínde dur. (see, they are on the chest nigh your head.)
    -var imdy bonga su ghetur, ellerimy ve yuzimy yuyaim. (go then, bring me water to wash my hands and face.)
    -isijakmy istersengiz? (will you have it warm?)
    -yok; ben o kadar hape deghilim. (no; i am not so chilly.)
    -silagec kande dur? bre murdar ne ile silinaim? (where is the towel? out you sloven, what shall i wipe with?)
    -sultanum temuz yok dur, ben onlary chamashire yaikamaghe virdim. (sir, there's none clean; i have given them to the washer.)
    -imdy ghymleghimle silinaim. (then i'll wipe with my shirt.)
    -shimdilic bu makrameyi alling, ke temiz dur. (this towel you make this moment, for 'tis clean.)
    -benim chorablerim nere dur? (where are my woolen socks?)
    -all, bende dur. (here they are, take them.)
    -pabuchlerimy sildingmy? (have you clean'd my shoes?)
    -daha silmadim emma siz gaininge ben silerim. (i have not yet wip'd them, but whilst you dress your self i will wipe them.)
    -tez ile imdy. (quickly then.)
    -emringhize moteim. (i'll obey your command.)

    -oghlan iskemyly ghettur. (boy bring a chair.)
    oturunguz sultanim kerem aileng. (pray, sir, sit down.)
    ya sultanim ne dir halingiz? (well, sir, how goes the world with you? (or how do you?))
    -shuker, alhemdulillah. (well, god be prais'd.)
    -hizmettinghiz varmy? bir shei lazimmy? (have you any service? have you need of any thing?)
    -ben size bir rige itmeghe gheldim. (i came to beg a favour of you.)
    -haman tec buyurung. (then freely command.)
    -agher ishingiz yokise benim'le charshuye gheling; sizing'le bir cauch shei satun alsem gherec ke bildighim deghil. (if you have no business come with me to the bazar (or shops) i need you to buy some things which i don't understand.)
    -ne satun almak istersin? (what will you buy?)
    -agem sejadelery ve kilimlery, ve dulbendleri, ve bugasilery. (persian carpets, striped ones, muslins and callicoes.)
    -nola, bash ustune, neshekil akchanguz var dur? (well, on my head be it, what sort of money have you?)
    -ufak akche. (small money.)
    -ufak akche gedgmez, zera agemar arslanidan ve ya altundan gairy akche almazler. (small money will not pass; for the persians will not take other money than lyon dollars or gold.)
    -nichun? (why?)
    -zera ufak akche aresinde zuyuf akche chok dur. (because among small money there is much false.)
    -korkarim bende aldandim. (i fear i have been cheated.)
    -nige? (how?)
    -dun on besh rial grush buzdum; bilmem akche eyumydur, fanamy dur. (yesterday i receiv'd 15 ryal or weighty dollars; i don't understand money, whether it be good or bad.)
    -kimdan buzdunghiz? (who did you receive them of?)
    -onuny bir tchufudan beshiny mehanegidan. (ten of a jew, and five of a taverner.)
    -ghyuster, bakaim, puh ne guzel akche, yarisy kelp dur. (show it, i'll look on it, puh, what brave money, half is false.)
    -ya nige ideim shimdy? (and how shall i do now?)
    -ne chare, zarar chekersinghiz, gecheni bazarde harge idersinghiz, ghegemainy saklarsiz. ya yine sherab alub mahanegiye virirsinghiz. (what remedy, you must stand by the loss, what passes, spend at the bazar; what will not, keep: or when you buy wine again, give it to taverner.)
    -varaim imdy evve, gairy akche alaim. (i will go home then, and take other money.)
    -varinghiz, emma tez ghellinghiz, zera koshluk gedgdy, oile yaklashdy. (go, but come quickly, because the morning is past, and noon draws nigh.)
    -ben tez ghelurum, haman yabane ghitmenghiz. (i will come presently only don't go abroad, (or be out of the way.))
    -yok ghitmem, sizy bunde beglerim. (no i will not go away, i'll stay for you here.)
    -imdy allah ismarladic. (then god be with you. adieu.)
    -var saglikile. (go in safety.)

    -oglan. (boy.)
    -leppec sultanum. (command sir.)
    -ghettur bonga divity, ve kelemlery, hem bir iki tabac kyahid o ghellinge, ben bir mectub yazaim. (bring me an inkhorn, and pens, and a sheet or two of paper whilst he is coming, i'll write a letter.)
    -divit hazir, emma ichinde ne lika var, ne murekkeb. (the inkhorn is ready, but there is neither lika, (that is cotton or silk or the like) nor ink in it.)
    -ya nige oldu? (and what's become of it?)
    -bilmem, zahir kurudy, yuvarlek oldy, ichinden chekdy. (i know not; sure 'tis dry'd up, become a pellet, and rolled out.)
    -ya nichun gyuzetmazin? (and why don't you look to it?)
    -ne ecsighim benim? ben yazigy deghil im. (what is't to me? i am no writer.)
    -gyundan gyune bir az su kosang ne olurdy? (if daily you put a little water to it, what trouble would it be?)
    -katerime ghelmez. (i don't remember it.)
    -ya akling nerade dir? (and where are your brains?)
    -benim gairy khidmetlerim chok dur. (i have a great deal of other business)
    -var imdy murekeb shishe sen ghettur. (go then, bring the ink-flask.)
    -ondade hitch bir shei yok dur. (there's nothing at all.)
    -otaghy gyun iki akchelik murekeb aldim idy; nige oldy? (the other day i bought two aspers worth of ink; what's become of it?)
    -ne asil otaghy gyun? iki ay ghedgdy, belky dahy ziyade. (what other day? 'twas two months ago, and perhaps longer.)
    -hala ghettur bakaim. (bring it now, i'll look, or see.)
    -ishte bak, hem gyuflammish hem kurumish dir. (look, see 'tis both mouldy and dry'd up.)
    -var imdy dugandan bir akchelik al. (go then, buy an asper's worth at the shop.)
    -vir imdy akche. (give me money then.)
    -yaningde bir akche bulunmazmy? (have you not an asper about you?)
    -kalmady. (no; (or none remains.))
    -benimde ufak akche yok dur. (i have no small money.)
    -var viresy al, sungre viruruz; yokse bize inanamzmy dersin bir akchelik murekebe? (go take it upon tick, we'll pay hereafter; or do you say he will not trust us for an asper's worth of ink?)
    -inanur, emma aiepdur. (he'll trust, but is's a shame.)
    -var, chok suileme. (go, don't prate so much.)
    -ishte ghetturdum. (see i have brought it.)
    -duc imdy divite, ne pec suluimish. (pour it then into the inkhorn, how watry it is.)
    -gairisy yok dur. (there's no other.)
    -ricdan nerede dir? (where's the sand box?)
    -divit yaninde gurmezmysin? (don't you see it by the inkhorn?)
    -ya balmumy nige oldy? (well, what's become of the wax?)
    -bakaim, raflarde idy; daha dururmy bilmem. (i'll look; it was on the shelf; whether it be there still, i know not.)
    -bak, hem bir mum yak, muhurleyejek zamande hazir olsun. (look, and light a candle, let it be ready against sealing.)
    -daha atesh yakmadim. (i have not yet kindled the fire.)
    -kav chakmak yokmy dur? (have you not a steel and tinder? (kav is leather us'd as tinder))
    -var; emma ghibrit yok dur. (yes; but there's never a match.)
    -yok olasin bulaiky: heb yok, hep yok. (i wish thou wert not: all's no, all's no, (with you.))
    -var imdy kungshilikde yakiver. (go then to the neighbourhood, and light it.)
    ghel, ghel, bu gyun aying cauchingy gyunidir? (come, come, what day of the month is this?)
    -bonga sorarsenghiz, ne ay bilurum ne gyun. ( if you ask me, i know neither the month, nor the day.)
    -hai eshec, hai. (away ass, be gone.)

  • gerçekten güzel bir saç modeli. gerçekten güzel, çok trend, modern.
    peki ama ya o surat?
    çaldığın atları nerede saklıyorsun arda turan?

  • türk milli takımı yerine, alman milli takımını tercih etmiştir, öyle milliyetçi bir insandır kendisi. isterse reenkarnasyon ile bu yaştan sonra kendini kürşad'a dönüştürsün, bu gerçek değişmeyecek. amatör eğlendirir yani pepito.