hesabın var mı? giriş yap

  • ben bunların kafasını anlamıyorum. eğer bim, şok, a101 fiyat şişiriyorsa olması gereken fiyata ürün satan marketler hangileri?
    bu marketlerden ucuzu yok ki amk. en ucuz marketleri enflasyonun sebebi olarak görüyorlar.

  • zamanında erdoğanlar türban yasağına karşı halkı sokağa dökerken terör daveti mi yapıyorlardı, aşağılık faşist köpek?

    bu alçaklıklarınızı burnunuzdan fitil fitil getirmezsek bize de sosyalist demesinler, saray köpeği! siz maaşlı trolleri fetöcülerden beter etmezsek adam değiliz!

  • mersin'in öğlen sıcağında belki ölürler diye sahneye çıkartılmak suretiyle komple teorisine maruz bırakılmış bir black metal grubuna ev sahipliğini içermektedir.

  • iskoç komedyen daniel sloss, jigsaw adlı şovunda, toplumun "yalnızsan eksiksin, ruh eşini bulmak zorundasın" baskısına şu sözlerle karşı çıkıyor:

    "aranızda, benim gibi 26 yaşında birinin, aşk ve ilişkilerden bahsetmesini dinleyen daha olgun seyirciler olduğunu biliyorum. muhtemelen diyorlar ki;
    'daniel, çok gençsin, çok safsın, çok alaycısın. biliyorum tatlım, çünkü senin gibiydim. senin yaşındayken aynı şeye inanırdım. kesinlikle aşk diye bir şey yoktur derdim. sonra 'o'nunla tanıştım. o zamandan beri beraberiz. uzun bir yolculuktu, zordu ama sevdiğimiz için çabaladık. çünkü yanıldığın şey bu, daniel. emek ve çaba gerekli ama buna değer. anlıyorum daniel, neden böyle hissediyorsun biliyorum ama bir gün gerçek aşkı bulacaksın ve bulman için sabırsızlanıyorum.'
    eğer böyle hissediyorsanız, umarım haklısınızdır. birinin kocası olmak istiyorum, baba olmayı her şeyden çok istiyorum. çünkü eğer haklı değilseniz, eğer yanılıyorsanız; diğer bir olasılık şu: benim yaşımdayken yalnız kalmaktan öyle korkmuşsunuz ki, kendinizi birini sevmeye zorlamışsınız."

    "dünyada 7.5 milyar insan var ve siz ruh eşinizi yaşadığınız yerden 30 km ötede mi buldunuz? bana fazla büyük bir tesadüf gibi geldi!"

    "içtenlikle söylüyorum, dünyadaki ve dolayısıyla bu salondaki ilişkilerin yüzde 80'i palavra. bazıları, yalnız kalmayı öğrenmek için hiç zaman harcamamış, kendilerini nasıl seveceklerini öğrenmemiş, böylece bu görevi başkasına vermiş."

    "evliliklerin yüzde 55'i boşanma ile sona eriyor. 30 yaşından önce başlayan ilişkilerin de yüzde 99'u bitiyor. bunlar ameliyat istatistiği olsa kimse bu riske girmezdi.
    ...aşkı bulmak imkansızdır, demiyorum. tek söylediğim, istatiksel olarak bulamadığınız."

    sloss, kendisini sevmeden; tabiri caizse kendi ruhunu bulamadan ruh eşini bulamadığına takılan insanlar için de şu şekilde tavsiye veriyor:

    "bir başkasının sizi sevmesine izin vermeden önce kendinizi sevmeyi öğrenmelisiniz. işte bu. bekar olmak, yalnız olmak yanlış değil. biriyle çıkmaya başlamadan önce kim olduğunuzu bulmak için kendinize zaman ayırmak yanlış değil, çünkü kim olduğunu bilmezsen sahip olduklarını nasıl gösterirsin?"

    "kendinizin sadece yüzde 20'sini severseniz, biri gelip sizin yüzde 30'unuzu sevebilir. 'vay bu çok fazla' dersiniz. ama tam anlamıyla yarıdan azdır. kendinizi yüzde yüz severseniz, size aşık olan birinin sizi özel hissettirmek için gerekenden fazlasını yapması gerekir."

    son olarak, sevdiğim bir cümlesini bırakayım:
    "hayatta yapabileceğiniz en kötü şey, onu yanlış insanla geçirmektir."

    (daniel sloss, bu şovu 2018 yılında yapmış. eğer adamın güncel ilişki durumunu merak ediyorsanız hemen söyleyeyim; geçtiğimiz ay diz çökerek sevgilisine evlenme teklifi etti.)*

  • benimki şöyle olmuştu.
    aşığız birbirimize. ama sevgili değiliz. konuşarak ve gülerek yürüyoruz. dedi ki,
    -ya kızım evlensek amma eğleniriz senle bir ömür be.
    -he, dimi?

    evlendik.

  • ercüment hocamızın covid 19'da kullanılabileceğini söylediği ilacımız.
    (bkz: rekombinan insan dnaz) ın tıbbi adıdır. human dnaz 1
    enziminin rekombinant formudur, bu nedenle “(bkz: rekombinant human dnaz)” ((bkz: rhdnaz)) olarak da adlandırılır.
    bu ilaç, (bkz: kistik fibrozis) hastalarının mukusundaki nekroza uğrayan (bkz: nötrofil)lerden açığa çıkan çok miktardaki serbest dna'yı yıkmak ve böylece solunum yolu sekresyonlarının (bkz: viskoelastisite)sini azaltmak, mukusun (bkz: klirens)ini artırmak ve solunum yolu enfeksiyonlarının sıklık ve âiddetini azaltmak
    yoluyla akciğer fonksiyonlarını korumak ya da iyileştirmek amacıyla geliştirilmiştir.
    pulmoner sitotoksik etkileri yönlendiren sitoplazmik proteinlerle kaplanmış bir dna omurgasını içerir.
    dornaz alfa, (bkz: aerosol) şeklinde olup 2.5 ml içinde 2.5 mg etken madde bulunan berrak, renksiz bir solusyondur. buzdolabında saklanmalı ve ışıktan korunmalıdır. ototoksik akciğer infeksiyonlarında -infeksiyon ve enfeksiyon farklıdır- entübasyon yapılmayan hastalar için, dornese alfa tedavisi negatif basınç odalarında güvenle nebülize edilebilir.
    sık görülen yan etkileri ses kısıklığı, farenjit, larenjit, döküntü, göğüs ağrısı ve (bkz: konjonktivit)tir.
    yapılan araştırmalarda (bkz: sivelestat) ve (bkz: anakinra)nın da dornase alfa ile kombinasyon tedavisinin umut verici olduğunu görüyoruz.

    kısaca özet geçersek bu ilaç bir zamanlar hocamız olan şimdi özel bir hastanede çalışan çok sevdiğimiz prof. dr. (bkz: ercüment ovalı) tarafından covid 19'a etkili olduğu belirtilmektedir. fakat yurt dışı çalışmalarında yazılan bir makalede hocamızın çalışmasına benzer bir yayın yapılmış bu yüzden sanırım 23 nisan yayın tarihi erkene çekilerek hem tedavinin başlaması hem yayın haklarının elinde tutulması amaçlanmıştır.
    ilacın ana etkisiyle beraber hastalığın akciğerler üzerinde yıkıcı etkisi durdurulmakta böylelikle dispneye giren hastaların oksijen yetersizliğinden doğan sorunları ve mortalitesinin azaltılması amaçlanmaktadır. yakın zamanda çoğu tıp dergisinde bu çalışmanın yayımlanacağını gururla belirtmek isterim. tabi ki hastalığın kalp ve böbrekler gibi diğer organlara olan hasarını malesef engelleyememektedir fakat mortalitenin en büyük etkeni olan akciğer harabiyetini çözmüş olabilir.
    başta ercüment hocama sonra tüm insanlığa hayırlı olsun. umarım güzel yarınlara uyanabiliriz.

    virüsle ilgili bilgilere daha önce yazdığım (bkz: #103039784) entrisinden ulaşabilirsiniz. yii geceler türkiye.

    edit: revizyon çalışmaları

  • marketlerin haftada 1 gün izinle, 1 gün sabahçı, 1 gün akşamcı, haftada en az 1 gün de sabah 9'dan akşam 10:30'a kadar insan çalıştırdığı, yeterli para ödemediği ortamda yüzün gülmesini bekleyen müşterinin zaten aklında sorun vardır ki bu yüzün gülmeme sebeplerinin en tepesinde arızalı, manyak müşteri çokluğu da yatmaktadır. akşam 22:30'da çık, 23'te eve var, ertesi gün 8'de kalk hazırlan, haftanın en az 3 günü bu kaos içinde, stres, yorgunluk içinde çalış ne için ulan? ben bütün hafta aynı program çalışmak istiyorum dersen herkes aynı şekilde beğenmiyorsan çav diyorlar oçlar, özellikle o üç harfli oçlar.
    market çalışanları eylem yapmıyor, birlik olamıyor, hayvan gibi insani olmayan koşullarda bakkal gibi türeyen yerlerde emek sömürüsüne maruz kalıyorlar. market konusunda mağazaların şuanki büyüklüklerinin üzerinde bir metrekare sınırı konması, belli büyüklükte çalışan sınırı konması şarttır, şuanki düzende firmalar 1 kişi gelmeyince öbür kişiyi saatini ve mesai parasını geri vermeksizin tam gün çalıştırmaktadır, bu eziyet yeni kişi alınana kadar veya hasta personel gelene dek devam etmekte, bu emek sömurüsüne göz yumanların allah belasını versin. iş plan programına kimse uymamakta, tam bir pislik dönmekte aynı tablo başka ülkelerde olsa tüm market personelleri birleşir memleketi sallardı.

    dip not: bunlar gerçeklerdir, ben kısa süreli çalıştım fazlasıyla hepsini yaşadım. markette şu rezil şartlarda o paraya çalışacağına otur evinde aç kal daha kârlısın.