hesabın var mı? giriş yap

  • almanya liginde çok maç izleyen biri olarak söyliyeyim. geçen yıl ki kerem maalesef leverkusen'in defans yapmayı bilmeyen oyuncuları yüzünden geri geri gitti. o kadar kötü defans yapıyorlarda ki kerem ofansif yönünü nerdeyse hiç kullanamadı. tamamen defans ile orta saha arasında mekik dokuyarak geçirdi desek yeridir. hoffenheim ve leverkusen'in önceki sezonlarında ofansa katkı veren adam geçen yıl o kadar kötü defansla sudan çıkmış balığa döndü. takımın kötü gidişine xabi alanso'nun gelişide çare olmadı. ara ara leipzig ve bayer münih galibiyetleri alsalarda sezon geneli başarısız oldular diyebiliriz. kalede hradecky süper performanslar sergilememiş olsa sanırım sezonda 49 gol değilde 79 golle sezonu bitirirlerdi. şampiyonlar ligine direk katılıp ligde 3. olan takım avrupa liginde de iyi gitti. ancak leverkusen'in en büyük sorunu hoca değişikliğinden sonra bir türlü sabit 11'i bulamaması oldu. 1 maç kerem oynuyorsa 1 maç yedekde bekliyor. rotasyon yapılıyor ama takım kimyası o kadar bozuk ki bu ters tepiyordu. ona rağmen leverkusen yarı final gördü. yarı finalde roma'ya karşı tek kale oynamalarına rağmen elendiler.

    kerem xabi alanso döneminde sürekli 11'de sahada olmadı. bazı maçlarda çok sonradan girdi. bir sonra ki maça ilk 11 başladı. ancak şunu söyliyeyim geçen yıl ki leverkusen defansı önünde patrick viera bile oynasaydı futbol oynamaya tövbe ederdi. özellikle geçen yıl kerem'in oyununda çok ciddi bir düşüş oldu. ayrıca kadroda sürekli rotasyon olmasıda takım kimyasını çok bozdu. kerem'de bir çok maçta konsantrasyon sorunu yaşadı. kerem içinde takım değiştirmek çok iyi olacak. özellikle leverkusen gibi sadece futbolu hücum yapmak zanneden takımların orta sahasında görev almak aşırı yıpratıcı bir pozisyon. galatasaray'a ise çok ciddi katkı sağlayacaktır.

    bayer leverkusen'in korner ve duran toplarını genelde kerem kullanır. ayağı düzgün ve iyi top kesiyor. gösterişsiz bir oyun tarzı var. çok hızlı olmasa da alan savunmasını iyi biliyor. galatasaray eğer torreira ve kerem orta sahası ile beraber oynarsa orta saha üstünlüğünü kolay kolay rakip takıma vermez. defans arkasına atılan toplar haricinde de kolay kolay pozisyon vermez. ofansif tarafta ise kerem'in tekrar özgüven kazanması gerekebilir. ancak o meziyetleri fazlasıyla var.

  • düşündükçe insanı sinir eder.

    26 yaşındayım. 7 yıldır aralıksız çalışıyorum. kazandığım parayı harcayacak zamanım yok. kazandığım tek şey 4a dökümünde yer alan gün sayısı. buna kazanmak denirse. peki kaybettiğim zaman ? bunu nasıl telafi edeceğim. 60 yaşında beli bükülmüş bir emekli olarak ; işte şimdi çalışmamın karşılığını alacağım. gelsin dünya turları, yatlar,katlar mı diyeceğim, yoksa gelinim çalışırken evde torun mu bakacağım bilemiyorum altan ben bu hayatı kimin için yaşıyorum bilemiyorum.

    (bkz: yaşama amacını sorgulatan detaylar)

    edit: bu entry ile ilgili çok mesaj geliyor. çalışmaya devam.

  • bir çeşit yaşarken ölmek...
    bazen öyle şeyler yaşanır ki, en çok istediğiniz, yıllardır hayalini kurduğunuz şey gerçekleşirken bakmışsınız içinizde heyecan yok. yaşadıklarınızın, hayalinizle alakası olmasa bile kokusu, pusu size öyle bir sinmiş ki, sizi bir şekilde öldürmüş. eskiden düşüncesi bile heyecanlandırırken, birkaç gün sonra içinde olacağınız hayal su gibi üstünüzden akıyor. içinize geçmiyor, hücrelerinize işlemiyor.

  • arkadaşlarıyla buluşmaya çakarlı aracı ile emniyet şeridinden yardırarak giden, iyi parti milletvekili lütfü türkkan'ın kızı dilara türkkan'dır.
    link

    bir ara pek çok bürokratla birlikte bu vekillerin de çakar hakkı kaldırılmıştı . ama güzide meclisimiz bunu kabullenir mi, 3-4 ay sonra ak partili bir vekilin teklifi ile bir torba yasanın içine bu haklarını geri almayı sıkıştırıverdiler.

    tabi ki güzide ülkemizde vekile, valiye, müdüre, bürokrata tanınmış hak eşine, dostuna, çoluğuna, çocuğuna, 7 sülalesine de tanınmıştır. ne diyeceksin ki?

    edit: lütfü bey twitter'daki son tweetinin altında konuyla alakalı soru soranların tweetlerini gizlemiş. bakalım bir açıklama yapacak mı.

  • muazzez ersoy'un kendisine ithafen seslendirdigi parcadan bir kisim..

    ...
    sakın bir söz söyleme,
    yüzüme bakma sakın
    sesini duyan olur...