hesabın var mı? giriş yap

  • sözelci halimle deneyde gördüğüm tek şey, suyun karıştırılmasıyla ortaya çıkan kinetik enerjiden elektrik üretilmesi.

    dalga mı geçiyor cern filan? ciddiyse çok daha kötü, lütfen dalga geçsin!

    edit: hayır bir de atomu parçalamak bu kadar kolay olmamalı :) düşünsene kahvede çay karıştırıyorsun, "hilmi abi, yine sağlam atom bırakmadın..."

    2. edit: kinetikten farklı atraksiyonlar varmış. tamam kardeşim vurmayın sözelciyiz dedik ya. çubuğa odaklanın :)

  • baslik: uefanin email adresini bilen var mi

    1. ulan protesto etcem uefayi ama adamlarin contact us kisminda email adresi yok amk. yardim edin plz.

    2. uefa@hotmail.com

    3. dj_uefa@hotmail.com

    6. gecelerinyargiciuefa@hotmail.uk

    8. uefa_22cm@hotmail.com

    15. mc_uefa@hotmail.com

    26. platiniuefa@mynet.com

  • hayattaki en büyük arzularımdan birisi şudur: bir gün tek başıma bir anket yapmak istiyorum. türkiye'yi il il gezip çocuklarla konuşacağım. bakalım en sevdikleri şarkıcı yonca evcimik mi... yeter lan. bu yonca evcimik'in yıllardan beri "beni en çok çocuklar seviyor, çocuklar bayılıyor bana, yoncimik'im ben zaten, bebeğim de çıktı, alıp oynuyorlar, fankulübümün çatısı çocuklar, çocuklar beni dinlemeden yemek yemiyormuş, kasetimi alan çocuklar erken konuşuyormuş, çocuklar beni çok seviyor, çocuklar bana bayılıyor, zaten beni çok seviyorlar, en çok beni seviyorlarmış, yonca abla diyorlar bana, çocuklar şöyle, çocuklar böyle..." demesinden fenalık geldi. gidip konuşacağım yarınımızın teminatları çocuklarımızla... diyeceğim ki böyle böyle diyor bu, hakikaten böyle böyle mi?

    yoncimik'in bu iddiasını araştırmaktır benim arzum, evet. bu araştırmanın hemen ardından bir başka araştırmaya girişmek istiyorum: jean claude van damme'ın alnındaki şişliğin nedeni ne? ilk filmlerinde "herhalde filmi çekerken darbe aldı van dam" diye düşünüyordum. ama adam toruna torbaya karıştı, alnındaki o pinpon topu büyüklüğündeki şişkinlik aynen duruyor. sebebi ne acaba? gerçekten merak ediyorum.

    üçüncü araştırma konum da şu olacak: izel 'i her görüşlerinde ya da izel'in herhangi bir parçasını her duyduklarında "izel yıllardır bir çare bulamadı şu cildine, aslında sesi de kendi de çok güzel, parası da var belli, ama çare bulamadı bir türlü kızcağız... demek ki bu kızın cildinin tedavisi zor" şeklinde geyik çevirenlerin ruhsal dünyalarını çözümlemek.

    son araştırma konum ise başlığımızda gizli. annemiz neden elektronik eşyaları dinlendirmek istiyor? sebep ekonomik gerekçelerse bunu neden açıkça söylemiyor bize? neden aşağıdaki diyaloğu yaşıyoruz?

    - oğlum kapat hadi şu bilgisayarını biraz...

    - bi' dakka bi' işim var.

    - oğlum kapat hadi, kaç saatir açık dinlensin biraz...

    - ya dur anne bi' dakka

    - kapat dinlensin... senin de gözün dinlenir...

    bilgisayar dinlense ne olur, dinlenmese ne olur? illa bir dinlendirme tutkusu. bilgisayar... o olmadı, gözümüz. illa dinlendirecekler. ha keza televizyonda da aynı şey. "kapat da biraz dinlensin televizyon"... şimdi bu nedir allahaşkına? televizyona duyulan bu şefkat, bu merhamet nedir? gerçekten anlaşılmaz bir tutku. ha şimdi bazılarınız çıkıp elektronik eşyaları dinlendirmek annelere özgü bir durum değil... bazı tv kumandalarında sleep tuşu var, yani mantık aslında aynı baboli derse; onlara da derim ki o televizyonu o kumandayı yapanların da bir annesi olduğunu unutmayın.

    unutmayalım ki bir soni'nin, bir toşiba'nın, bir elci'nin, bir filips'in, bir simens'in de annesi vardı ve bugün kumandamızda sleep tuşu varsa, bu büyük ihtimalle, bu televizyonu-kumandayı üretenlerin annesi yüzünden olmuştur. e sen adama iki de bir "toşiba oğlum kapat şu televizyonu da dinlensin biraz" dersen o da televizyon yaptığında, kumanda yaptığında oraya o sleep tuşunu koyar... haklı mı? bence haklı. delirttiniz çünkü...

  • kadıkoy minibusundeim :
    1.kız : ayyy pelin biliomusun omeri gordum cok yakısıklı olmus.
    2. kız : hadı yaa!!hanı su eskı mahelledekı karga burunlu omer mi?
    1. kız : eveeettt!oha fln oldum yanii !!! oha oha bin kere ohaaaaa!!!
    ustunde tommy gomlek boleee, altında tommy panti, dızel ayakkabı offff! bana merhaba dedi biliomusun!!
    2. kız : hadi yaa! oha yaa o cok cirkindi
    1.kız : halen cirkin ama cok yakısıklı olmus!!!

    (bkz: marka takinitisi olan insanlar)

  • içinde bir telaş, pür telaş gider. sanki yazman gereken yazılar, gitmen gereken yerler, yapman gereken işler, konuşmak zorunda olduğun birileri var da, seni tutuyorlar, içinden çıkamadığın bir meşguliyet içinde bırakıyorlar, o yüzden yazamıyor, gidemiyor, konuşamıyorsun. oysa, ne o gereklilikler mevcuttur, ne de seni sıkıştıran birileri. bu sebepsiz yere zamanı durdurma, daha ziyade yavaşlatma isteği gelip çöreklenir hançerene. bu ağırlıktan kurtulmalı. neyse o içimin telaşına düştüğün işler, hal yoluna konulmalı. ama nasıl bilemezsin.

  • adamların 10 sene önce fırlattığı uzay robotu bugün milyonlarca km uzakta göktaşına iniş yaptı. aynı durum bizde olsa fırlatan adamları 10 sene bedavadan maaş alacaklar diye sağa sola tayin ederler, bütçeye fazla maliyet yaratıyor diye yeni iktidar projeyi askıya alır, unutulan garibim robot bi başına rezil olur uzay köşelerinde.

  • bir yerde taksiciler vs mordor olsa mordor tarafını seçerim. taksiciler vs thanos olsa thanosun köpeği olur, şıklatacağı parmaklara manikür yaparım. net.

  • ikinci dünya savaşının taşınabilir anti tank silahı sınıfının şüphesiz en başarılısıdır. o kadar başarılıdır ki berlin savaşı sırasında kaybedilen rus tankı sayısı neredeyse savaş boyunca kaybedilen tank sayısının yarısına yakındır. tek atımlık olması, kolay taşınabilmesi, kullanım kolaylığı ve zırh delme oranı sebebiyle ele geçirilen ekipmanlar müttefik askerleri tarafından alman tanklarına karşı da kullanılmıştır.

  • ortada hiçbir şey yokken dağ gibi adam aforoz edildi her yerden.

    sonra işin aslında öyle olmadığı ortaya çıktı ve hala çıkmaya devam ediyor, nasıl oluyorsa bu kadının projeleri yolda.

    arkadaş kaç tane daha kanıt ortaya çıkmalı bu davanın bitmesi için?

    bir tanesi daha, "coni beni sürekli dövdüğü için şu markanın şu ürününü hep yanımda taşıyordum" dediği ve mahkemeye de avukatı tarafından sunulan ürünün, bahsi geçen yıllarda (2014-2016) henüz üretilmemiş olduğu direkt üreticisi tarafından duyuruldu. adamlar 2017 yılında sürmüş piyasaya. şurada bir de linki var.

    ben anlamıyorum ki bu işi, kadın çıkıyor meydana adam beni dövdü diye, herkes adamı linç ediyor. olayların tersi şekilde olduğu, kadının en başından beri yalan söylediği ortaya çıkınca da "yaauvv aslında karşılıklıymış, coni de ektiğini biçmiş" oluyor.

    herkes delirmiş anasını sattığımın dünyasında.