hesabın var mı? giriş yap

  • memurum.

    beter olun.

    vekillik kapacağım diye hükümetin teklifinden daha azını kabul eden başkanı, başıma bir iş gelmesin veya ufak da olsa bir koltuk kapayım diyen üyeleri olan sendika.

  • sık sık karşılaştığım insanlar. madem telefonun sana yetiyor neden benimle beraber dışarı çıkıyorsun değil mi? ya da madem muhabbetim açmıyor neden kendine başka bir arkadaş bulmuyorsun? çok büyük saygısızlık bu.

  • monotonlaşan ilişkiye heyecan katması muhtemel sıcacık bir sürpriz. sevgilimiz bebiş gibi uyurken onun dalağını söküp yine uyandırmadan geri takabiliriz. sabah ise sevgilinin yatağına gümüş tepside tek güllü kahvaltısını getirip, çilek reçeli ile tereyağı kasesi arasına gece gerçekleştirdiğimiz operasyonun birkaç fotoğrafını koyabilir, fotoğrafların altına "aşkımın dalağı bile başka güzel:))" ve "çok güzel uyuyordun, uyandırmaya kıyamadım benim canım sevgilim:))" yazabiliriz. sevgili bu sürpriz karşısında kesinlikle çok şaşıracak ve bize bakışı tamamen değişecektir.

    sevgilimizin operasyon esnasında uyanması ve bizi elinde kendi dalağıyla görmesi durumunda ise ilişkimizin biteceğini ve en az 8 yıl ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yiyebileceğimizi de unutmamalıyız. bakın hem 8 yıl hem ağırlaştırılmış müebbet. "lan ben 8 yılın sonunda çıkıyor muyum, yoksa sonsuza kadar içerde mi yatacağım?" diye düşünürken insan dellenir valla. cezanın korkunçluğuna bakın...

    önemli not: bu entry'imin tüm haklarını çağan ırmak'a satmak istiyorum. kendisi korku ve aşk filmi karışımı olacak ıssız adam 2 projesi için bu entryi kullanabilir bence. yalnız bu sahnede çalacak parça anlamazdın olmasın bu sefer. sevgilinin dalağını sökerken fonda ferhat göçer'den biri bana gelsin çalsın. zira ben ne zaman ferhat göçer'in sesini duysam dalağımı söküyorlarmış gibi hissediyorum. çağan lütfen bana ulaşmaya çalış... önemli.

  • ucundan kenarindan benim bu. sariyer'de karsidan karsiya gectim. trafik neredeyse durma noktasinda.
    beyaz bmw'nin icinde iki tane su gibi kiz. soforun yaninda oturan kafasini disari cikarip adres sordu, ben de ona dogru egildim tabii. belimi dogrultmadan sadece kafami gidecekleri yone cevirip adresi tarif ettim. kisa bir tesekkurden sonra sofor kiz eliyle arabasinin on tarafini gostererek tamam gec diyip yol verdi.

    gidecegim yone degilde az once geldigim yone dogru tekrar geri dondum. lan az once gectin zaten ne geri donuyosun be amina kodugum geri zekalisi sirf kiz tamam gec dedi diye. kiz yol verdi ben de degerlendirdim. ulan bir de izlediklerini dusundugumden ne geri donebildim ne de bakabildim o tarafa. gozlukcu gorup daldim iceri. gozluk bezi aldim ciktim. gozlugum yok olm benim.

  • pazartesi sınav olunacaktır.

    çarşamba: daha var.
    perşembe: daha var.
    cuma: yarın çalışırım.
    cumartesi: yarın çalışırım.
    pazar: (sabah) bi film izleyeyim. daha çok zaman var.
    pazar: (öğlen) bakayım msn de kimler var(hayallah kimse yoktur, ders çalışmamak için yapılan anlamsız hareketlerin uygun olanları itina ile yapılır.)
    pazar: (akşamüstü) daha hava bile kararmadı. hava kararırken çalışamıyorum. kararana kadar biraz gezeyim.
    pazar: (akşam) msn e gireyim millet napmış çalışmış mı ki. şu siteye gireyim buraya da bakayım hazır bilgisayarın başına oturmuşken.
    pazar: (gece) hazır bilgisayarın başına oturmuşken kalkmayayım. (arkadaşlar sağolsunlardır, aksi gibi önemli bazı not/çıkmış soruyu msn den yollayıvermişlerdir üzülüp)
    pazar: (gecenin ilerleyen saatleri) zaten az yer varmış çalışacak, baksana gönderdiklerine. şimdi yatayım bari. yarın erken kalkıp çalışırım. gözlerim yanmaya başladı, yoksa oturup çalışırdım.
    pazartesi: (sabah) zzz
    pazartesi: (sınava bi kaç saat kala) yarım saatte olacak iş değil boşuna bakmayayım.
    pazartesi: (sınavdan sonra) seneye kesin çalışçam olmuyo böyle.

    (bkz: kendini kandırma sanatı)

  • türkiye gibi iş gücünün ucuz olduğu ülkelerde yapay zeka kimsenin mesleğini çalamaz, merak etmeyin siz böyle neredeyse bedavaya çalıştırılmaya devam ettiğiniz sürece hiç bir işveren sizin yerinize pahalı bir makineyi düşünmeyecektir. hadi yine iyisiniz!

  • genel olarak çok gelişmemiş bir ada, özellikle biraz daha doğal bir yer arayanlar için uygun bir yer. ulaşım için araba şart, çok pahalı değil, doğal güzelliğine hayran kalacağınız bir yer.
    gidenler big beach (makena beach)e uğramadan gelmesin.

  • erkeklerin evlenmek istememe nedenleri başlığında bol bol anlatılmıştır. konuya kafa yorduğumdan dolayı orayı hatmetmişimdir. bu başlık canlanınca buraya yazalım bari, çünkü yazılanlar pek arananı verememiş.

    * en büyük neden artacak sorumluluklar. erkekler sevgiden yoksun değil ama bizim gibi toplumlarda erkekler artık iki katmanlı bir sorumluluk yükü içindeler. ilki eve ekmek getirme, haneyi koruma, evin reisi olma biçimindeki kadim görevler. diğeri de yeni palazlanan orta sınıf görevleri. kadının işine ulaştırılması gibi bir görevden tutun yemek yapmaya kadar uzanan görevler silsilesi ile karşılaşılabiliyor. kadınların görevleri artmadı mı? elbette arttı. fakat onların görevleri geleneksel görevlerinden çok uzaklaşmadı. erkekler hem "bir erkeğe uygun" davranmalı hem de nazik, sevecen, romantik, hane işlerinden sorumlu olmalı. bu bakımdan evlilik erkekliğe hiçbir kolaylık sunmuyor, hayatını daha da zorlaştırıyor. alışageldik rollerine bir de "demokratik koca", damat ve enişte rolleri ekleniyor.

    * kadının işsizliği ile erkeğin işsizliği bir mi? erkek işsiz kaldığında "yarım insan"dır. varlık nedeni olan eve ekmek getirme görevini yerine getiremez. kadının işsiz kaldığında " dert etme canım, biraz dinlenirsin, sonra iş bakarsın." denilir. yahut kadın hiç çalışmasa da olur. tek başınayken işsiz kalmak depresif bir durum ama dünyanın sonu değil. aile evine dönüp sonra tekrar denersiniz. ya evliyken? evliyken iki yıl boyunca işsiz kalan erkek kafanızda nasıl bir tablo canlandırıyor? elbette korkunç bir tablo.

    * erkekler de çocuk ister ama evlilik ve çocuk tamamen kadının projesidir. kadınlar ailesi, sosyal çevresi ve arkadaş gruplarıyla organik bir ilişki içerisindedir. evlilik ve çocuk onlara prestij kazandırmaktadır. böylece tamamlanmış olurlar. "evde kalmış" olmazlar. erkekler onların projesinin bir figüranından mı ibaret yoksa? kadınlar genelde evlilik ve çocuk olsun da ne olursa olsun gibi davranıyorlar. bazen bu uğurda erkeğin büyük kabahatlerine bile göz yumuyorlar. kadınlar eşlerini sevebilirler tabii, ama ortada böyle bir hakikat de var.

    * evlilik artık çok ama çok masraflı. düğün masrafları bir yana peşinden gelen masraflar da göz korkutuyor. bazı kadınlar düğün yapmayıp dünyayı gezeceğim diyor. artık kazın ayağı öyle değil. dünya da gezilemez bir hal aldı. eğer kadınlar bu masraflara tam ortak olmayacaklarsa erkeğin işi yaş. borç batağından dolayı "mutlu evlilik ideali"ne odaklanacak bir aklı kalmayacaktır. erkekten de bu borcu sırtlanması ve hakkıyla ödemesi, bu sırada da erkeklik rollerini (yenileriyle birlikte) yerine getirmesi beklenmektedir. eğer itaat etmezse sürekli kritize edilecektir.

    * ülkedeki tüm evlilik geleneklerinden nefret ediyorum. kız isteme sırasında kocaman adamın girdiği mahcup hal, kızı verirken istenen yüz görümlüğü tipindeki paralar, düğünde göbek atmalar, kuaförden gelini ve yakınını alma vs. adetler insan onuruna aykırıdır. düşündükçe hafakanlar basıyor. kadınlar bunları ailelerini memnun etmek için yaptıklarını söyleseler de kendileri de isterler. hele instagram gibi bir zamazingo varken o gösteriyi paylaşmaktan duydukları sevinç çok açıktır.

    * her mutlu başlangıcın bir de mutsuz sonu olabilir. nafaka meselesine girmiyorum. olayın hukuki ayrıntılarını incelemek lazım. beni esas ilgilendiren evlilik sonrası ruh hali. kadınlar arkadaş bağlarını daha fazla kurabildikleri için boşanma sonrasında kendini ağır bir yalnızlık içinde bulan taraf erkeklerdir. çocukların velayeti %74 oranında (tüik verisi) kadına verilir. erkek dımdızlak ortada kalır.

    benim gerekçeler bunlar sevgili arkadaşlar. bir teki bile "ya yok abicim, senin kuruntun" demeyeceğinize eminim.

  • zamanın ötesine gidecek biliyorum lakin, hayatı boyunca 3500 lira maaş göremeyecekler tarafından kıskanılmış mühendistir. vizyonsuz adamlar gelmiş burda başkasının alacağı maaşı konuşuyorlar. bir de 10 senedir piyasadayım öyle maaş yok diyen var. kusura bakma da piyasanın dibindesin arkadaşım sen.

    2008 senesinde mezun oldum; çevremde en 20 az kişinin işe giriş maaşlarını biliyorum 2500-3000 net aralığında hepimizinki. 5 sene öncenin maaşları bunlar. enflasyon oranında zam yap buna sonra kendin hesapla yeni mezun 3500 alır mı almaz mı. evet her mühendis almaz bu parayı ama, ütopya bir rakam da değil kesinlikle

    thy hostesleri 4000 haketmiyor 1500 liralık iş yapıyor diyen vizyonsuzla aynı vizyonsuzluktasın kardeşim. nasıl bir psikolojiyle yazıyorsunuz bunları anlamıyorum ki. şurda yazdıklarınızla tek yaptığınız patronların ekmeğine yağ sürmek.

    ayrıca sözlük kızlarına falan da selam etmiyorum dağılın ve seri eksileyin

  • biz istanbul, izmir, antalya düşmana teslim olmuşken fransızlara karşı halk ayaklanması başlatıp kazanmış memleketiz, atatürk bile kütüğünü selanik türkiye topraklarının dışında kalınca gaziantep'e yazdırmıştır. gaziantep kurtuluş savaşının temel motivasyonlarından biridir. onlar istediği kadar antep'i kurdistan sınırı içinde göstersinler, biz oğuz türküyüz, memleketimizi üç beş ite puşta haine yedirecek değiliz, bizde şahinbeyler bitmez, şerefsiz pkklılar düşünsün.

    debe editi: şahinbeyin ve vatanın her köşesinde bağımsızlık ve namus için toprağa düşenlerin ruhu şad olsun. vatana onların gözünden bakanlara selam olsun.

    http://www.youtube.com/watch?v=znwsvwq_i4o

  • kazanılan bir savaşı doğaüstü olaylara bağlamak herşeyden önce o savaş için merminin önüne atılan askerinden tut, sabahlara kadar plan yapıp düşmanı durdurmak için strateji geliştiren subaylara haksızlıktır.
    olmayan gizemli olaylardır. hurafedir.
    edit: gizemli olay vardır diyenler olmuş. bir tane buldum mesela kurtuluş savaşıyla ilgili. tamamen gizem içerisinde olay. sarıklı evliyaların top mermilerini tutup düşmana attığı olayı gören son kişi anlatıyor. izlerken hep beraber aydınlanmış oluruz.
    sarıklı evliyalar