hesabın var mı? giriş yap

  • sigaraya zam üstüne zam yaptıklarında sesimi çıkartmadım; çünkü sigara kullanmıyordum.

    alkolün vergi oranlarını tavana çıkardıklarında bir şey söylemedim; çünkü içki içmiyordum.

    hacıyağı ve gülsuyunu fahiş fiyata satmaya başladıklarında sesini çıkaracak kimse kalmamıştı...

  • ben burada ortağa değil katil olan adama aciyorum keşke ikisinin de dünyasını mahkemelerde karartsaydi ama başa gelmeden konuşmak kolay

  • avrupa'da üniversite diplomasına sahip olan ilk down sendromlu yazar, öğretim görevlisi ve oyuncudur.

    birçok kişiye ilham veren pablo pineda'nın hikayesi ise kısaca şöyledir:

    pablo 5 ağustos 1974'te doğdu. annesi ev hanımı babası ise tiyatro yönetmeniydi. ilk etapta oğullarının durumunu fark edemeyen aile, babasının 3 ay sonraki teşhisiyle pablo'nun bu özel farklılığını anlamış oldu. pablo'nun hikayesi burada bitebilirdi ama her şey farklı şekilde gelişti. annesi maria theresa, oğlunun genetik olarak “farklı” olmasının onun hayatını hiç etkilememesi gerektiğine karar verdi. bu yüzden de ailesi, küçük pablo'ya kardeşlerinden farklı davranmadı. etrafında dolaşmadı, giyinmesine ve hatta arkadaş bulmasına dahi yardım etmedi. pablo'ya ellerinden geldiğince sevgi ve destek verip belki de onun gelecekteki yaşamının gidişatını belirleyen şeyleri yaptı.

    pablo'nun cervantes tiyatrosu'nun yönetmeni olan babası, iyi eğitimli bir adamdı. oğluna her gün kitap okur ve ona latince dahil yabancı diller öğretirdi. buna ilaveten annesi de onunla sık sık toplumdaki modern yaşam hakkında konuşurdu. sonuç olarak pablo 5 yaşında okula başlayabildi. keskin zekası ve derin bilgisi ile öğretmenlerini de şaşırtıyordu.

    pablo, aslında ilk defa, okuldayken diğer çocuklardan farklı olduğunu öğrendi. çünkü yedi yaşındayken öğretmeni ona bu durumu anlatmaya karar vermişti. down sendromlu olduğunu duyduğunda sadece "bu aptal olduğum anlamına mı geliyor?" diye sordu ve sağlam bir "hayır" duyduğunda, artık buna dikkat etmemeye karar verdi.

    down sendromu, fazladan bir kromozoma sahip olmaktan kaynaklanan bir farklılıktır. ancak bu kromozom, şunları içeren çok sayıda fizyolojik özelliği etkiler; uzun bir dil, eğik gözler, kısa boy, düşük kas tonusu, kalın parmaklar ve olası yeni bilgileri öğrenmede zorluklar. fakat pablo pineda, tüm bunları avantaja çevirmeyi başardı. pablo diğer insanlara ilham verdi ve o ilk örnekti. şimdi tek örnek de değil. ispanya'daki insanlar, okulu bitirdikten sonra, down sendromlu çocuklarına normal okuldaki derslere devam etme şansı vermeye başladı. artık down sendromlu çocukların % 85'i normal okullara gitmektedir.

    ancak pablo'nun hikayesinin dünya çapında duyulmasının sebebi onun üniversite dönemleriydi. down sendromlu bir öğrenci olarak, üniversite ortamında gerçekten zor zamanlar geçirdi. diğer öğrenciler ikinci yılına kadar onu görmezden geldi ve profesörler ona büyük bir şüpheyle yaklaştı. tüm yıl boyunca kimse onunla konuşmak bile istemedi ve herkes ona dokunmaktan bile korktu. pablo tamamen çaresiz hissetti ve bir noktada, üniversiteyi sonsuza dek bırakmak bile istedi. ancak dayanma gücünü buldu ve başkalarının kendisi hakkındaki fikirlerinin, hayatını bir daha asla etkilemeyeceğine karar verdi. sonunda mezuniyet töreni, onun hayatının en mutlu anı oldu. diplomasını almak için sahneye çıktığında insanlar onu ayakta alkışlıyordu.

    pablo pineda şu anda hala memleketi malaga'da yaşıyor. öğretiyor, hayır işleri yapmak için çok zaman harcıyor, "adecco vakfı" ve kar amacı gütmeyen kuruluş "lo que de verdad importa" ile işbirliği yapıyor, down sendromlu insanlarla görüşüyor ve o insanların kendilerine inanmalarına yardımcı oluyor.

    kaynaklar: en.wikipedia, brightside.me, davidreyero.com web siteleri.

  • ben. cdyi yerleştirin lütfen
    müş. tamam
    ben. şimdi otomatik bir ekran açılacak kapatın onu.
    müş.kapattım
    ben bilgisayarımdan....
    müş. o dediklerinizi göremiyorum ki şimdi.
    ben. ne görüyorsunuz efendim.
    müş. hiç bişey kapkaranlık.
    ben. monitorünüzü açar mısınız lütfen .
    müş. açtım
    ben şimdi ekranda gördüğünüz pencereyi köşesindeki çarpıdan kapatın.
    müş. ee siz de bi karar verin

  • o sırada birilerinin ana-babası ambulansla hastaneye yetişmeye çalışırken can çekişti, birileri eşini doğuma yetiştirmeye çalışırken trafiğe saplandı vs. vs.

    200 tl ödeyip çıkmışlar bugün. hani paran varsa bir şey olmaz sana bu ülkede diyeceğim de, 200 tl lan. zorbalık bu kadar ucuz olmamalı.

  • faiz ne önce ona bakmak lazım.

    şu anda en yüksek faiz veren banka %13-14 veriyor. bundan gelir vergisini düştüğünde sana %11-12 net faiz kalır. tabi burada da enflasyonu düştüğünde %1 net kar elde edersin. parasını faize yatıran bir kimse 200 bin tl'de, 1 senede elde edeceği net kar 2 bin tl'dir.

    evlerin kiralarına baktığınızda 200 bin tl değerindeki bir evi 800-900 tl'ye çok rahat kiraya verirsiniz. bu da senelik 10 bin tl eder. bunun yıllık gelir vergisi 750 tl'dir. size 9.250 tl kalır net olarak. bu arada evin değeri ise en az enflasyon oranı kadar artar (emlak fiyatları şişmiş bir yerden almadıysanız). bu durumda 200 bin tl'den net geliriniz senelik 9.250 tl olur. bir evi 30 bin tl harcayarak baştan ayağa elden geçirebileceğinizi düşünürsek ve bunun en az 10 yıl idare edeceği göz önüne alınırsa, ev için senelik 3 bin tl amortisman düşünülebilir. buna göre de senelik net karınız ev yatırımında 6 bin tl civarında olabilir.

    faiz ile kira arasında bu şekilde önemli bir fark oluşuyor.

    ha ama tabi bu değerlendirme faize yatırıp 10 sene kalması ile ev alıp 10 sene kalması arasındaki karşılaştırmadır.

    siz 200 bin tl ile kısa vadede bir şey yapacaklarsa, o zaman zaten ev yatırımı olmaz. ev yatırımı daha çok memur yatırımıdır. alıp, kiraya verirsin, senin bütçene desteği olur, emekli olup maaşın düştüğünde aç kalmamanı sağlar vs.