ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
orta yaşlı kadınlardaki tupper krizi
-
tupperware denen plastik batağına saplanmış kadınlardır. bakıyorum çevreme her gün daha da artıyor böyleleri. küçücük şişeler, kaseler, bardaklar onlarca liradan satılıyor. işin ilginç yanı bir sürü de alıcı buluyor.
hadi desem ki insanlarda para çok, harcayacak yer yok, aklıma annem geliyor. öğretmen kendisi, zengin değiliz yani. geçen gün küçücük bi kaseye 95 lira vermiş. dedim ki anne bu ne böyle yastık altında tupper mı biriktireceksin. neymiş yiyecekler bozulmuyormuş günlerce tazecik kalıyormuş bıdıbıdı. ya sanki göçebe hayat mı yaşıyoruz anne, yörük müyüz anne. her gün evdeyiz yer bitiririz allahım ya.
filistin'in ermeni soykırımı anısına pul çıkarması
martı kullananlara 130 tl ceza kesilmesi
-
taksicilerin işi hep bunlar.yakında sağda solda bunları kullananlara saldırırlar bile.
facebook'ta oğlunun fotoğrafına yorum yapan baba
-
babasını 1992 yılında kaybetmiş biri olarak, az önce facebook'ta rastladığım ve her nedense bana ilginç duygular yaşatmış babadır.
fotoğrafına yorum yapılan eleman da 26-27 yaşlarında.
acaba babam yaşasaydı facebook hesabı alır mıydı?
fotoğrafımın altına da "gururumsun" diye yazar mıydı?
adam, ne cep telefonu gördü; ne interneti bildi...
hayat garip, sadece sisli puslu bir iki sahnesi hatırlanan eski bir siyah beyaz film gibi.
anne
-
balığın kuyruğu ve kafasını neden hep kendi tabağına koyduğu büyümeden anlaşılmayan kutsal varlık.
next level alışveriş merkezi
-
içindeki ofislerin 2-3 milyonlara satıldığı acayip yer.
üstelik 500 metre kare falan dedikleri bi ofise gittim geçen. sahipleri de 500 metre kare diye bayılmış 2 milyonu.
bi girdim içeri lazer metre ile ölçtük. 200 den az içerisi. brüt hesap 500 diye almışlar. ofisleri kabadan teslim ettikleri için ince işini alırken tabi adam senden 400-500 metrelik istekte bulunuyor ama içerisi 200.
krediye kefil olmayan 10 yıllık iş arkadaşı
-
akıllıdır.
anti debe editi: 1200'den fazla fav almış bu entry debe'ye alınmadı da 39 fav'lı entry debe'ye alındı.
bu ekotroller'i sözlükten atınca (bkz: ekrem imamoğlu'nun sözlükteki troll şebekesi), arkasından gelen (bkz: murat ongun'un manidar ekşi sözlük paylaşımı) ndan mı korktunuz? dürüm tehlikede mi dediniz?
nasıl ki siyasal atatürkçüler, burada ölü taklidi yaparak (bkz: lütfü savaş'ın rönenans rezidans açıklaması) nı vb.lerini gizleyemiyorsa sözlük de siyasal atatürkçülerin kontrolünde olduğunu gizleyemiyor.
sonuç ne oluyor peki:
görsel
1987 kar tatili
-
yakinlardaki bakkallarda bulamadigim icin, basket dergisini alabilmek amaciyla dikilitas'tan zincirlikuyu'ya yurumustum. zincirlikuyu'da bir allahin kulu yoktu. ama -halen de eski yerinde durmakta olan- gazete bayii acikti. dergiyi bulmus ve ayni yoldan yuruyerek evime donmustum.
yollarin kenarlarina atilmis karlardan olusan tepeleri iyi animsiyorum. barbaros bulvarindan da cok seyrek araba geciyordu. zaman zaman bulvarın ortasından yurumustum yanlis animsamiyorsam.
kış uykusu
-
sürekli filmin uzunluğuna vurgu yapıp, vay be, o kadar da sıkıcı değilmiş, diyen sinemaseverler sanırım hep kısa metraj izliyorlardı.
birçok sinefilin yere göğe koyamadığı the godfather 175, devam filmi 200, once upon a time in america'nın director's cut versiyonu ise 229 dakikadır. daha tonla örnek verebilirim!
demek ki neymiş, uzun filmler de çekiliyormuş! artık papağan gibi aynı şeyi tekrarlamayın da filmi okuyun, iki orijinal bir şey söyleyin!
edit: imla
cetvelin üzerindeki anlamsız delik
-
bir yerlere asabilesin diye olmasın?