hesabın var mı? giriş yap

  • "ingilizce ismi dragonfly (ejderha sineği), ispanyolcası caballito del diablo (şeytanın midillisi) olan bi hayvanın türkçe ismi nasıl yusufçuk olur yahu. ülkemizdeki yusufçuklar bu yüzden özgüven eksikliğiyle büyüyor."

    kendi iletimdir, o kadar da ukalayım.

  • bu diziyi masumla karsilastiran , masumu beğenip fi yi kucumsemeyi entellektuellik sanan post fanatik arkadaslara kendini daha iyi anlatan bir bolum oldugunu dusunuyorum 8. bolumun.

    masumun hikayesinin gucu, oyunculuk ustunlukleri ve "anlattik bitti" ci sekli kalitesinin altini fosforluyla ciziyor. olay aslinda ikisinin ayni kulvarda olmadigini anlamakta

    --- spoiler ---

    8. bolum itibariyle fi, kurgu genisligi, yan karakter coklugu ve hepsinin hikayesine değinecek zamani bulabilmesi sayesinde toplumsal olaylara etkili sekilde deginebildigini ve deginilebilecegini gosterdi. sadece guzel bir hikaye anlatma amacindan farkli olarak , reele dokunmalari, ses cikarmalari guzel hareket. bence bu sert cikislar gelecek internet dizlerine başlangıç cizgileri olusturuyor.

    smk nin gunah gecesi anlatimina paralel olarak gokselin yarali karakterinin sebebinin cozulmesi icerik olarak cok etkileyiciydi.
    tecavuze ugrayip yatakta olen cocuk hakkinda cinsiyet belirtmemeleri , sadece bir cocuk olmasinin dehsetini anlatmalari ve smk nin "sesini duyamadim" minvalinde cumlesinin ardindan gokselin baska sahnede "ben o kopegi duyduguma gore birileri de beni duydu. neden gelmediniz ulan!" demesi ve baska bir sahnede duru'nun kirdigi camdan disari "yardim edin!" diye bagirmasi ama kimsenin sallamamasi baglantisinda hem caresiz , hem suclu hissettirdiler. hem kurban hem sahit empatisi yaptik. (bkz: cocuklariniza ciglik atmayi ogretin)
    --- spoiler ---

    bitmek uzere olan dizide emegi gecen herkese denedikleri tum yenilikler icin , ama en cok da yavan cagan irmak ajitasyonu yapmadan onemli konulara deginme cabasinda olduklari icin tesekkurler.

    ps: alevler arasindaki deli bakislarin efsaneydi serenay.*

  • insan ömrü sonsuza kadar sürmüyor. an itibariyle türkiye'de ortalama ömür 75 yıl.

    üniversite mezunu, evlenmek ve çocuk doğurmak isteyen bir kadın da genelde 25 ila 30 yaşları arasında evleniyor zaten. yani evlenmek için toplam 5 yılı var.

    e bu kadın senden ayrıldıktan kısa süre sonra evlenmesin de ne yapsın? ah bizim ilişkimiz süperdi, o yüzden en az 1 yıl başkasına bakmadan, 2 yıl da evlenmeden bekleyeyim mi desin?

    son 10 yılda, evlenmek isteyen kadını aşağılamaya doyamadı millet. hırsız, katil bu kadar sıkça yerilmiyor muhtemelen.

    - ay duydun mu, aynur mehmet'i evlenmeye zorluyormuş.

    lan aynur dediğin 15 değil 28 yaşında, işi gücü olan hatun. evlenmek, aile kurmak istiyor. bunun için de çok zamanı kalmamış zaten. o dönemde yanında olan erkek arkadaşıyla evlenmeyi istemeyecek de görücü usulüyle mi evlenecek? o mehmet denen hıyar, sevgilisinin evlenmek istediğini bilmiyor mu? n'oluyoruz lan?

    dangalaklar sizi.

  • iflas etmeye yüz tutmuş, er ya da geç batacak olan ülkedir.

    türkiye'dir.

    elinde ne var ne yoksa satılmış, özelleştirme adı altında peşkeş çekilmiş ülkedir.

    100 liraya fabrikadan çıkan otomobilin 900 liraya satıldığı ülkedir. (kötüden örnek olmaz derler ama bu en kötüden örnek olsun..)

    tapdk verilerine göre son 10 yılda rakıya ödenen verginin yüzde 655 arttığı ülkedir.

    1 paket sigaraya yüzde 80 vergi ödenen ülkedir. (evet, 80 tl'lik 1 karton sigaranın 65 tl'si vergi..)

    maaşını alırken vergi ödeyen halkın, markete gidip alış veriş yaparken verginin vergisini ödediği ülkedir.

    pasaportundan ehliyetine, nüfus cüzdanından ikmatgahına, 3 kuruşluk kağıt parçaları için yüzlerce lira haraç* ödenen ülkedir.

    her yeni güne daha bir nefretle uyanılan ülkedir.