hesabın var mı? giriş yap

  • hayatında hiç 60 yaşında insan tanımamış bir öküzün saçmalaması.

    nikola tesla'nın 60 yaşından sonra aldığı patent sayısını biliyormusun sen ? 60 yaşının altında ki senin kaç patentin var ki üretimden, katkıdan bahsediyorsun sen sığır?

    60 yaşından büyük kaç yönetmen var biliyormusun. stanley kubrik 60 yaşından sonra eyes wide shut' ı çekti. sen hangi filmi ürettin bu yaşına kadar.

    ben bu örnekleri çoğaltırım da, sen bana iki neden sayarmısın, sen ne işe yarıyorsun? dünyaya katkın nedir?

  • işte kara mizah budur dediğim film. milletin ne düşündüğü umurumda değil…

    son akşam yemeği ve aslında her şeye sahiptik göndermesi ile beni tavladı..

    bir konuya da açıklık getirmek üzere bu yazımı yazıyorum.

    hepiniz general neden 10 ar dolar aldı ki diye merak içerisindesiniz değil mi? bu aslında askeriye ye bi gönderme. penatagonun yıllık bütçesi 700 milyar dolar. evet yanlış duymadınız milyar dolar. 350 milyon amerikalı da olduğunu düşünürsek her amerikalı yıllık 2000 dolar günlük ise yaklaşık 5 dolar ödüyor pentagon denen şeye. su ve atıştırmalık 2 ürün toplam maliyet 10 dolar. peki iyi de en doğal hakkı olan yaşama hakkı bedava iken neden bu para veriş?

    bizde de diyanet bütçesi 16 milyar tl. yaklaşık 80 milyon kişi olduğumuzu düşünürsek her birimiz yıllık 200 tl veriyoruz. ne için? ama bir imam gelip sizde 10 tl alıp çarpsa bunu sonsuza kadar düşünürdünüz değil mi?

  • --- spoiler ---
    değişemeyen ve dönüşemeyen bir muhalefet iktidarı da değiştiremez. ülkeye demokrasiyi getirebilmek için önce kendimizi değiştirmeliyiz.
    --- spoiler ---

    işte budur başkanım. işte budur be!

    t: sonuna kadar haklı olan açıklamalardır.

    her zaman arkandayız chp seçmenleri olarak…

  • güzel kız: pardon mehmet akif mahallesi nerde acaba?
    erkek: şimdi şu okulu biraz geçin, sağa dönün, bir beş dakika ile..(kız keser)
    güzel kız: ayy çok şeker yaa gerçekten bunun olabileceğine inandın mı?
    erkek: neyin?
    kız: sana adres sorabileceğime...
    erkek: anlamadım?
    kız: of ya sana adres sorar mıyım ben gerizekaaalı
    erkek: kendinde misin sen?
    kız: üff sanane be salak.

    sonuç olarak yine erkeğin mallığına çıkan bir amaçtır.

  • kendi ağzından dile getirdiği tezidir. yazının ana teması rakı balık uyuşmazlığıdır.
    .......................
    rakı yüzde 40 veya üstü olan yüksek alkollü bir içecek. ayrıca aromatik açıdan çok fukara. örneğin iyi bir şarapta aşağı yukarı 200 civarında aromatik not veya nüans var. rakıda ise iki veya üç. yüksek alkollü ve tekdüze bir içki. damağı uyuşturuyor ve mideyi kazındırıyor. bu durum meyhane ve balıkçıların işine geliyor tabii. müşteriler ne yediklerinin pek farkına varmıyor rakı içince. özellikle de soğuk ve sıcak mezelerden sonra sıra balığa geldiğinde, müşterinin damağı hiçbir nüansı anlayamayacak durumda oluyor. ezine peyniriyle rakıya eyvallah. ama yemekle içki içecekseniz şarap, yoksa mineral açısından zengin doğal kaynak suyu derim...

    edit:
    1– biraz aşağıda verilmiş ama kaynak vedat beyin hürriyetteki köşesidir.
    2– "giydirme" kelimesi sırf başlık ilgi çeksin diye değil özellikle rakıseverlerin algısı ve rakıya bağlılığı düşünülerek tercih edildi. biraz fanatik bence rakıseverler.
    3– rakı senede bir kere içerim sağlam olacak şekilde. şarap ise iki yılda bir belki bir kadeh içerim. iki içkinin de fanatiği değilim. naçizane alman ve belçika biralarını severek tüketirim.
    4– babam şarap yapar. posa halindeki, sıkımı bitmiş üzümü komşumuz alır rakı yapar. bu, bilenler için rakıyı ikinci derece içki konumuna düşürebiliyor nedense.
    5– yazar haklı,katılmamak mümkün değil. ama yazısının hiç bir yerinde rakı ve içenlerini lanetlemiyor. bundan maada türk biraları hatta türk pizzaları için yaptığı sert eleştirilerde de son derece haklı bence.

  • duygu sömürüsünden nefret ederim ama şunları yazmasam içim rahat etmezdi:

    ben de berra gibi engelliyim. spastik değilim serebral palsi'liyim ama sorunlarımız çok benzer. ben de yürüme zorluğu yaşıyorum. şurada onun halinden en çok ben anlarım herhalde. yıllarca haftanın neredeyse her gününü fizyoterapi pedinde geçirdim. saatlerce fizik tedavi aldım. çektiğim acının, döktüğüm terin, göz yaşının haddi hesabı yok! en iyi doktorların odasında, en iyi fizik tedavi merkezlerinin salonlarında yıllarım geçti. benimki ameliyatla çözülecek bir şey değildi. bir yere kadar iyileşme ya da en azından fazla ilerlemesini durdurmayı başardık. şimdilik...

    velhasıl seni en iyi ben anlarım berra. o para belki şimdi, belki bir sene sonra ama muhakkak toplanacak ve ameliyatın gerçekleşecek. son cümleyi "ve yürüyeceksin"le bitirmek isterdim ama 25 yıldır bu hastalıklarla mücadele eden ve çevresini gözlemleyen biri olarak ihtiyatlı davranıyorum. ama ihtiyatlı olan "beni" size anlatayım:

    dünyanın en realist insanıyımdır. hiç öyle olmayacak hayaller kurmam. daha çocukken de böyleydim, şimdi de. hatta olaylara hep olumsuz bakan biri bile sayılırım. "liseye tek başına gidip gelebilir mi" soruları uçuşurken hoooooop bir baktık ki 4 sene bitmiş! "artık buraya kadar, üniversite falan hayal tabii ki canım" derken uzaktan eğitimle üniversite de bitmiş! "e tamam artık bu kadar evde oturur kitap okur, yazı yazarım" derken hiç beklenmedik şekilde çat kpss'yle memur olarak atanmışım!***

    yani demem o ki potansiyel bağışçı, olmaz olmaz deme hiç; olmaz olur! gönlümden geçen tabii ki berra'nın yürümesi, koşması, bisiklete binmesi... umarım seni "yürütebiliriz" berra. bu sefer umutluyum!

    ---
    kendim ve ailem adına küçük de olsa bir bağışta bulundum kampanyaya. umarım siz de katılır şu çocuğun hayallerini yaşama ihtimaline bir el atarsınız. hayatımda ilk defa duygu sömürüsü yaptım ibneler basın paraları!

    ---
    edit: 15.04.2015 13:11 itibariyle 172 bin lira toplanmış. duygulandırdınız beni ibneler.
    ekleme: farelihamburger mesaj atmış: "duygulandırdın lan ibne. dün iddaadan 200 lira kazanmıştım senin yüzünden gitti paralar mınıskiim"

    kendisini açıktan kutluyorum!