ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
imamoğlu'na elleri arkada bağlama soruşturması
-
adamın hayatını didik didik ediyorlar bir şey buluruz diye. çıkan ise bu!
zaytung durumdan rahatsız. artık olaylar gerçekten komik.
isveçli medeniyeti
-
türkiye'de bir kişinin bireyselliğine saygı gösterirseniz, o kendini "sizi yenmiş" sayar. mesela sokakta karşıdan gelene yol verin, o da iyice üzerinize yürüyüp size sürtünerek geçsin. metroda yanınızdakinin rahat etmesi için bir alan açın, ve o insan sizi daha çok sıkıştırmaya başlasın. bir kişiye karşılıksız bir iyilik yapın, ve karşınızdaki sizin "ondan çekindiğiniz için" bu iyiliği yaptığınızı sansın.
bu ülkedeki, çok az sayıdaki naif insanın sürekli başına gelen şey budur.
türkiye, birey olamamış eziklerin ülkesi. birbirine omuz atan kişiliksizlerin memleketi.
bu ezikler etraflarındaki kimsenin "bireysel alan"ına saygı göstermez. üstüne, gider isveç'teki adamların birbirine saygısını "samimiyetsizlik" olarak tanımlar.
sevgilinin ilk kez görüldüğü an
-
eski çalıştığım yerin genel merkezine eğitime gitmiştik. yanımdaki arkadaş tanıdık birini gördü, "dur x'e selam vereyim" dedi. onlar konuşurken ben uzakta kaldım. x'e baktım, boylu poslu, son derece hoş bir adam. ama bunlardan çok bakışları etkiledi beni. hayır bana hiç bakmadı orada, sadece başka biriyle havadan sudan iş konuşurken bile gözlerinden ne kadar iyi kalpli ve merhametli biri olduğu hissediliyordu sanki. "böyle biri bana asla bakmaz" diye düşündüm. o dönem özgüvenim sıfırın da altındaydı. eğitim bitti, geldiğimiz yere döndük, sonraki iki yılda hiç görmedim onu. aynı şirkette birbirimizi hiç tanımadan çalıştık. ben arada bok gibi bir ilişki yaşayıp ayrıldım ama o ilişkinin özgüvenime az da olsa faydası oldu. 2 yıl sonra bizim departman onun olduğu yere taşındı ve biz de nihayet tanışma şansı bulduk. şimdi ise evliyiz, hehe. ilk izlenimim doğruymuş, gerçekten dünyanın en iyi kalpli insanıyla evliyim ve çok mutluyum.
edit: efenim o çok sevdiğim bakışları klonladım, aynından minik bir tane daha yaptım*.
büdüt: son derece iyi kalpli iki keçim var efendim. beyim çok iyi ama keçilerle yarışır bir inadı var. neyse ki ben inatçı değilim ama çocuğu klonlarken inadını da klonlamışım. şimdi bir köprüde karşılaşmış inatçı iki keçi şarkısının canlı bir izleyicisi olarak hayatımı sürdürmekteyim. biriyle 13 öbürüyle 6 senedir birlikteyiz, halen çok sevmekteyim.
şansal büyüka
-
1 dakikadan fazla konuşan herkese katılıyor. en sevdiği şey fikir onaylamak.
- artık beşiktaş'ın bu takım olma sorununu aşması lazım şansal.
- % 100.
- sorun sadece guti değil.
- kesin.
- benzer sorunlar gassarayda da var.
- sana % 1500 katılıyorum hocam.
şansal abi, bari katılırken verdiğin oranlara dikkat et, gözünü seveyim. bir de sürekli "hanki" diyorsun abi "hangi" olacak o. bir de yaptığın her yorumdan sonra soru soracakken "bilmem katılır mısın" diye başlıyorsun, gerek yok. bir de markus'a çok takılıyorsun abi, adam alman adam sağı solu belli olmaz, her yorumuna, her soruna "ya natürlih" diye cevap vere vere dağ gibi adam eridi gitti.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
"-futbol sever misin?
+severim.
-o zaman bir adım öndesin.
+ama o zaman ofsayt olur?
-kalk lan evleniyoruz."
tarihteki muazzam ayarlar
-
o halde lord kinross'dan geliyor:
"bir gün çankaya'da mussoloni'nin elçisi, ülkesinin antalya bölgesi üzerinde yeniden öne sürdüğü isteklerden söz etmişti. gazi, onu hiçbir şey söylemeden dinledi. sonra birkaç dakika izin isteyerek odadan çıktı. döndüğü vakit, cumhuriyetin ilânından beri ilk olarak, sırtına büyük mareşal üniforması giymişti. ses çıkarmadan yerine oturdu ve: 'şimdi devam edin, lütfen' dedi. susmak sırası büyükelçiye gelmişti."
"atatürk", lord kinross, aralık 1994, 12.basım, s.530
yemeksepeti sipariş notuna yazılanlar
-
"polisi işe karıştırmayın, yoksa kız ölür."
elmadağ'da adını hatırlayamadığım, ev yemekleri yapan bir yere verilen siparişte yazmıştık. yemeği getiren eleman "etrafınız sarıldı" demişti.
dışarıdayken etraftan duyulan yaran diyaloglar
-
sanayi dolayları... 2 usta genel kültür yarıştırmakta..
ve final;
1. usta : var ya insandaki damarları ucuca dizsen dünyanın etrafını 4 kere dolaşıyomuş
2. usta : bir gündemi?
ofsayt
-
ezik ingilizlerin futbolun ilk çıktığı anlarda sömürgelerinden biriyle maç yaparken uydurmuş olduklarını düşündüğüm futbol kuralı.
hintli:
- goooooool
ingiliz:
- hooop şişt sakin ol bakalım ofsayt var orda gol sayılmaz
hintli:
- aaaa niye ki?
ingiliz:
- sizin golünüzün sayılması için önünüzde en az bir tane ingiliz defansı olması lazım.
hintli:
- oha
ingiliz:
- öyle; ayrıca maçlar artık 100 dakka değil 90 dakkadır. ahanda bitmiş ehi ehi ehi kazandık.
diploma sorgulama sistemi
-
kimlik numarasını biliyorsak istediğimiz herkesinkine bakabiliyor muyuz?
bi'şey deneyeceğim de.
tanım: akla üniversite diploması olmadığı halde çok yetkili makamları işgal ettikleri iddia edilen bir takım şahısları getirmiştir.