ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
denver
-
insanları şaşırtıcı derecede yardımsever ve sıcakkanlıdır. şehri çevreleyen yüksek dağlarla (bkz: rocky mountains) övünürler. denverlılar pek dışarıda dolaşmazlar. burada gezilebilecek neresi var diye sorarsanız size ilk olarak şehir merkezinde 16. street mall diye bir cadde adı verirler, gidip gördüğünüzde etraftaki insan sayısının bir elin parmağını geçmediğini farkedersiniz. amerikanın en büyük su parkının water world adıyla burada olduğu iddia edilir. yazın sıcaklık 25-30 derece arasındadır, neredeyse her akşamüstü yağmur yağar. çok huzurlu, güvenli, trafik gürültüsünün, su sıkıntısının olmadığı yemyeşil bir şehirdir, gezilesi değil ama yaşanılasıdır.
yaran facebook durum güncellemeleri
-
az once genc bir arkadasimiz yazmis:
"hiçbir korku filmi insana babanin 36 cevapsiz çagrisi kadar korku veremez"
finlandiya'da kebap boykotu
-
eveeet sonunda 500 sene konusacaklari bir gündemleri oldu.
edit: madem dikkat çektik, o zaman biz de bir araya gelip saunaları boykot ediyoruz. ve diyoruz ki, kahrolsun fin hamamı, yaşasın yerli ve milli atamızdan yadigar göbektaşlı tellaklı türk hamamı!
berfin özek'in asitli saldırganıyla evlenmesi
-
görünce şok oldum ama yüzü tamamen deforme olmuş bir kızın verdiği sağlıksız karar yüzünden değil, birine asitli saldırıda bulunan şahsın içeride olmak yerine dışarıda sırtara sırtara evlilik cüzdanı sallayabilmesi sebebiyle.
berfin, kararı ve akıbeti için kendi konforlu fanusumdan yorum yapmayacağım, zira kendisiyle aynı memleketten, inanılmaz bir eğitimi & kariyeri olan yetişkin arkadaşıma kasabada yaşayan 24 yaşındaki kuzeni "londra'dan iş teklifi mi aldın? ama ben ewwwlendim sen bekarsın" diye hava atıyor ve arkadaşımın ailesi bu cahili ciddiye alıp üzülüyor, sıfır şaka. beyin avcıları tarafından kovalanan, 1 gün bile iş aramak zorunda kalmamış koskoca kadın bile bu duruma üzülen anamı nasıl teselli etsem kaygısı güderken, "ya kocalısın ya da bir hiç" kurallı orta çağ simülasyonunda yaşamak zorunda kalan yüzü yanmış bir kız hakkında ahkam kesmek, geçen aylarda aynaya "sadece yap", "kendine inan", "latteyi gtüne sok" yazılı pembe post-itler yapıştırıp milyonlarca işsiz, parasız, umutsuz genci istesen sen de havadan para ezebilirsin :d diye güya motive etmeye çalışan gerizekalı instagram fenomeninin durumuna düşmek olur. yüzüne asit atan saldırganla evlenen kız, karısı pideciye kaçınca canına kıyan genç, bakın bu kişiler ve olaylar, uzaktan yargı dağıtılacak, genellenecek şeyler değiller.
haymana kütüklü redpillcilerin kadın düşmanlığını harlamak için yüzü deforme edilmiş bir genç kızın sağlıksız kararı üzerinden üfürdükleriyle vakit kaybetmek yerine, asitli saldırıda bulunan birinin nasıl sokakta gezebildiğini ve bu gibilere "reddedilirsen sorun yok, asit at gitsin:d" cesareti veren sistemi sorgulayıp geleceğimizden kaygılanmalıyız bence.
türklere sorulan salak sorular
-
topluca muhabbet esnasinda bana donup:
- turkler de zaten arap, degil mi?
- nasil yani?!?
- ikisi de musluman, dolayisiyla turkler de arap...
- e o zaman ruslar da ingiliz?
- ho?
- siz de hiristiyansiniz ingilizler de hiristiyan?
- hmm evet ben cok yanlis dusunmusum, sorry...
doları 1.25'den 3.20'ye taşıyan çok başarılı parti
-
akp'nin başarısız olduğunu anlamak için ekonomiden çok iyi anlamak gerekiyor mu? şu veri bile tek başına bir şey ifade etmiyor mu?
nerdeyse 3 katına çıkmış. hele de geziciler yüzünden dolar 1.70'den 1.90'a çıktı diye ortalığı velveleye veren, adaklar adayan, kurbanlar kesen sizlerin paradigmasından bakınca, başarısızlık güneş gibi parlıyor.
sene 2010 bakın yiğit bulut ne tartışıyor
ekonomik krizle gideceksiniz. tıpkı geldiğiniz gibi gideceksiniz. başka partiler kurulacak. insanlar paralarını piyasadan çekecekler. o boktan esnafınızdan da alışveriş yapmıyorlar. palalı esnafınız artık kendini palalar.
bunları da buraya bırakıyorum.
#63981452
#63968490
(bkz: türkiye'deki muhaliflere öneriler)
ezberlenen oyun replikleri
orta dünya hayranı kız bulmanın zor olması
-
konuya yüzükten bahsederek girin.
hayata dair gülümseten detaylar
-
geçen sene, mayıs ayı. bir otelde müdürlük yapıyorum. yaz sezonu için personel takviyesine ihtiyacımız oldu.
kariyer.net'e falan ilan verdik.
" ön büroda çalıştırılmak üzere; en az lise mezunu, iyi derecede ingilizce bilen, sezonluk elemanlar alınacaktır.
tekirdağ şarköy x otel "
cv'leri bizzat değerlendirip, 2 kişiyi görüşmeye çağırdım.
bu görüşmelerin ilki. 25 yaşlarında, turizm otelcilik mezunu, diksiyonu düzgün ve tecrübeli bir arkadaş. ismi fırat.
patronumuz, fırat ve ben ofisteyiz.
çalışma saatleri ve iş yoğunluğu hakkında bilgilendirme yaptık, fırat'ın referanslarını ve geçmiş iş tecrübelerini değerlendirdik ve görüşmenin bizim için en önemli kısmına geçtik.
-let's continue in english.
+i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.
( yani diyor ki; bence bu kısma hiç geçmeyelim. eğer ingilizce konusunda benimle sidik yarıştırmaya kalkarsanız, sizi kızdırabilirim. iyi düşünün.)
-ehehe okey. ( korktum lan, bildiğin korktum. patronumun gözünden düşmekten, iş görüşmesine gelen bir çocuk tarafından rezil edilmekten korktum. çaresiz sustum.)
fırat'ı işe aldık.
1 hafta sonra; büyük çoğunluğu belçikalı, bir kısmı ise ingilizlerden oluşan bir turist grubu geldi.
fırat'ı ara ki bulasın!!
ya tuvalete girmesi gerekiyor, ya da ailevi bir telefon görüşmesi yapması lazım.
turistler lobideyken, fırat'ı bulmak imkansız.
kopuk uçurtma..
- fırat bir sıkıntın mı var?
+ yok müdürüm herşey yolunda.
- ingilizce bildiğine emin misin?
+ i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.
- hiç bilmiyorsun di mi lan?
+we can give up.
adam tek kelime ingilizce bilmiyor lan, tek kelime..
iş görüşmesine gelirken, bir cümle ezberlemiş gelmiş.
yalnız zekasına hayran kalmamak mümkün değil. işe yaradı mı? yaradı..
savunması da komik..
-ne bileyim müdürüm. şarköy'de turist ne gezer diye düşündüm ben.
mehmet topal'ın bekir irtegün'e yaptığı hareket
-
hayır real madrid'e gol atarsanız birbirinizi sikin lafım yok ama rizeye gol atınca yapmayın amk dediğim hareket.
yaran fıkralar
-
ciddi anlamda yaran bir tanesiyle karsilastim ve hala gulmekteyim.
trafik polisi arabayi durdurmus ve egilip sormus:
> -ehliyet ruhsat lutfen
> -tabi buyrun demis sofor ve vermis. polis bakmis bi
> problem yok.
> -pekii demis polis, cevre vergisi pulu?
> -burada, buyrun demis adam.
> -ilk yardim cantaniz var mi? demis polis.
> -tabii deyip bagaji acmis adam. polis bakmis icinde
> eksik yok.
> -yangin sondurucu?
> -burada buyrun.
> -zincir?
> -derhal
derhal cikarayim buyrun.
> polis daha sonra tekrar sormus:
> -mezdeke kaseti var mi?
> sofor cok sasirmis.
> -evet var buyrun demis.
> polis: tamam siz onu takin teybe ve sesini acin
> demis ve baslamis polis oynamaya. soforun saskinligi
> daha da artmis
ve dayanamamis sormus. -hayrola memur
> bey?
> polis cevap vermis:
> -ee essek degilsin artik takarsin bi 20 milyon...