hesabın var mı? giriş yap

  • 2012 de büyükşehir yasası değişti. 100 km ötede koyde yaşayan vatandas buyuksehir belediyesi icin oy veriyor. simdi bu yetmedi, o vatandasin verdigi oyla tum şehir belirlenecek. tire'deki vatandaş, karsiyakayi kimin yonetecegine karar verecek. tam akp usulü bir geri zekalilik.

  • sebebi hayat pahalılığıdır.

    bırakın dışarıyı gezmeyi , pahalı olduğu için daha kendi ülkemizi gezemiyoruz.

    tv izlesen doğru düzgün program yok. yarım doğru olanı da pahalı.(beinsports)

    gezemezsin ,pahalı.

    giyemezsin, pahalı.

    vücut geliştirme yapamazsın, pahalı.

    yiyemezsin pahalı.

    izleyemezsin pahalı.

    tatile çıkamazsın pahalı.

    sağlık sorunun olur , devlet hastanesi aylar sonrasına randevu verir, özel pahalı.

    ticaret yapamazsın,birikimin yoktur ,pahalı.

    inançlısındır, kurban kesmek istersin,pahalı.

    araç almak istersin, pahalı.

    ev almak istersin,pahalı.

    evlenmek istersin,pahalı

    ev dizmek istersin,pahalı.

    maden , pahalı

    elektronik pahalı .

    koleksiyonluk eşyalar pahalı.

    ve daha dolu her şey pahalı.

    edit= özelden bana onlarca hobi öneren oldu . yeter la , önerdikleriniz çoğu pahalı zaten.

    bisiklet sürmek de pahalı.

  • şimdi gerek evde oyalanabilecek bir hobi olarak gerekse selin'e, ece'ye, melisa'ya giden bir yol olarak düşünülebilir klasik gitar.ilki daha makbûldür.profesyonel anlamda kendinizi geliştirmek istiyorsanız hele, ona hiç diyecek laf yok.neyse efenim bir şekilde gitar almak istemiş olmanız iyidir, sebeplere, vesilelere pek takılmıyorum ben, ilerleyen zamanlarda farklı kapıları açtığınızda bu sebepler yerini bir başkasına bırakabilir, yeni amaçlar edinebilirsiniz.her ne olursa olsun müzik iyidir.hakkatten iyidir yani, kandırmıyorum bak.ulan yeşil ot bile tepkisiz kalamıyor buna, nasıl da serpilip gelişiyor, bir de o müzik kaliteli olursa tadından yenmiyor...

    -neyse bunca lafu güzaftan sonra, güzel güzel somut tavsiyeler de vereceğiz gitar örnekleriyle beraber, sıkılmayın.

    bana kalırsa ekonominin izin verdiği ölçüde 400-500 tl ederinde bir gitarla başlamak en iyisi.ancak gitara yeni başlıyorsanız ve ekonomik kısıtlamalar da mevcut ise bence limon kasası olarak tabir edilen gitarlardan da alabilirsiniz.ancak limon kasası derken en bok püsürlerini es geçin(60-70 liraya gitar aldım diyen var?).şöyle 150-180 tl aralığında bir gitar edinmeniz tavsiye olunur.niye?çünkü eşşeğin zikinden dolayı.hayır.çünkü bundan daha ucuz kötü gitarlar gerçekten kötü oluyorlar.aşağıda ağaç türleri, cila türleri vs. den bahsedince daha iyi anlayacaksınız.

    neyse bu fiyat aralığında çin menşeili valencia markası öne çıkıyor.
    cg170, cg180 ve meblağ olarak bunların çok çok az üstünde cg190 modeli bu sınıfa dahil edilebilir.iyi de bir ses teli takılırsa verimliliği artar.

    bir miktar daha fazla paranız varsa eğer valencia'yı unutup, marka değeri yüksek olan ürünlerin alt seviye gitarlarına yönelebilirsiniz.fender esc80, cort ac10-ac12 gibi.içinize sinmesi açısından faydalı olabilir belki bunlar, onun dışında üstteki gitarlardan bence pek de farkları yok.

    -fiyat aralığını biraz daha yukarı çekerek(300-350 civarları ki yapacağınız pazarlıkla orantılı olarak bu artabilir, azalabilir) nispeten daha iyi bir gitarla da başlamayı düşünüyorsanız eğer, yamaha markasına yönelebilirsiniz.bunun sebeplerinden biri de kolay ulaşılabilir olması.mahalle marangozuna sorsanız eminim kenarda köşede bulunduruyordur birer tane.birbirine çok benzer c30m, c40 ve c70 gibi modelleri var.

    yamaha c30m, c40 modelinin mat olanı.yani arada sadece bir cila farkı var.c30m'de daha gür bir ses çıkıyor diyebiliriz.ancak daha kırılgan ve hassas.c70 bir üst model, ses farkı var biraz elbette ancak o fiyata değdiğini düşünmüyorum pek.c40 iyidir, c40'a yönelin.

    şimdi bu fiyat aralığında epey marka ve model var.sözgelimi takamine g124, valencia cg195, walden n350 falan feşmekân.bu fiyat aralığındaki çoğu ürün çin üretimli ya da endonezya üretimli, ladin ses tahtasıyla birlikte arka ve yanlarda maun kullanılarak elde ediliyor.aralarında pek fark olduğunu düşünmüyorum.gitarları deneyip içinize sinen, hoşunuza giden ürüne yönelmenizde fayda var.benim tercihim sıkı bir pazarlıkla yamaha c40 olurdu(260 tl civarlarına indirebilirsiniz 340 civarlarındayken).

    -gitar alırken hâliyle 2 kriter mevcut.biri ne istediğiniz, öteki ise bütçeniz.ne istediğinizi bilmiyor da olabilirsiniz, ona da değineceğim; ses, görünüş, kullanımdan bahsedeceğim biraz daha.şimdilik bütçeden yola çıkarak alternatif üretmeye devam ediyoruz.

    fiyat aralığı 400-600 gibi düşünelim.ki bence fena değil bu gitar diyebileceğiniz gitarlar burada başlıyor genel itibariyle.hemen örneklendirelim; valencia cg80, cort ac15, valencia cg ltd5, walden cn550, walden cn630 concorda series, ibanez g850.bu fiyat aralığıyla birlikte taşşaklı varsaydığımız gitar markalarının da başlangıç gitarlarını dahil etmiş oluyoruz seçeneklerimize.antonio sanchez s10, s20, takamine g128 belki, falan filan.

    bizim milletimiz fiyat/performans oranını çok sever o yüzden bunların arasından hemen neler öne çıkıyor bakıyoruz.cort ac15 güzel görünüyor ancak bulunabilirliği yok, sesini deneme fırsatınız olmaz pek.taksim tünele gidip de sorsanız, deneyemezsiniz, depodan getirtelim falan derler.valencia modellerini kadıköy moda müzikten temin edebilirsiniz diye umuyorum, tünelde de yok değildir.valencia cg80 iyidir, alınız.

    -ekonomik bir engel yoksa zaten gidip gözünüz kapalı bir camps alın.olmadı almansa, alhambra ya da iyi bi antonio sanchez.

    buraya kadar anlattıklarım kişisel tercihlerdir daha çok, seçim yine size kalıyor.kullanım rahatlığı, kullanım amacı, ses unsurları gibi etkenler önemlidir klasik gitar alımında yani ağaç türü ve cilası da.

  • "bu adamı ayıplamak ikiyüzlülüktür. ağlaya ağlaya talep ettiğiniz sosyal devlet insanları ne yazık ki tek çocuğu olanlar ve 32 çocuğu olanlar diye ayıramaz."

    faşizm gibi, ikiyüzlülük etiketinin de bini bir para, olur olmadık kullanılıyor. bir tane basit hırsızlık için 10 sene hapis aşırı, 32 hırsızlık içinse 10 sene az bile. bunu savunmak ikiyüzlülük mü?

    5 ay issizlik sigortasi toplamak isteyenler, 50 ay boyunca oturdugu yerden bunu isteyenlere de laf edemesin mi, ikiyuzlu olmamak icin?

    ikinci ayda kurtaj olan biri, 9. ayda kurtaj olana birsey diyemesin mi?

    ayda bir kere doktor kontrolune giden biri, ayda 32 kere giden munchausen hastalarinin suistimaline suskun mu kalsin?

    ***

    sosyal devlet insanlari tek cocugu olanlar ve 32 cocugu olanlar diye ayirabilir, ayirmali da. bir can egrisi yaparsin, 2-3 cocuga kadar artarak devlet destegi saglanir, sonraki cocuklar icin destek durur, atiyorum 8. bebeden sonra da adamdan ekstra vergi alirsin, "hastanemdeki tum yataklarin, okulumdaki tum siralarin ustune senin sulalen icin rezerve levhasi koyacaksam parasini odersin" dersin.

    limit sonsuza giderken yardimin da sonsuza kadar artmasi devletin cocuk tesviki demek. burasi katar mi?

    ben niye mevcut insan genomunun istilaya ugramasini subvanse edeyim? adam resmen evrimin gereginden fazla basarili bir sonucu olmus: ureme ugruna yuzsuzlukte cigir acip, yardim istedigi sirada bile 18 tane daha cocuk yapmak istedigini soyleyebiliyor.

    ***

    sosyal devlet insanlari tek evi olanlar ve 32 evi olanlar diye ayirip, vergisini ona gore aliyor. insanlari 1 ay issiz kalmis olanlar ve 32 ay issiz kalmis olanlar diye ayirip ona gore sigorta oduyor. universitede 5 sene okumus olanlar ve 50 sene okumak isteyenler diye ayirip ona gore bursu kesiyor, askerlige postaliyor. dünyada nicelikten bagimsiz kac tane sosyal politika olabilir?

    bu bir denge olayi ercan, bir optimizasyon olayi, ince ayar olayi. ercan bu bir sevgi olayi degil, bir genel-gecer ahlaki ilke olayi degil.

  • valla karadeniz yöresinde uzunca zaman geçirmiş biri olarak söyleyebilirim ki, baharat tarzı şeyleri seviyorsanız size hitap etmeyecektir. karalahana sarması dediğin şeyin nesi güzel anlamadım keza çorbası da aynı. muhlama biraz iyi içlerinde, o da offf denilecek kadar süper bir şey değil. ispir fasülyesi erzurum'a dair bir fasülye türü. karadeniz pidesi de kapalı pide dedikleri şey olup tercih sebebim olmadı. laz böreği de ahım şahım değil.

    mutfak dediğin güneydoğu'da bence.

    edit: dün gece de karadenizli arkadaşlarıma sordum bu soruyu, onlar da kendi yemeklerinin tüm mutfaklardan daha iyi olduğunu beyan ettiler. bu durumda karadenizliler dışında karadeniz mutfağını en çok seven pek kimse yok.

    edit 2: tabi ki burada tüm karadenizliler böyledir tarzında bir çıkarım yapmıyoruz, genellikle diyelim.