hesabın var mı? giriş yap

  • baba- kacla gidiyorsun?
    murdurungulu- 47
    b-cek arabayi saga!
    m- aa ama n'iye?
    b- cek dedim!
    araba saga cekilir. babaya bakilir.
    b-<caps>ulan bilgisayar mi bu? 47 diye hiz olur mu? ya 50 ile gidiyorsundur ya 40'la !</caps> hadi devam et...
    bir sure sonra
    b- kacla gidiyorsun?
    m- 64...*

  • ah be ayşe.
    bir kadın cinayetine kurban gitseydin, ağlardık senin arkandan. lanet okurduk özgür'e. üzülür, göz yaşı dökerdik. özgecan gibi bir simge bile olurdun belki.

    birisi çıkıp o da haketmiş ama deseydi onu linc ederdik el birliği ile. sözlükten bile uçurulurduk.

    şimdi doya doya söyleyebiliyorum.
    o dayağı sen haketmişsin be ayşe.

  • alenen aptallık yapan kadındır. kocamın ayaklarını gerekiyorsa yıkarım, sağlıktır hastalıktır.

    ancak beni böyle çekip sosyal medyada yayınlarsa dalga geçer gibi, ağzına sçarm.

  • özellikle şu kısmının altını çizmek isterim:

    "montrö, karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. montrö, türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir."

    akp bir şekilde bu sözleşmeyi iptal edecek veya baypas edecek bir adım atarsa suriye'de amerikayla bir olup güney sınırımızı yol geçen hanına çevirmesine benzer ama 100 katı daha vahim sonuçları olacak olaylara zemin hazırlamış olur.

  • zamanın birinde temel avrupa'ya gider.
    bir gün bir bara girip barmenden üç bira ister ve hepsini içer.
    üç-beş defa böyle yapinca barmen merak eder ve sorar:
    "pardon, niye hep üç tane bira içiyorsunuz?
    temel cevap verir:
    "ben, dursun ve hamdi, bizler üçüzüz. hepimiz dünyanin farkli yerlerindeyiz.
    hepimiz de bara girdigimizde birbirimizin yerine bira içeriz, öteki iki birayi o yüzden içiyorum" der.
    yine günlerden bir gün temel aynı bara gelir fakat bu kez iki bira ister.
    temel biralari içtikten sonra tam kalkacakken barmen sorar:
    "başınız sağolsun efendim, kardesinizin biri öldü heralde?" deyince, temel cevap verir:
    "hayir ben içkiyi biraktim!"

  • hayatı bana zehir eden, yıllardır muzdarip olduğum fobi çeşidi. insanlar her ne kadar anlamak istemeseler de fobinin kelime anlamına da uygun olarak ben istemeden başıma gelen psikolojik durumdur. bu durumu yaşamayan bilemez aslında uzaktan size de tatlı gelen kedilerden yaklaştıklarında veya uzakta dahi olsalar aynı ortamda olduklarında hunharca korkmanın ne demek olduğunu. serviste dahi hareket eden nesneleri kedinin orada olamayacağını bilmeye rağmen kedi sanarak korkmak, apartmana kedi girdiğinde veya bir tık altı apartman kapısında oturduğunda eve girememek, yolda kediden korkup yol değiştirdiğinizde teyzelerin korkma sana bir şey yapmaz diye iyi niyetli fakat saçma tavırlarına ne cevap vereceğini bilememek, bir kafede otururken ayağınızın altına doğru yaklaşmasıyla tüm ortamdan kopmak ve sürekli onu gözlemek, insanların of yeter artık bakışları ile beraber sürekli yargılayıcı tavırlarına katlanmak ne demek (bkz: anlayamazsınız). bir de kediden korkmanın kediyi sevmemek olduğunu düşünen, bunu insanın elinde olan bir şey zanneden arkadaşların hayvan sevmeyen insan sevemez ile başlayan nutukları ve size sevgisiz pislik dercesine attıkları bakışları karşısında çaresizce dinlemekten ve açıklama yapmaya çalışmaktan başka çözüm göremiyorum. son olarak favori insan tiplerinden bu fobinin adını, varlığını yeni duymuş olmasına rağmen konu hakkında tavsiye veren kendini yetkili merci gören insanların varlığı da beni benden alıyor.

  • --- spoiler ---

    2015 yılında vizyona giren ilk ant-man filmi hatırlanacağı üzere özellikle kamera arkasında baya sıkıntılı bir süreç geçirmişti. yönetmen edgar wright filmin çekimlerine başlamak üzereyken projeden ayrılmıştı. yerine gelen peyton reed ise bu karışıklıkta beklentinin üzerinde bir iş çıkarmış, hem eleştirmenleri hem de seyirciyi memnun etmişti. filmin yaptığı gişe yüzleri güldürmüştü.

    ikinci filmde yönetmen koltuğunda yine peyton reed oturuyor. bu sefer halihazırda yola çıkmış bir filmi toparlamıyor ve mcu ana gidişatının elverdiği ölçüde kendi vizyonunu filme yansıtmayı başarıyor. öncelikle şunu belirtmek lazım. ant-man and the wasp ilk filmden dikkat çeker ölçüde farklı. anlatım olarak farklı, öne çıkardığı karakterler bakımından farklı, tempo açısından farklı. ama bu farklılıkların seriye yeni bir boyut ve güç kattığını görüyoruz.

    ilk ant-man filmi diğer marvel filmlerine kıyasla daha kişisel bir hikayeye sahipti. ikinci filmin ilk filme oranla bile daha kişisel olduğunu söylemek mümkün. ilk filmde tease edilen quantum realm filmin merkezinde yer alıyor. bununla bağlantılı olarak janet van dyne'ın quantum realm'den kurtarılma süreci ön plana çıkarılıyor. lakin filmin minik minik bir çok konusu var. hepsi filmin finalinde elbette aynı noktaya çıkıyor yine de bu minik konular filmin hikaye yelpazesini genişletiyor. aslında bu çoğu film için filmi şişirebilme ihtimali açısından tehlike arz ederken, ant-man and the wasp bunu başarılı şekilde yönetmesini bilmiş. filmin temposu bu yüzden çok hızlı. iki saatlik süre bounca son derece tempolu, eğlenceli, yer yer duygusal ama ana ve ara hikayelerini hiç dağıtmayan ve genel yapısını bozmayan bir hikaye izliyoruz.

    bu sefer filmin adından da anlaşılacağı üzere iki ana kahramınız var. wasp belki de ant-man'den bile daha fazla ön plana çıkmış. zaten ilk filmde hope karakterini mental açıdan çok hazır görmüştük. bu filmde kostümü giydikten sonra neler yapabileceğine tanık olduk. filmn akılda kalıcı bir çok sahnesi kendisine ait. evangeline lilly'de kendisini role harika hazırlamış. scott lang yine ilk filmde hatırladığımız gibi. kızıyla ilişkisi olsun, arkadaş grubu olsun, pym ailesi ile ilişkisi olsun ilk filmin üzerine koyarak ilerlemiş. ev hapsi olayı yine minik bir hikaye olarak filmin temposuna katkı sağlamış.

    hank pym'in bu filmde ilk filme oranla daha etkili olduğunu görmek benim açımdan mutluluk verici. çizgi romanlarda ant-man olarak her zaman hank pym'i tercih eden bir insan olarak onu daha fazla aksiyonda görmek ve bilimsel uğraşlarını takip etmek beni ziyadesiyle memnun etti. aynı şekilde canlı kanlı janet van dyne'ı hank pym'in yanında görmekte çok güzeldi. elbette çizgi romanlardaki ilişkilerini filme aktarmak zor. zaten onun için hank ve janet'in baş karakterler olması ve genç hallerinin odak noktası haline getirilmesi gerekiyordu.

    filmin villain'ı olarak karşımıza çıkan ghost'u tam manasıyla villan olarak tanımlamak çok olası değil. filmin irili ufaklı bir çok antogonist'i var. ana hikayesi birini kurtarmak olan bir filmde tek kötücül villain kullanmaktan daha akıllıca bir tercih olmuş. ghost, bill foster (goliath), sonny burch ve hatta jimmy woo karakteri bile antogonist hattında. bunların arasından ghost fiziksel mücadeleye girdiği için ön plana çıkıyor. filmde kurban haline gelmesi ve kendi canını kurtarmaya çalışması güzel işlenmiş. özellikle bu tercihler ilk filmin villain'ı yellowjacket'ın çok çok üzerine çıkmış. kötü adamlardan bahsetmişken flashback sahnesinde gördüğümüz elihas starr'ı da unutmamamız lazım. kendisi çizgi romanlarda egghead ismi ile bilinir. ant-man'in en eski ve en önemli villainlarından biridir.

    filmin aksiyonu çok iyi yönetilmiş. film boyu izlediğimiz aksiyon sahnelerinin yanı sıra filmin son yarım saati neredeyse kusursuz işlenmiş. bütün karakterlerin bir araya geldiği san francisco kovalama sahneleri, paralelinde işlenen janet van dyne kurtarma operasyonu takip etmesi çok keyifli sahnelerdi. filmin görsel efektleri çok başarılı olmuş. filmin müziklerinin de sınıfı geçtiğini söyleyebiliriz. filmin mizahı da ilk filmde olduğu gibi yerli yerinde. bir çok espri işliyor ve seyirciyi güldürmeyi başarıyor.

    bu filmde iyice derinlerine indiğimiz quantum realm, marvel cinematic universe için gelecekte çok önemli bir konuma yerleşecek. captain marvel filminde de quantum realm ile alakalı bazı şeyler öğreneceğimizi biliyoruz. quantum realm, avengers 4 ile de doğrudan ilişkili olacak.
    zaten mid-credits sahnesinde thanos'un parmak şıklatmasının bu film üzerindeki etkisini gördük. popüler teori ant-man'in quantum realm enerjisini kullanarak zamanda manipülasyon yapabileceği ve bunun avengers 4'ün ana hikayesini oluturacağı yönünde. tabi bunu zaman gösterecek.

    sözün özü ant-man and the wasp herşeyin ötesinde son derece keyifli bir seyirlik. ilk filmden hoşlanan herkesin bu filmden ziyadesiyle keyif alacağını düşünüyorum. ilk ant-man filmi avengers: age of ultron'un hemen arkasından gelmiş ve seyirciyi rahatlatmıştı. aynı şekilde bu filmde bir avengers filminin arkasından gelip seyirci için bir nefes alma alanı haline geliyor.

    --- spoiler ---