ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran diyaloglar
-
uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşı aradım, bir sigorta şirketinde çalıştığını bildiğimden aramızda geçen konuşmanın fitilini verdim, şöyle:
- beyefendi ben çükümü sigortalatmak istiyorum, fakat paha biçemiyorum.
- biz biçeriz efendim, zaten 200 gram et parçası, fazla prim ödemezsiniz.
- peki, başına birşey gelirse, siz yenisini takıyor musunuz?
- yenisini takıyoruz efendim, fakat aynı yere değil.
- orrozbuçocuuuuuu!!!
(gülüşmeler)
ben bunu zamanında nasıl giymişim denilen şeyler
-
boncuklu sutyen askısı.
2020'de 200 tl vs 2022'de 200 tl
-
teknik olarak aynı 200 tl olsa da, reel olarak aynı kalamamıştır. görsel
2020 yılında 200 tl ile alınabilenler:
1) 5 kg toz şeker: 27,95 tl görsel
2) 500 gr. makarna: 3,20 tl görsel
3) 1 lt ayçiçek yağı: 11,95 tl görsel
4) 10 lt su: 7.45 tl görsel
5) 670 gr tost ekmeği: 5 tl görsel
6) 1 kg beyaz peynir: 19.90 tl görsel
7) 4 lt süt: 21,90 tl görsel
8) 32'li tuvalet kağıdı: 46,50 tl görsel
9) 300 gr. ton balığı: 34.90 tl görsel
10) 5 kg çamaşır deterjanı: 29,90 tl görsel
toplam: 208,65 tl
2022 yılında 200 tl ile alınabilecekler:
1) 5 kg toz şeker: 113,75 tl görsel
2) 500 gr. makarna: 11,75 tl görsel
3) 1 lt ayçiçek yağı: 37,50 tl görsel
4) 10 lt su: 20.25 tl görsel
5) 670 gr tost ekmeği: 17.50 tl görsel
toplam: 200.75 tl
2022 yılında alamadıklarımızın fiyatı:
1) 1 kg beyaz peynir: 79.00 tl görsel
2) 4 lt süt: 86,90 tl görsel
3) 32'li tuvalet kağıdı: 197,90 tl görsel
4) 300 gr. ton balığı: 84,90 tl görsel
5) 5 kg çamaşır deterjanı: 89,90 tl görsel
toplam: 538,60 tl
2022 yılında hem alışveriş listemizi tamamlamak için 538.60 tl'ye daha ihtiyacımız var hem de ürünleri dilediğimiz adette alamıyoruz. ürünlerde maksimum alınacak adet limiti konmuş durumda. "eskiden karneyle alışveriş yapıyorduk" diyenler burada mı?
gök yeleli bozkurt
-
gerçekten de yazılarından yansıttığı gibi bir ruh hali varsa görüldüğü anda sokak değiştirilmesi vaciptir.
çocukluğuna inelim;
baba: oğlum git şu bakkaldan bir gaste al da gel.
g.y.b: bir türkçü asla emir almaz çaşıtlık yapma.
baba: ne diyorsun ulan sen?
g.y.b: aptal aptal sorular sorma. ne dediğimi anlayamadıysan burada işin yok, sen git 4 harfliler gelsin.
baba: hanım katanamı getir
g.y.b: bir türkçüyü japon kılıcıyla öldüremezsin, hun yayı yok mu?
kuruyemiş ve çerez fiyatlarının çığrından çıkması
-
çeşitli içkilerin pahalılıklarının konuşulduğu başlıklarda 'ben evimde yapıyorum abi mis gibi oh siz de yapsanıza ne aptalsınız yav çok ucuza geliyor almayın tekelden saflar' şeklinde müthiş önerileriyle algılarımızı açan arkadaşların yardımlarını beklediğimiz pahalılık. ne alacağız şimdi kaju yapım kiti, su, tuz falan mı?
adana'da fren yerine gaza basan sürücü
-
ehliyeti yok, araç kullanmayı da bilmiyor. silahla insan öldürmekten ne farkı var şimdi bunun?
param var arabadan anlamıyorum arabası
-
parası olan kimseler arabadan anlamaz arkadaşlar, bakın etrafınıza arabadan en çok anlayan tiplerin genelde ekonomik olarak alt gelir grubunda olduğunu görürsünüz.
hayata dair iç burkan detaylar
-
b. dort yasinda bir cocuktur.
babasini henuz kaybetmis ancak olum hadisesini tam kavrayamamis ve babasini cok ozlemektedir.
babasini gorme arzusuna ve aglamalarina dayanamayan amca, onu babasinin mezarina goturur.
- burada mi babam?
+ evet canim.
- topragin altinda mi?
+ evet.
- (aglar b.)
+...
- karanliktir topragin alti. neden buraya pencere yapmamislar?
+...
- (b. yine aglar uzun uzun)
sonraki gunlerde b. surekli ortadan kaybolmaya baslar. her seferinde onu 2 km otedeki mezarlikta yatan babasinin mezarina uzanmis ve uyumus olarak bulurlar.
b. su an yetiskin bir kadindir.
edit: "b" ben degilim.
bir erkeğin en tehlikeli cümlesi
-
bir erkek "ya ne alâkası var ya?" diyorsa, kesin vardır bir alâkası üstüne gidin.
anı yaşamak yerine cep telefonuna kaydetmek
-
mallıktır. konsere gidiyorsun, ortama katılıp dans edip eğlenmek yerine cep telefonuna kaydediyor. mezuniyete gidiyorsun, duygulanıp alkışlamak yerine cep telefonuna kaydediyor.
doğumgününe gidiyorsun, sarılıp öpmek yerine 1000 tane fotoğeaf çekiliyor.
ünlü bir yere gidiyorsun, ambiyansı hissetmek yerine fotoğraflı check-in yapılıyor.
bütün bu ritüellerin amacı duyguları yaşamak. duygular kaydedilmez. bırak o an bir daha geri gelmesin ki kıymeti olsun. tekrar tekrar düzenlensin o aktivite.
ama insanın içinde "ya kaçırırsam?" korkusu var. bırakın cesur olun anı yaşayın.
not: bunu yazarken kaydettim, ilerde izlerim çok ünlü bir başlık olursa.
1997 odtü bahar şenliği videosu
-
o kalabalığın içinde ben de olduğum için izlerken içim cız eden video.
o zamanlar odtü koleji’nde lise öğrencisiydim. bütün türkiye’yi odtü gibi sanıyorduk, sosyal medya falan olmayınca ülkedeki cahil çoğunluğun da farkında değildik. güzel bir yanılgıda yaşıyormuşuz.