hesabın var mı? giriş yap

  • yazık lan kaç yaşında adamın düştüğü hallere bak.

    birileri tarafından kullanılmış bir siyasi figürdür binali yıldırım. yazık ettirdi kendisine.

    o birilerinin bu hale düşmesi lazım aslında ama neyse... onun da vakti var.

    edit: fakir yanım üzüldü yine ama oğlunun gemileri geldi aklıma. ağlayın ahlaksızlar.
    edit2: yau tamam vallaha üzülmüyorum, yeşilimi rahat bırakın.

  • halk arasında kendisine kum kelebeği de denir. bu ismi yassı ve yayvan görünümden dolayı alır. fiziki görünümüne baktığımızda vücut uzunluğu 6-12 mm genişliği ise 0,8-3 mm arasında değiştiğini görmekteyiz. karmaşık bir yaşam döngüsüne sahiptir ve son konakçısına vara kadar iki farklı konakçı daha değiştirir. çoğunlukla son konakçı koyun, keçi ve sığır gibi ruminantlarda (geviş getiren)olsa da, domuz, at, köpek ve nadir olarak da biz insanlarda enfekte edebilir. vücut içinde safra yolları ve safra kesesine yerleşerek organ yetmezliğine neden olur.1

    yukarıda da dediğim gibi yaşam döngüsünde 2 ara konak kullanmaktadır; birinci ara konak kara sümüklüleri, ikinci ara konak karıncalardır. işte asıl hikayede burada başlamaktadır. last of us dizisi izleyen veya oyununu oynayanlar bilirler, konu içresinde kişileri zombileştiren bir mantar türü olan cordyceps bulunmaktadır.

    işte bizimde dicrocoelium dendriticum olan bu küçük parazit arkadaşımız ara konakçılarından biri olan karıncaların beyinlerine yerleşerek onları kontrol ederler. tam bir zombiye dönüşen karınca son konakçısı olan hayvanların otladıkları yere gider ve otun en üst noktasına çıkarak kıskaçlarını ota kilitler. son konakçı da bu otu yiyerek hastalığı almış olur. ayrıca (bkz: toxoplasma gondii), (bkz: diplostomum pseudospathaceum) ve (bkz: plasmodium falciparum) gibi türlerde buna benzer bir hayat döngüsü izlemektedirler.

    video

    kaynak:(bkz: zagalar bir veteriner hekim)

  • kendi ulkelerinin anasini s*ktikten sonra ispanya'ya goc ederek oranin da anasini s*kmek isteyen istilacilara ispanya sinir muhafizlarinin mokokoyu gostermesidir.

    van'da, kilis'te buna benzer birkac onleme girisimi olsaydi su an en az 1-2 milyon arap/paki istanbul'un avmlerinde milletin gotunu cekmek yerine lahor veya rakka'da irgatlik yapiyor olurdu.

  • geceleri hep beraber serge gainsbourg dinleyip bukowski okuyarak cumbur cemaat altın vuruş yapmanıza olanak verecek eve çıkım olayı.

  • kedinize, aşırıya kaçmadan sağlıklı yiyecekler yedirebileceğiniz bir liste bırakıyorum.

    yumurta
    sindirimi kolay olan yumurta, protein ve b vitamini bakımından önemli bir kaynak. b vitamini ile kedinizin tüyleri daha sağlıklı olur. kedilerin yumurtayı çiğ yememeleri gerekiyor. çünkü çiğ olan yumurtanın kabuğundaki deliklerden, salmonella dediğimiz mikroorganizmalar girer. bu mikroorganizmalar yumurtayı bozar. ayrıca kediler yağ, baharat, sos ve tuz olmadan pişirilmiş yumurtaları yiyebilirler. yumurtanın sarısının da yağ olduğunu düşünürsek aşırı tüketmemeleri gerekir.

    ıspanak
    a, b ve k gibi vitamin ve magnezyum, kalsiyum gibi mineraller bakımından zengin olan ıspanağın birçok faydası vardır. ancak kedinizin idrar yollarında bir problemi varsa ıspanak vermemelisiniz. eğer yoksa ıspanağı pişirerek vermelisiniz, çünkü çiğ ıspanak böbrek taşı oluşumunu tetikler. kaynattığınız veya buharda pişirdiğiniz ıspanaktan az miktarda kedinize verebilirsiniz.

    kavun
    beta karoten ve antioksidan bir madde olan kavun, a ve c vitamini bakımından zengindir. kedinizin göz sağlığını korumaya ve sağlıklı bir cilde sahip olmasına yardımcı olur.

    muz
    potasyum bakımından zengin olan muz, kedinizin sağlığını olumlu etkiler. ancak çok küçük bir parça verilmelidir.

    yaban mersini
    antioksidan bir yiyecek olan yaban mersini, lifin yanı sıra a, c, k ve e vitaminleri bakımından da zengindir. çok aşırıya kaçmadan kedinize yaban mersini de verebilirsiniz.

    bu yazdıklarım kedileriniz için alternatif yiyecekler ama asla tüm diyetlerinde yer almamalılar.

  • belli ki bipolar bozukluğu olan bir garibin günlük olarak kullandığı web sitesi.
    ben açıkçası site içerisinde gülünecek bir şey göremedim, aksine gözlerim doldu. mental disorder yaşayan bir kafanın içerisine girmek çok hüzünlü bir şeymiş. eşyalara, yerlere ve olaylara bakışı öylesine farklı ki. kafaya takılan değişik ayrıntılar ve paranoya içinde boğuluyor sanki.
    insanın zihinsel engellerinin, fiziksel engellerinden hiçbir farkı yok, dolayısıyla, "lan deliye bak" tavrı ile, "lan bak adamın bacağı yok" tavrı arasında bir fark göremiyorum.
    allah kendisine ve çevresindekilere sabır versin.

  • marketlerde satılan şu 32'lik falan kocaman paketli tuvalet kağıtları var, onları satın alamıyorum. sanki her gören "oha lan, o nasıl bir sıçmak öyle" diye düşünecekmiş gibime geliyor, utanıyorum. ikililerden alıp çıkıyorum.

  • mümkün değildir. en azından bende öyle. şu an sabah akşam düşündüğüm biri var. adama ne selam veriyorum, ne sohbet ediyorum, ne yakınlarına oturuyorum, ne dokunuyorum...

    aksine kasıldığımı belli etmiycem diye, portakala limona bakar gibi bakıyorum. gözlerimi kaçırasım geldiğinde daha çok oyalanıyorum o civarda, sanki orada kalbimi hoplatan bir şey yokmuş gibi takılıyorum.

    iletişime geçmiyorum.

    malım galiba. biri bana flört101 versin lan hayrına!

    edit: bu arada rica ediyorum yanlış anlaşılma olmasın; katiyen "köpek çekmek" için yapmıyorum ( bu da ne ayıp bi deyim, neyse). aksine, utandığım; elimi kolumu nereye koyacağımı bilemediğim; reddedilmekten çekindiğim için böyle saçmalıyorum.