hesabın var mı? giriş yap

  • meclis başkanı, seçilen milletvekilleri arasında en yaşlı üye olduğundan dolayı meclisi açacak deniz baykal'la cumhurbaşkanı'nın görüşmesidir. hürriyet'in dediği gibi "sürpriz görüşme" falan değildir.

    edit: gelen mesajlar üzerine sürpriz görüşmeymiş.

    edit2: gelen mesajlar üzerine süpriz değil sürpriz

    edit3: "hükümeti kurma yetkisini istediği milletvekiline verebiliyor malum.. lan yoksa..."

    edit4: gelen mesajlar üzerine başka gelen mesajları yazmamalıymışım

  • haşmet babaoğlu'nun, suriyeli sığınmacılara karşı bir çözüm yolu sunan kılıçdaroğlu'na, chp'ye, ve gezi direnişine bok attığı yazısında geçen ifadedir.

    http://www.sabah.com.tr/…5/04/25/ben-sizden-utandim

    suriye'deki savaşı körükleyen, savaşta taraf olana laf etme yok. suriyeli sığınmacılarla ilgili bir program hazırlamayanlara, onların temel ihtiyacını karşılayacak şekilde ülkede barınmalarını sağlayamayanlara laf yok. ülkeye sığınan suriyelilerin de aç olmalarını, sefil şekilde yaşamalarını sağlayanlara laf yok. 3 milyon suriyeliye ek iş yaratmadan, asgari ücretin de altında çalışmasına izin verene, bunun sonucu olarak da türkiye cumhuriyeti vatandaşları arasında işsizlik oranının yükselmesini sağlayanlara laf yok.

    suriyeli sığınmacılar, ülke için bir sorun teşkil etmekte, akp bu konuda 3 maymunu oynamaktadır. chp'nin önerisi ise, suriye'nin normalleşmesine destek vermek ve ülke normalleştikten sonra bu insanları ülkelerine göndermektir. sözleri çarpıtarak nefret kusmak da nedir?

  • canim fadil;

    oturmus usenmemis yedi sayfa mektup yazmissin, bilmiyor musun ki okumayi sevmem ben gozlerine yazik cocugum.

    neyse ki yigit buradaydi okudu ozet gecti p*, paraya sikismissin, her bankerin dustugu tuzaga dusmus, vatandastan topladigin sermayeyi ic etmissin.

    cankusum,

    senin de bildigin gibi 17 aralik sonrasi bu paralelciler yuzunden artik herkes biliyor, bizim bilaloglana parlari sifirla demistim, bizim sehzade bilal evdeki o milyar dolarlari, ibrahmi hakki hazretlerinin memleketi olan pasinler de kecilere yedirmis. evet evet bildigin kecilere once ben de inanmadim, inanamadim hatta espri sanndigimizdan emine ve sumeyye iffetsizlik edip kahkahalarla guldu. ve lakin degilmis. anlayacagin nakit kalmadi.

    cingozum,

    biliyorsun hastane ilac firmasi falan filan da o donemde malezyalilara satildi, abi bu malezyalilar nasil pis adamlarmis, bak kac ay oldu daha odeme yapmadilar. ben de sabirla bekliyorum.

    karadutum, catalkaram cingenem,

    okumayi sevmeyen adam yazmayi da sevmez malum, cok uzun tutmayacagim, senin anlayacagin benden sana zirnik calismaz. haa diyorsan ki tuysuz yetimin hakki, havuzda toplanan paralar onlar da ancak bana kadar var.

    sevgilerimle yanaklarindan opuyorum.

    31 temmuz 2014 , 14 leman 1

    (bkz: 31 temmuz 2014 jet fadıl'ın rte'ye yazdığı mektup)

  • evvelce yazıldı mı bilemiyorum fakat benim en cok dikkatimi ceken nitelikleri; her turlu patavatsızlıgı ve densizligi yapıp agzına geleni soyledikten sonra dobrayım ben demeleri...

  • mecaz falan kullanıldığı yok arkadaşlar, bu insanlar gerçekten tiyatro yüzünden birbirine girdi ve boşandı.

    olayı bilmeyenler ve anımsamayanlar için özetleyeyim:

    levent kırca-oya başar tiyatrosu, oya başar yönetmenliğinde al birini vur ötekine oyununu sahneye koyuyordu. başrolünde levent kırca'nın oynadığı bu oyun, oya başar'ın ilk yönetmenlik denemesiydi (son oldu galiba).

    oyunda, adalet sisteminin çürümüşlüğü ve mahkemelerde görülen trajikomik davalar işleniyordu. meddahlık geleneğine ve kabareye selam çakmayı seven levent kırca, oyun sahnelenirken metne güncel eklemeler yapıyor, doğaçlama takılıyordu. yönetmen oya başar ise, bu eklemelerin trajikomik oyunun gülmece yönünün ağır basmasına neden olduğunu, dramatik ve eleştirel yönünü gölgelediğini düşünüyordu.

    bu iş ikisi arasında inada bindi. levent kırca "kabare böyle oynanır" diyerek doğaçlama güncel esprilere devam etti. oya başar ise oyunun ruhunun bozulmasını ve yönetmenliğine karışılmasını istemediğinden, madem öyle işte böyle diyerek, kapalı gişe oynayan oyunu kaldırdı, artık oynatmıyorum dedi.

    bunun üzerine araları açıldı. birlikte çektikleri televizyon programı olacak o kadar'ın çekimlerine oya başar gelmedi. levent kırca da "öyle mi? o zaman ben de eve gelmiyorum" dedi ve tiyatroda yatıp kalkmaya başladı. oya başar boşanma davası açtı. daha sonra arayı bulmak için hatırlı insanlar girdi devreye, araları tam düzelecekken yine oyun yüzünden bozuldu. levent kırca, bu konuda tiyatronun ve olacak o kadar'ın daimi kadrosundan fatma murat ve ebru kural'ı rollerini beğenmedikleri için laf taşımakla ve oya başar'ı kendisine karşı kışkırtmakla suçladı ve onları kadrodan attı. oya başar da arkadaşlarına yapılan bu muameleyi kabullenemedi ve yolları tümden ayırdılar.

    daha öncesinde levent kırca'nın girdiği tırışkadan açlık grevi falan var da onlara giremeyeceğim.

    özetin özeti: oya başar tiyatroda ilk yönetmenlik denemesinde, sahnede levent kırca'ya bir türlü söz geçiremedi. yönetmenliği ve otoritesi sayılmayınca, oyunu sahneden kaldırdı. dışarıdan anlaşıldığı kadarıyla naz yapıyordu. ama levent kırca bunu anlayamamış olsa gerek ki, evi terk etti. naza karşı naza çekti kendini. ikisi de gurur yaptılar ve bir oyun yüzünden pisi pisine boşandılar. şaka gibi ama gerçek. inatçı keçiler!