hesabın var mı? giriş yap

  • 29.12.22, saat kaç? şayet öğle paydosunda yapılıyorsa kimseyi alakadar etmeyen eğlencedir.

    edit: saat kaç diye bilerek yazdım. evet, tekrar soruyorum. saat kaç? arkadaşlar kapının önünde koskoca anabilim dalı yazıyor. orası ayaktan hasta bakan poliklinik değil. ayaktan tedavi hizmetinden bağımsız genelde prof.'ların özel ücreti mukabilinde randevulu hasta kabul ettiği bir yer. orası normal bir mesai saati içinde bile mahşer yeri gibi olur. kapının önü bomboş. evet, muayene ücreti olmasına rağmen kalabalık olur. hasta yakını önce kapı önünde yarım saattir bekliyoruz diyor, içeri girince zamanda sıçrama yaşayıp "bir saattir bekliyoruz. " diyor. hekim veya hoca olduğunu bilmediğimiz bir kişi de sizin neyiniz vardı diye sorduğunda "kayıt yaparsanız göreceksiniz. " diyor. gerçek anlamda orada mesai saatleri içinde bir saat bekleyen birinin verdiği yanıtlar bunlar olmaz. çatır çatır ne için beklediğini söyler ve çözüm sunulmasını talep eder. hasta mahremiyeti falan demeyin, ortodonti kliniğinde rektal tuşe için beklemiyor kimse. adamın şov yaptığı, sesinin titrek tınısından belli.

    bir yakını arrest geçirdiğinde diş hekimi müdahale etse başka doktor mu yoktu diye ortalığı ateşe verecekler, ortodonti anabilim dalındaki öğle paydosu üzerinden kardiyak acilleri kıyaslamış. evet arkadaşlar, mavi kodlara da ortodontistler gidiyordu zaten. hatta yoğun bakımlarda da bütün sağlık personeli yemeden içmeden paydos vermeden hazır kıta çalışıyor.

  • super bi cheesecake tarifi. aha buyrun yapin yeyin!

    malzeme:

    2 paket kremali biskuvi
    1,5 paket krema
    1 paket pınar labne
    1 paket pınar beyaz
    250 gr. suzme yogurt
    3 yumurta
    3 kasık un (tepeleme diil makul olcude, abartmayin)
    1 su bardagı toz seker
    2 paket vanilya

    alet edevat:

    1 adet kelepceli kap
    1 adet derin kase
    1 adet mikser yoksa cirpici o da yoksa catal
    1 adet fırın
    1 bıcak
    1 servis tabagi

    yapilisi:

    kremali biskuvileri robotta paralayin. iyice ezilmis biskuvileri kelepceli kaba guzzelce yayin. iyicene bastirin ki birbirlerinden ayrilmasinlar.

    firini fise takin. 175 dereceye getirin, birakin isinsin. firin turbo ozellige sahipse daha bi iyi yoksa da caniniz sagolsun.

    diger tarafta derin kasenin icine geri kalan butun malzemeyi koyun. 5 dakika kadar cirpin. iyice karistiktan sonra diger tarafta biraktiginiz kelepceli kapin icine, biskuvinin ustune ustune kasedeki karisimi dokun.

    kelepceli kabi alin, onceden isittiginiz firinin orta rafina koyun. 30 dakika falan firinla basbasa birakin. 30 dakika sonra kabarmis ve de ustu az biraz kızarmissa bicagi alin batiriverin. korkmayin sonmez bozulmaz. bicak keke batirdiginizdaki gibi cikmayacak tabiki, ustu nemli olacak ama burada anlamaya calistigimiz icinin sivi kalip kalmadigi. hersey yolundaysa cikarin, az biraz sogusun, kelepceli kabin kelepcelerini acin, cheesecake'i servis tabagina koyun. ustune arzu ettiginiz sosu da koyun afiyetle yiyin.

    p.s: sos icin doctor oetker size yardimci olacaktir. bakkaliniza danisiniz.

  • misal, 10-15 yıl önce öyle olsaydı ben üniversite okuyamayacaktım.
    çünkü maddi imkanım yoktu.
    kredi mi?.. üç kuruş öğrenim kredisi bile vermemişlerdi o zaman.

    sonuçta, üniversitede okuyamayacaktım.
    şu anda yaptığım mesleği yapamayacaktım.
    tanıdığım benim gibi onlarca arkadaşım gibi...
    çok muhtemeldir ki, çocuğuma da üniversitede okuma şansını, yani parayı sağlayamayacaktım.
    işçi çocuğuydum.
    işçi olarak kalacaktım.
    çocuğum da öyle kalacaktı..

    ama aldığım her nefes için vergi ödemeye devam edecektim.
    peki her bir boku devletten parayla satın alabileceksem, ben neden bu kadar çok vergi ödüyorum anasını satayım? bir tek polisin copu mu bedava kamu hizmeti olacak bu ülkede?

  • dede ve erkek kardeşle birlikte maç izlemekteyiz. dedemin kulakları ağır işitiyor, yaşından dolayı. kardeşimin de sesi pek gür çıkmaz.

    dede: ahmet, en iyi futbolcu kim?
    kardeş: dünyanın mı?
    dede: bünyamin demek, hımm.

    dedem sert adamdı, o yüzden kahkahalarımı içime attım. kardeşim de düzeltemedi, ayıp olmasın diye. dedem kendi çapında bir aydınlanma yaşıyordu zaten. o günden beri bünyamin benim için dünyanın en iyi futbolcusudur. her nerede top koşturuyor ve goller atıyorsa.

  • ilk üç entry'nin sahibi aynı odada gibi. ikinci tuvaletteymiş gelip entry girmiş, üçüncü çayları getirmiş. çok tatlılar.

    edit: üçüncü çayı demleyip entrysini sildi gitti sanırım.ayrı eve de çıkmış olabilir ne biliyim.

  • speed datingle tanisan masum anadolulu.

    turkiye'de twitter ve ekside gundem olduysan sictin .

    ya iceri atiyorlar ya yasakliyorlar.

    tanim: bizim yobazlarin "gizlarnan ergegler degise degise siggisiyorlar laayn" diye anladigina yemin edebilecegim, alti ustu basit bir speed dating aksiyonunun yasaklanmasi mevzusu.

    lol.

    edit: burada bile iyi olmus hic mi kiskanma yok siz de , es degistirme nedir yazanlar var. eksisozlukte , 100% oraninda okuma ve anlamaya dayali bir ortamda bile, okudugunu anlayamayn okuzler var olm.

  • hem de hanım sivastan mı dedi o?

    tırnağınız taşa değmesin; ne güzel insanlarsınız siz öyle.

    o değil de 5 çocuk mu dedi o?

    mutlu bi adamla evlenen türk kızı. herkese böyle mutluluklar dilerim. ne güzel lan.

  • amerika birleşik devletlerinde protestan-katolik çatışmaları sonucu protestanları destekleyen hükümetçe alınmış yasaklamalardır.

    yönetim alkolü yasaklayınca papazlar kliselerde ne içeceğiz demiş, hükümet üzüm suyu için demiştir.belirli bir süre sonra katolik kliselerinde alkol yasallaşmıştır. *yanlış bilmiyorsam protestan kliseleri o dönem misafirlere üzüm suyu içirmiş,katolikler bunu kabul etmeyince onlara alkol hakkı tanınmış.
    bazı papazların fırsat bilip alkol ticaretine girmesi ile sonuçlanmıştır.

    *ülkemizdeki sonucu için men-i müskirat kanunu.
    ayrıca bakınız #68482284

  • bir insanın sokağa çıkma, spor yapma gibi özgürlüklerini kısıtlamayı öneren bir yazarın olduğunu gördüğümüz başlık.

    şakaysa da gerçekse de komik değil.