hesabın var mı? giriş yap

  • - dunya sadece siyah ve beyaz renklerden olussaydi, sizce neler degisirdi?
    - su sacma morcivert kravatinizi takmamis olurdunuz..

  • o zamanlar anlayamamıştım ama simdi düşünce yapını çok iyi biliyorum. küçücük beyinlerdi sana emanet edilen. insanları sınıflandırdın, bir kısmını aşağıladın. derse gelince de pek iyi olduğun söylenemez. hala 4 işlem yaparken zorlanıyorum sayende. karşıma çıkmasan iyi edersin.

  • amerika henuz kesfedilmeden once, afrika'ya has afrika tavugu turkiye -ki bildiginiz gibi ingilizcesi turkey'dir- uzerinden avrupa'ya pazarlanmis ve avrupa bu hayvanla osmanli tuccarlari sayesinde tanismistir. daha sonra amerika'ya giden avrupalilar burda gordukleri hayvani -ki bu bildigimiz hindidir- kendi ulkelerinde gordukleri ve kendilerine turkiye'den (turk imparatorlugu) gelen hayvana cok benzettikleri icin onun adini turkey koymuslardir. bir diger gorusu -ki cok benzer, sadece ingiliz vurgusu var- ise asagida aciklayacagim.

    lakin dikkatinizi cekmek istedigim husus, hindi kelimesinin sadece ingilizce'de bizim ulkemizin isminin kullaniliyor olmasidir. yani diger dillerde boyle bir durum sozkonusu degildir. onemli bazi dillere baktigimizda hep hindistan -hint- kelimesi ile karsilasiyoruz. mesela fransizca'da hindiye coq d'inde denirdi zamaninda sonradan bu dindona donusmus, yine almanca'da indianische henn'dir, italyanca'da galle d'india'dir, bizim dilimizde de malum hindi'dir. goruldugu gibi hepsinde bir hint kelimesi kokeni mevcut, bunun nedeni ise malum kristof kolomb'un amerika kitasina (karayip adalari) ilk ayak bastiginda burayi hindistan'in dogusunda bir yer olarak kabul etmis ve bu nedenle buraya ilk baslarda yeni hindistan -new hindi- denmistir. burada karsilasilan hayvanin adi da bu nedenle bircok dilde hint kelimesi kokenlidir. sadece ingilizce'de hindiye turkey denmesinin sebebi ise 16 yy'da ispanyol ve portekizli denizcilerle ticaret yapan turk tuccarlarin, yeni kitadan getirilen bu hayvanlari ispanyol ve portekizlilerden satin aldiktan sonra ingilizlere satmalarindan kaynaklanmaktadir.

  • "tüm yandaşları kurtarıyorlar, ben niye yırtmayayım" deyip pudra şekeri yalanını uydurdu ama ikinci gözaltı ve bakandan gelen, "içici" açıklaması sonrası böyle saçma salak bir açıklama gelmiş.

    banane senin varoluş sancılarından? ticari ilişkilerinde kamu kaynaklarının rolünü anlat sen.

  • kılıçdaroğlu ile çıkardım ki kirasını faturasını günü gününe öder, dert yaratmaz gibi.

    ince ile çıksam bu eve paso karı kız getirir, içer, dağıtır, bulaşıklara el sürmez gibi. “olm muharrem gel bir konuşalım şu evin durumunu” dediğimde de demagoji yapar, kafa bırakmaz gibi.

  • 14 katli bir binanın 5. katinda oturuyorduk. uyku halindeyken sanki biri durtmus gibi uyandim ve kardesimin odaya girmesi bir oldu. normalde cok sakin olurum boyle seylerde. yakin zamanda bir suru deprem oldu ama uyandigim andan beri sakin olunmayacak birsey oldugunu anladim. kardesimle saga sola koşup çömelecek yer aradik ama girdigimiz odanin duvarlari düşüyor ya da dolaplar falan düşüyordu. en son cok yuksek bir gurultuyle hem bizim ic duvarlar düşmeye basladi. sesten dolayi apartmanin çöktüğünü düşünüp eğildik koridorda. acikcasi çokta cikabiliriz sanmiyordum ki bir anda durdu. durdugu gibi ince kiyafetlerle kendimizi disari attik.merdivenler moloz yigini icindeydi.
    sokaga ilk inenlerdendik ve muammer aksoy caddesine baktigimda durumun ciddiyetini anladim 3-4 yerde yangin vardi, ve yol boyu pek sağlam bina görünmüyordu. kardesim akillik edip hatlarin gideceğini anlayip annemleri aradi ne görürseniz gorun biz iyiyiz dedi. sonra zaten bir sure iletisim koptu.

    kosarak iskenderunu turladik. akrabalari gezdik. ve malesef dayimlar enkaz altinda.

    ne uyuyabiliyor, ne müdahale edebiliyoruz birşeye.

    istanbuldan gelen afad ekipleri yolunu kaybedip bizim enkaza geldiler. ancak enkazi begendiremedik. sanirim kameralara cok uzakti. biz teknik ekip degiliz size onlari yollayacaz diyip gittiler. tabiki yollamadilar.

    vex isimli köpeğe sahip istanbul ekibi. keske bunca boş zamaninizda en azindan köpeğe gel-git i tam anlamiyla ogretseydiniz.zaten ekibin köpeğe bile talimat yaptiramayisini görünce, bazi şeylerden ümidi kestik.

  • dağılın cahiller açıklıyorum.
    olay şöyle: firma diyor ki cumaya gitmek isteyen varsa gitsin. bir kişi ben gidiyorum diyor kalan 3 kişi de o çalışmıyorsa ben de o gelene kadar çalışmam deyip içeride oturuyor. iki taraf da haklı.

  • ekim devriminin tarihe geçen ve ilginç bir olayı da, çar ve ailesini kurşuna dizilmesidir.
    kızılordu, çar ve ailesini (yanılımyorsam) yekaterinburg'da esir tutmaktadır.
    bu sırada çar ve ailesini kurtarmak için beyaz ordu'nun şehre yaklaştığı haber alınır.
    ural sovyeti sorumluluğu ele alır ev idam kararı çıkar.

    her insanın ölümü bir trajedidir, o tarafını geçelim, ancak bu kurşunlanma suretiyle idam sırasında ilginç bir olay yaşanır:
    idam mangası ateş eder, çar, karısı, tek oğlu ölürken, kızlarına kurşun işlemez!
    kurşunlar sekip kızlar ölmedikçe, ateş eden askerler arasında şaşkınlık belirir.
    bunun kutsal bir işaret olduğu kanısına kapılan askerler ateş etmeyi keser.
    sonuç olarak yüzyıllardır çar ve ailesini aynı zamanda dini etkileri de vardır, eski çağlardan eri iktidardakiler kendilerini allah'ın sureti,
    gölgesi, vs diye yutturmakadır. askerler de geriler ve ateşi keserler.

    fakat orada bulunan başka birileri kızları kafalarına nişan almak sureti ile öldürürler.
    sonradan ortaya çıkar ki, çar ailesi, hazineden eline geçirdikleri elmasları kızlarını elbiselerinin içine dikmek suretiyle kaçırmak istemişlerdir.
    elbiselerin içinde zırh gibi işlev gören elmaslar da kurşungeçirmez bir özellik kazandırmıştır.

    ironik olarak bakılırsa, elmaslar ve güç, çar ailesine bir kaç dakika daha hayat sağlayabilmiştir.
    son kez olarak.

  • hamit altıntop sakatlandığında halama akciğer kanseri teşhisi koymuşlardı.

    halam, onca kemoterapi gördü akciğer kanserini yendiğini öğrendim bugün, bu hamit hala iyileşemedi.

    bacağı komple koptu yeni bacak mı diktiler bu adama nasıl bir sakatlık bu amk.

    edit: adam yılda bi kere aklıma gelir entry yazarım, bileğini kırar. adını anmamı istediğiniz kaynananız filan varsa söyleyin yani.. biraz okkalı anarım adını direk mefta.