hesabın var mı? giriş yap

  • dizinin özeti şu şekildedir.

    güney: n'oluyo oğlum ya?
    cemre: kuzey n'oldu?
    ali: kuzey olm n'oluya lan?
    anne: n'oluyo çocuklar?
    banu: güney n'oldu, bişey mi oldu?
    kuzey: bişey yok aq yaa...

  • 3 gün önce devlet hastanesinde plastik cerrahiden randevu alarak yüzümde bulunan 3 adet beni aldırdım. izzet altınmeşe olma yolunda ilerlerken son manevra ile benlerimden kurtuluverdim. bir tanesi burnumun ucunda, bir tanesi kulağıma yakın, diğeri ise dudak kenarının 2cm üstünde nazolabial oluk denilen çizginin üzerindeydi. doktor benlerin tehlikeli olmadığını, bir travma oluşturmuyorsa alınmasının gerekmediğini, istersem de hemen alabileceğini, önceleri kızarıklık olacağını ve sonrasında belli belirsiz bir iz kalacağını belirtti. 2 tanesi sakal traşı bölgesinde olduğu için sürekli kesiyordum, burnumun ucundaki ise estetik olarak rahatsızlık veriyordu ve alınmasını istedim. hemen bir imza verdim ve üst kat lokal ameliyathaneye çıktım. kısa bir hazırlık ve uyuşturucu iğneler sonrasında minik bir operasyon ve dikiş derken hastaneye girmem, sıra almam, muayene olmam, operasyon ve çıkmam 25 dakika falan sürdü. açıkcası devlet hastanesi olduğu için bir kaç ay sonraya randevu verir diye düşünürken bu hız başımı döndürdü.

    ilk etapta biraz tedirgin oldum ama ne olduğunu anlamadan işlem bitiverdi. ben başına 3 adet falan lokal anestezi iğnesi yapıldı. ilk iğnelerin hafif acısını hissettim o kadar. operasyonda acı yok ama kesme, çekiştirme, dikme gibi şeyleri hissediyorsunuz tabi. dikişli yerlere 2 gün su değdirmemek gerekiyormuş. sonrası için sadece nemlendirici kullanılması ve sabunla yıkanması yeterliymiş. 1 hafta içinde de dikişleri alınıyor.

    siz siz olun beni benden aldın dohtor diye espri yapmayın. ben mi? yok bende yapmadım.

    4 ay sonra gelen edit:

    bir hafta arayla iki seansta yüzümden 4, boynumdan 2 olmak üzere toplam 6 ben aldırmıştım.
    doktor, boynumdakileri iğne ile uyuşturduktan sonra bistürü gibi bir şey ile kazıyarak aldı, dikiş falan olmadığı için izi hiç belli değil. hatta kendim bile eski yerini bulamıyorum.

    gelelim yüzümdekilere..
    bir tanesi sol kulağımın önünde sakalların olduğu yerdeydi. o hiç belli değil.
    bir tanesi dudağımın üst kısmında, burundan dudağa inen nazolabial oyuk diye tabir ettikleri çizginin üzerindeydi. kısacası tuğba özay yada tülin şahin'in benleri gibiydi diyeyim. bu da o çizgiye denk geldiği için belli olmuyor.
    bir tanesi ise alnımda sol kaşımın üzerindeydi. bunda iz biraz belli. tam dikişin üzerinde sivilce çıkmıştı bunun etkisi var mıdır bilemiyorum.
    diğeri ise tam burnumun ucundaydı. bunun izi de bariz belli. hatta nasıl olmuş bilmiyorum ama iki tane küçük kesi izi var. (ama eski haline göre yine tercih ederim)

    bu izler ile ilgili araştırdığım kadarıyla, izlerin daha az olması için bir yılın geçmesi gerekiyormuş. ilerleyen zamanlarda bir değişiklik olursa mesajımı editlerim.

    sonuç:
    benlerimi aldırdığım için hiç pişman olmadım. iyi ki aldırmışım, yine olsa yine aldırırım diyorum. fakat şunu anladım ki bu benleri kendimiz haricinde takan yok. yani annem, babam, arkadaşlarım, akrabalarım falan bir tanesi bile yav sende bir değişiklik var hayırdır falan demedi. yani bizi tanıyan insanlar benlerimiz ile benliklerimizi bütünleştirmiş, bizim rahatsız olduğumuz o benleri görmüyorlar bile. tanımayanlar, yeni tanışılanlarsa bakıyorlar ve görüyorlar tabi...
    demek istediğim şuydu, bendeki benler kıyafetlerin takılması, tahriş etmesi yada traş olurken kesilmesi gibi travmalar yaratıyordu, kimisi de görsel açıdan rahatsız ediyordu aldırdım. zaten küçük bir operasyon ve ağrısı, sızısı olmuyor. korkulacak bir durumu da yok. görsel olarak yada travmatik olarak rahatsızsanız kolaylıkla aldırabilirsiniz fakat bundan rahatsız olan sadece sizsiniz bunu bilin. çevrenizdekiler sizi olduğu halinizle kabul etmiş zaten.

    1 yıl editi:
    bensiz yüzünüze aynada bakmak ve eski resimlerinize bakarken vay be resmen izzet altınmeşeymişim demek güzel. cerrahi yöntemle belli belirsiz bir iz mutlaka kalıyor. ben tipine göre çeşitli yöntemler var. azot, kazıma, lazer vesaire gibi. ancak bu yöntemleri özel hastaneler uyguluyor. devlet hastanelerinde plastik cerrahi bakıyor ve direkt cerrahi uyguluyor.
    dediğim gibi cerrahi izi belli belirsiz. ben hiç pişman olmadım. belki contractubex gibi kremlerle o izler de yok edilebilir. aşırı estetik kaygınız yoksa gidin devlet hastanesinde ücretsiz halledin.

    3 yıl + 2 ay editi:
    bu konuda çok soru geldiği için nerede ve kime yaptırdığımı entriye eklemek istedim.
    ankara yenimahalle devlet hastanesinde plastik cerrahi bölümünde yaptırdım. doktorun ismi ise senem özge turaçlı idi.

  • adli kontrolün ...
    şurada hükümete ağır bir eleştiri yapsan aylarca tutuklu kalır hüküm giyersin. gazetecileri tutuklayıp, bu psikopat ve katil ruhlu şerefsizleri serbest bırakan sistem insanları kendi tedbirini almaya itiyor.

  • yüzüne kezzap atan ve daha sonra silahla öldüren eşi halis serbest ile critürk kanalının yaptığı bir röportaj var. izlerken defalarca mideniz bulanabilir. röportajın tamamı süresince "senin böyle biriyle ne işin vardı" diye sormadan edemiyorsunuz. adam güle eğlene anlatıyor, bir kez olsun bergen demiyor, "buna dedim, bunu gördüm" gibi laflar ediyor. içimin kalktığı bazı noktaları aşağıya not aldım:

    https://youtu.be/0md0gc50hns?t=2031
    "(bergen'e) benim yakınımla beraber miydin sen? dedim, ona da sıktım. o iki tane fedai. onlara da sıktım. zaten biri de bir beşi de bir dedim hepsi toptan gitsin. annesi yatıyor. (bergen'e) geldim ayağımla şöyle ittim, baktım, öldü mü ölmedi mi, baktım ölmüş."

    https://youtu.be/0md0gc50hns?t=2165
    + siz bu arada peki gazeteleri takip ediyor musunuz bergen öldü falan diye haberleri?
    - yöooo... yöooohhkk yöoohhk..

    https://youtu.be/0md0gc50hns?t=2295
    + almanya'da 11 ay, türkiye'de yedi ay, toplam on sekiz ay.
    - öyle... türk işi.. (gülüyor). ya şimdi az gelişmiş ülkelerde hangi ülke olursan ol güçlüysen olay bitmiştir.

    https://youtu.be/0md0gc50hns?t=2402
    + mezarına niçin gittiniz? yani özür dileme mahiyetinde mi? pişmanlık mı?
    - yööooohkk.. bir dua okiyim dedim bi geçmişim var dedim.

    https://youtu.be/0md0gc50hns?t=2765
    + bergen'en dileyemediğiniz özrü hayranlarından...
    - ne hayranlarından dileyecem ben yaa...

    şurada da bergen'den sonra evlendiği ve boşandığı eşiyle hâlâ görüştüğünü "medeni insanlarız" diyerek açıklıyor.

    edit: bergen'in "sen affetsen ben affetmem" şarkısını söylerken tam da burayı söylerken yüz ifadesi.

  • bir erkek olarak düşündüğümde bana bile zor gelen icraat. bazen eve geldiğimde düşünüyorum " çalışan kadın olsam yemek yapmam gerekecekti" diye. hem çalışan kadın olup hem ev kadını sorumluluğunu üstlenmek dünyadaki en zor yaşam tarzlarından biri sanırım. eşimin çalıştığı zamanlarda mümkün olduğunca yardım ediyordum. genelde dışarıda yemeğe teşvik ediyordum , bazen yemeği yapıyor sofrayı hazırlıyordum. yeri geldi camları bile sildim. iki kişi çalışan çiftler , birbirinize yardımcı olun , hayatı çekilmez kılmayın.

    not : eşim ev hanımlığını seçtiği için böyle bir durumum kalmadı.