hesabın var mı? giriş yap

  • "artan maliyetler" sebebiyle bursa büyükşehir belediyesi'nin halka pamuk eller cebe demesi olayıdır. bir yanda tunç soyer'in izmir'de işe gidiş ve iş çıkış saatlerinde ulaşımı yüzde elli indirimli yapması, bir yanda istanbul'da öğrenciler için aylık ulaşımın elli liraya düşürülmesinin görüşülmesi, bir yanda da bunlar. herkes amacını güzel bir şekilde belli ediyor. istanbul gibi bir şehirde bile öğrenciye hiçbir zaman yüz lira olmadı o kart, yazıktır.

    edit: birisi de çıkıp demiş ki yüz lira ile kimse aç kalmaz. herkes baba parası yiyemiyor sayın yazar. aldığı dört yüz lira burs ile bir ayı çıkarmaya çalışan, geçinemediği ve ailesinden destek alamadığı için gece gündüz demeden herhangi bir işte çalışan öğrenciler de gördü bu gözler. tabii bir eli yağda diğeri balda sayın yazar bunu nereden bilecek?

  • bu kadar boya, çekme, yolmaya dayanıp bir teli kopmayan saçlardan, erkek tipi saç dökülmesine yönelik bir tedavi bulamayan bilim adamları utansın.

  • - teyze şimdi benim adım pelin'miş, bu da bebeğim. öyleymiş gibi konuşalım tamam mı?
    - tamam. merhaba pelin hanım. bebeğiniz ne kadar da güzel.
    - evet. adı da ağaç.
    - aaa ne değişik bir isim öyle?
    - gözleri kahverengi diye öyle koydum. sarı olsa bal koyacaktım.
    - pelin hanım canınız sıkkın gibi. eşinizle mi tartıştınız?
    - benim eşim yok.
    - hmm ayrıldınız demek.
    - hayır hiç evlenmedim ben.
    - bu çocuğu nasıl yaptınız peki?
    - büyük bir cesaretle :ı

    oy dağlar.

  • "the settlers of catan" olarak da bilinen "catan", oyuncuların kaynakları toplayıp bunları kurgusal bir adada yollar, köyler ve şehirler inşa etmek için kullandıkları popüler bir strateji oyunu. oyunun amacı, temel oyunda tipik olarak 10 puan olan belirli sayıda zafer puanına ulaşan ilk kişi olmak. işte catan'da kazanma şansınızı artırmak için bazı stratejiler ve ipuçları:

    kaynak yönetimi: kaynaklarınızı verimli bir şekilde yönetmek çok önemli. çeşitli inşaat seçeneklerini etkinleştirmek için çeşitli kaynakları (tuğla, ahşap, koyun, buğday ve cevher) erkenden toplamaya odaklanın. unutmayın, bazı kaynaklar diğerlerinden daha azdır, bu nedenle ihtiyacınız olanı elde etmek için stratejik olarak ticaret yapın.

    genişletme ve yerleşimler: yeni yerleşim yerleri inşa ederek erken genişleme, daha fazla kaynak kazanmanıza ve yönetim kurulu üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmanıza olanak tanır. kaynak üretiminizi artırmak için yollarınız ve yerleşim yerleriniz için önemli kavşakları emniyete almaya çalışın.

    yol inşası: yollar, yerleşim yerlerinizi birbirine bağlamak ve tahtada değerli noktalar talep etmek için önemlidir. erişiminizi genişletmek ve önemli kaynaklara erişim elde etmek için yollar inşa etmeye öncelik verin.

    en uzun yol: oyuncuyu en uzun kesintisiz yolla ödüllendiren en uzun yol kartı (en az 5 yol koymanız lazım), önemli bir puan kaynağı olabilir. en uzun yolu erken inşa etmeyi hedefleyin, ancak başka bir oyuncu yol uzunluğunuzu geçmekle tehdit ederse stratejinizi değiştirmeye hazır olun.

    şehirler ve geliştirme kartları: köyleri şehirlere yükseltmek, kaynak üretiminizi artırır. ek olarak, geliştirme kartları satın almak, zafer puanları, kaynak koruması ve en büyük ordu kartını kazanma potansiyeli dahil olmak üzere çeşitli avantajlar sağlayabilir.

    ticaret ve diplomasi: diğer oyuncularla ticaret yapmak çok önemlidir. ihtiyacınız olan kaynakları elde etmenize yardımcı olacak, karşılıklı yarar sağlayan işlemler arayın. diğer oyuncuların ihtiyaçlarının farkında olun ve bu bilgiyi kendi avantajınıza kullanın.

    stratejik yerleştirme: hem kaynak çeşitliliğini hem de genişleme potansiyelini göz önünde bulundurarak ilk yerleşim yerleşimlerinizi dikkatlice seçin. yerleşim yerlerini yüksek verimli kaynak karolarının yakınına yerleştirmek size erken bir avantaj sağlayabilir.

    soyguncu yerleştirme: soyguncu, rakipleri engellemek veya önemli kaynaklara erişmelerini engellemek için stratejik olarak kullanılabilir. ancak, tek bir oyuncuyu aşırı hedef alarak çok fazla düşman edinmemeye dikkat edin.

    zafer puanlarına odaklanın: kaynak toplama ve geliştirme önemli olsa da, her zaman zafer puanlarına dikkat edin. toplam zafer puanınıza doğrudan katkıda bulunan eylemlere öncelik verin.

    şartlara uyum sağlama: catan dinamik bir oyun ve gelişen board'a ve diğer oyuncuların eylemlerine göre stratejinizin değişmesi gerekebilir. esnek kalın ve oyun ilerledikçe planlarınızı değiştirmeye hazır olun.

    catan'ın zar atma nedeniyle bir şans unsuru içeren bir oyun olduğunu unutmayın, bu nedenle en iyi hazırlanmış planların bile bu atışların sonuçlarına göre ayarlanması gerekebilir. sağlam strateji, kaynak yönetimi ve etkili ticareti birleştirerek oyunda başarı şansınızı artırabilirsiniz.

  • anlamıyorum.

    söyleyecek o kadar çok şeyim, dışarı vurmak istediğim o kadar çok duygu var ki…

    baştan söyleyeyim, vicdani retin olması gereken bir hak olduğunu, askerlik konusunda en mantıklı ve zaten olması gerekenin de profesyonel ordu şekli olduğunu düşünüyorum. açıkçası diğer ülkelerin uygulamalarından çok haberim yok. ancak yine askerlik yapmak isteyenlere askerlik açık olabilir. herkesin kendi inancı, düşüncesi… deli gibi askerlik yapmak isteyenler de olabilir tabii.

    yalnız ben anlamıyorum. vicdani ret çıkacak diye etekleri tutuşan, vicdani retçilere ‘defolsun gitsinler madem’, ‘bunu da mı görecektik’, ‘şehitlerin ahı bulur sizi’ diyen; hiçbir hedef, amaç, sonuç yokken göz göre göre binlerce gencin bir hiç uğruna ‘şehit’ olmasını normal bulan, boş yere gencecik yaşta ölmek istemeyen insanlara demediğini bırakmayan insanları anlayamıyorum. zorla askere alınan, üstüne üstlük bu zorunlu görevi komutanlarından dayak yiyerek, komutanlara, komutanların ailelerine hizmet ederek, birkaç aylık ne idüğü belirsiz ‘eğitim’ sonrası ellerinde silahlarla, kedinin önüne mama koyar gibi teröristlerin önüne konulup güya ‘savaşarak’, psikolojileri bozularak geçiren ve daha da kötüsü bundan hiç gücenmeyen insanları anlamıyorum, anlayamıyorum.

    ‘’ben askere gider şehit olursam, karıma çoluğuma çocuğuma n’olur, kim bakar kim sahip çıkar?’’ diye soran adama, ‘’bunca zaman kaçmasaydın’’, ‘’ sanki her giden şehit oluyo ya sen de’’ diyen zihniyeti gerçekten anlayamıyorum.
    askerlik vatan borcu falan değildir. kimse kusura bakmasın, ben bu vatan için ölmeyi göze almam. benim öyle bir borcum yok. ‘askerlik yapmak istemeyen zaten hayındır, vatansızdır’ diyen insanlara cidden çok sinirleniyorum. o kadar cahiliz ki. o kadar saçma salak şeylerle yıllardır uyutulmuş, gözleri kapatılmış, mutlu olmayı bilmeyen, istemeyen bir halkız ki.

    diyor ki, ‘’yazıklar olsun’’ diyor; ‘’türklük diye bir şey de kalmadı’’. gözleri abartılı milliyetçilikle, saçma sapan ideolojilerle, dinle, mantık dışındaki her şeyle boyanmış insanlar. kusura bakmayın, türklük eğer bu şekilde savunduğunuz şeyse, ben türk de olmayayım dostlar. size kalsın türklük. gidin askere terörist öldürün, ölün. çünkü terörist öldürmekle, ölmekle pırıl pırıl bi ülke olcak türkiye’niz. komutanın karısına iyi vakit geçirtirseniz hemen bitecek terör, fakirlik, mutsuzluk. patatesleri düzgün soyarsanız muhteşem bir türk olursunuz işte.

    ben dinine de, vatanına da düşkün kimseye kötü bir düşünce beslemez, kötü söz söylemezken sırf düşüncelerim doğrultusunda boş yere ‘hizmet’ etmek istemiyorum diye ‘vatansız, vicdansız, beş para etmez’ biri olduğum için bu isyanım. askerliğin ‘vatan borcum’ olduğunu düşünmüyorum diye, sanki haberlerini duyduğumda üzülmüyormuşum sandıkları şehitlerin ahının en büyük belam olmasını istedikleri için. kusura bakmayın, vatanı korumak, terörü önlemek, engellemek, yok etmek benim işim değil, devletin işi. askerin işi. ama ben asker değilim. kurarsın adam gibi ordunu, kum torbasından set çeker gibi sokaktan adam toplayıp dizmezsin sınıra. o zaman ne yaparsan yap. ben öğrenciyim, belki bilim adamıyım, belki sanatçıyım, belki beş parasız işsiz bi adamım, belki anneyim belki babayım. ama kusura bakmayın, asker değilim. eğer türklük askere koşa koşa gitmekse, türk de olmayayım ziyanı yok. şehit olmak istemiyorum diye vicdansızsam, en vicdanlı siz olun. inanın hiç önemli değil, en yüce türk siz olun.

    nasıl diyor siz,

    her türk asker doğar. heh.

    ben anlamıyorum ondan.

  • klâsik troll dezenformasyonlarından biridir.

    normalde troll başlığına yazmayı sevmem, ama yazalım.

    kendi verdikleri linkte görülüyor ki; şu anda 719 milyar dolar olduğu söylenen gsyih, 2014'te 940 milyar dolarmış.

    yani gsyih son 6 senede %25 düşmüş.

    2014'te 76 milyonken, şu anda 84 milyonuz. (o da kayıt dışı göçmenler hariç)

    yani düşüş kişi başına %30'un da üstünde. (12.368 dolardan 8.550 dolara düşmüş)

    adamlar son 6 senede bizi %30 fakirleştirmiş. adamların trolleri bile o kadar kalitesiz ki, ekonominin iyi gittiğini göstermek için bu veriyi paylaşıyorlar.

  • ayrılan insanların yitirdiği en önemli değer, saygı oluyor. artık saygı duymadığım, önemsemediğim bir insanla yeniden yakınlaşmayı anlamsız buluyorum.

    eğer eski sevgilisiyle yeniden başlayacaksa insan, birbirlerine hala saygı duyup duymadıklarını iyi tartmalı. bunu açıkça konuşmalı. birbirlerini artık ne kadar önemsediklerini sorabilmeli.

    saygının olmadığı ilişkilerde laçkalık başlıyor. 7 kere ayrılıp 8 kere barışan insanlara dışarıdan baktığımda saygı duymuyorum, çünkü birey olarak kendilerine saygıları yok.