ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
hoşlanılan kızın -cım'lı konuştuğu an
-
- hacım naber?
-- tısss
böyle bir an olmalı.
fakir bir erkekle evlenmek
-
eğer aşıksan, onun yanında iken mutluysan düşünmeden yapılması gerekendir. fakirlik ne ki? sen de çalış, o da çalışsın, 5 değil 1 çocuk yapın olsun bitsin. hayat dediğin şey etiketine bakmadan bir şey alabilmek değildir. mutluluk da bu değildir.
öyle yıllarım oldu ki hiçbir şeyin etiketine bakmaya gerek duymadım, istediğim her şeyi alabilmemi sağlayacak bir gelirim vardı. ama mutsuzdum. çünkü yapayalnızdım.
şimdi yaptığım seçimlerden ötürü orta gelirli bir insanım. bir gün evlenecek olursam bu kararımda paranın etkisi olmayacak. asla da pişman olmayacağım.
edit: buldum kendim gibi birini. fikrim hiç değişmedi. gönüller bir olsun.
ankara bşb'nin mülakatta 69 kişiye sıfır vermesi
-
şeffaflık ne güzel şey değil mi? melih gökçek zamanı eminim bu puanlara hepiniz ulaşıyordunuz.
bakın bu mülakatları yapan kişiler adildir değildir bilmem. dikkat çekmek istediğim nokta şu: şeffaflık ne güzel kontrol mekanizması sağlıyor ibret al. ülke böyle yönetilse keşke paralarımız nerelere gidiyor bilsek, liyakat var mı takip edebilsek.
24 mayıs 2022 kokoreç hazırlama videosu
-
tamam çok temiz değil ama korktuğum kadar da iğrenç değilmiş
tanım: merdiven altı bir kokoreç imalathanesi görüntüleri.
tavuk dünyası
-
bu konuda bilir kişi olabilirim
istanbul'da zincir bir fast food şirketinde 10 yıl ofiste satın alma müdürlüğü yaptım
yiyecek içecek sektöründe değişmeyen tek şey kar marjidir.
üründen ürüne değişir %300 %500 arası olur genelde. tavuklu ve kaşarlı menüler en çok geçirilen üründür.
yani şöyle düşünün 10 tl ye mal edilen bir ürün
50 100 tl arası satılır.
yıllarca neden her sokakta bir büfe açıldığını anlayın artık.
şimdi ülkenin durumundan dolayı maliyet arttı.
ama işletmeler %300 %500 kardan vazgeçmiyor.
olay bundan ibaret.
almayın aldırmayın gitmeyin demekle olmaz.
kesin birileri gene gidecek
kapitalist sistem budur.
biz de bu sistemin kölesiyiz
edit: benim yazıma cevap veren kişiler olduğu için editlemek zorunda kaldım.
bana satın almacı diyerek zaten söze başlayanlar oldu. kamyonla gidip malı alan ben değilim.
ben bir ürünün belirlenmesini, kalitesini, maliyetini, satış raporlarını, ve son olarak tüketiminden sorumluydum.
şirketin büyüklüğüne göre alacağınız malzemede kiminle muhattab olacağınız belirlenir.
ben coca-cola'nin bayi müdürüyle değil
türkiye ve asya kıtasından sorumlu olan kişiyle görüşürdüm veya pınarın, sütaş' in plasiyeriyle değil genel müdürüyle anlaşma yapardim.
et ve tavuk ürünlerinin tüketimi inanılmaz fazla olduğu için ve de çok hassas ürünler olduğu için direk sahibiyle görüşürdüm. öncelikle bunu belirtmek istedim çünkü bilgi sahibi olmadan konu hakkında bilgi sahibi olanlara bok atmayın. açık konuşayım bunları yazarken bile ben utandım.
çok daha detaylı bilgi verebilirim fakat başınızı şişirmek istemiyorum.
bir yiyecek içecek işletmesinde 2 kalem maliyet hesaplanir
1.si ürünün ham maliyeti
2. si ürünün hazilanma ve sunum maliyeti
1.sini çıkartırken ürünün içine neler konulduğunu grami gramina hesaplanır.
buna ürün reçetelemek denir
yani her ürünün 1 reçetesi vardır.
100 gr tavuk
20 gr mantar
10 gr patates
20 gr makarna gibi
bu ürünleri alırken verdiğiniz fiyatı koydugunuz grama bölerek cikartirsiniz
2. maliyet "işletme maliyeti"
ama siz patatesi tavuğu alıp direkt müşteriye vermiyorsunuz
onu önce gidip alıyorsunuz "lojistik maliyet"
sonra bir dükkana koyuyorsunuz "kira maliyeti"
daha sonra onu pişiriyorsunuz " enerji maliyeti"
sonra bu ürünü biri yapıyor birileri servis ediyor
"personel maliyeti"
şimdi alt alta yazdım sakın çok maliyet diye düşünmeyin.
çünkü o dükkana 1 müşteri gelip 1 ürün satılmıyor
personel günde onlarca kişiye bakıyor.
kira hiç iş yapmasan veya 100 katı ciro yapsan aynı kalıyor ay içinde
kısaca kesiyorum
arkadaşlar iyi bir işletme öncelikle ürünün en kalitelisini alır
personeline iyi maaş verir bu yüzden müşteriye iyi davranılır. bunlar olduğu sürece biraz da matematik bilgisiyle hayatta kalırsınız.
çok ama çok daha detay var yazmayacağım
ama son olarak şunu söyleyeyim
şu anda yiyecek içecek sektöründe maliyetler arttı
fakat işletmeler pandemiden önceki dönemden daha çok para kazanıyor.
maliyet 2 arttiysa fiyatlar 10 zamlandi
edit2: o kadar çok mesaj geldi ki hepsine cevap vermeye çalıştım.
anlamadığınız çok nokta olmuş
size şunu söyleyeyim.
tavuk dünyası veya belirli bir ürünü alan zincir işletme sizin gibi fiyattan almaz
mesela pazarda 80 tl olan ürünü boyle işletmeler
30 40 tl ye alır yıllık anlaşma yapar
mesela bir keresinde kaşar firmasıyla anlaşma yaptım yıllık olarak 22 tl
siz o zaman kaşarı 55 tl den aliyordunuz.
daha fazla yazmayacağım
bir gün çok detaylı işletme maliyeti enrtysi gideceğim.
debe editi: bu bilgileri yazarken hiç bu kadar gündem olacağını tahmin etmemiştim.
burası (bkz: kutsal bilgi kaynağı) kim ne derse desin.
küçük bir bilgi kırıntısı sağlayabilmek bile insanı mutlu ediyor.
evde hiç sıkılmadan vakit geçirebilen insanlar
-
kafa şişirmekten başka işe yaramayan sahte samimiyet akan kalabalık içinde olmaktansa, evindeki yalnızlık ve sessizlik içeren huzuru tercih eden akıllı kişidir. hiç pişman olmaz.
tema'nın cengiz holding'in bağışını iade etmesi
-
doğru ise ülkede son zamanlarda gördüğüm en dik ve onurlu duruş.
tıpkı bir çınar gibi..
başbakanınız konuşuyor önce bunu bir dinle
-
münasip ortamda olmadığımdan ötürü göz yaşlarımı kulaklarımdan akıtmama vesile bir tayyip erdoğan azarı.
http://www.radikal.com.tr/…id=1083677&categoryid=77
ülkeyi hepten lise müdürü gibi kontrolüne aldı sn. başbakan. istiklal marşı öncesi okula fırça basıyor gibi.
"gülünecek bir şey varsa hep beraber güleriz" çıkışını bir sonraki toplantısına bırakmıştır diye düşünüyorum...
"allah tebeşir fırlattı" :)
slumpflasyon
-
slumpflasyon en tehlikeli ekonomik olgulardan biridir. ekonomi kuculuyor ama enflasyon yasiyorsunuz. ekonomiyi tekrar canlandirmak icin piyasaya para surmeyi secseniz, enflasyon var yapmazsiniz. enflasyonu asagi cekmek isterseniz, parasal daralma yapmaniz lazim ama ekonomi zaten ekside, eger bunu yaparsaniz ulke hepten coker. bu durum bagira bagira geliyordu ama sayin bakan universite yillarinda yaptigi gibi mukemmel bir slide hazirlarsa olaydan yirtacagini sandi. hic bir uygulama olmadi. herkes olay yokmus gibi davrandi ve gelinen sonuc ortada. oyle bir ekonomik duruma sokuldu ki ulke simdi isin icinden cikmak icin oyle iki yasa degistiriyim demekle olacak is degil. kac generasyonun hayati etkilenecek kim bilir.
simdi birinden vazgecilecek ve digerini ilk basta duzeltmeye calisacak. mesela ekonomik kuculme goze alinacak ve enflasyon tamir edilmeye calisilacak. tabi bu arada herkes iflas edecek ve bir cok kisinin ocagina incir agaci dikilecek. ama bu is yine “ekonomik kriz yok ki” mantigiyla gormezden gelinirse o zaman bundan sonraki asama depresyon. depresyona enflasyon, issizlik ve ekonomik kuculme ile girersen bu isten seni imf bile kurtaramaz.
kucuk isletmeci bile bir prensibe sahip. odeme tarihi, uretim, vs. insanlar ulke yonetiyor, prensibleri gormezden gelmek. bu isin sonu iyi olmayacak ve cok generesyonun hayatini kabusa cevirecekler.