hesabın var mı? giriş yap

  • adana'da arı sinemasında, eskiler bilir, en arkadaki 2 sıra boydan boya 2li koltuk olurdu, yani koltukların arasında kol koyacak yer olmazdı ve bu da en çok mekansız sevgililerin işine gelirdi. yalnız bu koltukların biletleri çok çabuk bittiği için kalabalık günlerde erkenden gidip kuyruğa girmek sureti ile alınırdı...
    mekansız bir genç olarak ben de o dönemdeki kız arkadaşımla bu güzide sinemaya gitmeye kalktım, ama kader ağlarını örüyordu :
    tam sinemanın kapısında annesine yakalandık ve kız kulaklarından kavranmak sureti ile ellerimin arasından çekilip alındı...
    eh, kendimi bari film seyrederek avutiim dedim ve gidip iki kişilik koltuğuma yayıldım. hemen yanımda bir çift vardı ve adam 25 - 30 yaşlarında oldukça kalıplı iri bir adamdı. biraz sonra nedendir bilinmez bu çift film esnasında tartışmaya başladılar. sanırım adam kıza yaklaşmaya kalktıkça kız olmaz yapma diyordu. derken kız çok kızdı, herifi itip kalktı sinirle sinemadan çıktı, adam peşinden ayağa kalktı, ayıptır söylemesi, o karanlıkta bile çok net algılanabilecek bir çadır durumu vardı ortada... kız çıkıp gitti...
    adam kalakaldı...
    sonra bana dönüp, "eeeee, kaldık mı senle başbaşa şimdi..! " dedi...

    arkama bile bakmadan kaçtım.......

  • 1. odada bir adet tabanca bulunmuştur.
    2. teröristlerden bahtiyar daha ufak, çevik ve şafak'tan dört yaş büyüktür. silahı kullanan muhtemelen bahtiyar'dır.
    3. diğer terörist şafak uzun boyludur, daracık odada saklanacak pek bir yer olmadığından savcıyı kendine siper etmiştir.
    4. şehit savcının bedeninde 10 kurşun yarası vardır, bunların 3'ü kafaya isabet etmiştir.
    5. hangi kurşunun tabancadan, hangi kurşunun otomatik tüfekten çıktığı önemli değildir. önden ve arkadan açılan yaralar durumu ortaya koymuştur.
    6. özel harekat, savcıyı korumak için hiçbir şey yapmamıştır. başarılı olarak lanse edilen operasyon büyük bir fiyaskodur.

  • olum hani bazen abartma amacli rakamlari fazlaca yaziyorsunuz ya... yok 23408230948923 soyle yaptim, yok 103937474 kere boyle yaptim diye... olum o sayilari ben okuyorum lan. yapmayin etmeyin. az yazin allah askina...

  • iki-uc hafta evi hic supurmeyip sonra temizlik esnasinda elektrik supurgesinin yerden cektiklerinin borudan gecerken cikardigi citirtilari keyifle dinlemek.

  • baz modeli için istenen rakam doğru ise dacia satışlarını arttıracak modeldir a3.
    3 renk dacia alır onlara binerim, panpalara konvoy yaparım, fransa boykotu olursa rengi ilk solanı yakarım, bir şey daha yapabilirim ama teknik olarak zor, o derece.

  • karaburun'da albino hastası bir amcanın lakabının "ak kafalı" olması, babasından kalan arsayı sattığı ve baya zengin olduğu dönemde herkesin ona "akbank" demesi

    bu entriyi girerken ismini düşündüm düşündüm en az 20 yıldır tanıdığım adamın ismini bilmiyorum.

  • metafizik konulara meraklı,ruhani yönü oldukça kuvvetli ve öngörülü sanatçı.
    yakın zamanda pek sevgili oğlu doğukan manço'nun bir röportajda, kendisi hakkında az bilinen enteresan bilgiler verdiği videoya denk geldim.
    -babam sahne kostümlerine özellikle ihtimam gösterir,hayranlarının hediye ettiği şeyleri kullanır fakat sahne de giyeceği kıyafetlerden,kullanacağı takı ve aksesurlara kadar herşeyi kendi tasarlar ve italyan tasarımcılara yaptırırdı.örneğin barış manço müzesinde fotoğrafı bulunan bu kostümünün adı "cennet"dir.görsel
    aynı kıyafetin bir de "cehennem"versiyonunu yaptırmış,ancak biz onu hiç görmedik.
    görsel
    -babamın kendine ait özel dolapları vardı.içinde kendi kişisel eşyaları,notları,yazıları bulunur,bu dolapları hep kilitli tutardı.üstelik kendi içinde bir sistem oluşturarak kilitlerdi dolapları.yani bir dolabın anahtarını diğer dolaba kilitleyerek,açmak için 1 değil,bir den fazla anahtarı diğer çekmecelerden bulmanız gereken bir şifreleme sistemi.
    -babamın özel yaptırdığı çizmeleri gizlice giymeye bayılırdım.bir gün ondan gizli yine çizmesini giymiş dolaşıyordum ve babamın acilen evden çıkması gerekti.çizmelerini benim ayağımda görünce çok sinirlendi."bu kadar sinirlenecek ne var baba al işte giy"dedim ve ayağımdan çizmeleri çıkardım.bana "ben sıcak ayakkabı giyemem!"dedi ve gitti..o zaman çok şaşırmıştım ve aşırı bulmuştum bu tepkisini.onunkileri giymeyelim diye sonra kardeşimle bana da aynı çizmelerden yaptırdı.çok zaman sonra adına yaptırdığı okulun açılışına beraber gittik.babamla yalnız dış görüntümüz değil,ellerimiz ve ayaklarımız da çok benzer.arabayla açılışın olacağı alana vardığımız da her yer o kadar çamurluydu ki çizmeleri kirlendi.dönemin başkanı süleyman demirel ve tüm basının karşısına o şekil de çıkmak istemediği için takım elbisemin altına giydiğim kösele ayakkabıları hemen çıkarıp giymesi için babama uzattım ve "gerçi sen sıcak ayakkabı giymezsin ama"dedim,gülümsedi,giyip öyle çıktı.enerjiye çok inanırdı ve bu tip bazı alışkanlıklar,düzenler yaratmıştı kendine..
    doğukan manço
    çizmeler :görsel
    edit : harf

  • tanım: işportada mutluluk satan “yazar” konuşmasıdır.

    (bkz: başkası yerine utanmak)

    biri taklit yapar da kimseyi güldüremez ya, sen de o an kendini onun yerine koyup düşünürsün ve utanırsın. aynısı. ayağa kalkan insanların gönülsüzlüğünü ben görsem o an, koşarak uzaklaşırdım sahneden.

    hele ki sondaki o sözü ben söyleyecek olsam, yarısında dilim sürçerdi. o ne inançsız bir söz öyle ya.

    ben de diyorum niye ilerlemiyoruz, bataklıkta gibi çırpındıkça batıyoruz, meğer ayağa kalkmıyormuşuz. kalkın lan! oturmaya mı geldik? sarılın bi de. o olmayınca az değişiyor dünya.

    “anne, baba arkadaşlarla dünyayı değiştiriyoruz.”

  • bu gün yeğenimle parka gittik.
    top oynarken köşede öylece oturan 5-6 yaşlarında bir çocukla göz göze geldim.
    isterse bize katılabileceğini söyledim ve çekingen bir şekilde katıldı.
    adını sordum, söylemedi.
    başka bir çocuk adının ahmet olduğunu söyledi sonra.
    biraz daha bize katılsın diye sürekli topu ahmet' e attım, sonra dilinin o güzel bağı çözüldü.
    yanımızdan bir süre ayrıldı.
    biraz sonra başka bir arkadaşı:" onun annesi öldü..bu yüzden sabahtan akşama kadar hep parka geliyor. "
    deyince sessizliğinin nedenini öğrenmiş oldum.

    en son biz giderken: " ben , yarın sabah da burdayım..hep burdayım ." dedi.

    küçücük bir çocuk..annesi yok, tüm gün parkta, hep parkta.

    yarın sabah ben de parktayım ahmet.
    hem de sadece seninle top oynamak için.

    güncel bilgi; ahmet ve ikizini bu gün parkta bulamadım zira yağmurlu havada haliyle parka gelmemişler..ama ben peşlerindeyim,bir de akşam şansımı deneyeceğim.

    son güncel bilgi; ahmet ve ikizine birkaç sürpriz hazırladım ama yağmurlu havalar sağolsun bir türlü yakalayamadım bu ikiliyi.