hesabın var mı? giriş yap

  • kadınları çok iyi yazan kadın yazar. kadınlar arasındaki ilişkileri, masalsı bir buğunun ardından, dinamikleri çok iyi koyarak birden fazla kadının ağzından anlatıyor.

    hani cinsiyetler üstü yazarlar kadın ve erkeği nasıl konuşturabiliyor, her cinsi rollerine uygun dillendirebiliyorsa, morrison yaşlar üstü yazanlardan. yaşlısı, genci, evlisi, çocuklusu ile kadınları içlerindeki bilgelik, hırs, kıskançlık ve kabullenişle dilleniyor, kendilerini anlatıyor, anlatamadıklarını kabulleniyor.

    duygu sömürüsünden bağımsız, insan olmanın belli zamanda belli davranışları sergilemenin bir veri olduğu ışığı altında başka bir duyarlılıkla yazıyor, anlatıyor. kimi zaman kendinizi çok farklı zannederken, belli davranışları belli zamanlarda sergilerken aslında sadece özünüzü gerçeklediğinizi anlıyorsunuz. yanlız olmadığınızın rahatlığı hissediyorsunuz ve sadece normal davrandığınızı bilinci ile.

  • istanbul büyükşehir belediyesi (ibb), kente 6 bin yeni taksi kazandırılmasını içeren yeni taksi sisteminin ayrıntılarını meslek temsilcilerine tanıttı. boykot kararı alan istanbul taksiciler odası toplantıya katılmadı.

    1 ceylanın 40 aslan tarafından parçalanması toplantısı (bkz: swh)

    tanıtım sunumunun ardından ibb genel sekreter yardımcısı orhan demir, ulaşım daire başkanı utku cihan ve toplum ulaşım hizmetleri müdürü barış yıldırım soruları yanıtladı. bu sırada zaman zaman gerginlik yaşandı. istanbul taksiciler birliği başkanı irfan öztürk söz alarak “bu salonda 10 tane taksici yoktur. bir ceylanın 40 tane aslan tarafından parçalanmasının toplantısı bu. sanki 5 bin taksi kararı kabul edilmiş gibi sunum yapıyorsunuz. kaç tane taksici var salonda? bu söylediklerinizin hangisini istediniz de yapmadık. korsanların burada ne işi var? her şeye varız ama anlattıklarınız bizimle alakalı değil. hayatımızı ortaya koyarız alınmamış kararların alınmış gibi gösterilmesine izin vermeyiz” dedi. genel sekreter yardımcısı orhan demir de toplantıyı düzenlerken tüm taksi odalarına ve derneklerin çağrı yaptıklarını belirterek “ne yazık ki diyalog isteğimize rağmen istanbul taksiciler odası başkanı toplantıyı boykot edilmesi için taksicilere çağrı yaptı. taksiciler de uydu. gelmediler” dedi.

    edit 21.10.2020 - başkanın açıklaması: https://dai.ly/x7wyjj9
    ibb başkanı ekrem imamoğlu, ibb’nin yeni taksi uygulamasını tanıtmak için düzenlediği toplantıyı boykot eden ve “onay vermiyoruz” açıklaması yapan istanbul taksiciler esnaf odası’na tepki göstererek “bir kere, kendi yetkilerini aşan bir açıklama olmuş. istanbul’da hangi sivil toplumda, odada görev yapıyorsa, herkesin başımızın üstünde yeri var. herkesle, her zaman görüşürüz. ama herkes yetkisini bilecek” dedi.

    -------------------------------------------------------------------------

    ibb'nin istanbul'da uygulamak istediği yeni taksi sistemi zeytinburnu'ndaki çırpıcı sosyal tesisleri'nde yapılan sunum ile tanıtıldı. ibb ulaşım daire başkanlığı tarafından yapılan sunumda verilen bilgilere göre plaka kiralamasına dayalı yeni sistemin sahibi ibb olacak. işletmecinin kim olacağı ihale ile belirlenecek. işletmecilik bireyselden kurumsala dönüşecek. istanbulkart, kredi kartı, online, qr ve nakit ile ödeme yapılacak. aplikasyon kullanımı zorunlu olacak.

    özgün araç tasarımı

    londra örneğinde olduğu gibi şehre özgü kimlik kazandıracak bir araç tasarımı planlanıyor. güvenlik ve hijyen için şoför ve yolcu kabinlerini standart seperatör ile ayrılacak. panik butonu, araç içi bilgisayar, takip sistemi, kamera gibi sistemler olacak. araçlara çocuk emniyet kemerleri zorunluluğu da getiriliyor.

    engelli erişimine uygun

    filonun belirli bir yüzdesinin elektrikli araç ya da hybrid olması koşulu söz konusu. en azından sıfır araçlarda işletmecilere filolarının belirli bir oranının engelli erişimli olması koşulu ve buna uygun araçların özgün tasarım kapsamında değerlendirilmesi planlanıyor.

    yaş sınırı 21

    ulaşım akademisi ile taksi şoförlüğü standartları belirlenecek ve kapsamlı bir sınav sürecinden geçirilecek. verilen lisans, 5 yılda bir yeniden sınava girilerek yenilenecek. şoförlerin yaş sınırı minimum 21 olacak. puanlama sistemi ile şoförlerin gelirinin arttırılması da sağlanabilecek.

    vardiya ve sabit maaş

    taksi şoförlerinin çalışma saatleriyle ilgili bir düzenleme yok. 24 saat aralıksız çalışan şoförler olduğu tahmin ediliyor. yasal mevzuata uygun vardiya ve sürelerde şoför çalıştırılması da model içinde mevcut. sektörde çok sayıda aktör olmasından dolayı gelirin sadece yüzde 13'ü şoföre kalıyor. şoförlerin ekonomik koşullarının da iyileşmesi amaçlı sabit maaş + prim şeklinde çalışma modelleniyor. en az asgari ücret tutarında sabit maaş olacak. sigortalar düzenli olarak işveren tarafından ödenecek.

    çağrı sistemine geçilecek

    çağrı sistemi ile vardiya doluluk oranlarının artması amaçlanıyor. çağrı sistemi ile yolcu bulma kolaylaşacak boş dolaşma azalacak. araçların tepelerinde doluluk oranlarını belirtir tepe lambası olacak. idare tarafından ortak kıyafet belirlenecek. temel ingilizce aranacak. kalite takibi denetimi toplu ulaşım yönetim denetim ekibi tarafından yapılacak. örneğin kısa mesafe yolcu almama da denetim listesine alınacak.

    https://www.ibb.istanbul/news/detail/37344

  • haftada bir arızalanıyor, gün aşırı sefer sırasında yavaşlıyor, bazen iki durak atasında dur kalk gidiyor. arada elektrik kesildiği için denizin altında yolcularını indiriyor, denizin altındaki tüneli size yürüyerek geçirtiyor. zaten normalde bile 10 dk'da bir çalışıyor. bütün bunlar olurken, kalabalıkta, omuz omuza trenleri beklerken mesela biraz şikayet edin, hemen bir tane gürbüz sesli savunucu peydah oluyor:

    - beğenmeyen binmesin kardeşim.

    lan geri zekalı iyi de mümkün mü bu ?

    marmaray seferleri başladığında ido sabah 8'deki bostancı-yenikapı deniz otobüsü seferini kaldırdı. istanbul'un iki yakasının en önemli ulaşım merkezlerinden ikisi arasında sabah trafiğinin en yoğun olduğu saatler olan 7.30-9.30 arası çalışan bir tane bile gemi yok.

    ben bostancı iskelesine kadar sakin sakin 10 dakika yürüyüp gemiye biniyordum, yolculuk sırasında (uyuyup / kahvemi içip / kitap okuyup) 30 dakika sonra yenikapı'da inip yine sadece yürüyerek işime gidiyordum. şimdi önce 20 dakika yürüyüp (ya da yağmurda çamurda arabayla) e-5 üzerindeki metroya gidiyorum, oradan ayrılıkçeşmesi'nde aktarma yapıp marmaray ile yenikapı'ya geçiyorum. deniz otobüsü ile oturarak yaptığım ve yürüme dahil 45 dakika süren yol, hem koşturmaca, hem aktarma hem de ayakta sıkış tıkış metro-marmaray ile 1 saatten fazla alıyor.

    benim alternatifim yok ki. anadolu yakasında minibüs yolu ve civarındaki birçok kişinin karşıya geçmek için metro-marmaray'dan başka alternatifi mi var? bostancı-yenikapı deniz otobüsüm vardı sabah 8'de, artık yok. yine deniz otobüsü ile bostancı-kabataş yapıyordum arada, oradan tramvay ile geçiyordum, hatta hava güzelse yürüyordum, martı projesi sebebiyle o ihtimal de uzun bir süre yok. yahu hatta eskiden trenle haydarpaşa'ya gider, vapurla sirkeci'ye geçerdim arada, mis gibi deniz havası için. ama artık tren de yok, ne zaman açılacağı da belli değil. ondan sonra;

    - "biyinmiyin binmisin"

    deniz otobüsü çalışsa yanına yanaşmayacağım bunun da işte. neyse.

  • celal hocanın alıştığı durumdur diye tahmin ediyorum. başarı sıralaması yüz binlerin bile bir hayli altında olan öğrenci popülasyonunda olağan hareketler. yine de önemli olan korkmadan soru sorabilecekleri böyle değerli bir hocaya sahip olmaları. kıymetini bilip istifade etmeleri dileğiyle.
    not: başarı sıralaması her şey midir? hayır. ama bir şey midir? evet. hem de önemli bir şey.

  • pele'nin türkiye'deki ilk ve tek maçı.

    yazıdan önce maçın nefis bir özetini izleyin derim. buyurun: https://www.youtube.com/watch?v=ftaoq-lrx00

    maçın özetini izlerken santos'un oynadığı oyunun ülke futboluyla arasındaki farkın dağlar kadar olduğunu fark ediyorsunuz. bir de "dostluk maçı"nın gerçekte ne anlama geldiğini. çünkü 50-60-70'lerdeki bu tarz dostluk maçlarında, herhangi bir şekilde ilgi çekici bir özelliği olan takımlar, ya da siyasi propaganda için, ülke ülke dolaşıp maçlar yaparlar ve hem kendilerini tanıtır, hem propagandasını yapar, hem de para kazanırlardı.

    mesela o günlerde ingiltere'de 2. ligde olsa da 47 yaşında futbol oynayan sir. stanley matthews'u kadrolarında bulundurdukları için stoke city gelir türkiye'ye. ankara, istanbul, izmir'de maçlar yapar. matthews'a o günlerde yaşı nedeniyle “neden oynuyor, bıraksın artık” denen lefter 'i sorarlar, “kaç yaşında?” diye sorar ünlü futbolcu, “38” cevabını alınca, «38 yaşında ha? benim için bebek sayılır. her halde şu anda futbol hayatının en iyi yıllarını yaşaması lazım» der.

    günümüzde birçok kişiye garip gelse de bu dostluk maçları için dünyanın birçok yerinden takımlar gelir ülkeye. ve en önemlisi de bu maçlarda seyirciler skordan bağımsız olarak sirke gitmişçesine eğlenirler. çünkü amaç “farklı bir şeyler” görmektir. görürler de…

    istanbul'a çok çok farklı takımlar gelir, maçlar yaparlar elbet ama olayı bir de (bkz: gençlerbirliği) üzerinden anlatırsak daha da ilgi çekici olacaktır gelen takımlar. 1941'de ikinci dünya savaşı sırasında türkiye'ye kendilerini sevdirmek ve taraflarına çekmek için askerdeki ingiliz futbolculardan oluşan middle east wanderers gelir ve maç yapar gençlerbirliği ile. 1949'da queens park rangers, 1950'de hull city , 1949'da feyenoord, 1960'ta brezilyalı america fc diye uzar gider liste… tabi bunlar o günlere dair ankara ile ilgili çok az bilgi bulabilen benim gibi araştırmacıların samanlıkta bulabildikleri iğneler sadece. yoksa istanbul'a gelen takımların büyük bir bölümü aynı zamanda ankara ve izmir'e de gidip maç yapmaktadırlar. tabi parada anlaşabilirlerse...

    santos maçına dönersek, bu maçla ilgili de birçok bilgiyi arşiv araştırmalarımız ışığında kısa vadede siteye ekleyeceğiz. ilgili bilgilere buradan ulaşabilirsiniz.

    ilgilisi için eklenti notu: ilk araştırma sonucunda maçla ilgili detaylı bir yazıyı şurada bulabilirsiniz.

  • cahil, iyi niyetli ve cingöz meryem'i o kadar iyi oynamış ki, rolüne girmek için 5 yıldır beykoz'un mahalle-köylerinden birinde mahalleli ile iç içe yaşadığını, ramazanda her akşam teravihe gittiğini, mevlitleri hiç kaçırmadığını düşünüyorum. "esra erol'a bakıyom" derken kullandığı mimik, "abla" kelimesini telaffuz ederken b ile l'nin arasına soktuğu görünmez ı'nın profesyonelliği, postürünü bile ortalama bir meryem'e uygun hale sokuşu, elleri cebinde başı önünde hızlı hızlı yürümesi, kanepede kaykılmış, çukur'a bakarken ve dizinin tamamında nasıl göründüğüne dair en ufak bir kaygı gütmeden bedenini ve sesini kullanışıyla ayakta alkışlanası bir oyunculuk sergilemiş. 1 falsosu dahi yok, bir başkadır'daki oyunculuğu başlı başına sanat.

  • yine full aksesuar bi erkek başrolle karşı karşıyayız. müzisyen, klasik araba kullanıyor, hoca olacak kadar zeki ve de aynı zamanda zengin ama idealist de olan kalın dudaklı bir adet şükrü. yaaa yapmayın allah aşkına sonra kızlarımız bunları gerçek zannedip fanpage açmaktan şaşı oluyor.

  • silmiş tweeti angut. millet ekmek bulamıyor, bu angut milletin parası ile gösteriş peşinde.

  • bu iranlı messi değil kardeş. bildiğin arjantinli olan bunun çakması.

    vallahi ilk selfi çeken vatandaşın neyi messi'ye benziyor ki diye baktım. ben formalı olanı messi öbürünü benzeyen sandım.

    benim gibi olan var mı lan?

    edit: herkeste aynı etkiyi yaratmış valla. yeşillendirenleriniz bol olsun :)