hesabın var mı? giriş yap

  • ırkçı değil gerçekçi yaklaşım.

    ırak'a, suriye'ye ve afganistan'a bakıp da aynı tehlikenin türkiye'ye sıçramasından endişe ettiği ve buna bir önlem alınması gerektiği için ümit özdağ böyle konuşmaktadır.

  • iphone'da cihaza isim verilirken kullanilan default parametrenin "isim's iphone" oldugunu bilmeyen, kisisel erisim noktasi kullanilarak wi-fi yayini yapilabileceginden haberi olmayan mal beyanati.

  • burada gözükmekte olan anıttır.

    tarihin gördüğü en büyük sistemli seri cinayetler dizisine imza atan terör örgütü asala, türkiye'nin 300'den fazla sivil vatandaşını yaralamış ve 46 diplomatını acımasızca katletmiştir.
    kendi varoluş bildirgesinde dahi, yöntemini terör yaymak olarak açıklayan bu örgüt, vahşice masum sivilleri katletmiştir.

    işte bu teröristlerin anısına, ermenistan hükümeti alenen hiç utanıp sıkılmadan, bir anıt dikmiştir.
    ne içerdeki hainlerden, ne de dışarıdaki düşmanlarımızdan bir allah'ın kulu da çıkıp yahu kardaş, bu yaptığın ayıp değil midir, diye sormak zahmetine bile girmemiştir.

    bugün sarkisyan'da benzer şeyleri söylüyor, bizim acılarımız çok büyük derken, anadolu'da ermeni çetelerince camilere toplanıp yakılan masum türk köylerinden bahis açılınca, "bir kaç köyde sıkıntı olmuş olabilir" diyerek vahşice öldürülen 500bin türk köylüsü için dalga geçer gibi konuşabiliyor.

    yahu adam senin diplomatlarını tek tek biçen teröristler için anıt dikmiş, sen hala yüz sene önce ortak yaşanmış acıların türk tarafını silip, ermeni tarafını sahiplenme derdindesin.. sahi bu nasıl vicdandır?

  • 10 dakika önce kapı çalındı. 70'li yaşlarda olan apartman yöneticisi amca.
    ''tabak ver bi tane, tatlı koyayım'' dedi.
    ''hayırdır amca, bir şey mi kutluyoruz?'' dedim.
    ''evlilik yıldönümüz bugün, 51 yıl oldu'' dedi.

    tabağı alıp aşağı indim amcayı yormamak için. apartmanın yarısı, amcaların kapının önünde, herkesin elinde bir tabak. eşi gülümseyerek tatlı dağıtıyor herkese.

    10 dakikadır tatlı yiyorum gülümseyerek.
    inşallah 51 yıl daha birlikte gülümsersiniz be kemal amca ve beyhan teyze.

  • boşanmak isteyen bir ablanın bahane araması gibi geldi bana daha çok. sürekli boşayacağım diye tekrar ediyor. bakın, bu bir yardım çığlığıdır. *

  • görme engelli oğlunu evde dört duvar arasına sıkıştırmayıp, hayatın içine katarak gerekirse stadyuma bile gideriz seninle diyen muhterem bir baba.

  • verilen ödüller ve final maçı itibariyle iyice fiyasko olan turnuva. evveliyatı için (bkz: #95311368)

    önce mvp ödülüyle başlayalım. bu turnuvanın mvp'si kesinlikle luis scola olmalıydı. her ne kadar kaybeden tarafta olsa da 2003'te nowitzki'nin kazandığı mvp ödülü gibi hak etmişti ödülü. son 8 takım arasındaki en zayıf üç takımdan birinin final yolundaki en önemli ismi oldu ve takımı abd haricinde turnuvanın en önemli favorilerinden olan fransa ile sırbistan'ı elerken başrolde kendisi vardı. şu arjantin takımına ricky rubio'yu koysak muhtemelen ikinci turdan evine dönerdi. sadece rubio da değil, marc gasol veya bogdan bogdanovic (o da belki, turnuvanın en iyi bireysel performansını sergilediği için istisna geçiyorum) dışında kimi koyarsan koy, arjantin hüsrana uğrardı. kendi bölgesindeki rakipleri olan nba'in en iyi pivotu nikola jokic ve nba'in en iyi savunmacısı rudy gobert'i denize döktü adam ve ancak en iyi 5'e seçildi.

    en iyi 5 ile devam edelim. patty mills ve tomas satoransky'nin en iyi 5'e seçilmemesi de scola'ya yapılan ayıbın farklı versiyonudur. satoransky son 8 takımın kadro kalitesi olarak en zayıf takımını dünya altıncılığına taşıdı ve ödülsüz bırakıldı. yuh. patty mills de benzer şekilde takımı dünya dördüncüsü olurken başrolde olmasına rağmen es geçildi. aynı takım mills yokken 2.turda eleniyordu ya. şu dandik turnuvanın scola ile beraber en iyi iki hikayesine imza atan iki oyuncunun da ödülsüz bırakılması açıklanamaz bence.

    final maçını konuşmak bile istemiyorum, 2006 finalinden bu yana izlediğim en kötü finaldi diyebilirim. hadi 2006 finalinde yunanistan abd'yi elemek uğruna tükenmişti. bu final ne? ispanya 2 uzatmalı inanılmaz yorucu bir maç oynamasına rağmen ilk çeyreğin ortaları haricinde maça hep hükmetti. arjantin de scola haricinde bir b planı olmayan zavallı bir takım olunca iyice kolay bir maç oldu. her ne kadar şikayet etsem de tam da bu turnuvaya yaraşır bir final oldu. bu turnuva iyi bir finali hak etmemişti, layığı neyse onu izledik işte.

    önümüzdeki sene turnuva japonya-filipinler ortaklığındaymış. benzer rezaletleri gene izleyeceğimizi düşünüyorum. umarım bu sefer sadece abd değil, diğer tüm takımlar c takımlarıyla gelir de fiba boyunun ölçüsünü iyice alır. bu turnuva gibi rezil bir turnuvayı izleyeceğimizi hiç sanmıyorum çünkü, tüm sporların dünya şampiyonası adlarına yaraşır şekildeyken bu turnuvanın ortaokul müsameresi gibi olması cidden basketbol gibi bir spor için utanç kaynağı. ne bekliyorduk ne çıktı valla, tek kelimeyle rezalet.

    edit: o kadar yazmışım, fournier denen iticilik abidesine hiç değinmemişim. fournier bu kadar verimsiz oynamışken, ciddi anlarda frank ntilikina bile sahneye çıkarken suya sabuna dokunmamışken en iyi 5'e seçilmesi cidden saçmalık. keşke en iyi 5 mills-satoransky-bogdanovic-scola-gasol olsaydı. cidden yazık.

  • limon kimyon zorro evrim teorisi defterine ek
    1337. gün.

    -evrim karşıtları daha önce açıklanmış konuları yeniden soruyorlar. deneklerin okuma alışkanlıklarında bir gelişme kaydedilemedi.

    -denekler halen aynı hatalı argümanlarla evrimi çürüttüklerini sanıyorlar. argüman üretme ve destekleme konusunda ilerleme kaydedilemedi.

    -denekler halen evrim teorisinin insanın maymundan geldiğini iddia ettiğini sanıyorlar. yeni bir bilgi edinme kabiliyetinde gelişme kaydedilemedi.

    -deneklerin anadillerindeki yazma kabiliyetleri halen en temel dilbilgisi kurallarını ihlal edecek seviyede. el göz koordinasyonları yahut derinlemesine bilgi edinme kabiliyetleri genetik düzeyde hatalı olabilir.

    -denekler evrim ve evrim teorisi arasındaki farkı halen öğrenemedi. ikisi aynı şeymiş gibi davranmaya devam ediyorlar.

    -denekler karşı çıktıkları evrim teorisinin yerine alternatif bir bilimsel çözüm önermiyorlar. yapıcı yaklaşımdan hala uzaklar. bilimsel vandalizm karakteristik gösterge olarak kullanılabilir.

    -denekler halen bizi konuşturmuyorsunuz diyerek duygusal tepkiler gösteriyorlar. oysa bununla kast ettikleri şey "hala bizi onaylamıyorsunuz". buradan deneklerin ortaya koydukları kaynaksız argümanlara körü körüne inandıkları sonucuna varabiliyoruz.

    -denekler evrim teorisini ideoloji olarak algılamaya devam ediyor. hiçbir bilimsel makalede herhangi bir dini görüşün yer almadığı defalarca anlatılmasına rağmen böyle düşünmeleri eğitilebilir olmadıkları konusundaki şüpheleri güçlendiriyor.

    -denekler halen her sorularına tek tek cevap verilsin istiyorlar. başkasının aynı sorusuna verilmiş cevabı arayıp bulmayı tercih etmiyorlar. araştırma kabiliyetlerinde ve tembelliklerinde değişim kaydedilemedi.

    -denekler daha önce başkası tarafından sorulmuş ve detaylıca cevaplanmış bir sorunun aynısını sorduğu halde, cevap alamazlarsa bunun verilecek bir cevap olmadığı için olduğunu sanıyorlar. herkese tek tek cevap verilmesi gerektiğine olan inançları altı boş bir özgüvenin göstergesi olarak kaydedildi.

    sanırım artık çalışmalarımızın geleceğinden şüphe etmeye başlayabiliriz.

  • ne yaptın be abi, nasıl yaptın be çocuk!! ankara'ya geldiğinde kalbur'da balık köftesi yiyip, rakı içecektik. sözün var bana, kalk ayağa!!!

    şaka la şaka. sözlüğümüzde sizi tanımayan, çalışmalarınızı çok eskiden beri takip etmeyen 3-5 kişiden biriyim. uzaktan güzel bi abiye benzetirdim sizi, umarım iyileşirsiniz.