hesabın var mı? giriş yap

  • otomobil, otobüs benzeri araçlarla seyahat eden kişilerde görülen baş ağrısı, baş dönmesi, mide bulantısı, stres benzeri olaylardır. sebebi psikolojiktir demek heralde yanlış olmaz.

    hareket halindeyken iç kulağımızdaki kanalların içinde bulunan sıvı ve adını bir türlü hatırlayamadığım taşlar çalkalanır ve beynimize dengenin sağlanması için ivmeyi bildiren mesajlar gönderir. diğer taraftan aracın içinde sabit bir noktaya bakarken (özellikle kitap falan okurken) gözümüz beyine hareket halinde olmadığımız, bir yerde sabit bir şekilde beklediğimiz yönünde mesajlar gönderir. iç kulaktan "hareket ediyorsun" mesajı alırken, gözden "hareket etmiyorsun" mesajı alan beyinin kafası karışır (bkz: beyinin kafasıın karışması). doğal olmayan bu iki sinyal arasında ne yapacağını bilemeyen zavallı vucüd tansiyon yükselmesi, mide bulantısı benzeri tepkiler gösterir.
    dikkat edilirse aracı kullanan kişiyi araba tutmaz ziraa bu kişi sürekli yola bakmaktadır ve araç kendi kontrolündedir, ne zaman hangi yönde ivmeleneceğini biraz daha iyi kesitirebilmektedir. aynı şekilde ön koltukta oturan kişide de araba tutması etkisi daha az görülür.
    ayrıca beyinin, araba içinde bu şekilde tepki vermesinin; gözler hareket halinde olmadığını söylerken, iç kulaktan gelen, hareket edildiği mesajı veren sinyallerin beyin tarafından zehirlenme sırasında gönderilmesi gereken mesajlarla karıştırıldığı ve bu yüzden mide bulantısı, tansiyon yükselmesi benzeri tepkilere yol açtığını iddia eden bir görüş vardır ki kulağa mantıklı gelmekle birlikte bildiğim kadarıyla henüz kanıtlanamamıştır.

    deniz tutulması da bu şekilde gerçekleşmekle birlikte araç tutulmasına göre biraz daha etkilidir. o da başka bir yazının konusu artık.

    haa son olarak, araba tutması kuşlara ağaçlara değil sabit bir noktaya bakıldığnda gerçekleşir. yanlış bilgi vermeyelim, dikkatli olalım.

  • " hamitoğulları kastamonu kır pidesi, börek ve poğaça " şeklinde kır pidecisi ve börekçi bulunmaz.

    çünkü geleceğiniz önemlidir sloganlı " karamanlar bilgisayarlı ön muhasebe ve aöf kursları " tarzında dandik aöf, bilgisayar vb. kursları bulunmaz.

    çok fazla beyaz ekmek tüketilmez. fırınlar daha çok alman çavdarı, baget kepek ekmeği vb. değişik ekmekler satarlar.

  • bu bayram bir tek babamla görüşerek bayramlaşabildim. onun da elini öpemedim, doya doya sarılamadım.. zaten o da bana bayram harçlığımı vermedi.

    ben yine de toprağındaki otları yoldum. mezar taşını temizledim.

    ailesi olanlar bunun değerini bilsin lütfen.
    herkese iyi bayramlar.

  • ned kelly, polis gücünün faşist tavırları ve baskıcı tutumu karşısında baş kaldırmış ve haksızlığı ortadan kaldırmak adına dağa çıkmış bir yaralı aslandır. üstelik kısa sürede robin-hood tutumu ve tatlı dili ve iyiliksever tavırları ile halk kahramanı -daha yaşadığı sıralarda- olmuştur. ortaçağ zırhı değil, şans eseri farkettiği demirin kurşunu durdurması üzerine kendine dövdüğü zırhı oluşturmuştur. ayrıca bu zırhı sadece kendisi değil onunla omuz omuza çatışmaya giren arkadaşları da çatışma esnasında giymiş victoria polis gücüne zor saatler yaşatmıştır. evet ned kelly avustralya'nın victoria eyaletine ait bir halk kahramanı iken, ünlü çatışması ve fısıltı gazetesi sayesinde tam bir ulusal kahraman olmuş başkaldırısı haklı sebeplere dayandığı söylenen eşkiyalardandır.

    (bkz: güzel eşkiyalar)

  • geçen sene, mayıs ayı. bir otelde müdürlük yapıyorum. yaz sezonu için personel takviyesine ihtiyacımız oldu.
    kariyer.net'e falan ilan verdik.

    " ön büroda çalıştırılmak üzere; en az lise mezunu, iyi derecede ingilizce bilen, sezonluk elemanlar alınacaktır.
    tekirdağ şarköy x otel "

    cv'leri bizzat değerlendirip, 2 kişiyi görüşmeye çağırdım.
    bu görüşmelerin ilki. 25 yaşlarında, turizm otelcilik mezunu, diksiyonu düzgün ve tecrübeli bir arkadaş. ismi fırat.

    patronumuz, fırat ve ben ofisteyiz.
    çalışma saatleri ve iş yoğunluğu hakkında bilgilendirme yaptık, fırat'ın referanslarını ve geçmiş iş tecrübelerini değerlendirdik ve görüşmenin bizim için en önemli kısmına geçtik.

    -let's continue in english.

    +i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.

    ( yani diyor ki; bence bu kısma hiç geçmeyelim. eğer ingilizce konusunda benimle sidik yarıştırmaya kalkarsanız, sizi kızdırabilirim. iyi düşünün.)

    -ehehe okey. ( korktum lan, bildiğin korktum. patronumun gözünden düşmekten, iş görüşmesine gelen bir çocuk tarafından rezil edilmekten korktum. çaresiz sustum.)

    fırat'ı işe aldık.

    1 hafta sonra; büyük çoğunluğu belçikalı, bir kısmı ise ingilizlerden oluşan bir turist grubu geldi.
    fırat'ı ara ki bulasın!!

    ya tuvalete girmesi gerekiyor, ya da ailevi bir telefon görüşmesi yapması lazım.
    turistler lobideyken, fırat'ı bulmak imkansız.
    kopuk uçurtma..

    - fırat bir sıkıntın mı var?

    + yok müdürüm herşey yolunda.

    - ingilizce bildiğine emin misin?

    + i dont want to speak better english than my director and annoy you. as you wish, we can give up.

    - hiç bilmiyorsun di mi lan?

    +we can give up.

    adam tek kelime ingilizce bilmiyor lan, tek kelime..
    iş görüşmesine gelirken, bir cümle ezberlemiş gelmiş.
    yalnız zekasına hayran kalmamak mümkün değil. işe yaradı mı? yaradı..

    savunması da komik..

    -ne bileyim müdürüm. şarköy'de turist ne gezer diye düşündüm ben.

  • uydurma bir hikaye değilse gerçekten üzücü ve garip bir hadise. hukuki yollar aklıma geldi direkt, bilemedim ne kadar doğruluk payı var bu hikayenin...

    özet geçiyorum*: üniversitede aşk,babasının işleri kötüleştikten sonra evde beslenmeye başlanan bölüm birincisi bir tecavüzcü, 3.sınıfta çocuk haberi, evlilik-iş bulma, seneler geçer, adam video tehditlerini görür, silaha sarınılır, her şey film şeridi gibi geçer, adam bayılır sonra ayılır, kadın yok. üzüntü, üzüntü...

    edit: novemba, başka bir entry'si üzerinden (bkz: #48718567) kurgu olduğuna beni inandırdı.

    o yüzden hikayeye yorumum: (bkz: yaşından başından utan)(bkz: bre işsiz pezeveng)*

  • kadınlar adamı bildiğin taciz etmişler. adam belli ki yürüyüşe çıkmış. köpeklerden dolayı "yürüyemiyoruz yolda" diyor. bu kadınlar ise gidip adamı taciz ediyor.

    bir de utanmadan adama hem tekme atıp hem de karşılığını görünce hedef göstermişler. adam keşke kaçmak yerine üçünü de kovalasaydı. adamın kadınları daha beter yapmasını istedim yalan yok.

    edit: ben de "nereden hatırlıyorum bu derneği" diye düşünüyordum. ismi aşina gelmişti. sonra hatırladım. gaziantep'te köpeklerin saldırıp yaraladığı kızın ailesine dava açan dernek bu. bu derece ruh hastaları işte.
    (bkz: pitbull'un yaraladığı kızın ailesine dava açmak)

    edit 2 : olayın öncesini gösteren video yayınlanmış.
    (bkz: seferihisar'daki köpek kavgasının içyüzü)