hesabın var mı? giriş yap

  • görüntüde, kediler soğukta karın üzerinde kalmasın diye konulan kedi evinden rahatsız iki mahlukat, hayvansever gençleri tehdit ediyor. içlerinden birine tehdit etmek de yetmiyor, saldırıyor. aldığınız nefes haram, yemin ediyorum.

    yine, yeniden ve maalesef...güzel olan her şeye düşmanlar!

    edit: şu tweet ile gelen güncelleme: polis gelmiş; "adam" oldukları için saldıranlar, ne kadar hayvansever olduklarını anlatmışlar polise. durumu güzelce idare etmiş bu güzel insanları tebrik etmek lazım. arif'i de ayrıca tebrik ediyorum, minimum zarar ve maksimum medeniyet çerçevesinde istediği sonuca ulaşmış. yumruk atsa muhtemelen bıçaklanacaktı; çünkü gene saldırganlar "adam" oldukları için yumruk atana bıçak saplarlar genelde, belki sonra arif'in kadın arkadaşlarını da darp edecekti bu mahluk.

    edit2: sadece bu ikisi de değil anladığım kadarı ile saldıranlar. arif'in insanlığı çok büyük olduğu için demek bir kişi zapt edememiş arif'i, 10 kişi çağırmışlar anlaşılan, görüntülerin devamında. bir kedi evi koyabilmek için, ufacık bir güzellik ortaya koyabilmek için bütün mahalle ile mücadele etmeniz gereken yere türkiye denir.

    edit3: lionsher mesaj kutumu şenlendirmiş ve hürriyet'in de görüntüyü paylaştığını belirtmiş. gündemde yer bulması adına sevindirici bir olay. ayrıca bu vesileyle olaya layıkıyla önem veren siz, suserlara da ayrıca teşekkürler.

    edit4: lionsher şu an haber verdi ki üsküdar belediyesi bir kedi evi getirmiş sokağa, buradan izleyebilirsiniz. güzel şeyler, zor da olsa dayanışma ile mücadale ile başarılabiliyor anlaşılan.

    edit5: güzel insanlar, mutlu sonun bir fotoğrafını paylaşmış.*

  • başlık: beyler israildeyim duvara kazayla hitler yazdım.

    entry: hititler yazacaktım mına koyim. israil esnafı peşimde. kurtarın muallakler.

    2. kazayla hitler yazdıysan sorun yok panpa ibranice de 'kazayla' demek 'kahrolsun' demektir...
    o esnaflar seni mason locasına davet etmek için peşinden koşuyorlardır...
    sıkıntı yok ...

  • 14 katli bir binanın 5. katinda oturuyorduk. uyku halindeyken sanki biri durtmus gibi uyandim ve kardesimin odaya girmesi bir oldu. normalde cok sakin olurum boyle seylerde. yakin zamanda bir suru deprem oldu ama uyandigim andan beri sakin olunmayacak birsey oldugunu anladim. kardesimle saga sola koşup çömelecek yer aradik ama girdigimiz odanin duvarlari düşüyor ya da dolaplar falan düşüyordu. en son cok yuksek bir gurultuyle hem bizim ic duvarlar düşmeye basladi. sesten dolayi apartmanin çöktüğünü düşünüp eğildik koridorda. acikcasi çokta cikabiliriz sanmiyordum ki bir anda durdu. durdugu gibi ince kiyafetlerle kendimizi disari attik.merdivenler moloz yigini icindeydi.
    sokaga ilk inenlerdendik ve muammer aksoy caddesine baktigimda durumun ciddiyetini anladim 3-4 yerde yangin vardi, ve yol boyu pek sağlam bina görünmüyordu. kardesim akillik edip hatlarin gideceğini anlayip annemleri aradi ne görürseniz gorun biz iyiyiz dedi. sonra zaten bir sure iletisim koptu.

    kosarak iskenderunu turladik. akrabalari gezdik. ve malesef dayimlar enkaz altinda.

    ne uyuyabiliyor, ne müdahale edebiliyoruz birşeye.

    istanbuldan gelen afad ekipleri yolunu kaybedip bizim enkaza geldiler. ancak enkazi begendiremedik. sanirim kameralara cok uzakti. biz teknik ekip degiliz size onlari yollayacaz diyip gittiler. tabiki yollamadilar.

    vex isimli köpeğe sahip istanbul ekibi. keske bunca boş zamaninizda en azindan köpeğe gel-git i tam anlamiyla ogretseydiniz.zaten ekibin köpeğe bile talimat yaptiramayisini görünce, bazi şeylerden ümidi kestik.

  • bim'den içeri girildiğinde insanın dört bir yanını saran kocaman bir boşvermişliğin, zihnin en ücra noktalarına sirayet eden o anlamsız hiçliğin tüm bedendeki tezahürüdür. evet, gözyaşartıcı bir gerçek bu anlamsızlık. o gelişigüzel sıralanmış, ilk bakışta reçel mi yoksa otlu peynir mi olduğu anlaşılmayan ürünlerin arasından geçerken, sağa sola atılmış kolilere basa çarpa ilerlerken hissedilir. çalışanların o android görüntüsünü izlerken sorgularsınız hayatı. neden allah'ım, neden!!? diye isyan edersiniz ama artık çok geçtir her şey için. bim'in sarmalları arasında yok olmaya, hiçliğin içine doğru yol almaya başlamışsınızdır çoktan. çok geç. evet. çok. geç.

  • hasta-doktor ilişkisinin mahremiyetini çiğneyen, her hastaya roman ve dizi malzemesi diye bakan, hekimliğinin elinden alınması gereken utanmaz şey.

    p.s. hastalarının hikayelerini ifşa eden bu kadına hala muayeneye gidenlere inanamıyorum!

  • ben kötü bir şey olduğuna inanmıyorum şahsen. şimdi selülit dostu denilen maddelere bakalım: kahve, çikolata, beyaz ekmek, pilav, tatlılar, kızartma.. dostu bunlar olan bir şeyden kimseye zarar gelmez arkadas.. ne diyor büyüklerimiz "bana dostunu söyle sana kim olduğunu söyleyeyim"..
    kankası kahve olan, çikolata olan bir şey kötü olamaz dostum.. yoo, yoo..

  • evrendeki ilk oluşumundan biraz bahsetmek istediğim element.

    hemen söyleyeyim, aşağıda anlatacaklarım simülasyon, gözlem ve hesaplamaların ortak bir sonucu. evrenin ilk anı hakkında kesin bir bilgimiz yok ama hemen sonrasında ilişkin birtakım yaklaşım ve tahminlerimiz var.

    evrende ilk hidrojen atomu ortaya çıkana kadar çalkantılı bir dönem yaşandığını söyleyebiliriz. büyük patlama'nın hemen peşinden evrene baktığımızda gördüğümüz ilk şeylerden biri kuarklar. kuarklar, elektrondan bile daha küçük olan, proton ve nötron gibi hadronları oluşturan atom altı parçacıklar. bunlar günümüzde serbest olarak dolaşamıyor. çok güçlü şekilde birbirilerine bağlı kalıyor ve başka parçacıkların ortaya çıkmasını sağlıyorlar. buna rağmen evrenin ilk anlarındaki yüksek sıcaklık ve yüksek enerjili ortam, kuarkların serbest dolaşımına imkân tanıyordu ve ortalıkta dolaşanlar, bu serbest kuarklardı.

    elbette evren, büyük patlama anındaki kadar sıcak kalmadı ve her saniye gittikçe soğudu, enerjisi de düştü. bu sırada kuarklar da birbirleriyle bir araya gelmeye başladılar. 3'er kuarkın bir araya gelmesiyle protonlar ve nötronlar oluşmaya başladı. normalde kuarklar bunlar dışındaki hadronları da oluşturabilir ama en kararlı olan hadronlar bu ikisidir. bu nedenle günümüzde hâlâ varlar ve evrende hidrojenin en fazla görülen element olmasının nedeni de bunlar.

    hadronlar oluşurken, parçacık - anti parçacık çiftleri de oluşmaya başladı. protonun anti parçacığı anti proton, nötronun anti parçacığı ise anti nötrondur. fizikte bir parçacık ile onun anti parçacığının bir araya gelmesi, birbirilerini yok etmeleri ve ortama enerji salmalarıyla sonuçlanır. yalnız burada sayı bakımından parçacıklar lehine bir ağırlık olduğundan, yani anti parçacık sayısı daha az olduğundan, normal parçacıkların büyük bir kısmı, anti parçacığıyla birleşip yok olmadan yaşamına devam edebildi ve evren de bugün bildiğimiz şekliyle günümüze dek ulaşabildi. bu simetri kırılmasının neden gerçekleştiğiyle ilgili çalışmalar sürüyor. çiftlerin bir kısmı yok olurken, geriye kalan normal parçacıklar (yani proton ve nötronlar) birbirleriyle etkileşime girmeye başladı.

    proton ve nötronların etkileşime girmeleri, bazı tepkimeler sayesinde elektron ve anti parçacığı olan pozitronların da oluşumuna imkân verdi ancak bunlar da birbirinin çifti olduğundan, bir kısmı birleşerek yok oldu.

    bu sırada evren soğumaya devam ediyordu. nükleer füzyonun mümkün olduğu aşamaya gelindiğinde proton ve nötronlar ilk füzyon tepkimelerini gerçekleştirmeye başladı. döteryum ilk kez bu aşamada ortaya çıktı ki bu, hidrojenin bir izotopudur.

    ortamda döteryum arttıkça bu kez döteryum - nötron etkileşimleri de başladı. bunun sonucunda da hidrojenin bir diğer izotopu olan trityum doğdu. tüm bunlar olduğunda tahminen evren henüz 200 saniye gibi bir yaştaydı. artık füzyon mümkün olduğu ve ortamda hidrojen de oluştuğu için, helyum, lityum gibi daha ağır sayılan elementler de yavaş yavaş oluşmaya başladı. ilk oluşan element olması nedeniyle hidrojenin oranı oldukça fazlaydı. hemen arkasından da helyum geliyordu ki bu nedenle de galaksilerdeki cisimlerin, özellikle yıldızların çok büyük kısmı (%70'ten fazla) hidrojenden ve (%25 civarında) helyumdan oluşuyor.

    ***

    burada akla şu soru gelebilir: evrendeki hidrojen bitebilir mi?

    yıldızlar enerji elde etmek için öncelikli olarak hidrojeni kullanıyorlar. çekirdeğindeki hidrojeni bitiren yıldız eğer küçük kütleliyse hemen, büyük kütleliyse birkaç füzyon ürünü daha ürettikten sonra ölüyor. bu yıldızlardan geriye kalanlar uzaya dağılıyor ve yeni yıldızları oluşturuyor. bir yıldızın %70-75'i hidrojen olsa da yıldızın tükettiği hidrojen bunun tamamı değil. yeni oluşan yıldızların yine %70'ten fazlası hidrojenden oluşuyor.

    evrende hidrojen üreten farklı mekanizmalar da var ama tabii ki büyük patlama sonrası erken dönemde üretilen kadar bol hidrojeni üretebilen bir şey yok. yıldız oluşum hızı da o aşamaya göre oldukça düşmüş durumda.

    sonuç olarak, her ne kadar üretim az, tüketim ona kıyasla fazla da olsa çok yakın dönem için konuşursak evrendeki hidrojenin tamamen tükenmesi gibi bir ihtimal görünmüyor.