hesabın var mı? giriş yap

  • kendini çok takdir eden, seven bir insan değilimdir ben. ama bir kadın olarak, bugün, benim kendimi en güçlü hissettiğim gün.

    duvara çiviyi de ben çakıyorum bu evde, kızımın bisiklet zincirini de ben tamir ediyorum. korktuğunda arkama saklanıyor çocuğum. kötü rüyalar gördüğünde "anne öldürürsün canavarları değil mi?" diye bana soruyor. aile resminde evin reisi diye ortaya çizdiği de benim, sene sonu gösterilerinde, piyano resitallerinde, özel günlerinde çift kişilik koltukları dolduran da... iki kişilik seveniyim onun. saçının tek bir telini korumak için dünyayı ters düz edeniyim..

    "anasının kaderi kızına" derler.. çok yakar canımı bu söz.. ama doğru mu sanki? babalar gününde, kendi babasızlığıma yandığım gibi, biraz da kızımınkine yanıyorum ben şimdi..

    çocuğunu deliler gibi sevip gözünden sakınan, onu korktuğu o canavarlardan, kötülüklerden, dünyanın pisliğinden korumayı nefes alışı gibi doğal sayan, her ihtiyaç duyduğunda yanında olan, evladına "babam hep benim yanımda, sağımda, solumda, arkamda"
    dedirtebilen baba gibi babaların günü zaten kutlu olsun ama...

    bir de benim gibi hem annelik hem babalık yapan; çoğu zaman kendini yetersiz, yorgun, bitkin hisseden, çocuğundaki baba eksikliğini kendi benliğinden koparttığı parçalarla tamamlamaya çalışan tüm kadınların da babalar günü kutlu olsun...

  • biz ise ingiltere vizesi için 7 sülalemizin hüviyetini paylaşmak, bordro ve mali bilgilerimizi göstermek, yüzlerce soruya cevap vermek, üstüne yalnızca 6 aylık vize için bile 100 sterlin ödemek zorundayız.

    işte dünya lideri böyle olunur arkadaşlar. kimsenin de buna bir itirazı olduğunu sanmıyorum artık.

  • mucizevî kahve demleme ekipmanı. dünya üzerinde verdiğiniz paranın her kuruşunu sonuna kadar hak eden ender şeylerden bir tanesi.

    kolay kolay kırılmaz, çok sağlamdır. polipropileniden yapılmıştır. basınç ile kahve demler. türkiye'de pahalıya satılır ama yurt dışında ucuza bulabilirsiniz.

    aliexpress'ten sipariş vermeyin. hangi maddeden yapıldığı bilinmeyen şeyler orada satılanlar. sağlığa zararlı. gidin, orijinalini alın. zaten orijinal aeropress yurt dışında 25-30 dolara satılıyor. ben almanya'dan 30 euro vererek almıştım.

    fiyatına takılmamanızı öneririm. emin olun ki vereceğiniz paranın hakkını sonuna kadar alacaksınız.

    evimde hario v60, syphon, chemex, mokapot ve tchibo'nun cafissimo kahve makinesi var. tüm bu aletleri topla, bir aeropress etmez, o kadar kullanışlı, çok yönlü bir şey yani bu.

    öncelikle bir yanlış anlaşılmayı düzelteyim, aeropress ile espresso *yapılmaz*. aeropress ile espresso'ya yakın bir içecek elde edebilirsiniz fakat buna espresso diyemezsiniz. zira espresso makineleri 8-9 bar basınç ile kahve demlerken aeropress ile maksimum 2-3 bar basınç oluşturabilirsiniz.

    şimdi gelelim birkaç tarife. öncelikle şunu diyeyim ki, gelmiş geçmiş en iyi aeropress tarifinin şu olduğunu düşünüyorum. zaten 2016 dünya aeropress şampiyonasını kazanan tarif.

    bunun dışında yapımı sadece 1 dk süren başka bir kolay tarif daha mevcut. sadece 16 gram kahve kullanılmakta. onu da şuradan görebilirsiniz.

    bana kalırsa aeropress'in en iyi iki tarifi bunlar. fakat 35 gram kahve kullanılan inanılmaz bir sonuç çıkartıyor ortaya (eğer doğru demlerseniz).

    şimdi bir de kendi keşfettiğim bir şeyden bahsetmem lazım: aeropress ile cold brew kahve hazırlamak.

    şu yukarıda dünya şampiyonu olan tarifi izleyin. göreceğiniz üzere 150 ml'lik bir kahve konsantresi hazırlanıp üzerine 100 ilâ 120 ml su ekleniyor.

    150 ml'lik kahve konsantresini o tarife göre hazırladıktan sonra üzerine 80-90 ml soğuk su ekliyoruz, birkaç tane de buz atıyoruz.

    alın size harika bir cold brew. daha güzelini zor bulursunuz. nedeni ise şu: sıcak su kahvedeki asitleri çözer. dolayısıyla kahveyi soğuk su ile 20-24 saatte full-infusion metoduyla demlemektense veya cold drip ile soğuk su damlatarak demlemektense sıcak olarak demleyip içerisine buz katmak, yani *japon metodu ile demlemek* daha mantıklı. gerçi zevk meselesi. bazı kahveseverler cold drip metoduyla demlenmiş kahveleri daha fazla sever.

    bu benim verdiğim tarif ile cold brew hazırlarsanız kahvenin tüm aromalarını alabileceğiniz süper bir kahve olur elinizde.

    bu arada bir not: cold brew ile cold drip aynı şeyler değildir. kafelerde gördüğünüz "cold brew" diye satılan kahveler cold drip metoduyla demlenmiş olur çoğunlukla.

    şimdi de kahve tavsiyesi verelim. aeropress ile hazırlayıp en beğendiğim kahveleri ve kavurucularını yazıyorum;

    1) coffee department - colombia - finca veracruz (i-n-a-n-ı-l-m-a-z-!)
    2) coffee department - el salvardor - peña redonda
    3) coffee department - etiyopya - chelchele (muhakkak denenmeli)
    4) petra roasting co - kenya - kamwangi (asidik kahve sevenler kaçırmasın)
    5) petra roasting co - etiyopya - hunkute
    6) probador colectiva - kenya - kiunyu

  • okula girişte kılıf kıyafet kontrolü yapılmaktadır. arkadaşım halı saha ayakkabısı giymiştir ama arkama saklanarak gizli gizli girmeye çalışmaktadır.

    müdür: gördüm seni maradona. gel buraya.

  • yazarlardan biri; "anana sor" demiş...

    ben anneme bunu hiç sormadım ama hayatının son 14 yılını felçli geçiren babama, yeni doğurduğu bir çocuk gibi özenerek baktığını gördükçe, hiçbir mantığı olmayan evlilik için en mantıklı hareketin aşk evliliği olabileceğini anladım. kimse kimseye bakmak zorunda değil ama insan sevdiği, aşık olduğu birine bakmaktan yüksünmüyor sanırım.

  • internetimizin geç bağlanması sonucu epey bir süre radyo dinlemek durumunda kaldım. kesinlikle dayanamadığım tek bir şarkıcı vardı o da oğuzhan koç ve hangi radyo istasyonunu açsam en geç 2 şarkı sonra o geliyordu ‘kendime sardımmm’ diyerek. tamam tiksinmek biraz abartı olabilir ama bana göre rahatsız edici bir sesi var. hani espirisine telefonda sesimizi değiştirmek için elimizle burnumuzu kapatırız sinir bozucu bir ses çıkar. işte tam öyle bir sesi var ve bu adam o sesle para kazanıyor. helal olsun.

  • david johnson'in kitabina göre, tandey öldürmediği yaralı askerin kim olduğunu bilmiyor ve hitler olduğunu da iddia etmiyor. fakat hitler'in bu tip "seçilmiş kişi" fantezisi dolayısıyla o yaralı askerin kendisi olduğunu daha sonradan iddia ediyor. araştırmaya göre de tarihler uymuyor. o tarihlerde hitler'in baska yerde olduğundan bahsediliyor.

  • bir film eleştiri sitesindeki şu yoruma çok güldüm:

    "leonardo dicaprio'dan kendi yaşındaki kadınlardan hoşlanıyormuş gibi yaptığı rolü ile oscarlık performans."

    bilmeyenler için: leo'nun 25 yaşına ulaşan kız arkadaşlarından ayrılma grafiği*
    görsel