ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
albaydan milli güvenlik dersi almış efsanevi nesil
-
benim hocam doğuştan albaymış zannımca; isme bakar mısınız hatay yurtseven. hocayı omuzlara almaya çalışırdı sınıfın erkekleri, sululuk yapardık; o ise mahçup olur asalet saçardı...
biz kopya çekerdik sınavlarda, "anlamıyo yeaa saf mı, ne!" derdik... o da kesin "memlekete bunlar mı sahip çıkacak diye hayıflanıyordur o anlarda!
hazırlıklarımız 19 yıl sürdü asıl şimdi başlıyoruz
-
(bkz: kötü günler geride kaldı şimdi sırada daha kötü günler var)
edit:
(bkz: kötü günleri atlattık sırada daha kötü günler var)
thanks to @mavi balina hem de minik
sevgiliyle ıssız adaya taşınmak
-
15 yaşındayken blue lagoon filmini izleyen ve bundan çok etkilenip 1989 yılında 18 yaşına basan martin popplewell adında bir genç tarafından pasifik okyanusundaki bir adada yapılan ve yıllar sonra 2001'de belgeseli çekilen proje. eleman bu projeye başladığında dünyanın bir çok ülkesinden gazeteciler ve muhabirler olayı izlemek için gelmişler. sonuç olarak belgeselden spoiler vermeyeyim ama olaylar hiç beklendiği gibi gitmemiş ve bir çok sürpriz yaşanmış.
kahramanlarımız sonuç olarak adada sadece 2 ay kalabilmişler ve evlerinin yolunu tutmuşlar. tabi ki 12 sene sonra belgesel için yeniden biraraya gelmişler ve eski günleri yadetmişler.
belgesele buyrun: https://www.youtube.com/watch?v=-qsxyz3he3m
bazı resimler:
http://www.martinpopplewell.com/…s/2013/12/b021.jpg
http://www.martinpopplewell.com/…ds/2013/12/b03.jpg
abimizin sitesi: http://www.martinpopplewell.com/
edit: belgesel açılmıyorsa "the real castaway" diye aratınca başka sitelerdeki versiyonları da çıkıyor. bende vpn var ve açılıyor ama bazı kişilerde açılmamazlık etmiş.
liverpool kalecisiyle yanlışlıkla yapılan röportaj
-
40 yılda bir olabilecek, hoş bir tesadüf. her iki tarafında absürt bir durumu olgunlukla karşılaması da hoş olmuş.
ben mesela şimdi bir düşündüm de, bundan 50 sene sonra birisi aynı şeyi volkan demirele sorsa muhtemelen bastonu kafaya yerdi.
celal şengör'ün aydın sayıldığı ülke
-
değil eserleri sadece biyografisi ve cv'sini yazmaya çalışsan bir kitap ortaya çıkacak adamın aydınlığı eleştiriliyor.
sadece türkiye değil çalıştığı her ülkede aydın sayılabilecek bir adamdır celal şengör.
behlül'ün en sevdiği yemek
-
(bkz: yengen)
f klavyenin zorunlu olması
-
bir gecede tek parmağa düştük.
türk kızı
-
çok samimi bi arkadaşının arkadaşıysa numarası ona sorulmadan alınıp mesaj atılabilen, tuvaletlerin duvarına numarası yazılıp kenarına ben okşan ara beni yala beni diye not düşülebilen terso yaparsa sözlükte kezban olarak tanımlanabilen kızdır.
bi insanın (bak insan diyorum farkettiysen) numarası fb maili twitiri zırtı pırtı o insanın kendisinden istenir. çok samimi bi arkadaşınızın çok samimi bi arkadaşı sizin çok samimi bi arkadaşınız olmayabilir aq diyim de erkek olduğum belli olsun.
rte'yi değil onu seçen iradeyi alkışladım
-
"devrimci muhalif ruhum seçime kadar" türküsünün demirtaş'çası.
sırrı'ya oy vermemiştim, cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzlukları ortaya çıkmışken chp'ye saldırması komik duruyordu. demirtaş ise bana hitap etti. benim akp bıkkınlığıma oynadı. sosyalizm dedi, kadın hakları dedi, çocuk işçiler dedi. oyumu aldığı seçimin hemen sonrasında da cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluğunun mimarını ayakta alkışladı.
ben sırrı'ya kızmadım. çünkü niyeti az çok belliydi. ama demirtaş'a kızgınım. çünkü görüyorum ki herkesin gözlerinin içine baka baka yalan söylemiş. kürt milliyetçi tabanın istekleri özgürlükçü türkiye tabanının isteklerinden daha önemliymiş. gezi'deki tavrını unutmamak gerekirmiş.
sana oy verdiğim için kendimden özür dilerim demirtaş.
kafe bar açacaklara isim önerileri
-
(bkz: merveler)
bim'de aşık olunan kızla karşılaşmak
-
(bkz: le tesadüf)
hintli ingilizcesi
-
"caşte şekın caşte şekın" --> just a second...