hesabın var mı? giriş yap

  • tescilli bir aktrolün "böyle olsa ne olurdu" düşünceli kompozisyon çalışması. ikisi alman biri arap 3 kişi varsa, kendi aralarında arapça konuşan kim?

    puanım 100 üzerinden 7-8 falan. imla kurallarına falan dikkat edilmiş, o yüzden..

  • hagi'yi elinde türkiye bayrağı ve uefa kupasıyla kopenag'da koştururken hatırlarım, alex'i..sikimde değil valla alex.

  • bir önceki aşaması: yanlış kişiyle evlenileceğinin anlaşıldığı an.

    kim anlatmıştı hatırlayamadım. gerçek bir olay. nikah salonunda merdivenleri inerken kadın kravatını düzeltiyor adamın. hani, sanki beğenmiyormuş gibi. adam bi duruyor şöyle, suratına bakıyor kadının. artık n'oluyosa o anda, dönüyor sırtını, çıkıp gidiyor. sonra ikisi de başkalarıyla çok mutlu evlilikler yapıyor.

    haaaaa şimdi hatırladım; eski kaynanamdı anlatan.

    ulan acayip gülme geldi.

  • ibreye doğru eğildiğinde oluşan aerodinamikle dengeye ulaşan motor, salağın doğrulmasıyla tamamen bozuluyor ardından kontrolü kaybediyor. bunlar hep fizik. fizik, aerodinamik bilmiyorsan o hızları yapmayacaksın. gerçi o hızları hiç bir türlü yapmayacaksın da işte, ne diyelim doğal seçilim.

  • (bkz: 18 aralık 2012 odtü olayları)
    bingöl üniversitesi senatosu tarafından duyurulan basın bildirisinde geçen ifade.

    "(...) doğu ve güneydoğu üniversiteleri olmak üzere tüm üniversitelerimize çok önemli ve anlamlı destekler sağlaması takdirle karşılanması gerekirken, sayın başbakanımıza bu nevi muamelenin reva görülmesini doğru bulmadığımızı türkiye kamu oyu ile paylaşmak istiyoruz."

    bu bildirinin imzacılarından üçünün soyadı da baydaş. üniversite senatosundan;

    prof. dr. gıyasettin baydaş (rektör)
    prof. dr. burhanettin baydaş (üye)
    yrd. doç. dr. abdulvahap baydaş v. (üye)

    bu adamlar ağızlarına bilim lafı alıyorlar.

  • facebook'ta dolaşan muharrem ince'nin sorduğu soru. eğer gerçekten bunları söylediyse helal olsun. cevapları da şöyleymiş;
    1)çocuğunu öldürürsünüz.
    2)cenazesine saldırırsınız.
    3)katilini serbest bırakırsınız.

    edit: bunda eksileyecek ne var?

  • pazartesi gibi bir günde, istanbul gibi bir şehirde, 18:00 gibi bir saatte taksim'de bir mekanda bulunabilen ve buna rağmen "çok çalıştım ya" diyebilecek kadar yüzsüz olan insanların katılacağı etkinlik.

  • hastalığından dolayı farklılığa sahip bir insana uzaylı diyebilecek kadar küçülebilme potansiyeline sahip bir insanın tespitidir.

    önce insan olmayı becerebilmek lazım. gülmek kolay.

    edit : başlığı açan tuhaf bir insan entry'sini silmiş ya da uçurulmuş, başımıza kalmış. velhasıl silmiyorum, bazı insanların ne kadar çirkinleşebileceğinin göstergesi olsun.

    edit yine : başlık ve resim için (bkz: #33564232)

  • kocaeli darıca'da bir kişi eşine gelen taciz mesajları nedeniyle karakola gidip şiklayette bulunuyor ama o da nesi? taciz mesajlarının geldiği telefon bir polise ait çıkıyor!

    iş bu kadar da değil, asıl olaylar daha sonra başlıyor. adamın şikayeti alınmıyor ve üstüne üstlük polislerce darp ediliyor. telefonundan görüntüler zorla tehditle siliniyor, hastanede ise eksik darp raporu veriliyor.

    adam savcılığa başvurduğunda ise savcı "görüntüler silinmiştir, vermezler" diyor.

    burada polisin tacizci çıkmasına mı şaşıralım, sonra tacizci polisi savunan diğer polislerin adamı dövmesine mi, doktorların eksik rapor vermesine mi yoksa savcılığın tutumuna mı?

    kim kardeşim bunlar, çete mi? kimse yok mu bu olan bitene ses çıkaracak? içişleri bakanı bunları görüyor mu? bu polis memuru ve onu koruyanlar ceza alacak mı? eksik rapor veren doktor ceza alacak mı? insanlar polise ve adalete nasıl güvenecek?

    kaynak

    edit: kocaeli valialiğinden bir açıklama gelmiş. yazıya göre bu şahsın tehdit-hakaret-kasten yaralama-dolandırıcılık-resmi belgede sahtecilik gibi suçlardan toplam 22 şüpheli kaydı bulunuyormuş ve olayın öncesinde gelişen başka bir olay sebebiyle polislere karşı tavır aldığı ve olayı çarpıttığı iddia edilmiş ve bir taciz durumu olmadığı söylenmiş.

    şimdi kim haklı kim haksız bilemiyorum. hiç bir kuruma güvenim yok. eğer böyle oldu ise emniyet'in tüm kamera görüntülerini çıkarması gerekir. umarım böyle bir rezalet hiç olmamıştır ve olay gerçekten valiliğin açıkladığı gibidir.

  • üst edit : #108737415 bu arkadaş gibi bütün gün duvarı izlesen bile beyin aynı kaloriyi yakar şeklinde düşünenleriniz varsa lütfen öncesinde şu makalenin birinci kısmına birkaç saniye göz atınız.

    birisi size sadece oturarak, maraton koşan bir atletten daha fazla kalori yakabileceğinizi söyleseydi ne düşünürdünüz?

    satrançla ilgilenen birçok kişi 1984 dünya şampiyonluğu maçında karpov’un, 2000 yılında vladimir kramnik’in turnuva sonrası kaybettiği kilolardan haberdardır. aynı şekilde birçok satranç sporcusunun fit ve zinde gözüktükleri de dikkatlerini çekmiştir. peki gerçekten sadece düşünerek sağlıklı bir şekilde fazla kilolardan kurtulmak mümkün mü? gelin birlikte inceleyim.

    insan beyni, vücudun %2-2.5’uğunu kaplamasına rağmen harcadığı enerji %20-25’leri bulmaktadır. (duke üniversitesi evrimsel antropoloji profesörü doug boyer’in yaptığı araştırmalara göre bu oran çocukluk yıllarında %60’lara kadar yükselebilmektedir). nasıl, bir arabanın gitmesi için benzine ihtiyaç varsa, beynin de yüksek performansla çalışması için glikoza ihtiyacı vardır. bu sebeple beyin fazla çalıştığı aktivitelerde kısa bir süre içerisinde kandaki şekeri yani glikozu tüketir. dolayısıyla yeni bir enerji birimine ihtiyaç duyar. bu enerji açığını da depolanmış yağları yakarak elde eder. yani ortalama bir satranç oyununda yakılan kalori, koşan atletin yaktığı kaloriden çok daha fazla olabilir.

    o halde sürekli hamburger-tatlı yerim, bir şeyler düşüne düşüne yakarım?

    maalesef bu mümkün değildir. beyin, kalıpların dışına çıktığında fazla enerji harcar. evde oturarak tüm gün anılarınızı düşünmeniz beyni zorlamaz. zorlanmayan beyin de yüksek kaloriler harcamaz. yüksek kalori harcamanın sırrı: beyni daha önceden aşina olmadığı bir konuya yönlendirip oradaki problemi çözmesini beklemektir. örneğin: gitar çalmayı yeni öğreneceğinizi varsayalım. normalin dışında olan bu davranışta; beyin nöronlar arası yeni sinapslar oluşturacağı için harcadığı enerji miktarı da aynı oranda yüksek olacaktır. fakat bir süre sonra gitar çalma davranışına tolerans sağlayan beyin gitar çalmayı ‘’normal’’ kabul edip psiko-motor davranışlara dahil edecektir. bu da yüksek kalori yakımını durduracaktır.

    satrancın diğerlerinden farkı nedir?

    satranç oyununda her iki oyuncu birer hamle yaptıktan sonra tahtada 400, iki hamleden sonra 72.084, üç hamleden sonra 9.000.000, dört hamleden sonra 288.000.000.000, alternatif hamle vardır. haliyle her zaman bilinmeyen, beynin adaptasyon sağlamadığı pozisyonlar mevcuttur. siz ‘’ben, bütün taşlarımı rakibin şahına yakın olarak konumlandırsam ve piyonlarla saldırıya geçsem. hayır, saldırırken geride çok zayıflık bırakıyorum o da benim atımı alabilir’’ şeklinde düşünürken beyniniz bu esnada yüksek performansta çalışarak yağ yakımını gerçekleştirir.

    bununla ilgili bilimsel çalışmalar mevcut mu?

    2009 yılında sinir bilim profesörü robert sapolsky, yaptığı araştırmalar sonucu üst düzey bir satranç oyuncusunun günde 6.000 kalori yakabileceğini iddia etmiş, 2004 yılı dünya şampiyonu olan özbek büyük usta rustam kasımdzhanov’un turnuva bitiminde verdiği 7 kiloyu örnek olarak göstermiştir. araştırmaya ek yıllar sonra durumun gerçekliğini merak eden amerika merkezli bir şirket ekim 2018’de satranç turnuvası esnasında yapılan ölçümlerde 21 yaşındaki rus büyük usta mikhail antipov’un 2 saat boyunca 560 kalori harcadığını tespit etmiştir. bu kalori ise dünyanın en iyi tenisçilerinden biri olan maria sharapova’nın 1 saat tenis oynarken harcadığı enerjiye ya da aynı yaşlardaki bir erkek atletin 10.8 kilometrelik bir hızla 55 dakika koşması sonucu yakacağı kaloriye eşittir!

    özetle; satranç oynayarak hem beyninizi geliştirebilir hem de sağlıklı bir şekilde fazla kilolarınızdan kurtulabilirsiniz.

    yazıyı referanslarıyla birlikte görsellerin de dahil olduğu bir şekilde okumak isteyenler için :

    (bkz: https://www.chessinside.com/satranc-ve-kilo-verme/)

    edit : makalede yazdığım veriler entertainment and sports programming network'un şu makalesinden alınmıştır.

    #108674653 burada dikkat edilmesi gereken nokta bir büyük ustanın, büyükusta olana kadar ortalama on bin saatini satranç çalışmaya ayırması olmasıdır. haliyle bu kadar emek gösteren kişi elbette bir takım açılışları ezbere bilecek rahat rahat oynayacaktır. bildiği pozisyonlarda beyin güvenli modda çalıştığı için zaten bahsedilen kalori yakımı gerçekleşmez.

    antipov 560 kalori kalorinin nasıl yakıldığının hesaplanması ise maç esnasında anlık olarak takip edebilen teknolojik cihazlarla sağlanır. aynı şekilde bu cihazlarla bir satranç oyuncusunun nerede ne kadar çok kalori harcadığı da saptanabilir. (merak edenler için; açılışa hakim oyuncu bildiği kısımları oynarken başlangıçta rahattır çok efor sarfetmez. bilmediği bir hamleyle karşılaştığında ise bilinmezlik heyecanı beraberinde getirir. heyecan, stres, keşmekeşlik durumları da en çok oyun ortasında gerçekleştiği için buradan ''genel olarak'' oyun ortasında daha çok kalori harcanır çıkarımı yapabiliriz. )

    bonus : (bkz: https://www.youtube.com/…&feature=youtu.be&t=09m06s)

    ( ve bütün bilimsel çalışmalar inandırıcılığını kaybeder...)

  • bu kadıncağızı nasıl bu kadar büyüttünüz de reklam filminde özcan deniz'le görünce hayal kırıklığına uğrayıp veryansın ettiniz anlamış değilim lan.

    sonuçta tırıvırı şarkılar yapıp ekmeğine bakan bi popçu kişisi değil mi bahsedilen?

    tamam, kendi janrı içinde hoş, dinlenip geçiliyor işte de ne ara, kim tarafından ve ne amaçla bir ella fitzgerald muamelesi görmeye başladı lan ben orayı kaçırdım? yani hangi noktada coca cola reklamında özcan deniz ile oynaması üzüntü yarattı? bir seveni ufak da olsa bi çıtlatırsa çok memnun olurum...

    en nihayetinde reverans - feveran - bumerang - referans kafiyesinden şarkı yapıp cayır cayır söyleyen bi insandan bahsediyoruz değil mi? bu yukarıda okuduklarım da aynı sıla için söylenenler herhalde, farklı kişilerden bahsetmiyoruz?

    allah'ını seversen şu sözlerin yazarından söyleyeninden ne umdun da ne bulamadın güzel kardeşim benim, bi açıkla da bilelim? bildiğin çocuk şarkısı değil mi olmm bu, hem de kötüsünden, manyak mısınız siz bi de kadını üzüp hastanelere düşürmüşünüz...

    --- spoiler ---

    önüne gelene eğilip reverans
    bende karşılığı ağır feveran
    üzerim seni çocuk
    bakmam gözyaşına
    döner bumerang
    al sana referans

    --- spoiler ---