hesabın var mı? giriş yap

  • -aferin evladım hepsi pekiyi
    -pelikan sayesinde baba
    -ha?
    -pelikan silgileri olmasa, biliniz ki başaramazdım. pelikan, başarının anahtarı.

  • istanbul'dan zimbabwe aranir...

    - alo mosamba orda mi?
    - kim?
    - mos.. oha ya adam turk cikti
    - ...

  • çocuk gözümle hayatımda görmediğim otomobillerin yer aldığı listedir. hadi toyota corolla neyse, mercedes 190 da eh tamam diyelim de ötekiler nedir allasen. ferrari koymuş lan adam listeye. doksanlarda çocuk olan adamın ferrari'yi görme ihtimali nedir memlekette de bu araba doksanları ifade edebilir gözünü seveyim birader.

    doksanları ifade etmesi için iz bırakacak iz iz. "doksanlar" ve "araba" kavramını yan yana koyunca direkt gözünde canlanacak. 2014 yılında o arabayı gördüğünde "ahh doksanlar" diyip aklına o yıllar gelecek. anca televizyonda (belki zenginlerin takıldığı yerlerin önünde kırk yılda bir tane, belki de mustafa sandal'ın klibinde) gördüğüm araba ne iz bırakacak ulan? üfff der, yalanır geçerim, ama doksanlara dair iz miz bırakmaz. a takımı'nın kullandığı siyah gmc minibüsü de koyalım o zaman? kara şimşeği de koyalım?

    doksanlarda çocukluk, ergenlik ve gençliğin başını geçirmiş bir adam olarak benim için doksanlar dendi mi iz bırakmış tek araba farları açılıp kapanabilen mazda 323'tür.

    daha da olmadı fiat tempra'dır.

    edit: ulan kendi arabamızı yazmamışım. renault 21 concorde'dur. hala kullanıyorum, hala canavar gibi.

  • ne yaparsam yapayım kendini yeterli hissetmemektir.
    ben öss'ye hazırlanırken çok çalışmamıştım. nispeten puanı düşük bir bölüm istiyordum. övünmek gibi olmasın sınavı totomla yapsam bile giriyordum istediğim bölüme. ama riske atmak istemedim. çalıştım, elimden geldiğince çalışıyordum ama elimden gelenin en iyisi bu değildi. en azından çalışıyordum. sonra sınava girdim. beklenenden çok daha iyi bir puan aldım. aklımda hiç mi hiç olmayan bir bölüme girdim. hiç pişman olmadım; hatta şu an benim ben olmamı sağlayan bir meslek oldu (ki bu başka bir hikaye).
    sonra nedense üzerime ilk sene bir azim geldi. ilk sene ortalamam doruk yaptı. iyiki de yapmış, sonraki senelerde istikrarlı bir düşüşe geçti; ama o ilk sene ortalaması beni hep kurtardı ve ortalamamı yüksek tuttu. yine aynı olay, elimden geldiğince yapıp elimden gelenin en iyisini yapmadım.
    elbetteki üniversite bitmesin istemiştim, bu sebeple yüksek lisansa başvurdum. bu seferki biraz uzun sürdü. beklenenden 2 sene sonra bitirebildim. tezimi yazdığım dönem dışında yine aynı hikayeye döndü tabi. akademi hoşuma gitti, doktoraya başvurdum.
    ve şimdi doktora yapıyorum. tez aşamasında değilim tabi, hala ders alıyorum. iyi gittiğini düşünüyorum; ama sanki birşeyleri eksik yapıyorum gibi. bu kadar anlattım böyle elimden gelenin en iyisini yapmadım diye, yanlış anlaşılmasın, hiçbir zaman ortalama bir öğrenci/insan/akademisyen olmadım. her yaptığımı dereceyle bitirdim; ama sanki elimden gelenin en iyisini yapmadığım için kendimi yalancı gibi hissediyorum. sanki birgün birisi aslında başarımın gerçek olmadığını yüzüme vuracakmış gibi hissediyorum. sanki hep bu geldiğim yere şans eseri gelmişim gibi hissediyorum. sanki ne yazsam saçma, ne düşünsem akademik anlamda anlamsızmış gibi geliyor ve hatta tez danışmanımın benimle çalışma fikrinden pişman olacağı gibi düşünceler geçiyor kafamdan. sürekli bir endişe, sürekli kendimden kuşu. bu geçecek mi acaba yoksa hep böyle mi olacak?

  • genel bilgi vermek gerekirse ( bu bilgiler canon olmayabilir çünkü disney satın almasıyla legends yapıldı) mandalor ırkı mandalor gezegeninden bir ırk olup yavin savaşından 4000 yıl kadar önce cumhuriyete savaş açmış bir ırktır. önce dış halkadaki gezegenleri istila ettiler sonrasında direkt cumhuriyeti hedef aldılar. cumhuriyet güçsüz bir durumdaydı ve jedilardan yardım istedi. jedi konseyi bu savaşa dahil olmama kararı aldı. fakat revan önderliğinde bir grup jedi konseye karşı gelerek savaşa dahil oldu cumhuriyet ordularının başına geçti. sonrasında bu savaşların sebebinin bilinmeyen bölgelerdeki sith imparatorluğu olduğu ortaya çıktı. revan mandalorluları büyük bir yenilgiye uğrattı. mandalor'u öldürdü ve onun ( mandalorlular'in liderine verilen isim) maskesini aldı sakladı. o maskenin kültürel bir değeri olduğu için o maske olmadan yeni mandalor seçilemediği için mandalorlular uzun süre lidersiz kaldı ve galaksiye dağılıp paralı asker oldular. revan bilinmeyen bölgelere sith imparatorluğunu bulmaya yolculuğa çıkmadan önce canderous ordo'ya maskenin yerini söyledi. mandalorluları toplamasını ve cumhuriyeti gelecek olan büyük savaşa hazırlamasını söyledi. sonrasında canderous ordo yeni mandalor oldu ve ırkını toplamaya başladı. bunlar kotor hikayesiydi. sonrasında the clone wars serisinde tekrar gördük mandalorluları. jedilari sevmeyen bir ırk olarak karşımıza çıktı. rebels dizisiyle imparatorluk döneminde imparatorluk kuklası bir rejimin oluştuğunu gördük. savaşın şanına önem veren bir ırk olup galaksiye ödül avcılığıyla nam salmıştır. jango fett, boba fett ve canderous ordo en bilinen ödül avcılarıdır bu ırkın. bu dizide yine bir ödül avcısını görüyoruz. daha geçmişine inilmedi ama bir bağlantı çıkacak mı merak ediyorum. dizi episode 6 sonrasını anlatıyor. ilk 2 bölümü sevdim. tek sorun kısa olması. güzel bir kültüre sahiptir bu ırk. ileriki bolumlerde daha çok geçmişe deginmeleri bu bağlantıyı genel izleyiciye vermeleri güzel olur.

  • 2016 avrupa şampiyonasına katılma primi oyuncu başına 150.000 euro , 500.000 euro yapılmasına rağmen bunu beğenmeyen, 650.000 euroya fit olan vatansever tok gözlü türkiye a milli takımının futbolcuları. kupayı kazanan portekiz oyuncularının 275.000 euro prim aldıkları düşünüldüğünde fedakarlıkları göz yaşartmaktadır.

  • sene 2010. kardeşimin ergenlik döneminin nirvana yılları.
    yaşı 15.

    taşınıyoruz. sıra kardeşimin odasında.
    annemle kardeşim halıları kıyafetleri falan toplarken, babamla ben de yatak ve dolap gibi ağır şeyleri alıyoruz.

    yatağı kaldırdığımız zaman bir de ne görelim!!
    yatağın altı peçete dolu. *

    annemi dışarı çıkartıp, kardeşimi çağırıyoruz. babam peçeteleri gösteriyor ve yıllar sonra hâla gülmemizi sağlayan o soruyu soruyor.

    " bu ne lan aile mezarlığı gibi? "

  • üniversitemizin itiraf sayfasında paylaşılmış bir güncelleme:

    " eski sevgilimin evinde beni aldattığı
    kızın tişörtünü bulmuştum bana
    "kızım ben seni aldatmıyorum ki onu
    aldatıyorum bak senin ondan haberin
    var onun senden yok ki" demişti"

  • sabah metrodan cikarken yapilan anonslarda, kazanin gerceklestigi metro hattina giden trenlerin gecici olarak durduruldugunu belirtiyorlardi. cok ciddiye almadim. "herhalde yine bir yenileme calismasi vardir" diye gecirdim icimden.

    ofise gelince ogrendim uzucu olayi.

    yanilmiyorsam bu zamana kadar hic bir kaza olmamis moskova metrosunda. senelerdir kullaniyorum, ben de karsilasmadim, duymadim.

    haberlerde yazilanlara gore tren raydan cikmis, bunun nedeni de makinistin ani yaptigi frenmis.

    bazi afedersiniz oc. makinistler bunu yapiyor. insanin odunu patlatiyorlar. hele ki sabah ve aksam vagonlarin en yogun oldugu donemde bu harekete maruz kalinca insanlar savruluyorlar bir yandan bir yana.

    olenlerin yakinlarina sabir ve bassagligi dilemekten baska bir seyimiz yok su an.

    yalniz madem herkes turkiye'yle karsilastirmis, hemen bastan belirteyim, ne cikip putin "bu gibi olaylar metronun fitratinda var" der, ne de bu olay uzerinden show yapar.
    metro ruslarin gururudur. evet, biraz abarti gibi geliyor ama gercekten de gurur duyulacak bir metro hattina sahiptir moskova. oyle kicikirik tek hatli istanbul metrosuna benzemez.
    o yuzdendir ki, bu olayin sorumlulari ortaya cikar, cezalari verilir, buyuk ihtimal bir daha gun yuzu goremezler. yaralilar su an hastanelere yerlestirilmis zaten, bedava, en iyi hizmeti alirlar.
    olenlerin ailelerine de ellerinden gelen yardimi yaparlar. yakinlarini yere yatirip tekmelemezler!

    edit: son bilgilere gore makinist de hayatini kaybetmistir. olu sayisi ise 20'ye yukselmistir.

  • ön edit: başlık buraya taşınmış, orjinal metni aşağıdaki gibi tutuyorum yine de:
    ------------------------------

    eti tarafından geliştirilen ve "eti vitamin ve minerallerle zenginleştirilmiş bisküvi" adı altında üretilecek olan bisküvi. 50 karakter sınırı nedeniyle başlık bu şekilde açıldı.

    ulaşılan bilgiye göre eskişehir'deki eti fabrikasında üretilecek olan bu bisküvi bir afet veya acil durum anında hızlıca üretilecek ve ihtiyaç duyulan bölgelere ulaştırılacak; afetzedelerin günlük vitamin ve mineral ihtiyaçlarının bir bölümünü karşılamalarına yardımcı olacak.

    işte o kutlu bisküvi

    para ile satılamayacak, üzerinde böyle bir ibaresi de var. dolayısıyla market raflarında olmayacak. ambalajı da sarı yapmışlar ben buradayım diyecek belli ki.

    yorumum: etinin bu hareketini çok beğendiğimi belirtmek istiyor; saygılarımı sunuyorum. yürüyedur aslanım.
    not: reklam almadım firmayla alakam yok.