ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
terminator'e windows kurmak
-
- patlamaya 10 saniye
- 9 saniye
- 8 saniye
- 13 saniye
- 1 dakika 21 saniye
- 2 saniye
...
fed'i 5 aile yönetiyor
-
sesli kahkaha attırmış cümle.
bu söylediklerine ciddi ciddi inandıklarını söyleyebileceğim olay. gençler siz hani çok komplike şeyler düşünüyorlar değişik olaylar planlıyorlar milleti kandırıyorlar filan zannediyorsunuz ya, gerçeği söyleyeyim size: yok öyle bir şey, ciddi ciddi eğitim düzeyi bilgi düzeyi bu cehalet düzeyi artık ne dersen düzey bu. inanılmaz adamlar.
31 mart 2020 fatih portakal'ın yürek yemesi
-
şu an canlı yayında, kötü yönetim nasıl olur örneği türkiye dedi.
kendisinin en ağır eleştirisi oldu sanırım...
tanım, yürek yiyerek eleştiri yapmıştır.
tekrarı
link eklendi.
ajda pekkan'ın 1973'te şimdikinden yaşlı görünmesi
-
73'te photoshop olmadığındandır.
edit: başlık başa.
ece erken'in paylaştığı operasyon görüntüleri
-
organize suç örgütüne 3 tane polis baskın yapıyor. baskın yapan polisler kapıya sertçe vuruyor. suç örgütü hiç aranmıyormuş gibi kapıya sertçe vurulduğunda kapıyı hemen açıyor. sonra birileri tiyatro deyince fırat tanış alınıyor, kırılıyor.
25 haziran 2018 muharrem ince basın toplantısı
-
bence bu fıkrayı anlatarak bitirmeli:
büyük köpek maması fabrikatörü, şirketinin bütün müdürlerini, fabrikasının bütün şeflerini, amerika’nın tüm eyaletlerine dağılmış satış temsilcilerini, reklam, halkla ilişkiler görevlilerini toplamış.
kürsüye çıkmış..
“bu ülkenin en büyük köpek maması fabrikası kimin” diye bağırmış..
yüzlerce kişi bağırarak cevap vermişler: “bizim..”
patron yine sormuş: “besin değeri en yüksek köpek mamasını kim üretiyor?”
“biz” diye haykırmış kalabalık.
“en çarpıcı, en göze batan paketi, kutuyu kim yapıyor?.”
“biz” diye haykırmış kalabalık.
“en büyük reklam kampanyasını kim yapıyor” diye bağırmış patron..
“biz” diye yanıt gelmiş yine hep bir ağızdan..”
en büyük süpermarketten en ücra köydeki bakkala en iyi dağıtımı kim yapıyor?” diye bağırmış patron..
“biz” diye haykırmış salon.. “o zaman” diye gürlemiş patron..
“o zaman niye satamıyoruz bu mamaları?!..” salondaki ölüm sessizliğini arka sıralardan gelen cılız bir ses bozmuş..
“lanet olası köpekler yemiyorlar ki!
yıldırım demirören'in kızına aldığı araba
-
o değil de adamın kızı kendisine, kendisinden daha çok benziyor.
insanın dünyada ulaşabileceği en yüksek makam
-
hiçlik makamı..
nasreddin hoca’ya sormuşlar: “kimsin? ”
“hiç” demiş hoca, “hiç kimseyim.”
dudak büküp önemsemediklerini görünce sormuş: “sen kimsin? ”
“mutasarrıf” demiş adam, kabara kabara.
“sonra ne olacaksın? ” diye sormuş nasreddin hoca.
“herhalde vali olurum” diye cevaplamış adam...
“daha sonra? ..” diye üstelemiş hoca.
“vezir” demiş adam.
“daha daha sonra ne olacaksın? ”
“bir ihtimal sadrazam olabilirim.”
“peki ondan sonra? ”
artık makam kalmadığı için adam boynunu büküp son makamını söylemiş: “hiç.”
“daha niye kabarıyorsun be adam ben şimdiden senin yıllar sonra gelebileceğin makamdayım: ‘hiçlik makamı’nda.”
bir de ubûdiyet makamı var, hakîkî manada olanı tabi..
geceye z kuşağının bilmediği bir bilgi bırak
-
90’lı yıllarda elektrik faturası iki ayda bir gelirdi. kimse de elektrik faturamız çok fazla diye inlemezdi.
eğitim ücretsizdi örneğin özel okul yok denecek kadar azdı. özel üniversite yoktu.
sümerbank diye bir yer vardı. vatandaş aklınıza gelecek her türlü kıyafeti hesaplı bir şekilde satın alabilirdi.
sebze, meyve, süt, süt ürünleri falan son derece ucuzdu.
bir siyasetçi bir şekilde yolsuzluğa karışırsa istifa ederdi.
kimse cumhurbaşkanına hakaretten hapis yatmazdı.
alkollü içecek fiyatları meşrubat fiyatlarına çok yakındı.
öğrenci bütçenizle bir pubda bir şeyler içebilirdiniz ve bu sizin bir elektrik ya da doğalgaz faturanız kadar tutmazdı.
televizyonda her şey sansürlenmezdi.
liste uzar gider. hülasa şimdikinden bin kat daha modern ve medeni şartlarda yaşayan bir toplumduk.
son olarak önceden ülkemiz mülteci cenneti değildi.
annenin payına düşen mirası hacılayan dayı
-
benim dayının oğludur. onca kızına zırnık koklatmayan dedem tüm araziyi oğlunun oğluna ( torunu oluyor.. yani dayımın oğlu) vermiş, yaptığı kıyağın karşılığını ise sonraki yıllarda aynı torunundan dayak yiyerek almıştır.
görüntülü arama terörü
-
artık dur denilmeli. 7-8 aylık bebeği olan arkadaşım olur olmaz zamanlarda bebeği göstermek için görüntülü arıyor. ya bebek 2-3 yaşlarında olsa belki bir muhabbet döner ama 8 aylık bebekle mal mal birbirimize bakıyoruz. ben salak salak agucuk bugucuk falan yapıyorum anca. bi de eğer ki açmazsam sonrasında bebeğin ağzından mesaj atıyor “simgerbob teyze beni çok boşladın bu ara” diye. yangınlar, imdatlar, yardım çığlıkları
şato sahibi olunsa yapılacak ilk şey
-
kilere gidip, ekmek arası domates peynir yapıp, gözetleme kulesine çıkar, manzaraya karşı yerdim.