hesabın var mı? giriş yap

  • ulan yine geldiniz mi? her cumartesi her cumartesi, kucuk cocuklarin zili calip kacmalari gibi, yeter ulan, tamam ezigiz, looser iz, olm bi rahat birakin mina koym bari...

  • turabi ile hakan'ın cilveleşmeleri bize iki ihtimal gösteriyor:

    1-her şey kurgu. kameralar kapanınca 'seyirciyi iyi kekledik bugün de' diye bizle dalga geçiyorlar.

    2-doğukan adada bonzai yetiştirmeye başladı herkes kafayı buldu.

  • bu modayı ilk kim çıkardıysa, o başlıklara kim prim verdiyse, hangi moderatör bahsi geçen başlıkları taşınması gereken yerlere taşımadıysa yatacak yeri yok. arkadaş ekşi sözlük ölüyor başlık kirliliğinden diyoruz, anasını sikip foruma çevirdi ergenler güzel yeri diyoruz kimse siklemiyor. böyle bir saçmalık olabilir mi?

    ibrahim tatlıses deninde akla ilk gelenler diye başlık mı olur allasen? ibrahim tatlıses denince akla ne geliyorsa açar onun başlığına yazarsın. bıyık mı geliyor misal;

    ''bu adamı görünce akla ilk gelen şey bıyıktır'' yazarsın.

    gaziantep denince akla ilk gelenler'miş? bu neyin ezikliği biliyor musunuz? gaziantep başlığı açıldığında, orası ile ilgili yazılması gereken her şey başlığına yazıldığında sperm olan ya da kısa pantolonla gezen neslin o dönem yazar olamamasının ezikliği. o zamanlar yazamamışlar, şimdi yazmak istiyorlar ama yazmak istediklerinin hepsi o başlığa yazılmış. hoppa yeni başlık açayım, oraya sıçayım.

    bu sikko akım ile yeni başlayanlar için x akımı aynı bokun laciverdi esasında..

  • italya'da piobbico'da bulunan kulüp, italyanca adı club dei brutti, ancak kendileri isimlerini ingilizce'ye dünya çirkin insanlar derneği olarak çevirmiş. böyle bir kulübün varlığından this is love podcast'i sayesinde haberdar oldum, dinlemek isteyenler için club dei brutti link üyelerin bir fotoğrafı

    toplumun fiziksel güzelliğe yaptığı vurguyu eleştirmek ve çirkin insanların çirkinliğinin toplumca kabul edilmesini sağlamak için kurulmuş olan bu kulüp, "insan neyse odur, göründüğü gibidir" şeklinde de bir slogana sahip. çirkin insanların iş yerlerinde ve toplum içerisinde karşılaştığı sorunlara dikkat etmek için mücadele veren bu kulüp aynı zamanda çöpçatanlık da yapıyor. 2005 yılı verilerine göre kulübün dünya çapında 25 bin üyesi var.

    çirkinler kulübü, italya'da piobbico'da 1879'da kurulduğunu iddia etse de modern zamanlarda ortaya çıktığı tarih 1963. çirkinler kulübü evlen(e)meyen kadınların, ailelere önemli bir ekonomik yük olmaları nedeniyle bu sorunu ortadan kaldırmak için kasabadaki bekar kadınlar için evlendirme ajansı işlevi de görüyor.

    kulüp 2007 yılında piobbico meydanına çirkin insanlara adanmış bir anıt dikmiş. anıt, aynadaki yansımasına bakan bir bireyi resmediyor.

    kulübün armasında arkasına yaslanmış, pipo içen bir adam ve şu slogan yer alıyor: "çirkinlik bir erdem, güzellikse köleliktir."

    kulübün koruyucusu, roma mitolojisinden vulcanus. vulcanus doğduğunda o kadar çirkinmiş ki annesi kendisini uçurumdan aşağı atmış. bir şekilde hayatta kalmayı başaran vulcanus, başarılı bir nalbant olmuş. achilles'e verdiği üstün silahlar sayesinde olimpos dağı'na kabul edilen vulcanus, burada aşk tanrıçası, güzeller güzeli venüs ile evlenmiş.

    çirkinler kulübü, her yıl eylül ayının ilk pazar günü çirkinler festivalini düzenliyor. bu festival esnasında aynı zamanda kulüp başkanı seçimleri gerçekleşiyor.

    2007 yılına kadar kulübün başkanlığını telesforo ıacobelli üstlenmiş. büyük burunların güzel bulunduğu italyan toplumunda küçük burnuyla çirkin görülen ıacobelli, 21 ağustos 2006'da vefat etmiş.

    2016'da kulüp başkanlığı için yarışan adayların fotoğrafı için bkz.

  • urfa civarlarında bulunan, üzerinde milattan öne on binli yıllardan kalma bazı yapıların ve kabartma sanat eserlerinin bulunduğu tepe.

    - tepe üzerinde devasa boyutta taşlar ve bu taşların üzere işlenmiş bazı sanat eserleri bulunuyor.
    - yakınlardaki taş kaynaklarının uzaklığı ve işlenmesi için gerekli insan gücü düşünüldüğünde bu anıtların yapılması için bin kadar insan çalıştırılması gerektiği tahmin ediliyor.
    - bu sayıdaki insanın böyle bir işte çalışması için bölgeye yakın bir yerde konaklaması gerekir.
    - bu kadar çok insanın bölgeye yakın bir yerde konakladığına göre bu kişilerin bir şekilde beslenmesi gerekir.
    - bir arada bulunan bu kadar çok insanı toplayıcılık ya da avcılıkla doyurmak mümkün değildir.
    - binlerce farklı yabani buğday türü üzerinde yapılan çalışmalar bu bölgede kendiliğinden yetişen buğdayın genetik yapısının bugün tarımda kullandığımız ekilebilir buğdayla neredeyse aynı olduğunu gösteriyor.
    - insanın mağra duvarlarına resim çizmekten vazgeçmesi başka bir deyişle avcılık ve toplayıcılık üzerine kurulan mağra yaşamını terketmesi bu anıtın yapımıyla aynı yıllara rastlıyor.

    özetle: insanın muhtemelen ilk kez tarım yaptığı, yerleşik hayata geçtiği, mağra duvarlarına resim çizmekten ziyade, sistematik bir biçimde sanat yapmaya ve kültürel birikim oluşturmaya başladığı yer, başka bir deyişle ilk "uygarlık"'ın kurulduğu yer ülkemiz toprakları içinde.

    peki biz ne yapıyoruz?

  • doğru kararın ötesinde pratiktir. işid sakalıyla gezecek diye duman zehirlenmesinden ölen itfaiye personeli rezilliktir. oksijen maskesi takması gereken bir meslek alanında çalışan adam sakal, geniş bıyık vb. bırakmamalıdır.

  • benim bir kedim var. öyle kaprisli ev kedilerinden değildir. sizi görür görmez yere atar kendini, açar karnını ve bekler. ister ki sevilsin, okşansın.
    bazı günler bakar ki gelip onu yerde seven yok, kalkar oturduğum koltuğa gelir. önce boynumun arkasına burnunu sürter, saçlarımı koklar ve hoppp diye kucağıma atlar. çok da güzel mırlar, açar motoru tor tor tor...
    severim ben de kedimi, o kadar zahmet etmiş, ayıp olmasın derim. ama o sırada başka bir odaya gitmek isterim. karnım açtır mutfağa gitmek isterim, hava sıcaktır duş almak için banyoya gitmek isterim. isterim de isterim!
    peki kediyi o mutlu, huzurlu ortamdan çıkarmak onu üzmeyecek mi derim içimden. daralırım, kalbim sıkışır.
    düşünürüm ve sonra yavaş yavaş sevginin şiddetini arttırırım. dokunulmasını sevmediği yerlerine dokunur, koltuktaki yerini daraltırım.
    önce bir afallar, sonra bana kızar, bazen pati atar hatta dişlerini de kullanıp şiddetin dozunu kaçırır ve bir hışımla kucağımdan atlatıp kaçar.
    "gitme" derim ama gider.
    ilişkileri bu tek kelimelik cümle ile bitiririm ve benim bitirdiğimi kimse anlamaz. bana kızan olmaz.
    bu yöntemi ben keşfetmedim, bir zamanlar keşfedenin kedisiydim.