hesabın var mı? giriş yap

  • üst edit: bunun adı cinayet değildir de nedir? ismail saymazın okuduğu sayıştay raporunu sonuna kadar izlemenizi tavsiye ederim.

    doğma büyüme amasralıyım ve o madende 5 yıl çalıştım. bana göre olmadığını anladığım gün istifamı verip, mutlu olacağım ve iyi para kazanacağım bir şehire doğru yola çıktım. çünkü ülkemiz teknolojisinde orada çalışmak akıl kârı değil. çalışanların tamamı başka şansı olmayan insanlar. benim şansım vardı ve bunu kullandım.

    şu an içeride olan arkadaşlarım var. haber almaya çalışıyorum. patlama benim çalıştığım kot olan -300'de olmuş. trafo patlaması böyle bir şeye sebep olmaz onu söyleyeyim size. trafo ana geleride havalandırmanın maksimum olduğu yerlerde konumlandırılır. patlama riski olan tek şey ayak ve baca girişlerinde bulunan yol vericiler fakat onlar da anti-grizu özellikli olduğundan herhangi bir tehlike arz etmezler. grizu denen şey metan gazının %2 üstünde olduğu yerlerde tehlike arz eder. trafo ve yol vericiler metan gazı %1'e ulaştığında otomatik olarak güç keserler. %1.5 olduğunda ocak terkedilir. şayet patlamanın adı grizu ise yine de bir nebze sevindirici olur lakin grizu eğer kömür tozu patlamasına sebep olduysa durum çok kötü olur. duruma göre editlerim. dualarınızı esirgemeyin lütfen.

    alt edit: 3 arkadaşım öldü. 3'ü de evli ve çocuklu babalar. hatta biriyle lise sonuna kadar can ciğer arkadaştık, eşi de benim ilkokul ortaokul ve lise arkadaşım. ihmaller evlatları babasız bıraktı... söyleyecek başka tek kelimem yok.

  • kocasının enişte olmasını sağlayacaktır. çünkü bilinir ki pazarcılar kendisiyle sohbet edene göre karar verir kız tarafı ya da oglan tarafı olduguna.

    abi ve yenge

    abla ve enişte gibi.

  • ulan bir kere de şu başlığa girdiğimde cevdet bey ve oğulları'na kafam girsin, kara kitap'ı üç sayfa okuduktan sonra duvara fırlattım, beyaz kale ne sikko bir kitap, kafamda bir tuhaflık'ı tuvalette mi yazdın tarzı yorumlar göreyim be, bu seviyede de olsa adamın kitaplarıyla ilgili yorum yapın bir kere de. varsa yoksa siyaset, hepiniz beyinsizsiniz.

  • oyuncu bir tv programında gülerek anlattı. "fatih terim döneminde sürekli oyundan ilk çıkan futbolcu oluyordum. dakikalar yetmişi gösterirken tabela kalkar ve oyundan çıkardım. bir maça başladık ve ilk yarıda iki gol attım, maç koptu. sahanın içinde okan buruk, suat kaya gibi oyuncularla ilk kim çıkacak muhabbetine başladık ve iddiaya girdik, oyundan ilk çıkan diğerlerine yemek ısmarlayacak yahut bir şeyler alacak... iki gol attığım için bu sefer ilk ben çıkmam diye düşünüyorum derken dakika yetmişe geliyor ve tabela kalkıyor, oyundan çıkıyorum. oyundan çıkarken okan-suat falan gülüyor, benim suratım bir karış. fatih hoca yüzümü görünce; oğlum niye trip yapıyorsun? diye sordu, hocam öbür maçları anladım da bu maçta iki gol attım erkenden çıkarmazsın sanıyordum, diye cevap verdim. fatih hoca; " evladım, suat işaret etti, hocam arif sakatlandı, ağrısı var dedi, ondan değiştirdim..." orada bile yemişler beni..."

  • hiç de medeni değil bence. oraya çarpışmaya gidiyoruz biz. adı üstünde çarpışan araba. bunlar gondolda da kürek çekerler aq. efendilik arayan atlı karıncaya gitsin.

  • roman gibi olabilendir. özet geçiyorum: sözlük kızından mesaj almış, izmire gitmiş, sonra rusya'ya gidip rus hatunlarla aganigi naganigi yapmış. şimdi de birine evlenme teklif ediyor ama kime ettiğini ben çözemedim. herhangi birimize olabilir. bana ediyorsa; zaten evliyim olmaz.

  • bu filmin bir de 1943 yılında nazi almanyası tarafından propaganda amaçlı çekilen bir versiyonu var. youtube'da bulup izlemek mümkün.

    hatta direkt entry'nin sonunda link vereyim.

    filmde kapitalist patronlar titanic'in sahibi olan white star line şirketinin hisselerini manipüle etmeye çalışıyorlar. bir yandan da gemiye hız rekoru kırdırıp new york'a orijinal planlanandan bir gün önce getirip şirketin hisselerini patlatmayı planlıyorlar. bu arada gemideki yardımcı kaptanlardan biri alman ve bu alman eleman sürekli gemi mürettebatını "bu çok riskli, insanların hayatını riske atamayız" diye uyarıyor ama millet "sen almansın, ingilizlerin rekor kırmasını kıskanıyorsun" diye görmezden geliyorlar.

    titanic'in batacağı gün alman kaptan yardımcısı hala "gemi çok büyük tehlikede, yavaşlamalıyız ve dikkatli gitmeliyiz" diyor ama gemideki şirket yöneticileri "hayır bu gemi batırılamaz. eğer geç kalırsak hisselerimiz düşer" diyor. sonra da malum felaket oluyor.

    ayrıca filmde gemide zenginler lüks içinde yaşarken işçi kesiminin onlara hizmet etmesi filan da güzel gösterilmiş. bu filmdeki aşk hikayesi iki çalışan arasında geçiyor.

    film nazi almanya'nın propaganda bakanı joseph goebbels tarafından ortaya atılmış. filmde propagandası yapılan 3 konu var: 1) ingiliz ve alman kapitalistlerin kar uğruna insanların hayatını riske atması, 2) gemideki kahraman alman subayının herkese rağmen gemiyi kurtarmaya çalışması, 3) alman film çekim tekniklerinin üstünlüğü. bu filmde o dönemde çok az filmde görülen bir çok teknik kullanılmış ve kalite olarak dönemin üzerinde bir iş ortaya çıkmış.

    film o dönemler nazi işgali altında olan polonya'nın kuzeyindeki baltık denizi'nde çekilmiş. filmin çekiminde kullanılan dönemin yolcu gemisi ss cap arcona oldukça hazin bir hikayeye sahip. en başta yolcu gemisi olarak başlayan bu gemi daha sonra yük gemisine dönüyor ve savaş sırasında esirlerin içinde taşındığı bir deniz hapishanesine dönüşüyor. ingilizler tarafından vurulan gemi içindeki 5 bin esirle beraber suya gömülüyor ve bir anlamda titanic'le aynı kaderi paylaşmış oluyor.

    film almanya'da sinemalarda hiç gösterilmemiş. filmin gösterimi daha çok nazi işgali altındaki fransa, prag, viyana gibi şehirlerde gerçekleşmiş. o dönem savaşta olan almanya'nın şehirleri sürekli bombardıman altında olduğu için alman halkına bu kadar kaos ve ölüm barındıran bir film gösterilmek istenmemiş. film ikinci dünya savaşından sonra doğu bloku ülkelerinde ve rusya'da popülarite kazanmış. bunun sebebi filmdeki anti-kapitalist propaganda unsurları olmalı.

    filmin linki: https://www.youtube.com/watch?v=itj_yg-lous

  • ülkemizde bol bulunan; bilgisi olmadan fikri olan insan türevleri sayesinde hakkında bolca yanlış bilgilendirme yapılan uygulamadır.

    kurucusu pavel durov'dur. rusya'nın zuckerberg'i olarak anılır.
    meşhur vk platformunun yaratıcısıdır. rusya'dan kaçmak zorunda kalmış bir bilişimcidir. kurucusu olduğu vk, rus devleti tarafından rus mafyaları aracılığı ile elinden alınmıştır ve hayati tehlikeler nedeniyle rusya'dan kaçmak zorunda kalmıştır.

    gelelim uygulamaya;
    uygulama end to end encrypted iletişim yapan ilk uygulamalardan biridir. yalnız bir ara ssl/tsl gibi şifrelemeler yerine mtproto isimli garip bir şifreleme kullanıyordu. bir kaç açık olmuştu bununla ilgili ancak sonra bu durumu düzelttiler.

    sunucuları berlin'dedir. rusya'da değil.
    kısacası sunucuları amerika gizlilik kurallarından daha emin ellerdedir. avrupa birliği bu konuda malum çok daha hassas, özellikle kişisel verilerin korunması, sızdırırlmaması ve paylaşılmaması konusunda. en azından whatsapp'tan kat ve kat güvenli olduğu konusunda kuşku yoktur.

    şu ana kadar herhangi bir kullanıcı kiltesinin verilerini sızdırdığı, paylaştığı, verilerin çalındığına dair herhangi bir vukuatı yoktur.

    ben de dahil, türkiye'de iletişim güvenliğine önem veren bir çok insan tarafından yıllardır kullanılmaktadır. özellikle bilişim işi ve siber güvenlik konusunda iş yapan insanların uzun zamandır tercihidir.

    güvenle kullanınız, kullandırınız.

    edit: sevgili minik donut canavari'nın da eklemek istediği gibi; yazışmalar servera hiç uğramadan iki cihaz arasında da şifrelenebiliyor. arada sunucu olmadığı için en güvenli iletişim yolu ortaya çıkıyor. sunucu yoksa risk de yok.