hesabın var mı? giriş yap

  • yalın'ın yeniden şarkısı altına yapılan yorumdur. bilmeyenler için; klipte otobüste göz göze gelip aşık olduğu kızı arayan ve sonunda kızla buluşan bir çocuğun hikayesi anlatılıyor.

    --- spoiler ---

    aynısı banada olmuştu = bir kez dolmuşa binmiştim dolmuştaydık, kız arka koltukta oturuyordu beni eliyle dürttü arkadan bi öğrenci alırmısın dedi , orda bakıştık sonra şöföre verdim sonra kız beni tekrar dürttü paramın artanı nerde dedi ben de şöför e söyledim 25 krş aldım kıza verdim bi daha bakıştık ben etkilendim kızdan sonra kızın kulaklığından gelen sesi dinledim , her günüm isyanla dolu falan diye bir şarkı dinliyordu onu aklımda tuttum googl a yazdım arsız bela nın şarkısıymış face den arsız belanın beğenilerine baktım 2 saat ugraştım kızı buldum adı neriman mış bunun facesini ekledim 3 gün sonra kabul etti sonra bana bende seni çok aramıştım dedi , ben de niye aradın dedim ben dolmuşta sana 2 milyon vermiştim öğrenci 1.5 milyon değilmi. nerede benim 250 binim dedi. ben şaşırdım dedim buluşalım bir yerde 250 binini vereyim dedim. sonra bi okulun bahcesinde buluştuk. kız abileriyle birlikte gelmiş. hani lan bu kızın 250 bini dedi bi tane abisi, hepsi orada beni dövdüler. cebimdeki 3 milyonumun hepsini aldılar eve yürüyerek gittim
    --- spoiler ---

  • günümüz post-modern anlayışın zerk ettiği ve hatta dayattığı bir absürt vak'a.

    tanığı tanıklıktan, anıyı "an"dan, ispatı hakikatten değerli görmek.

    atmosferin, yerini piksellere bırakması.

  • ya ben zaten 600 tl bağkur haraçı ödüyorum her ay.

    bir de zorunlu emeklilik yapmaya kalkarlarsa vallaha billaha kendimi sahte bi cinayete kurban gittirir öldü diye raporlattırır bir de cenazemi kaldırır nüfus kaydında "öldü" diye işletirim.

    kimliksiz biri olarak yaşarım hayatımı. abdden aldığım ehliyet vardı yolda trafik çevirmesinde falan soran olursa abd vatandaşıyım derim

    valla yeter ya. bir tc pasaportu bu kadar yük getirir mi içine ettiğimin dünyasında ya. türküz diye ebemize yüklene yüklene doymadınız be.

  • büyük bardaklara kafasını sokup o suyu mutlaka içtiğini fark etmemden sonra suyumu uzun termos tipi bardaklara koymaya başlamıştım ki kedim olacak dümbüğü geçenlerde patisini içine sokmuş ıslatıp ıslatıp yalar, saçlarını falan düzeltirken yakaladım. kim bilir kaç zamandır ben onun kaşla göz arası abdestlendiği suları içiyorum. :( eşek sıpası.

  • mantığını tek cümleyle şöyle açıklayabiliriz: "minimum kişi tarafından temsil edilen milletvekilinin temsil ettiği kişi sayısını maksimum yapmak."

    nasıl hesaplandığı yukarıda anlatılmış. o yüzden tekrara girmeden sadece bu mantığı doğrulayacak 3 örnek verip gitcem.

    bir il genelinde x, y, z partileri sırayla 84.000, 46.000 ve 27.000 oy alsın.

    a- ilin 2 milletvekili çıkarttığını düşünelim.
    x partisi 2 mv çıkarırsa mv başına 42.000 oy düşer.
    x ve y birer mv çıkarırsa mv başına 84.000 ve 46.000 oy düşer.
    sonuç: min kişi tarafından temsil edilen milletvekilinin temsil ettiği kişi sayılasına göre 46.000 > 42.000 olduğundan x ve y birer mv çıkarır.

    b- ilin 3 milletvekili çıkarttığını düşünelim.
    x partisi 3 mv çıkarırsa 28.000 er oyla gelinmiş olur.
    x partisi 2, y partisi 1 mv çıkarırsa 42.000, 42.000 ve 46.000 oyla gelinmiş olur.
    x, y ve z birer mv çıkarsa 80.000, 46.000 ve 27.000 oyla gelinmiş olur.
    ...
    sonuç: min kişi tarafından temsil edilen milletvekilinin temsil ettiği kişi sayılarına göre 42.000 diğer minimumlar olan 27.000 ve 28.000'den büyük olduğundan x 2 ve y 1 mv çıkarır.

    c- ilin 4 milletvekili çıkarttığını düşünelim.
    x partisi 3, y partisi 1 mv çıkarırsa 28.000, 28.000, 28.000 ve 46.000 oyla gelinmiş olur.
    x partisi 2, y partisi 1, z partisi 1 mv çıkarırsa 42.000, 42.000, 46.000 ve 27.000 oyla gelinmiş olur.
    x ve y ikişer mv çıkarsa 42.000, 42.000, 23.000 ve 23.000 oyla gelinmiş olur.
    ...
    sonuç: min kişi tarafından temsil edilen milletvekilinin temsil ettiği kişi sayılarına göre 28.000 diğer minimumlar olan 27.000 ve 23.000'den büyük olduğundan x 3 ve y 1 mv çıkarır.

  • sabah erkenden geldi. gece uyku tutmamış, o da yola çıkmaya karar vermiş.

    birlikte kahvaltı yaptık. konuştuk. düğünde takılan altınlardan kalanları falan pay ettik.

    pırlantaları bozdurmak için aldığımız kuyumcuya gittik.

    birlikte aldığımız evin kredisini kapatmış, ipoteğini kaldırmamıştık. bankaya gittik, ipotek fekki için başvurduk.

    adliyeye gittik sonra. 1. aile mahkemesinin önünde yan yana oturduk.

    avukatın kızı rahatsızlanmış, ortağı geldi. "karşı taraf burada mı?" diye sordu bana. "yanımda ya işte," dedim. şaşırdı.

    dava 15 dakika falan sürdü. her ne kadar sakin olmaya çalışsak da şaşkınlığımızdan temyizden feragat etmeyi unuttuk, o yüzden ilamı ancak 15 gün içinde alabileceğiz. avukat da şaşırmış olacak ki o da böyle bir talebimiz olup olmadığını sormayı akıl edemedi. adliyeden çıkarken hala, "sizi, nasıl ayrıldığınızı sağda solda anlatıcam haberiniz olsun," diyordu.

    emlakçıya gidip evin anahtarlarını verdik evi satsın diye.

    şimdi ben ona "karşı taraf" diyorum, o da bana "davacı"...

    hayırlısı olsun...