hesabın var mı? giriş yap

  • ver mehteri dedirten aciklamalar.

    on tane almanca kaynaga baktim, ama hic birisinde bakanin agzindan cikmis öyle bir cümle bulamadim. tam tersine bu sorunun iki ülke arasinda diyalog ile cözülmesi gerektigini belirtmis alman disisler bakani.

    ama tabi medyamiz (sagci yandas, solcu yoldas farketmeksizin) atese körükle gitmeyi tercih ettigi ve sevdigi icin ve de bu haberlerin daha fazla okunduklarini bildikleri icin bu tarz carpitma bilgileri paylasmaktan utanmiyorlar.

    --- spoiler ---
    die gesprächsfenster zwischen griechenland und türkei müssen jetzt weiter auf- und nicht zugemacht werden. dazu brauchen wir nun statt neuer provokationen endlich schritte der entspannung und einen einstieg in direkte gespräche. das wollen wir nach kräften unterstützen, heute auch vor ort.
    --- spoiler ---

    kisaca aciklamak gerekirse, bakan twitinde diyor ki:
    yunanistan ve türkiye arasindaki görüsmeler bu sürecte kapatilmamali tam tersine acik tutulmalidir. bunun icin yeni provokasyonlar yerine direk müzakerlerin baslamasi ve orta yolun bulunmasi gerekiyor.

    bunu diyen adamin, bu twiti kendi sayfasinda dururken "biz yunanistan'in yanindayiz" demesini gercekten de inandirici buluyor musunuz? cevabiniz evetse, tebrikler.

    kaynak 1

    almanca kaynak 2
    alman bakanin twiti

    edit: imla.

  • icerigi de okusaydin keske kardes.

    adamlar ulusal asilama programi yapiyor, bu yuzden herkesin ayik olmasini istiyorlar asidan verim alabilmek icin.

    bizdeki gibi pandemiden istifade insanlarin ozgurlugune cokmek ve toplumu dizayn etmek icin yapmiyorlar.

    burada da "10 gun tatil yaptik, 35 milyon kisiyi asilama hedefimiz var, bu yuzden bu surecte alkol satisini durduruyoruz" dense kimse itiraz etmezdi sanirim.

    insanlarin derdi 17 gun boyunca alkol satin alabilmek degil, pandeminin arac olarak kullanilmasi ve nedense sadece iktidarin isine geldigi sekilde hak ve ozgurluklerin kisitlanmasi.

    keske sunu bir anlasaniz once.

  • (bkz: based on true story)
    trafikte sıkışmış halk otobüsü

    bruce tea: abi beşiktaş'a kaç saatte gideriz.
    biletçi mavin: valla şu köprüyü bir geçsek, yol açıktır bilader.
    şoför: istanbul' a üç katlı köprü lazım. las vegasta varmış.
    muavin: ahh vegas... günahlar şehri...

  • programı tv'den seyredenlerin muhtemelen bilmediği bir hile. belki başka programlarda da yapılıyodur ama tecrübe etmediğim için kesin olarak emin değilim. (yetenek yarışmalarında da yapıldığına adım gibi eminim).

    efendim the voice'a seyirci olarak katılmadan önce bir sözleşme imzalamanız gerekiyor. yarışma hakkında sağda solda konuşmak yasak.

    sonra bütün seyirciler yerlerine oturtuluyor. daha ortada ne yarışmacı var ne jüri üyeleri (ses koçları).

    rejiden mikrofonla bir adam geliyor sahnenin ortasına ve organizatörlerden biri diyor ki: "3'e kadar sayıcaz, 3 deyince ayağa kalkın ve tüm gücünüzle bağırın ve alkışlayın. isterseniz şaşırmış/delirmiş gibi bir yüz ifadesi takınabilirsiniz. her şey serbest."

    bunu 5-6 kez mikrofonun yerini değiştirerek ve seyircilerin arasında gezdirerek tekrar ettiriyolar. sesleri kayda alıyorlar. kameramanlar ise seyircileri hem genel olarak hem de yakın çekim olarak kayda alıyor.

    show başlamadan ve hiç bir şey görmeden seyirciler 5-6 kez boş sahneyi ciğerleri patlayana kadar bağırmış ve alkışlamış oluyor sizin anlayacağınız. eğlenceli baya. swh.

    sonra seyirciler jüriler anons edildiğinde ve performanslar esnasında yine alkışlayıp falan ediyor ama beklemeler/aralar/makyaj molaları yüzünden enerjileri düşüyor haliyle. o ilk heves ve gürültü olmuyor.

    işte çekimden önce kaydedilen sesler ve görüntüler burada devreye gidiyor. montaj esnasında o sesleri ve yakın plan çekimleri sanki performans esnasındaki reaksiyonlarmış gibi gösteriliyor.

    çoğu duygusal şarkılarda seyirci öyle bir sihre kapılıyor ki alkışlamayı bile unutuyor.
    veya o sessizliği bozma cesareti gösteremiyor. veya yorulmuş ve sıcaktan bunalmış oluyor.

    ama bakıyorsunuz o bölüm tv'de yayınlandığında seyirci deli gibi alkışlamış gibi gösteriliyor.

    ha bir de benim seyirci olarak katıldığımda yarışma o sezon henüz tv'de başlamamıştı ama biz çekimlerde düello etabındaydık bile.
    yani yarışma başlamadan düellolarda hangi yarışmacılar var yok haberin var ama kimseye söyleyemiyosun sözleşme gereği.

    bu anlattıklarımı çoğu kişi biliyordur zaten. öyle olağanüstü şeyler değil ama yine de nacizane paylaşmak istedim. televizyon dünyasının sahte olduğunu herkes biliyor elbette.

  • bugün hanımla pazara gittik. semiz otunun kilosunu sordum. pazarcı 15 lira dedi. pahalı olduğunu söyledik hanımla. pazarcı “al ya ne olacak” gibisinden bir cümle kurdu. sonra almadan ilerledik. arkamızdan “ cebinizde otuz bin liralık telefon var” gibisinden cümle kurdu. valla otuz bin dedi. yanlış duymadım. adamlar, ilkel tek argümanları olan “cebinizde şu kadar liralık telefon var” argümanına bile zam yapıp semiz otuna fiyatı uygun muamelesi yapıyorlar. ilginç hadise.

  • yılların yiyicisi olarak, aranan optimum koşulları mükemmellikle sağlayan meyvenin mandalina olduğunu saptadım. bakınız en lezzetli en iyi vb. demiyorum. optimum meyvedir diyorum. bu noktaya özellikle dikkatinizi çekerim.

    kullanıcı dostudur. hızlıca yenir. kabuklu mu kabuksuz mu açmazı yoktur. soyarsın üstelik kolay da soyarsın. bıçak mıçak istemez. yıkanıp yıkanmaması hijyen takıntı bağlantısına göre opsiyoneldir. şu dönemde yıkanması uygun ama yıkamasan da pekala olur. boldur. fiyatı aşırı pahalı olmaz. her sosyoekonomik grubun ulaşabileceği meyvedir. çekirdeği kolay çıkar. kalorisi uygundıur. 5-6 tane yersin 200-300 kalori alırsın azami. vitaminlidir. liflidir. kabuklarını hasmınızın gözüne sıkarak acil durumda biber gazı gibi kullanıp düşmanlarınızı etkisiz hale getirebilirsiniz. weaponize özelliği vardır. çocuklar sever. kolay kolay ziyan olmaz. sempatiktir. baş parmağa takılıp rahatlıkla nasrettin hoca yapılabilir. içinden minik yavru mandalina çıkabilir. doğası gereği paylaşıma açıktır, kankalığı pekiştirir. spesifik olarak alerjen değildir (yani turunçgil alerjisi diye bi şey duydum ama mandalina alerjisi duymadım. burada eleştiriye açığım)

    saymakla bitmez.

    evet gerçekliktir. mandalina user friendly'dir. optimum meyvedir. fiyat performans ürünüdür.

    edit: kamu stoku! yiyin için israf etmeyin! (#116680736)

    edit 2: sobada kabuklarıyla oda parfümü yapma konusunda değerli suserlardan gelen mesajlar var. onu da ekleyeyim. cehaletime verin. böyle de bir işlevselliği daha varmış. meyve değil mucize misin mandalina?

    edit 3: ohmho hatırlattı da eklemeden geçmeyeyim! mandalinanın hası lösev'den alınır değerli dostlar. 3 kilosu var 6 kilosu var 9 kilosu var! turuncu turuncu oh mis mis!

    https://www.lsvdukkan.com/…mandalina-kucuk-boy-3-kg

    edit 4: çikolatası da var bunun. hemi de ne çikolata adeta bir çukulata! ismini vermek istemeyen gerçek bir mandalinaperver dostumuzdan gelsin!

    https://www.lsvdukkan.com/…spesiyal-cikolata-310-gr