ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sergen yalçın
-
gece gece koparan insan.
sergen yalçın: bizim takımlarımız sezon öncesi iyi çalışmıyorlar.
mustafa doğan: beşiktaşlı oyuncularla konuştum, sezon öncesi iyi çalıştık diyor hepsi.
sergen yalçın: mustafa, hangi oyuncu kötü çalıştık der?
arkadaşın kokoreççiden yediği inanılmaz ayar
-
(bkz: sen niye geldin sozluge)
kuyumcuya emanet edilen altınların alınamaması
-
standart geyiktir bu mahalle arası bankerleri. 91 gram altını kuyumcuya bir insan neden verir ki? kaybolmasın falan diye değil bırakın bu işleri. işletmek için verilir sonra da böyle olur işte. minimal çiftlik bank.
yaran facebook durum güncellemeleri
cia ve mossad tırlarının silah taşıması
-
suriye iç savaşına taraf olup, kafa kesen teröristlere silah göndermenin ülkemize menfaati ne onu da bir söyler misiniz?
recep tayyip erdoğan'ın taklidini yapan adam
-
başarılı. ilk girişinde playback var sandım. özellikle "pilsen", "gitmez" ve "değerli kardeşlerim" aynısının tıpatıpatıpkısı.
o değil de yarın tayyip çıkıp "işte 17 aralık tapelerindeki ses budur" diyebilir. daha kötüsü bu abiye 3, 4 bir şey atıp yalancı şahitlik bile teklif edebilir.
böyle bir şey olmaz diyebiliyorsan sen daha memleketi tanıyamamışsın. neyse susun kimseler duymasın.
edit: büdüt
ölümün en iyi tanımı
-
galiba en guzel tanımını eşkiya da baran yapmıştı.ölümden korkan cumali ye oyle guzel anlatmıştı ki ölümü.
"çok korkuyorum eşkıya,beni bırakma.çok korkuyorum çok...
korkma.
sadece toprağa gideceksin.sonra toprak olacaksın.
sonra sularla birlikte bir çiçeğin bedenine yürüyeceksin.oradan özüne ulaşacaksın.
çiçeğin özüne bir arı konacak.
belki;
belki o arı ben olacağım... "
beni bu kadar etkilemesinde erkan ogur un müziklerinin de etkisi yadsınamaz tabiki.
family mart
-
1 haftalık tatilimde her sabah kahvemi ve sandviçimi aldığım, japonya'da neredeyse her sokakta görebileceğiniz market.
erdoğan'ın kıbrıs sorununa da el atacak olması
-
başarılı bir operasyonla kıbrıs'tan çekilmeyle sonuçlanabilir.
debe editi:
amatör ve alternatif tiyatrolara, mesai sonrası toplanıp prova alan, bilet gelirleriyle, atölye yada sahne kiralarını dahi çıkaramayan insanlara bir şans verin dostlar. neticede bu insanlar profesyonellerin aksine tiyatroyu para kazanmak için değil, sadece sevdikleri için yapan insanlar...
sadece bir tanesi için: (bkz: bi'takım oyuncular)
yılmaz özdil'in 2500 liralık özel basım kitabı
-
atatürkçülük bile bir zümrenin güdümüne girdi ya, iğreniyorum.
mermer tokuşturup koklamak
-
küçüklükte yapılan aktivitelerden biridir.
ınşaat çevresinden toplanan mermerleri tokuşturup, ortaya çıkan osuruğumsu kokuyla eğlenebilmek ne güzel şeydi lan.
edit: sirie hatırlattı, tükürüyorduk da öncesinde.
sahibinden.com'daki şakacı alıcılar
-
200 lira civarına satışa koyduğum parfüm için arayan birisi "hocam amerikada bunun fiyatı 100 lira civarı, 100 liraya veriyorsan senden alayım" demişti mesela. 100 liraya bulduysan bana da bi tane al dedim kendisine, sonra kapattık. 1-2 saat sonra gene aradı "bak hocam şu an amerikadan sipariş veriyorum 50 küsür dolara, satmıyor musun emin misin" diyor.
adamın şantajına bak. elimdeki parfümü amerikadan daha ucuza almakla tehdit ediyor beni. al abicim amerikadan, hasta mısın dedim. "alıyorum bak kardeş, sen kazansaydın elin amerikalısına kazandırıyosun" falan diyor. suçlu olduk bi de ayaküstü.
yakında bi telefon daha bekliyorum "kardeş parfüm amerikadan geldi" deyip telefonun ahizesine fıslatacak.